Aydın Engin…
Aydın Engin’in ölümü beni hüzne boğdu.
Aydın, sık görseniz de görmeseniz de, varlığını hep hissettiğiniz, yokluğunu kabul etmekte zorlanacağınız isimlerdendi.
Bu tür adamların gidişi, yaşadıklarıyla, yaşadıklarınızla, bunların kesişen yönleriyle bir devrin kapanmasıdır. Aydın ölümüyle onu tanıyan herkesten sanırım bir şeyler eksilmiştir.
Mesleği, mücadelesi, hayatı hakkında pek çok yazı çıktı, son iki günde.
Anlatıldığı gibi adamdı Aydın. Pozitif, sıcak, nüktedan, kucaklayıcı, mücadeleci, cesur, doğrucu, demokrat bir adam…
1941 doğumluydu. Hayatının çeşitli setleri vardı. Tiyatroculuk yaptığı, hapis yattığı, Almanya’da yaşadığı günler ve diğerleri…
Bir kısmını bilirdim, bir kısmını şimdi okuduklarımdan öğreniyorum. Onunla yakınlığım Agos ve Hrant vesilesiyle oldu.
Hrant’ın vurulmasından sonra, Agos’un ilk sayısını birlikte hazırlamıştık. Sonra, geçici yayın yönetimi işini, T 24’e gidene kadar o üstlenmişti. O dönemde hep dirsek teması içindeydik, çeşitli konularda işbirliği yaptık, birlikte hareket ettik.
Onu özleyeceğim…
Nurlar içinde yatsın…
BİR DÖNEMİN RUHU...
Bu vesileyle aklım yıllar öncesine gitti.
2000’li yılların ilk yarısına, 2008-2009’e kadar uzanan dönemine…
Bugün bu dönemi, Türkiye’nin şu anki durumuna bakarak, şu andan geriye doğru anakronik okuma yaparak açıklamaya çalışan manasız ve muhtemelen geçici bir akım var. Genç akademisyenlerde, kamusal yazı ve fikir alanında bu akım, ülkenin son yirmi yılını, yirmi yılın girdilerini, bu dönemde verilen mücadeleleri, bu dönemin kalıcı kazançlarını, bir paragrafla özetliyor, “yetmez ama evet” gibi sloganlara sıkıştırıyor, dahası bugünkü popülist fırtınayla eşitliyor.
Ne var ki, esas değişmez.
Bu evre, Türk siyasi hayatında kuvvetli bir değişim ve demokrasi rüzgarının estiği, toplumsal farklılıklar arasında çatışma kadar etkileşimler ağının oluştuğu bir dönemi ifade ediyordu. Nitekim bu dönemi anakronik okuma ve eleştiriye tabi tutan yeni akım bile enerjisini hala bu dönemden alıyor.
Evet, rahip Santoro vurulmuş, Hrant öldürülmüştü, misyoner vahşeti yaşanmıştı. Acılar büyüktü. Kerinçsizler, Veli Küçükler, darbe davetleri ortalıkta at koşturuyordu. Belki kimileri doğru ile eğriyi harmanlamaya, değişim ile iktidar kavgasını iç içe sokmaya, 2000’lerin ikinci yarısının belirleyecek bel altı güç hamlelerine ve iktidar mücadelesine hazırlanıyordu.
Ama, ne olursa olsun, ruhu, o ilk evre oluşturmuştu.
Değişim, sorgulama, tabu kırma, açık toplum fikri, siyaset karşısında toplumsalın gücü tartışılmaz bir hegemonya kurmuştu bu dönemin ruhu üzerinde…
Özür kampanyası, “Hepimiz Ermeniyiz” tartışmalarından, azınlıkları görmek, bilmek ve fark etmenin, tarihe ve belleğe bakmanın, kavimci milliyetçiliğe karşı durmanın, “demokratik tutumun” ön koşullu olarak tanımlandığı günler...
Geriye ne kaldı?
