Kaz Dağları’nda oyuna mı geliyoruz?
Arkadan gelen o 'zamanlama manidar' istimi olmasa, az daha şüpheye düşeceksiniz. Fakat çatlak zurnanın zırt demeden durduğu nerede görülmüş!
Protestoların altında 'tezgah' arayan son haber, "Kaz Dağları protestolarıyla ilgili ortaya çıkan yeni bilgiler" diye başlıyor.
Bakıyorsunuz, bilgi dediği masabaşı spekülasyon. "Bir dönem Bergama’daki altın arama faaliyetleriyle ilgili FETÖ'nün oynadığı oyunu hatırlattı"ğını söylüyor en fazla.
Köylüler, siyasi partiler ve STK’lar ‘siyanürle altın aranacak’ diye karşı çıkmış, onlarca dava açılmış. Derken Eurogold firması pes ettirilmiş.
Maden sahasını haraç-mezat, yok pahasına FETÖ sanığı firari İpek'in şirketine böyle satarak ardına bakmadan kaçmamış mı Eurogold!
Çizgili pijamasıyla eylemlerin sembolü haline gelen ve 'Hopdediks' lakabı takılarak kahramanlaştırılan Bergamalı Bayram Yıldız vardı ya... İşte onun ve STK’ların protestoları ise sihirli bir el değercesine bıçak gibi kesilmiş sahiplik değiştirdikten sonra.
Bergamalı köylüler, daha sonra gazetelere verdikleri röportajda ‘kandırıldık’ itirafında bulunmamış mı!
"FETÖ aldı eylem bitti" diyor haber.
Eurogold'u yıldıran davalar da firma kaçırtıldıktan sonra ya geri çekilmiş ya da beraat ve takipsizlikle sonuçlanmış.
Gerçeğe aykırı bir anlatım mı, değil. Sıkı da deneme... Fakat bunların doğru olması, Kaz Dağları'nı korumak için başlatılan kampanyanın benzer bir şeytani plana dayandığını kanıtlar mı, hayır.
Zaten haber de bunun farkında ki açıklarını, zamanlama senaryosuyla tamamlıyor.
"Fırat’ın doğusuna sınır ötesi harekat kararlılığı"na denk gelmesi tesadüf müymüş!...
AK Parti'den önce, 2000 yılında CHP adayı Mimarlar Odası Başkanı Prof. Dinçer’in imzasıyla SİT alanından çıkarılmış. Üstelik saha da Kaz Dağları’nda değil, 40 km uzaklıktaki Kirazlı Balaban Tepesi’ndeymiş. Ve ilk ruhsat 2001'de verilmiş.
Böyleyken 2 yıldır ağaçlar kesilirken sessiz kalanlar, neden şimdi kesim bittikten sonra ayağa kalkmış?
Zamanlamanın manidarlığını, bu soruyla hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde ispatladığını sanıyor haber.
Geriye, ölümcül darbeyi vurmak kalıyor ki onu da tahmin edersiniz: "Batı ve ABD, Türkiye’nin karşısında dururken milli birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulan bugünlerde, CHP’lilerin öncülüğünü yaptığı Kaz Dağları protestoları provokasyon ateşine dönüştürülmek isteniyor..."
Çevre duyarlılığı ve ağaçların kesilmesi, oldu mu size algı operasyonuna bahane!
"Türkiye sınır ötesi harekata hazırlanırken kimi çevreler, ülke içinde ağaçları bahane ederek provokasyon peşine düştü. Olay, akıllara bir dönem FETÖ’nün Bergama’daki altın arama faaliyetleriyle ilgili oynadığı oyunu getirdi" dedirtmez misiniz artık?
Oysa...
Çevre duyarlılığına hak vererek sahip çıkılsa, siyaseten kullanılmasının önüne çok daha kolay geçilebilirdi.
Başka bir siyasi ajandaya alet etmek için körükleyenler araya karıştı diyelim...
Eldeki somut veriler, komplo iddiasını desteklemeye ve güçlendirmeye harcanacağına....Yanlış bilinenleri ve önyargılı suçlamaları, yabana atılmayacak şekilde çürütmekle yetinilse, daha inandırıcı ve etkili olmaz mıydı?
Tabii mesele, zıtlaşma ve inatlaşma minderine çekerek bağcıyı dövmek değil de...Kamuoyunu manipüle etmeden aydınlatmak, ajitatörlerle provokatörlere fırsat vermeden tepkileri ortak iyiye kanalize etmek ve tatminkar güvencelerle yatıştırmaksa!