“AYM’nin bypass edilmesi Kavala kararından çok daha önemli bir sonuç doğurur”

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Osman Kavala’nın tutuklanmasının hukuki değil, siyasi olduğuna, 657 sayfalık iddianamenin boş olduğuna ve “derhal tahliye” edilmesine karar verdi.

Kavala davasının AİHM’den döneceği sürpriz değildi.

Keşke Kavala hakkında “derhal tahliye” kararını veren Anayasa Mahkemesi olsaydı, Bireysel Başvuru hakkı tam da bu amaçla, ülkemizin vatandaşları yargı mağduriyeti yaşadıklarında haklarını aramak için AİHM’e gitmek zorunda kalmasınlar diye getirilmişti.

Geçmişte yaşadığı mağduriyetler için AİHM’e giden dönemin Başbakanı Erdoğan, referandumdan bir gün önce katıldığı televizyon programında Bireysel Başvuru hakkının ülkemize getirilecek olmasının önemini şu sözlerle açıklamıştı:

“Biz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni Türkiye’ye getiriyoruz. Anayasa Mahkemesi Türkiye İnsan Hakları Mahkemesi oluyor. Yargı mağduriyeti yaşayan vatandaşlarımızın artık hakkını aramak için AİHM’e gitmelerine gerek kalmayacak. Anayasa Mahkemesi’ne gidecek Bireysel Başvuru hakkını kullanacak ve neticesini alacak.” (11 Eylül 2010)

Nitekim 2010 referandumu geçti. Referandumun akabinde dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin “Bireysel Başvuru”nun hayata geçirilmesi için gerekli çalışmaları başlattı: İnsan Hakları Daire Başkanlığı kurularak gerek yapısal gerek uygulamadan kaynaklanan sorunların giderilmesini sağlayacak hukuki alt yapılar oluşturuldu.

Ve AİHM Türkiye’ye geldi, yani Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru görevi verildi. Bu köşeyi okuyanlar hatırlayacaklardır. Ancak ben yine de yazayım…

***

Bireysel Başvuru hakkı “ben getirdim” demekle getirebilen, kazanılabilen bir hak değil. Avrupa Konseyi ve AİHM tarafından “etkin bir iç hukuk yolu” olarak tanınması, kabul edilmesi, akredite edilmesi gerekiyor. Yani AİHM bir ülkeye “Hak ihlalleri konusunda bu ülkenin vatandaşlarının bana gelmesine gerek yok, bu ülkede iç hukuk yolları iyi işliyor, bu ülkenin AYM’si Bireysel Başvuru görevini yerine getirebilir, bu ülkenin AYM’si AİHM içtihatlarına göre karar veriyor” demiş olması gerekiyor.

Mesela Avrupa Konseyi ve AİHM Azerbaycan Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurulara bakmasını uygun görmemiştir. Çünkü Azerbaycan Anayasa Mahkemesi AİHM’nin yerleşik içtihatlarına uygun davranmamış, bu durumda AİHM tarafından “etkin iç hukuk yolu” olarak kabul edilmemişti.

***

AK Parti iktidarının ‘reformist’ olduğu dönemlerde, yaptığı yargı reformları, hukuk devleti algısını güçlendirecek nitelikte attığı adımlar sayesinde Türkiye bireysel başvuru hakkını kazandı. 2010 referandumuyla bu anayasaya girdi.

AYM Başkanı Zühtü Arslan Bireysel Başvuru hakkının önemi için şöyle diyor:

“Bireysel Başvuru, ülkemizde hukuk alanında yapılan devrim niteliğindeki en büyük reformlardan biridir.” (23 Eylül 2019)

Bireysel Başvuru hakkı çok önemliydi, zira bu başvurularda verilecek “hak eksenli” kararlar, ülkemizde temel hak ve özgürlükler standardının yükselmesini sağlayacaktı.

Kabul edelim ki, elbette yeterli değil ancak içinden geçtiğimiz bu zorlu dönemde AYM hukuk tarihine geçecek “devrim niteliğinde” kararlar da verdi.

Ve bu kararlardan biri Osman Kavala dosyası olabilirdi, AYM Osman Kavala’nın yaşadığı hukuksuzluğa “kırmızı kart” gösterebilirdi…

Ama AYM’nin beş üyesi kırmızı kart gösterirken, on üyesi “yeşil kart” göstermiş, yani Kavala’nın tutuklanmasını hukuka uygun bulmuştu!

***

Ortada delil bulunmayan 600 küsur sayfalık bir iddianame vardı.

