Ziraat’i kim yanılttı?
Öyle ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Simit Sarayı konusunda Ziraat Bankası'na gösterilen tepkilere hak verdi.
Cenevre'de, eleştirilere ne dediği sorulduğunda, açık konuştu.
Simit Sarayı'nın yarıdan fazlasını satın almak için Rekabet Kurumu'na başvurduklarını duyduğu anda, bankanın genel müdürünü aradığını ve ne söylediğini açıkladı.
“Bir ara gündeme geldi ama böyle bir şeyi şu anda düşünmüyoruz” demiş muhatabı.
Orada da kalmadı, takiben kendisinin bunu tasvip etmesinin mümkün olmadığını ekledi. Ve geçmişte kamu bankalarının görev zararı sebebiyle nasıl battıklarını da hatırlattı...
Demek ki kalkışılan işin, kamunun sırtından özel bir şirketi zararına kurtarma planı olduğuna da katılıyor Cumhurbaşkanı.
Zararı vatandaşa yazılacak, verilecek açık sizin benim paramızla kapatılacaktı.
Geriye kalan tek soruyu kimse sormadığı içinse Cumhurbaşkanı'nın o hususta nasıl aydınlatıldığını öğrenemedik.
Malum, Ziraat Bankası, Simit Sarayı'nın çoğunluk hisselerini satın almayı bir ara düşünmedi sadece. Bunun için Rekabet Kurumu'na başvuruda da bulundu. O başvuru, kurumun sitesinde duruyordu. Ancak Erdoğan'ın açıklamasından sonra kaldırıldı.
Şurası da malum, Rekabet Kurumu'na başvuru, alan ve satanlar anlaştıktan sonra yapılıyor. Düşünme aşamasında danışmak için değil. Demek ki anlaşma tamamlanmıştı, el sıkışmışlardı.
E, kamu bankalarını geçmişte zarara sokan kıyakların, banka yönetimlerine siyasetçiler tarafından çektirildiği de sır olmadığına göre...
Soru şu: Ziraat Bankası'nı bu işe kim zorladı? Yanıltıldıysa kim yanılttı? Dayatıldıysa kim dayattı?
Zararın neresinden dönülse kar. Vazgeçilmesini takdirle karşılıyor ama merak da ediyorum. Tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla bir şirketi kurtarmaya nasıl ve neden yeltenildiği hususunda bilgilendirilmek istemeyelim mi?
Beni benden alan Davutoğlu sorusu
Ziraat’i, Erdoğan’ın da onaylamadığı bu işe kimin soktuğunu sormayı unuttu meslektaşlarımız. Ama Gelecek Partisi’nin amblemini çürütmeyi Cumhurbaşkanı’na bırakmayıp soru kılığında icabına bakmayı akleden çıktı.
Punduna getirmeye bile gerek duymadan, cevabını da kendi yetiştiren şu sorunun muazzamlığına gelin..
Güya gazeteci: “Bakıldığında AK Parti çınarından kopan bir yaprak söz konusu. Ömrü ne olur? Kurulmakta olan diğer siyasi parti bağlamında ise tabanı bölmek büyük bir vebal değil mi sizce?”
Başka söz söylemeye fırsat bırakmadığı halde, Cumhurbaskanı nezaket göstermiş. ‘Sen siyasetçi değilsin, siyaseti bana bırak, kendi adına konuş’ demeden yanıtlamış yine de.
Başka ne diyebilirdi ki, cevabı şöyle: “Çınardan kopan bir yaprak dediniz. AK Parti bir çınardır. Biliyorsunuz, yapraklar hazan mevsiminde dökülür. Bizim hazan mevsimimiz yok. Biz yolumuza devam ediyoruz. Şimdi onların durumu o. Külliye’ye geldiğiniz zaman çınarlarımızın yapraklarını döktüğünü ama 4-5 ay sonra yine yeşillendiğini göreceksiniz. Düşen yaprak bir daha eski yerine dönmüyor. Biz bunu trenden inenler olarak anlatmıştık...”
