Maduroculuğu Erdoğancılık gibi sunma ihaneti!

Yapmayın etmeyin dedik, zırvacılara dinletemedik başlarda.

Trump’tan yana değilsen, Erdoğan’a karşı sayılıyordun.

Trump’a dokundurdun mu, Erdoğan’a bir şey mi demek istiyorsun diye öne atılıyorlardı.

Trump gözlerinde kurtarıcıydı, dünyayı Amerikan hegemonyasından kurtaracak halk kahramanı.

Sandık devrimiyle gelmişti.

Amerikan derin devletiyle savaşıyordu. Statükoya kafa tutuyordu.

Ancak kurulu düzenin güçleri, küresel vesayetlerini bitirecek diye bu değişime direniyordu.

Amerikanın 28 Şubat’ı gibi bir süreç yaşatıyorlardı demokrasi mücahidi Trump’a.

Tıpkı Türkiye’nin Erdoğan liderliğindeki demokrasi mücadelesi gibiydi.

Daha neler yumurtlamadılar ki...

Erdoğancılıkla Trumpçılık aynı şey olmuştu, elin adamına toz kondurmuyor, laf söyletmiyorlardı.

Ne ırkçılığını görüyorlardı, ne İslam ve göçmen düşmanlığını. Ne kalın kafalılığına takılıyorlardı, ne antidemokratik nefret söylemlerine, ne barış ve demokrasiyi tahrip eden dayatmacılığına, ‘ben yaptım oldu’culuğuna...

‘Trump reis’ diyorlardı da başka bir şey demiyorlardı.

Varsa yoksa Amerikan müdahaleciliğini bitireceği, büyük oyunu bozacağı, emperyalizmin bölgemizdeki operasyonlarına son vereceği martavalları vardı.

Uyarılara kulak tıkadılar, Trump karşıtlarını Erdoğan karşıtlığıyla suçladılar.

Darbecilikten Amerikan müdahalesine davetiye çıkarmaya, Erdoğan’a operasyon çekmeye kadar uzadı hezeyanların ucu...

Kafalarını Trump duvarına çarpmamış, hüsrana uğramamış gibi, aynı zırvaları şimdi de Maduro müdafaası adına servis ediyorlar.

Venezuela modelini şahsi ihtirasları uğruna çökertmiş. Halkını sefalete ve kaosa sürüklemiş. Ahlaken iflas etmiş. Kime ne, Venezuelalıların iç sorunu, onlar düşünsün, tamam da...

Seçilmiş Meclis’e yargı darbesi yaparak sandıktan çıkana saygı da duymamış.

Beğenmediği seçim sonuçlarını da tanımamış.

Demokratik meşruiyetini ve temsil yetkisini de kaybetmiş.

Gücünü devlet kaynaklarıyla beslediği militan taraftarları Chavistalardan alan bir zorbaya dönüşmüş...

Dünya seyirci mi kalsın, ne öneriyorsunuz? Aynı teklif, benzer örnekler, mesela Esad rejimi için neden geçerli değil?

Böyle bir otokrat, benzese benzese Esad’a benzetilebilir. Erdoğan’la özdeşleştirmek nasıl bir şuur kaybıdır, yalnızca gafletle açıklanabilir mi?

Altında kötü niyet aramamak için kendimi zorluyorum.

Fakat siz Maduro’ya Venezuela’nın Esad’ı diyorsunuz, sipsipullahlardan ses geliyor.

Nesini savunacaksınız, Al Trump’ı vur Maduro’ya diyorsunuz, Erdoğancılık satanlar rahatsız oluyor.

Hemen subliminal mesaj çıkarıp alınıyorlar.

Güya ‘Madoru sana söylüyorum, Erdoğan sen anla’ demek istiyormuş savunmayanlar.

Karın ağrıları belliymiş, hangi gizli servisler tarafından yönetildikleri ortaya çıkmış.

Maduro’yu sevmek, Erdoğan’ı dış müdahalelere karşı sahiplenmenin şartı dahi oldu.

Maduro’nun günahlarına ortak olmayanların amacı, dış müdahaleyi meşrulaştırmak üzerinden, Erdoğan’a olası bir operasyona zemin ve gerekçe üretmekmiş...

Desenize Maduroculuk yapmamak suçlaştı, direkt vatan hainliğine giriyor.

Şecaat eylerken Türkiye’yi soktukları potaya bakın, ihanet projesi yüklenen taşeron ajan olsan yapmazsın bu kötülüğü.

Asıl, kurulduğu yerden kimin hain olduğuna karar verme hakkını kendinde gören bu tiplerin, hainin önde gideni olmadığı ne malum. Gel de şüphelenme!

YORUMLAR (55)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
55 Yorum