AYM’nin 5 üyesi AYM Başkanı Zühtü Arslan, M. Emin Kuz, Hasan Tahsin Gökcan, Engin Yıldırım ve Yusuf Şevki Hakyemez AİHM içtihatlarına uygun olarak “Şiddetsiz toplantı ve gösteri yürüyüşü suç sayılmaz” diyen “Tutuklamanın hukuki olmadığı ve Osman Kavala’nın özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiği” göründeydiler; bunu “karşı oy” yazılarında izah etmişlerdi. Kavala’nın tutuklanmasını hukuka uygun bulan 10 üye de bu 5 üye gibi düşünseydi, Kavala dosyası AİHM’ye gitmeden Türkiye’de çözümlenecekti. Türkiye AİHM’nin “ihlal” kararına maruz kalmayacaktı.

AİHM, Osman Kavala kararında AYM’yi de eleştirdi, kusurlu buldu. AİHM’in AYM’ye çok sayıdaki eleştirileri içinde en önemli eleştirisi bu iki husus oldu. AYM’yi iki hususta kusurlu bulan AİHM diyor:

* AYM Osman Kavala davasında gerekli önceliği uygulamamıştır.

* Ulusal düzeyde hak ve özgürlükleri ve hukuk güvenliğini korumada öncelikli bir role sahip olduğu halde haksız tutuklama kararını (10 üyenin oylarıyla) hukuka uygun saymıştır.

***

AİHM’in Osman Kavala kararını ve AYM’ye yönelttiği bu eleştiriyi, telefonda eski AYM Başkanı Haşim Kılıç’a sordum. Sayın Kılıç’ın değerlendirmesi şöyle oldu:

“AYM’nin son yıllardaki verdiği kararlar AİHM tarafından eleştiriliyordu. Karar metninin tamamını okumadım. Şunu söyleyebilirim ki, AYM hakkında yaptığı tespit, Kavala kararının önüne geçen önemli bir gelişmedir. AYM’nin Osman Kavala dosyasını makul süre içinde inceleyip karar vermediğini, geç kaldığını söylüyor, dolayısıyla bu yönden de bir hak ihlali vardır diyor. AİHM’in AYM hakkında yaptığı bu tespitten sonra AYM’nin etkin bir denetim yapıp yapmadığı tartışmaya açılabilir. Ve etkili bir denetim yapamadığından dolayı bundan sonra Bireysel Başvurularda AYM bypass edilebilir. Yani bundan sonra AİHM Türkiye’nin başvurularını direk kabul edebilir. Böylesi bir sonuç hem AYM adına hem de ülkemiz adına son derece üzücü bir sonuç ortaya çıkartabilir.”

Eski AYM Başkanı Sayın Kılıç endişelerinde haksız sayılmaz. Avrupa Konseyi ve AİHM Türkiye’yi yaşanan hukuksuzluklar ve hak ihlalleri nedeniyle eleştiriyordu. Ancak AYM hakkında böylesi net bir tespitte bulunmamıştı.

Osman Kavala AİHM’e gitmek zorunda kalmasaydı, Kavala’nın yaşadığı mağduriyeti AYM durdursaydı ülkemiz için daha iyi olmaz mıydı?

Bir yanda Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün “Bağımsız ve tarafsız bir yargı hukuk devletinin ayrılmaz parçasıdır” (27 Eylül 2019) açıklamaları ve “2019 yargıya güven yılı olacak” vaatleri bir yanda ise yaşanan hukuk mağduriyetleri.

Bireysel Başvuru gibi “devrim niteliğindeki” kazanımlar böyle hoyratça heba edilmemelidir. AİHM’in üye ülkeler arasında en çok ihlal alan ülkesi Türkiye olmamalıdır.

YORUMLAR (29)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
29 Yorum
  • KARAR OKURU / 15.12.2019 12:25

    Ben aşağıdaki yoruma katılıyorum tamamına Tam üçbuçuk senedir tutuklu benim yavrum kahrolası gecede nöbetciydi kursiyer hayatının baharında soldurdular Vatan aşkıyla dolu Cümleye anne bu vatan için şehit olurum diye başlardı benim yüreğim sızlardı sorarım size bucocuk vatan haini olurmu ? Iddanamesi bomboş hala yargılanması devam ediyor

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 15.12.2019 12:10

    Kafanız basmiyo yada işinize gelmiyor Söz konusu ülke itibari artı yarın oduyecemiz tazminatlar cebimizden çıkacak başkaları aya gitti biz hala yaya yiz

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 14.12.2019 02:44

    kaypak? zeminden bahsediyorsunuz zahar! ak parti ikliminin doğurduğu kaypak zeminden.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 13.12.2019 20:17

    Ne osman kavalaymış arkadaş elif hanım yaza yaza bitiremedi dostu mudur nedir Allah Allah ya

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 13.12.2019 17:39

    ne zaman serbest kalacak kavala? mesele şimdi bu.