AK Parti ile Gelecek Partisi arasında ilk polemik de çıktı böylece; çınar polemiği...
Soru sormayı ağız tamburası çalmak zanneden arkadaş, bakarsınız Davutoğlu’na da cevap hakkı tanır.
‘Siz daldan düşen kuru yaprağı mı amblem seçtiniz, yine yeşillenecek çınar dalları AK Parti’de mi kaldı’ diye sormak gelir mi gelir aklına, gelemez mi!
Bir gizli fetva makamı mı var?
Oturarak namaz kılanlara ayrılan tabure ve sandalyeleri kaldırmıştı Diyanet.
Caiz olmadığı için değil. Cami adap ve dokusuna uymadığı, kimileri rahatsız olduğu için.
‘Kilise paranoyası’na bağlamıştım...
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, dün genelgesindeki üstü kapalı gerekçeye açıklık getirdi. Evet ‘kiliseye benzememe paranoyası’ndanmış, beni doğruladı.
Diyanet ‘caiz değil’ demiyordu zaten. Onca yıl caizdi, Kabe’de bile binlerce tabure dağıtılıyor, şimdi bizim camilerde mi caiz değil diye sormazlar mıydı?
Erbaş Hoca, bu tür yanlış anlaşılmaların önünü bizzat kesti. Dinin, zaruret halinde yatarak göz işaretiyle bile namaz kılmaya izin verdiğini süzme cahillere de bildirdi.
Cep ilmihallerinde dahi yazar. Bilmek için, din alimi olmaya gerek yok. Diyanet reisi de şüpheye yer bırakmayacak şekilde teyit ediyor.
Madem Diyanet’e göre de caizdi, din izin veriyordu, yaşlı ve fiziki engeli olanlara tanınan bu kolaylık neden yasaklandı?
Tartışılması gereken bu. Diyanet’in üstünde bir gizli fetva makamı mı var? Diyanet’i rahat bırakmayan, ensesinde boza pişiren cübbeli ve ihlaslı vesayet odakları mı var?
Çünkü Erbaş Hoca da tabure yasağından pek hoşnut görünmüyor.
“İslam dini kolaylık dinidir. Ama bunu saflardan ayrı bir yerde, sabitlenmiş sandalyeler, tabureler üzerinde yaptığınız zaman camiye uymayan, başka bir takım dinlerin ibadet alanlarını hatırlatan, ona benzeyen görüntüler ortaya çıkıyor. Bunlara engel olmamız gerekiyor. Genelge ile engel olduğumuzu düşünüyorum” diyor.
Yaşlı ve engelli cemaati camiden soğutmamak için, yasağı anlatma gereği duyuyor.
“Bundan sonra ayakta ya da yerde oturup kılamıyorsa katlanabilir taburesini alacak vatandaşımız, herhangi bir safın arasına girerek namazını kılmış olacak” ifadesi de onun.
Demek istiyor ki gelmeyi bırakmayın, camileri boşaltmayın, yasakladığımız şey tabure ya da oturarak kılmak değil. Buna yer ayrılmayacak, tabureler hazır tutulmayacak, o kadar...
Doktordan rapor getirmeyene tabure verilmeyecek mi? Bu zorlaştırma, kimi memnun etmek için peki?
Üç beş tabure dizilirse caminin kiliseye benzeyeceğini zanneden, bunun yaygarasını koparan, cübbeli ve ihlaslı geçinen dar kafalı sivri allameleri tabii ki...
Bir tarikat veya cemaat, Diyanet’e diş geçirip kendi marjinal yorumlarını dayatabilir mi?
Devlete nüfuz eden bir grubun din anlayışı, dini hayat üzerinde tekel kurmaya başlarsa bunun nerede duracağını kim kestirebilir?
Ya sıra, Ortodoks mimarisinden esinlenen cami kubbelerine de el atmaya gelirse?
Kiliseden dönüştürülen camiler ne olacak, Ayasofya açılmaya kalmadan onlar da mı ibadete kapatılacak?
