Mesele Filistin değil anlamamışlar hâlâ
Cumhurbaşkanı Erdoğan; bu sefer “ateşe körükle gitmenin, başta her iki taraftaki siviller olmak üzere hiç kimseye bir faydası olmaz” diyor.
Tambura takımı ise ayrı telden çalıyor. İsrail’de sivil yoktur, diye tutturuyorlar. Müzik festivalinde dans eden gençlerin hunharca katledilmesini dahi haklı gösterenleri var.
İsrail'in barbarlığı ve katliamları, karşı vahşeti meşrulaştırırdı sanki.
Ellerinden gelse söndürmeye değil, ateşe benzin dökmeye koşacaklar.
Ama rahatlarını da bozamıyorlar. Mücahit kardeşlerine şehitlik, onlaraysa arkadan ‘bravo’ tezahüratları yapan gazi rolü nasip oluyor yine.
Slogan mücahitleri, ‘kahrolsun’ demekle İsrail’in kahrolup olmayacağını denemeye devam ederken... Mazlum Filistinliler de hariçten gazellerle teşvik edildikleri savaşın bedelini, canlarıyla ödüyor.
Katliamlarını kınayarak İsrail’i durduramayacaklarını, bilmezden gelmezler mi bir de!
Filistinlileri, slogan atarak koruyamayacaklarını bilmezmiş gibi esip gürlemezler mi!
‘Arkanızdayız’ diye Hamas’a coşku vermeyenlere de dayılanıyorlar.
Nasıl olsa şehadet şerbetini başkaları içecek, evde yer içerken kahramanlık ucuz.
Önleyemeyecekleri katliamları Gazze'ye çekmemeye mi çağırdınız! Hurra hücuma geçiyorlar.
Ve bu takımın çoğu, asıl hedefin Türkiye olduğunu anında görüp büyük oyunu bozmasıyla meşhur.
Fakat daha Hamas’ın İsrail saldırısının arkasında İran’ı, Türkiye ve Azerbaycan’a karşı hesabını, Putin’in oyununu göremiyorlar.
Aksine, değnekçiliğini yapar gibi İran’ın dolmuşuna yolcu bindiriyorlar. ‘Mücahit Putin’ çığırtkanlıklarıyla taraftar toplasalar şaşırtmayacak.
Hizbullah ile Hamas, İsrail’e saldırılarının arkasında İran’ın olduğunu söylüyor, yine de aymıyorlar.
Birlikte planladıklarını, Tahran’dan düğmeye basıldığını ağızlarıyla söylemeseler hiç belli olmuyordu sanki.
İran, Gazze'ye bombalar yağarken havai fişek patlatarak zafer kutluyordu. Rolünü saklamıyor zaten, resmen üstlenmiyor sadece.
Hiçbir işte tesadüf görmeyenler, nedense zamanlamayı manidar bulmuyor bu kez, içlerinden gelmedi herhalde.
Netanyahu, Erdoğan’ın davetine icabetle Ankara’ya gelme hazırlığındayken denk gelmiş. Alâkası yok demek.
İsrail'in, Suud ve Türkiye'yle normalleşmesi artık son aşamaya taşınıyordu. Tarihinde görülmemiş bir Aksa Tufanı'nın tam da şimdi estirilmesi, tamamen rastlantı yani.
İran, mazlum Filistin halkını düşünerek yaptırmış saldırıyı. Kendi çıkarlarını düşünerek, Filistinlileri alet ve feda etmemiş...
Dikkatleri Ukrayna savaşından başka yere çekecek bir yangının çıkarılması, Putin’in de işine gelmezdi. Bunun için Gazze’nin ateşe atılmasını, masum canların yanmasını cesaretlendirmekten kaçınırdı muhakkak...
Filistin; İsrail’in Suud ve Türkiye’yle normalleşmesini sabote etmekte kullanılmış olamaz, akıllarına getirmiyorlar bunu.
İran, Filistin'i Azerbaycan'la hesaplarına alet etmez, mümkün değil...
Suud’u, Türkiye’yi, Mısır’ı, Emirlikler’i İsrail’le ilişki kesmeye zorlamak için hiçbir bölge gücü, Gazze’ye katliam çekmez, yapmamıştır...
Öyle mi!
Kantar ağaları; hükümetlerinden isteyemedikleri tepkiyi, Hamas’ın yöntemi ve amacını sorgulayanlardan istiyor. Terazileri bu ağırlığı kaldırmıyorsa niye belde kantarla dolaşırlar ki!
Hamas, İsrail’de sivil-asker ayırmadan ölüm tufanı estiriyor diye sevinç çığlıkları, zafer naraları atanlara sözüm. Olan, Filistinlilere oluyor ama mesele Filistin değil, siz hâlâ anlamadınız mı!
NETANYAHU’YU BİR DE HAARETZ’DEN DİNLEYİN
Aksa Tufanı, içeride sıkışan Başbakan Netanyahu’ya can simidi attı, diyenler çok.
Zordaydı, tepki ve protestolara hedefti, doğru.
Fakat Netanyahu’ya suni teneffüs gibi gelecek mi? Nefes aldıracak, hayat öpücü konduracak mı? Söylemek için erken.
İsrail'in Yüzyıllık gazetesi Haaretz'den dinlerseniz Netanyahu, bilâkis şimdi mevta oldu.
Haaretz, başlarına gelenden direkt ve öncelikle onu sorumlu tutuyor.
Başbakanlarını, güya Hamas’ı tepeleme pervasızlıklarıyla 15 yılda kendi halkını, ordusunu, kurallı yönetimini tepeleye tepeleye üstlerine bu belayı çekmekle suçluyorlar.
Hainlik edip saldırının faili Hamas’ı aklıyor ve düşmana çalışıyor, denmesinden korkmadan şunu yazabiliyorlar: İsrail’i bu savaş felâketine, bir kişinin pervasız siyaseti sürükledi; o da Netanyahu’dur!