    Yanıtla (0) (0)
  • İbrahim Erdoğan / 13.12.2019 16:50

    Osman Kavala'nın tutukluluğuna yeşil ışık yakan ve karar almada da ayak sürüyen Anayasa Mahkememize AİHM sarı kart göstermiştir. Bu sarı kartla uyarıya rağmen, AYM'si tutumunu sürdürürse; korkarım ki kartın rengi kırmızıya dönüşebilir!.. Bu durumda; ülkemizin ve "itibardan tasarruf olmaz" diyenlerin de itibar kaybına uğrayacağını göz ardı etmemek gerekir...

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru / 13.12.2019 16:23

    AHİM,AYM çok lüks araba gibi ,binemedik,sadece etrafında dolaşıyoruz.Kapı açık gir diyorlar.Sonuç yazarımız anlatmış.Halbuki içeri girenin halini,hatırı bir sor.Belki gerçekten dertlidir,çaresizdir.Gariptir,kapını çalmıştır.Kiminin parası,kiminin duası var der insanımız.Adaletinle, şefkatli kollarınla sar sarmala,kucakla insanımızı.Gönderme gurbet eller...biz bize yeteriz.

    Yanıtla (0) (0)
  • adalet / 13.12.2019 16:11

    Birleşmiş milletler insan hakları komisyonu daha ileri düzeyde bir yorum yaptı mayıs ayında. Bazı uygulamalarla ilgili olarak hak ihlallerinin olduğunu ve AYM başvurusunun sadece süreci uzattığı görüşünde bulundu. Bunların hepsi yakın zamanda bir araya getirilerek Türkiye için standart kararlar verilecek. Peki bu durumda kim kazanacak? Yeni partiler o yüzden ilk iş olarak insan onuru ve insan hakları meselesini düzeltsin.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 13.12.2019 15:57

    09,20 benim düşmanım senin düşmanı yok. Üslubumuz bu ülkeyi yöneten başın üslubunun binde biri bile değil. Onun ağzı bozukken ağzının içine bakıyorsunuz. Ne derse inanıyorsunuz ama.Hakikatler acıdır. Müslüman görünümlü sahtekarlar yüzünden güzelim dinimiz zarar görüyor. Samimi müslüman zarar görüyor. Susalım mı.

    Yanıtla (0) (0)
  • AĞASI / 13.12.2019 15:44

    Buraya yorum yazanların nasıl eski AK Partili olduklarını hayret ve esefle okuyorum bunlar bu kafada ise gerçekten partinin içinde çok kaypak adam varmış tabi başlarında oy verdiğimiz eski Başbakan Sayın Davutoğlu bu halde olursa avenesinin böyle olması da normal, yazık son 20 yıldaki tüm kazanımlar ve kalkınma yatırımları yok olacak ve eskisinden beter olacağız.Umarım Coğrafi bölgelerimizi Siyasi sınırlarımıza döndürmessiniz bu kafayla.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKU / 13.12.2019 14:00

    Katılıyorum. Ne desek fayda etmiyor. Biz yine de uyaralım. Umarım sorumlular Yasin suresinde geçtiği gibi "önlerine ve arkalarına sed çekilmiştir artık görmezler" hükmüne tabi olmazlar.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 13.12.2019 14:00

    evet biraz atmışsınız ama şunlar oldu, eskiden ordu gibi adalet gibi din adamları gibi halkın güvendiği kişi ve kurumlar vardı şu anda ülkede güvenilir kurum ve kişi kalmadı, orta gelirlinin aldığı maaş asgari ücrete doğru yaklaşıyor, yap işlet devretlerle geleceğimiz satılıyor, uçak fabrikaları değil ama şehirlerin ciğerleri olan yeşil alanlar avm oldu, eğitimli kesimin (nitelikli insan gücünün) ülkenin geleceğine inancı kalmadı ülkeden ayrılmanın yollarını arıyorlar.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 13.12.2019 13:55

    bana bir yazar mısınız kavala o günlerde (gezi günlerinde) neler yapmış. eğer gezi bir suçsa, ayaklanma girişimi ise, nasıl 15 temmuzda darbeye katılan herkes tek tek tespit edilip yargılanıp müebbet hapse mahkum edildiyse, o günlerde sokağa çıkan herkes, kamera kayıtlarından tek tek tespit edilip müebbete mahkum edilmeli. aksi takdirde bana ayaklananların darbeci olmadığı ama destek verenlerin darbeci olduğu bir darbeyi anlatamazsınız.