Namazı kabul makamı kendileriymiş gibi Müslümanların sicil amirliğine, ibadet müfettişliğine soyunanlar, cami avlusunda abdest denetlemeye, gözlerinin önünde abdest tazelemeyeni camiye sokmamaya da kalkmaz mı yarın? Ağız ve dolgu kontolüne kadar gitmez mi iş?
Gizli bir fetva makamı, ‘kutlu doğum haram’ dedi, kaldırıldı. ‘Tabure caiz değil’ dedi, o da kalktı. Taktıkları arasında, hoparlörle ezan ve diş dolgusu kaldı. Sıra onlarda mı?
O cübbeli ve ihlaslı geçinen çığırtkanların kim olduğunu anladınız siz. Sesleri çok çıkıyor diye, Diyanet teslim mi olacak bu hurafeci ve menkıbeci safsatacılara?
Laiklik en çok da, bir dini grubun Diyanet’i ve devleti alet ederek diğerlerine tahakküm edememesi, terör estirerek baskı altına alamaması için lazımdı.
Diyanet, din adına ahkam kesen, kendinde neye inanıp nasıl ibadet etmeniz gerektiğini buyurma hakkı gören bu gibi softaların devlet eliyle dini hayata müdahalelerine açtığı kapıyı, geç olmadan kapatmalı. Camileri, bu bağnazlara tanzim ettirmek büyük hata.
,















@21:09, güldürdünüz beni gece vakti.Elinizde veri olmadan başkası hakkında hüküm vermeyin,hiç yakışmıyor.
Yanıtla (0) (0)Diyanetim aldığı bu karar yerinde ve olmasi gereken rahatsız olan oturarak imayla dahi namazını kilabiliyolar cami kilise değildir.camiye tabure doldurmak camiye yakismayan bir görüntüydü
Yanıtla (0) (0)02.45, Atatürk'e sormak lazım. Diyaneti o kurdu.
Yanıtla (0) (0)Beğenin yada begenmeyin. Fikir bizim, içinde sövgü yok sadece tesbit var. Katılmaya bilirsin.Ama yayınlayıp katılmadığın noktayı deliliyle söyleyebilirsin beyim. Tekrar ediyorum, İslam dini yapılanması Hristiyan kilise yapılanmasının kopyasıdır.Dahası zerdüştlük ve yahudilik te işin içindedir. Burada kastım din değil kensine din adamı diyenlerin yapılanmsıdır.Aksini kanıtlayın.Bakın bakalım Havra-kilise-cami yapılanması birbirine ne kadar benzer. Ve Kur'an buna ne kadar cevaz verir.Bu yapılanma Kur'an'a uygun mu. Cevaplayın.
Yanıtla (0) (0)20:00 Okumussun amma ne okudugunu anlamamissin! Newtonun kanunlarini say desem hic bir yere bakmadan, sabaha kadar eeeeee dersin, hele Heisenbergi hic karistirma seni asar asar. Yazinda tam senin gibiler kastedilmis amma onu bile anlayamamissin. Islam alimi diyoruz biz, sen Einstein diyorsun. Hallooo kafan yerindemi acep?
Yanıtla (0) (0)camiye gitme evde namzını kıl zaten camiler eskide okul meclis açlar muhtaçlar için aş evi ve halkın sorunlarını tartışacağı yerlerdi. günümüzde kutsallaştırıp Allahın evi denildi, akp de camileri kendi savaşları kin nefreti için kullannıyor.
Yanıtla (0) (0)Vallaha çok alim okudum, Heisenberg, İbni Sina, Albert Einstein, El Harezmi, Newton. Hepsi de müspet bilimlerde alim. İslam alimi olarak kimi kast ediyorsun anlamadım.
Yanıtla (0) (0)Oyum,tenceremi kaynatana. Budistde olabilir,dinsizde.Torumuma köfte yediremedikten sonra neyleyim öyle dini.
Yanıtla (0) (0)Emekli trol müsünüz?