Siyasal sistem ve düzen bakımından hiçbir şey…
Ama birey, bellek, zihniyet girdisi bakımında çok şey…
Aydın Engin tekrar bunları getirdi aklıma…















2000 lerin başından itibaren, solcular, liberaller ve muhafazakarlar kemalist devlet'e karşı hücum harekatı başlattı. Yetmez ama evet bu minvalde gelişti. Sonuçta haklı çıkan yine kemalist devlet oldu. Çünkü kemalizm, diğerleri gibi ideolojiden değil gerçeklerden oluşan bir fikirdi. Ali bey gibi sol-sivilciler bu tür gerçekçi devlet aygıtından hiç hoşlanmazlar. Onlar ütopyadan hoşlanır.
Yanıtla (0) (1)Aydın engin in kılı olamazsin
Yanıtla (11) (10)eline kalemine sağlık.tek adam rejimine giden yolda kullanılıp atılan yazara verilecek en iyi cvp
Yanıtla (10) (8)Çok haklısınız! Tipik bir Ortadoğu anlayışında sözde aydın figürü örneği.
Yanıtla (3) (3)Hep kin hep nefret.. şu olamazsınız bu olamazsınız..hep ayrışalım iki taraf birbirinden ölesiye nefret etsin.bilin bakalım bu ençok kimin işine yarıyor!?!
Yanıtla (7) (0)Birinin işine yaramasın diye aymazlıklara göz mü yumalım. Bu yetmez ama evetçi kesimin bu güne gelişteki gafleti üstü örtülemeyecek bir vakadır.
Yanıtla (4) (4)Ayrismadik da ne oldu? Bu köşelerde sallayan bu yazar tayfası bugünlere gelinmesinde çok emek harcadılar. Engin Aydın gibilerine de destek vermediler. Bir çift kelam da etmeyelim mi?
Yanıtla (2) (2)Kalıplara yargılamayın insanları. AKP'nin samimi olduğuna inan Almatı suç değil. "Suçlu" varsa, o da insanları kandıran AKP'dir, ona inananlar değil....
Yanıtla (0) (0)Size kısmen katılıyorum ama AKP'nin yarattığı bu "kırk akıllı çözemez!" durumuna göz göre göre onay verene de suçtan pay çıkarmak gerekir. Nazım Hikmet RAN'ın dediği gibi: "Söylemeye dilim varmıyor ama kabahatin çoğu da sende be kardeşim!"
Yanıtla (0) (0)Sayın yorumcular; yorumlarınızda kullandığınız ifadeler çok ayıp, yakıştıramadım. Sayın Bayramoğlu kaliteli bir insan. Hakaret ettiğiniz halde, yorumlarınıza yer vermiş. Terbiyeli, nezaketli/saygılı olmak, edeni insan olmanın gereğidir. Heybesi boş olanlar ancak küfür ve hakaret eder.
Yanıtla (5) (1)Bir de başka çaresi kalmayanlar küfür eder.
Yanıtla (0) (0)Aydın ENGİN gibi gazeteci yazarlar, çekirdekten yetişme, kalemini satmayan; her konuda objektif değerlendirmeler yapan aydınlardır. Vefatı çok üzücü oldu. Ancak ölümü kadar olmasa da, çok acı bir durum tespitini Yalçın Doğan da yaptı, ben de değinmek istiyorum. Bir kaç yıl çalıştığı Cumhuriyet Gazetesinde bir tek satır bulamadım. Ayrıca iki gündür, Cumhuriyet yazarlarının yazılarını okuyorum, hiçbirisi Aydın ENGİN''in ölümüne yer vermemiş. Bugünden itibaren Cumhuriyeti okumaya son veriyorum.
Yanıtla (11) (1)helal olsun. vefasizlik sana yakişmaz. var ol..
Yanıtla (0) (0)Cumhuriyet Can Dündar başa geçtiğinde ölmüştü. Bir zombi için fazla uzun süre yürüdü zaten. Alışkanlıklarınızdan vaz geçmeniz uzun sürüyor demekki
Yanıtla (1) (1)Cumhuriyet'in bir yazarı bile cesaret edip iki kelime yazabilmiş değil. Ali Bey'e gelince, bir DKÖ Şb Bşk yaptığım için binlerce eleştiri almış olan beni kendi görüşümce çok ilkesel düzeyde eleştirmişti hiç kişiselliğe girmeden.
