Sıra DEM'le normalleşip CHP'yle anormalleşmede

Geçen yıl, yerel seçimlerden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin siyasette normalleşmeye ihtiyacı olduğunu söylemişti.

Akabinde CHP lideri Özgür Özel'le karşılıklı ziyaretlerde bulundular.

AK Parti, CHP ile normalleşmeye başladı. DEM ise dışarıda tutuldu.

Oysa iktidar propagandası, seçim kampanyası boyunca CHP'yi DEM'lenmekle suçlamıştı. "CHPKK" yakıştırmaları gırla gidiyordu.

"Din düşmanı, hain, terör işbirlikçisi, gayri milli CHP" karalamaları birden gitmiş; yerine yerli ve milli CHP gelmişti. "CHP ile kutuplaşmazsak kalbimiz kurusun" diyen fanfar bandosunun sesi de kesilmişti.

Normalleşmeye karşı çıkanlar, muhalefet kesimindendi.

Çünkü iktidar, normalleşme ile sanki muhalefeti bölüp ayırıyordu. CHP'yi yanına alıp birlikte DEM'in üstüne gitmeyi ister gibiydi.

Bir yıl geçmeden geldiğimiz yere bakar mısınız?

Normalleşme diye dün CHP'yi yanına, DEM'i karşısına alan iktidar; bu kez de barış diye DEM'i yanına, CHP'yi karşısına oturtuyor.

Şimdi DEM, yerli ve milli olurken CHP dışlanıyor.

Cumhur İttifakının DEM'le yakınlaşmasına tepki de yine muhalefet kesimlerinden...

Çünkü iktidarın, DEM'le el ele verip CHP üstüne birlikte sefere çıkmak için can atmadığını kim söyleyebilir?

Muhalefet içinden nöbetleşe ortak devşirip birbirleriyle dövüştürmek, karşında tuttuğunu yanına aldığına dòvdürmek istesen böyle yaparsın.

Yani dün iktidar, CHP ile normalleşmeye kalkarken de... Bugün iktidar, DEM'le yumuşamaya başlarken de mesele, iç cepheyi güçlendirmek değildi.

Öyle olsa aynı anda hem onla normalleşip hem bunla yumuşaması gerekirdi. Rahatsız olanları da haksız çıkarırdı.

Sıraya koymuş gibi biriyle normalleşirken öbürüyle kutuplaşması, sonra bunu tersinden yapması gösteriyor ki rahatsız olanlar haksız değil.

Ama başka türlü sunuluyor. Sanırsınız normalleşmekten, barışmaktan, terörün bitmesinden, PKK'nın silah bırakıp kendini kapatmasından, iç cephenin güçlendirilmesinden rahatsız olan var...

Oysa DEM'le normalleşilirken CHP ile anormalleşilmesinden, kavga ve kutuplaşmanın aslında bitirilmemesinden rahatsızlık duyuluyor.

Bu rahatsızlıkları yok sayan bir sürecin samimiyeti ve sahiciliği sorgulanır. Anlaşılmayacak bir yanı yok.

Aksi hâlde... CHP, soruşturma üstüne soruşturmayla yargı kıskacına alınırken "bırakın da yargı işini yapsın, hukuk çalışsın" demeye benzer.

Kimse de demesin mi ki; ya hukuk, siyasete çalışıyorsa... Ya yargı, siyasetin işini yapıyorsa... Ana muhalefet, soruşturma yağmuruyla felç edilse, demokratik işleyiş sakatlansa dahi bırakalım yapsın mı?

YORUMLAR (50)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
50 Yorum