Yanıtla (0) (0)Muhafazakar erkekler dövmeli, ama muhafazakar kızlara dövme yasak. Muhafazakar erkekler Avrupa tarzı, kızları Suriye tarzı.
Yanıtla (0) (0)Ezan, Kuran'da yer almaz.İnsan icadı.Her yerde farklı.En güzel ezanı Umman şeyhinin annesi Mazun'un adına yaptırdığı camide dinlersiniz.Caminin çevre düzenlemesi İngiliz parklarına taş çıkartır.Ezanı okuyanı yarışmayla seçiyorlarmış,önüne gelene ezan okutmuyorlar.
Yanıtla (0) (0)İmam maaşı dolgun,ne yapsın adam)))Komiser yardımcısı kadar maaş alıyorlar, yaklaşık 5000 lira.
Yanıtla (0) (0)Reis sonu görüyor,ben masumum onlar kötüye getirmeye çalışıyor işi.Ama beyhude,Gelecek yükseliyor.Hak yerini bulacak inşallah.
Yanıtla (0) (0)Yahu cumaya gidiyoruz. Hoca hutbede tarım fuarına gelen makineleri anlatıyor. Cuma çıkışı hocam hutbenim konusu bumudur diye soruyoruz. Vali yardımcısı bu konuyu anlatmamızı istedi diyor. Anlamak mümkün değil. Hiç bir hoca Adalet demiyor, kul hakkı demiyor, yerlere tükürmeyin demiyor, komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir demiyor. Demiyorda demiyor kardeşim.
Yanıtla (0) (0)08:59, Allah'ın evinde çorabını çıkarmaya üşenmemek lazım.Çok ayıp.
Yanıtla (0) (0)cübbeli ve ihlaslı geçinen çığırtkanların kim olduğunu anladınız siz. Sesleri çok çıkıyor diye, Diyanet teslim mi olacak bu hurafeci ve menkıbeci safsatacılara? Aynen katılıyorum Akif Bey. Bu şekilci menkıbeciler eski başkanı yerinden etti.Şimdi ise; cazgır şirretçi mantığıyla Diyaneti baskılıyorlar.Hele şu sahtetüccar anlamındaki ihlasçılarda ar ut olsa; 75bin mağdurun hakkını verir, gökdelen dikmez.Amerika(lı)n vatandaşı Mücahid'in müritleri dinden imandan bahsedebilir mi yaa..
Yanıtla (0) (0)Cuma namazına giden gençlerin çoğu dövmeli. Kolunda, sırtında dövme var. İlerde bu gençlerde camiye almazlarsa şaşırmam.
Yanıtla (0) (0)Simit Sarayi,RTE'den "Veto 'bütün bunlar , "danisikli dövüs' ve AKP imzali yeni Tiyatro'cuk sergiliyorlar..
Yanıtla (0) (0)Sayın Beki, dine sonradan sokulan her şeye karşı hurafe diye cephe alırsın, sandalye işine sahip çıkarsın. Neden acep?..
Yanıtla (0) (0)Hainölçer, münafık/müminölçer cihazlarından sonra Katılım bankalarında denetleme görevlerinde bulunmak üzere istihdam edilmek üzere alınacak personelin 'takva'sını ve'ihlas'ını ölçmek için takvaölçer ve ihlas ölçer cihaz alımına gidilecekmiş.
Yanıtla (0) (0)Sana kitab indide bizimmi haberimiz y ok
Yanıtla (0) (0)kemalistler yapacaktı o işi. niye yapmadılar?
Yanıtla (0) (0)Ağzına sağlık akif beki şeyhin protez kolunu öptüren, çiğnediği hurmayı müridine yutturan ,Allah ete kemiğe büründü mahmut olarak göründü.deyip islamı sakal ve cübbeden öte göstermeyen ,sünnetin gaye ve amaçlarını tahrif eden,kendileri milyon dolarlık villada oturan,taktığı yüzük dahi bir aiilenin yıllık geçimine denk gelen,ve halen yüzsüzce ehli sünnet adı altında biakıl insanları yolan bu meczuba hakikatlı bir ders lazım.