Yanıtla (1) (0)Aydın da bu rezil dünyayı bizlere bırakarak gitti. Politika gazetesi'nde elektrik sorunlarına yardımcı olkurdum. O temiz kalabilmiş komünistlerdendi. Alev efendiyle birlikte Cumhuriyet de "Havuz çamuru medya"ya kapılandı, okuyucusuna belli etmemeye çalışarak. Yönetime gelmedi, Yargıtay eliyle getirildi.
Yanıtla (2) (0)Aydın Engin , hakkın rahmetine kavuştu ,Allah cc “ rahmet eylesin , mekanı cennet olsun , yetmişli yıllarda yeni ortam gazetesinde yazılarını okurdum , değerli iyi insandı .
Yanıtla (3) (0)değerli ali bey sizi uzun yıllardır takip eden biri olarak söyleyeyim ki gerek bizim muhafazakar mahallenin ve gerekse diğerlerinin kendini bir türlü aşamamış hatta saplantılı tarz ve tavırlarını gördükçe sizin gibi aydınlarının daha yapacak çok işleri var gibi.
Yanıtla (6) (3)Toprağı Bol olsun Aydin Engin Bey'in..biraz bakındık hayatına nuktedan biri..umarim bu nuktedanligi taşımıştir ic alemine ve onunla ebediyete..*Bu Gazeteciyi dün giyaben tanıdık ama o da gittigi gün'müş..!...Hayat cok,cok kısadır, ona caktirmadan ne tırtıklarsak o bizimledir..ebeden..
Yanıtla (5) (0)Kendi gazetesi bile ölüm haberini görmemiş.
Yanıtla (3) (2)Türkiye İsmiyle Müsemma Gerçek bir Aydınını Aydın Engin'ini kaybetti. Başımız Sağolsun. Allah Rahmet Eylesin. Bu yazı için Teşekkür ederiz Ali bey.
Yanıtla (7) (0)Turk basininda bir tirmik daha eksildi. Aydin engin her seye ragmen espri yapiyordu. Allah rahmet eylesin
Yanıtla (9) (0)Aydın Engin sizin 2 satırınızla kıymete binmez O hep değerli gazeteciydi gerçek bir basın emekçisiydi.Yaşlı başlı haliyle tek adam rejiminin baskısı altında o mahkeme bu mahkeme sürünürken hapis yatmışken desteğinizi yardımınızı gördü mü hissetti mi? vicdanınız bu konuda rahat mı Oya hanımın gözlerinin içine bakarak taziye verebildiniz mi? Bütün mesele bu.
Yanıtla (13) (6)Aydın Engin'le karşılıklı bir çay içmek nasip olmadı. 12 Mart 2023 saat 12.00'de İŞKENCE MAĞDURLARINA SAYGI ANITI'nın önünde,İşkenceci Mehmet Eymür'ü yargılayacağımız bir tiyatro oyunumuz olacak.Oyunun metnini Işıl Özgentürk yazacak ve yönetecek.Bu çok kıymetli desteğe Aydın Engin vesile olmuştu.İşkence mağdurları sevgili dostumuza şükran borçludur.
Yanıtla (9) (1)“rahip Santoro vurulmuş, Hrant öldürülmüştü, misyoner vahşeti yaşanmıştı. Acılar büyüktü. Kerinçsizler, Veli Küçükler, darbe davetleri ortalıkta at koşturuyordu. Belki kimileri doğru ile eğriyi harmanlamaya, değişim ile iktidar kavgasını iç içe sokmaya, 2000’lerin ikinci yarısının belirleyecek bel altı güç hamlelerine ve iktidar mücadelesine hazırlanıyordu”………ve bu durumu kurtarmak için yetmez ama evet dedik; fakat baktık ki Türkiye de tek adam rejimine kapı açmışız!!!
Yanıtla (12) (2)Devletin gayrimuslim azinliga yaptigi kotuluklerin tartisilmaya baslandigi bir donemdi o. Maalesef gecmisin gunahlariyla bir yuzlesme gerceklesemedi. Tek adam rejimi her seyi silip supurdu....Aydin Engin'in her yazisini okurdum. Bir cok gazetede vefat ettigini yazmadilar bile. Sevenlerinin basi sagolsun.
