CHP neyi temsil ediyor, ne yapıyor, ne yapmalı?

CHP anti demokratik baskıların öznesi, hedefi olduğu oranda demokrasinin simgesi haline geliyor. Onun direnmesi, ayakta kalması, mümkünse bu oyunu bozması, CHP seçmenlerini aşan ölçüde tüm özgürlükçü vatandaşların son birkaç ayda ana beklentisi ve arzusu haline geldi.

Mesele sadece İmamoğlu ve CHP’nin mağduriyeti değildir. Aynı zamanda bu aktörlerin, siyasetleri beğenilsin beğenilmesin, varlıklarıyla ülkedeki demokrasinin son tınılarını temsil etmeleridir.

Siyasi eğilimin ötesinde aklı selim sahibi herkes bunu teslim etmelidir.

Nitekim 5-6 gün boyunca çeşitli illerde meydanlarda toplanan milyonlar bu nedenle oradaydı. Toplumun, mitinge gidenlerin, kendi siyasi iradelerine ve demokrasiye sahip çıkma eylemleriydi bunlar.

Bu tür tepkiler, demokratik düzenlerde kimi sonuçlara, iktidarların kimi düzeltmeler yapmasına yol açarlar.

Bizde öyle olmuyor ve olmadı.

Saraçhane’de, Ankara’da, İzmir’de milyonlar iktidardan geri adım beklerken, tersi oldu İmamoğlu başta, onlarca kişi sudan sebeplerle, gizli tanık marifetleriyle tutuklandı.

İktidarın tuzu kuru…

Kaldı ki, Türkiye sokak siyaseti ve açıktan toplumsal tepki geleneği güçlü bir ülke değildir. Bir süre sonra gösteriler, mitingler ve tepkilerin azalması beklenir. Gençlik hareketini ise siyasi iktidar cebri yöntemlerle bastırabilir.

Böyle bir durumda anti demokratik bu süreç karşısında ülke olarak sessizliğe, suskunluğa mı itileceğiz?

Daha doğrusu bu süreç karşısında, ona diremek için elimizde ne var?

Yargı iktidarın denetiminde, iktidar da demokratik her türlü gaileden uzak durup, tek aktörlü bir düzen peşinde koştukça, eldeki araçlar sınırlı olur.

Dışarıdan uyarı, tepki beklersiniz bazen.

Ama dün yazdık, bugünün dünyasında, Türkiye’ye biçilen rol devlet, güvenlik, istikrar merkezli.

İçeride toplumun çoğunluğunun itirazını beklersiniz.

Ama Türkiye sadece kültürel-siyasal olarak kutuplaşmış bir ülke değil, aynı zamanda güç başarı, büyüme gibi devlet merkezli siyaset üzerinden. milliyetçi toplumsal dalgalar üreten, bununla otoriter arayışları ayakta tutan bir ülke.

Bu koşullarda inanmak ve sarılmak gereken tek simit yine siyasettir.

CHP, bu dönemde, bu günlerde bunun için önemli.

Sadece anti-demokratik baskıların öznesi olduğu için değil, buradan çıkılacak tek yolun siyaset-toplum ilişkisi olduğunu da gösterdiği için…

CHP bu bakımdan bir sorumluluk taşıyor.

Direnci yasal ve meşru zeminde ve imkanlarla ayakta tutması gerekiyor.

Bunun kimi ön koşulları var.

Bu ön koşullar, CHP’nin geleneğinden gelen arızaları devre dışı bırakmasıdır.

Örneğin kültürel-siyasal savaşları akla getiren kutuplaşma, kutuplaştırma politikalarından uzak durmak bunlardan birisi olmalıdır. Ne yazık ki, kimi içecek işletmelerine, şekerleme markalarına kadar giden boykot çağrısı daha ilk günden CHP’nin düştüğü tuzaklardan birisi oldu.

AK Parti anti-demokratik bir dalgayı temsil ettiğini gösteriyor.

CHP de demokratik bir dalgayı taşımalıdır.

Ama sadece itirazla değil, sadece mağdurun işaret ettikleriyle değil, kuvvetli ve kurucu çıkışlarla…

YORUMLAR (76)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
76 Yorum