Yanıtla (0) (0)Aynen çocukluğumdan beri camilerdeyim 82 doğumluyum son zamanlarda icat edildi
Yanıtla (0) (0)Bütün devlet bankaları özelleşmeli
Yanıtla (0) (0)Dini konu olunca herkes uzman bu topraklarda kardeşim
Yanıtla (0) (0)Görünen köy kılavuz istemez! Gerisi rakı festivaline meze olur ancak...
Yanıtla (0) (0)Sen bir yaşlan da sonra ahkam kes işin kolayıyla ilgili.
Yanıtla (0) (0)Doğru olan?
Yanıtla (0) (0)Eni memnun eden ,senin gibi kalitesiz muhalefet,senin fikrin beni ürkütmuyor,doğrusu açıktan fetoculer daha tehlikeli idi,sana demezler mi? Fetö darbesi gerçekleşse idi,sana ne olacaktı? Size ne olacaktı? Sorum bu?
Yanıtla (0) (0)Soruyu soran gazetecinin ismini arıyorum ama bulamıyorum. Tetikçilik yapıp utanmadan gazeteciyim diyen bu zatı merak ediyorum. (Hilal Kaplan olma ihtimali benim için yüzde 90)
Yanıtla (0) (0)Ben dün de size yazmıştım. 30 senedir kalça protezi kullanan birisiyim. Her gittiğim camiye elimde tabure dolaşarak mı gideceğim. Kızılay, Ulus Çankaya semtlerinde işi olduğu zaman elimde tabure ile mi dolaşacağım. Halkın cebinden çıkan paralar ile yapılan camiler bize yasak mı?
Yanıtla (0) (0)Milyonlarca katlanabilir sandalye kimden alınacak acaba?
Yanıtla (0) (0)Sayın Beki; Diyanet doğru olanı yapmaya çalışınca bu seni niçin bu kadar rahatsız etti?....
Yanıtla (0) (0)Simit Saray’ı olayını anlamak isteyenler simit Saray’ının avukatlarına baksınlar!!!!
Yanıtla (0) (0)Herkesin dün akşam bir TV programında rahîm er i izlemesini çok isterdim simitçi davasının köprüsünü tam Akdeniz'e attı bu dava Osmanlı nin ilay i Kelimetullah davası ile eş tuttu yandaş olmanın bu kadar insanı alcaltmasi hayret diyecek kadar ileri giderek kendilerini çok gülünç duruma getirdiklerini unutuyorlar aynı şekilde ihlas finans da binlerce insanın ahını alan mücahid e yalakalık yaptığı gibi
Yanıtla (0) (0)Neticede Diyanet Başkanımızda dokunulmazlığı olan iki şehre mücavir yerleşimden, yani ehliyet liyakatı konusunda günahını alamam kendilerinin, ama bağımsızlığından şüphem kesinlikle mevcut, tüm müessese ve makamları zaten adamlara (iki malum şehir ve mücavir alanı) tahsis ettiniz bari Diyanet makamını doğu güneydoğu alimlerinden seçeydiniz de toplum huzuruna bir fayda işleyeydiniz, ki bu konuda liyakatleri ispatlıdır...bu kadar hırs ve dünyevilik boğacak bunları zaten Akif Bey.
Yanıtla (0) (0)Yahu, bu ne cürret. 1400 yildir sandelye ve tabure var, ama nedense 20-30 yildan beri camilerde moda oldu bu is. Adamlarin derdi isin kolayina kacmak. Sizin problemenizi anlamadim? Neden her önüne gelen bu ülkede Alim kesiliyor? Gercek Islam alimleri bile böyle konularda konusurken dilini issirir...Bu ne pervazsizlik?
Yanıtla (0) (0)Kurumların toplumda güvenirlik anketinde en çok güvenilen kurum Meteroloji Müdürlüğü çıkmış. Diyanetin sıralamada esamesi bile geçmiyor.