    Yanıtla (0) (0)
  • TURAN / 13.12.2019 13:15

    süleyman bey bu işe el atsa da bu millet araştirmaci gazeteciliği bir öğrense...havuz medyasına yeni bir çığır açsa...

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 13.12.2019 12:26

    Ülkemizin en büyük eksikliği oturaklı bir partinin olmamasıydı. Gelecek Partisi bu noksanlığı giderdi. Bu parti kısa zamanda yeşerip iyi meyveler verecektir.Halkımıza uğurlu olsun! AKP kapitalistsever bir parti, milletin değil yalaka zenginlerin emrine amade, saltanatı kurmuş bizi itaatkar kullar olarak görüyor,devlet imkanlarıyla kümesine tavuk doldurmadan başka niyeti de yoktu. Iktidar kısa zamanda dağılıp, yerinde yeller esecektir. Zira millet son seçimden bu yana AKP'den epeyce soğudu, adını bile duymak istemiyor.Buradaki yazarlara önemli görevler düşüyor. Pısırık makalelerle bizi uyumayın

    Yanıtla (0) (0)
  • MUSTAFA / 13.12.2019 10:58

    ELİF HANIM OSMAN KAVALA'DAN SÖZ EDİYORUZ.GEZİ OLAYLARINDA NELER YAPTIĞINI SİZLER BİZDEN İYİ BİLİYORSUNUZ.AİHM NE KADAR YANLI KARARLAR VERDİĞİNİ HEPİMİZ ŞAHİDİZ ÖZELLİKLE BAŞÖRTÜSÜ İLE İLGİLİ VERDİĞİ KARARLAR HALA DÜNMÜŞ GİBİ AKLIMDA

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru / 13.12.2019 09:20

    Düşmanını eleştirirken kullandığın bu üslup senin ne olduğunu ele veriyor. Ağzı bozuk olanın sözüne bakılmaz.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 13.12.2019 08:33

    Türkiye cennet gibi ülkeydi, bu hükümet döneminde cehennem oldu.... Her şey bedavaydı, bu hükümet döneminde parayla oldu. Hiç cinayet yoktu, bu hükümet sinirleri bozdu, insanlar birbirlerini öldürüyor. Mahkemeler bir günde doğru karar veriyordu, şimdi bu hayal oldu. Depreme dayanıklı binaları yıktılar, yerine yandaşlar çürük binalar yaptılar. Dünyanın en dürüst basını bizdeydi, şimdi yandaşlar her gün yalan yazıyor... Uçak fabrikamızı kapatıp yerine AVM yaptılar. Barışçıl belediye başkanlarını haksız yere görevden alıp yerine lüks içinde yaşayan kayyum atıyorlar. Ben de biraz attım galiba....

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 13.12.2019 05:35

    Adalet umurlarında mı ki?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 13.12.2019 04:30

    Erdoğan'ın bir dk. önce sarfettiği sözlere dahi atıfta bulunmanızın isabetli olmayacağını öğrenemediniz gitti, siz kalkmış 2010'da şöyle demişti bla bla bla. Bir de ciddi ciddi açıklamanın tarihini araştırıp yazıyorsunuz vs. Araştırmacı gazetecilik böyle bir şey mi acaba? SS bu işe de el atacakmış, siz de böylelikle öğrenirsiniz:)))

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 13.12.2019 02:07

    Bilmiyorum kim hukuku yeteri kadar katlettiniz, taraf olduğunuz AİHM kararına uyup hemen Kavala’yı serbest bırakın, dünyaya bizi daha fazla rezil edip diktatörlerin yönettiği ülkelerle aynı seviye düşürmeyin diyebilir.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 13.12.2019 02:01

    Demek ki böyle oluyormuş siyasal yobazların adaleti. Kul hakkı yerken bile besmele çeken taşrali kafayi ahirette ihtimal yanmaz kefen de kurtarmayacak.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 13.12.2019 00:45

    Adalet Bakanı “2019 yargıya güven yılı olacak” demiş. Evet, şimdi de yeni reformlar ve eylem planlarından bahsediyor. Ne diyelim? Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır.

    Yanıtla (0) (0)