Yanıtla (10) (1)Yetmez ama evet yerli liberallerin ve bazı sol kesimlerin muhakkak yüzleşmesi gereken bir aymazlıktır. Çoğu mahçup bir öz eleştiri de yaptı. Aymazlık talep ve beklentilerde değil, o beklentiler için Ortaçağ anlayışına destek olup, tam da aksi yönde bir yıkıma sebeb olmak. Toplumsal yapı ve zihniyet gelişmeden bir yere varılmaz, o da bugünden yarına olmaz.
Yanıtla (9) (3)Yetmez ama evet ,haklı ve geçici destekti, kemalistlerinki gibi ölümüne fanatik desteği değil! Zararları baştan beri belli olan,yalancılığın, iftiranın,darbeciliğin,şekilciliğin,baskıcılığın ideolojisi kemalizme hâla destek verenlerinki ise aymazlıktan da öte yüzsüzlük.Mahçup bir özelleştiri bile duymadık bu bağnazlardan hâla.İnönüye, kemalizm ifadesini tüzükten çıkardı diye ve kılıçdaroğluna da ilkel ideolojilere mesafeli diye köpüren aymaz ve yüzsüz dolu heryer!
Yanıtla (7) (7)Sezen Aksu: Niye pişmanlık duyayım ki? İnsan umutlarından pişmanlık duymaz… Sizin zihniyetinizin zorbalıklarına karşı bir tutumdu yetmez ama evet! Yine olsa yine yetmez ama evet! Ne deseydik asker ne derse o olsun mu deseydik?
Yanıtla (9) (4)Üslup hayli saldırgan öyle olunca doğru düşündüğünüzü sanırsınız ama objektiflikten çok uzak ve takıntılı bir ruh haline de ciddi bir işarettir ayrıca ciddi bir intikam hissine (artık neyin ise). Yetmez ama evet, geçici filan değil açıkça cemaat kumpaslarına alet olup, darbeciler ile darbe karşıtıyız diye iş birliği yapanların tek adam rejimi planlayanların tuzağına düşmesidir. İran devriminde de liberal ve solcular aynı aymazlığa düşmüş ve ağır bedel ödemişlerdi.
Yanıtla (6) (3)Darbe davaları gerçek olmadığından değil bazı masumlarında adı karıştırıldığından,yolsuzluk davaları yolsuzluk olmadığından değil usulsüzlük yapıldığından birbirine siyaseten destek olan,yerli milli koolisyonun başlamasıyla siyasetle çökertilmiştir Her darbede kemalistler vardır.15 temmuzda da fetöcü subaylarla birlikte kemalist subaylar vardır. Kemalist elitlerin dahil olduğu yerli milli koolisyonun imajı zedelenmesin diye bu konunun medyada üzeri örtülmüştür
Yanıtla (2) (4)AB reformlarına bugünde evet deriz.2010 ile de akp güçlenmedi, akp var eden 90 yıllık berbat hatalardı ve ona her secimi hediye eden,halkı onlara iten kemalistlerdi, 28 subat,cumhuriyet mitingleri,367, e muhtra vs. siyasi zekayı bırakın hiç zeka olmamasıyla yapılabilecek hatalar.Bir avuç liberali bırakında 90 yıl ne yaptıkta bunca hatalarına rağmen akp,hdp gibi partilere menfaat dışındada destek var diye sorun!
Yanıtla (3) (3)AB Türkiye gibi medeni gelimişlik derecesinde bir ülkeyi almaz, adamlar niye sıkıntıya girsin. İktidarın her olumsuzluğa dış güç bulduğu gibi yerli liberal tayfa da kemalizm masalına saplanmış. AK parti, MHP ve HDP feodal kültür olarak birbirine benzer. O nedenle de çağa ayak uyduramıyor.
Yanıtla (3) (1)Yanlış umutlardır zaten hayatı karartan. Dönüp, kendini vurunca uyandı!!
Yanıtla (0) (1)Siz de geçiniz ve gidiniz! "Net" birader Fanatizm esas dizin damarlarınızda dolaşıyor hem de en hoyrat haliyle
Yanıtla (0) (0)