Yanıtla (0) (0)sayın cb.erdoğan kısa bir süre önce bir taksi durağında çay,simit muhabbeti yapmıştı orada geçen diyaloğları tekrar dinlemek lazım diye düşünüyorum.
Yanıtla (0) (0)Gazeteciye soru önceden hazırlatılmış belli. lakin sorunun içeriği ve cevap sorunlu. "tabanı bölmek büyük bir vebal değil mi sizce?” diye bir soru belki Davutoğlunu itibarsızlaştıracaktır ama bu soru Erdoğanı da AKPYi de itibarsızlaştırdı. Refah Partisini bölerek kurulan AKP ve lideri Erdoğan hangi vebale girdi? kısaca 17 yıllık AKP süreci öyle bir haldeki tuttuğu elinde kalıyor. çünkü geçmişleri yani sicilleri bozuk. bumerang yine gelip AKPyi buluyor.
Yanıtla (0) (0)Filtresiz bacalara izin vererek milletine zehir solutanların, milletin ormanlarını katledilmesine müsaade edenlerin,milletin parasını bankalar üzerinden birilerine peşkeş çekenlerin, adaleti sürekli geciktirip onbinlerce insanı mağdur edenlerin, hak hukuk tanımayanların Allah milyon kere cezasını versin.
Yanıtla (0) (0)hadi Erdoğan bilmiyordu, müdahale etti vazgeçirtildi. peki Sayın Erdoğan böylesi mühim bir konuda neden Ziraat Bankası Genel Müdürünü görevden almıyor? bu yolsuzluğa, ranta, peşkeş çekmeye eş değer değil midir? Simit Sarayını kurtarmak isteyen irade kim bilir daha kimleri kurtardı? ÖYle iki söz söyleyip kenara çekilmek yoktur. ha mesele HALK KAHRMANLIĞI.. Bakın Erdoğan çok iyi, vatansever, halksever. Halkın yanında. bırakın bu işleri. sistem yeme üzerine. oy için seçmeni kandırma bunlar.
Yanıtla (0) (0)misal ben arabistanda yıllarca çalıştım bir Allahın kulu yok ayak kokusuyla camiyi kirleten hepsi yalın ayak kılıyor
Yanıtla (0) (0)Okuyanın makam bilgisi yok,sesi kötü ve hoparlörü de sonuna kadar açıyor. Dünyada ezanın bizdeki kadar kötü okunduğu pek az ülke var
Yanıtla (0) (0)Oldu olacak hiç girilmesin camiye. Topluca çoraplı olunan her yerde olur böyle takılma.
Yanıtla (0) (0)soru şu; imamlar vazı nasihat ederken geleneklerimize ve camii adabına uygun olarak kürsüden veya mihraptan hitap etmeleri gerekir. peki imamlar nereden hitap ediyor? orada hazır bir tekerli masa var birde tekerlekli sandelye; cumadan 20 dk önce hemen mihrabın yanına çek otur nasihat et. beyfendinin bacakları ağrıyor ama gelenekler ve camii adabına uygun oluyor. imam cemaat deyimi aklıma geliyor. karar doğru ama öncwe kendilerinden başlamaları gerek
Yanıtla (0) (0)Nereden laikliğe gitti yazar..Laikliğin inanç boyutuna bakmadan.Bu kadar basit ha!.Tabureden hareketle laikliğe cevaz fetvası verdiğinin farkında olmadan.Bunun adı yobazlık olmuyor mu?.Tabure meselesinden İslam'a muğayir kanunlar yapan bu çerçevede yürütme ve yargıyı tanzim eden laik devlete doğru mükemmel bir istikra ile yol açmak..Alkışlar..
Yanıtla (0) (0)Tabanı bölmek mi?Taban zaten iki parça,ihale zenginleri ve eve ikiyüzelli gram et götüremeyenler.kendine Müslüman olanlar ve diğerleri.
Yanıtla (0) (0)Akif bey kaleminize sağlık.lakin camiye ya çorapsız ve yıkanmış ayakla veyahut ayakkabı ile girmenin hasbihal edilmesi elzemdir.malum ayak kokusu,çorap kokusu.
Yanıtla (0) (0)İnsanın diyeceği olmayınca böyle boş şeylere takılır kalırsın.
Yanıtla (0) (0)Sadece çocukları değil yeni uygulmayla yaşlıları da soğutacaklar.
Yanıtla (0) (0)Katlanabilir sandalyesini kendisi mi getirecek emekli vatandaş? Nasıl olacak tam anlamadım.
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar Allah korkusu olmazsa beyt-ül mal böyle dağıtılır.Burdan olmaz örtülü ödenekten olur.
Yanıtla (0) (0)Bu konuda açıklama yapmak için bir soru beklemek yerine "bunlar Ziraat Bankası'nı dolandırmaya çalışıyorlar" denseydi daha bir ikna edici olmazmıydı?
Yanıtla (0) (0)Gazeteciye bak. "Tabanı bölmek vebal değil mi?" diye soru mu olur. Gazeteci misin AKP'yi Yaşatma Derneği üyesi mi?
Yanıtla (0) (0)Basında çıkan haberler üzerine,simit sarayını 500 milyon dolara ortak olmak istiyor ziraat.,Böyle büyük bir rakamı Genel müdür tek başına karar alabilirmi ? aldi ise ,neden görevden alınmıyor.Sayin yazarinda belirttiği gibi ,Rekabet kurumu ,işlem yapıldıktan sonra onay kurumu.Böyle devasa bir para ile ortak olacaksın, hiçbir siyasinin bilgisi olmayacak.Unutmayalim bir zamanlar bu paralara banka satın alinabiliyordu.Yani rakam o kadar büyük.
Yanıtla (0) (0)laik bir ülkede diyanetin ne işi var. diyanet kapatılmalı
Yanıtla (0) (0)Ziraat i tabii Babacan ile Davutoğlu yanılttı.
Yanıtla (0) (0)Diyanet maalesef politikaya meraklı Başkan Erbaş hocadan sonra tüm vatandaşların saygı duyduğu bir kuruluş olmaktan çıktı, bir taraftan diğer tarafa savruluyor, açıklamalarıyla çocuklarımızı dinden soğutuyor.
Yanıtla (0) (0)Hoparlörle ezan konusuna rahmetli Mehmet Şevket Eygi iki yazısının birinde değinir ve karşı çıkardı. Fakat neden karşı çıktığını hiç yazmamıştı. Sahi niçin hoparlörle ezana karşı çıkılıyor?
Yanıtla (0) (0)“Bundan sonra ayakta ya da yerde oturup kılamıyorsa katlanabilir taburesini alacak vatandaşımız, herhangi bir safın arasına girerek namazını kılmış olacak” Bu müslüman hep mahalle camiinde mi namaz kılacak? Başka bir yere gidecek olsa o zaman ne yapacak bunu da söyleselerdi bari.
Yanıtla (0) (0)Bu ne şiddet ne celal sayın yazar. Her işin altında bir komplo arama, birilerinin her yaptığına laf sokarak, imâ ile tahkir ederek sinsi sinsi aşağılama. Epey zamandır o nazik ve kibar hallerinize hasret kaldık. Siyâset doğanızı bozdu mu yoksa hep böyle mi idiniz?
Yanıtla (0) (0)“Kurulmakta olan diğer siyasi parti bağlamında ise tabanı bölmek büyük bir vebal değil mi sizce?” Sizce bir taban kaldı mı? Kaldıysa tabanı asgari ücretle ezmek vebal değil mi? Tabanı önemsememek, Türkiye negatif büyüdü diyerek aklıyla dalga geçmek, zam üstüne zam yaparak tabanı bunalıma, depresyona nihayetinde intihara sürüklemek, tabanın evlatlarını mülakat gözbağcılığı ile kamuya sokmamak VEBAL değil mi? Ak süslüman sen vebalin ne olduğunu biliyormusun?
Yanıtla (0) (0)