HTŞ kimin planını uyguluyor?

İngiltere Başbakanı Churchill, Kuzey Afrika cephesinde Hitler ve Mussolini güçlerine karşı zorlanıyordu. Savaşı kazanacak bir general bulmanın neden bu kadar zor olduğunu sorguluyordu.

Mısır'da, Libya'da sert muharebeler yaşandı. Zaferle sonuçlanan 2. El-Alameyn Muharebesi için Churchill şöyle diyecekti:

"Artık bu bir son değil, hatta sonun başlangıcı değil. Ama başlangıcın sonu olabilir".

Netflix'te başlayan 4 bölümlük yeni Churchill belgeselinde, birçok veciz sözüyle birlikte bu da yeniden karşıma çıktı.

Suriye'de 61 yıllık Baas rejiminin çökmesine de, Esad diktasının yıkılmasına da cuk oturmuyor mu!

Sonun başlangıcı değil, belki başlangıcın sonunda henüz Suriye. Önünde uzun, çetrefilli bir yol var.

En zoru bitti ama daha zoru, bakın neden şimdi başlıyor?

Esad, 13 yıllık kanlı bir iç savaşın ardından düştü. Daha 3 yıl önce yüzde 95'le güya seçin kazanmıştı. Seçim tiyatrolarının perdesi yıkılınca acı gerçekle yüzleşti. Ne halkı duruyordu arkasında ne ordusu. Halı, ayaklarının altında çekilirken ruhu bile duymamıştı.

Churchill gibi özlü deyişleriyle ünlü Demirel'in o sözüne hak verdirdi. Ortadoğu'da diktatörler, devrileceklerini 5 dakika öncesine kadar anlamaz.

Rahmetli az bile demiş; hatta bazıları, devrildiklerini 5 dakika sonra bile anlamıyor.

Uzun lafın kısası, rüzgârın sert döndüğü Ortadoğu'dan söz ediyoruz. 24 saatte dengeler hızla değişebilir, düzenlerin altı üstüne gelebilir.

Emevi Camii'nde zafer selamlaması yapan HTŞ lideri Colani'nin gizli ajandasını ve kontaklarını bilmiyoruz.

İsrail'in İran'ı zayıflatıp Hizbullah'ı çökertmesi, Rusya'nın Ukrayna'ya gömülmesiyle bir boşluk doğdu. HTŞ, fırsatı gördü, hazırlıklıydı ve bu boşluktan yararlandı.

Dışarıdan böyle görünüyor. Şam'ın bu denli kolay düşeceğini kim bilebilirdi?

Arka planda, görünenden fazlası yok mudur?

Colani, muazzam ve beklenmedik zaferini kimlerin desteğine borçlu; yalnızca Türkiye'nin mi? ABD de işin içinde mi?

Açıklamalara bakılırsa Türkiye HTŞ'den, ABD de Türkiye'den haberdar, sürece angajeler.

Ama yine gerek Beyaz Saray'ın gerekse Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Dışişleri Bakanı Fidan'ın tepkilerine, bekle-gör mesafesi hâkim.

HTŞ ve Colani'nin ne yapacağını görmeden tedbiri elden bırakmıyorlar. Ankara ile Washington'un HTŞ'yle ilişkisi, sorumluluğunu alacak ölçüde bir güvene dayanmıyor anlaşılan.

Türkiye'nin sahadaki ortağı belli, Suriye Milli Ordusu. ABD'ninkiyse YPG. Bu durumda HTŞ, kimin ortağı ve kimin planını uyguluyor? Belirsiz.

Ve hepsinin kontrol ettiği bölgeler ayrı.

Tüm bu aktörler ve arkalarındaki partnerleri, geçiş sürecini nasıl yönetecek? Birbirleriyle çatışacaklar mı, yoksa barış içinde iktidarı paylaşacaklar mı? Bir ortak yönetim modelindde uzlaşabilecekler mi? Geleceğin Suriye'si üniter devlet mi olacak, federasyon mu? Toprak bütünlüğünün korunması, Türkiye'nin çıkarına da... Ya bölünürse sınırımızdaki otonom bölge kimde kalacak?

Türkiye, YPG'yi masanın herhangi bir yerinde istemiyor. Oradan hesap edin.

Onun için en zoru bitti ama daha zoru yeni başlıyor.

SURİYELİLER KAÇ GÜNE DÖNER?

Esad, Rusya'ya kaçtığına göre Türkiye'deki Suriyelilerin de evlerine dönme zamanı geldi, birkaç güne dönerler gibi bir beklenti oluştu.

Dışişleri Bakanı Fidan da artık dönebileceklerini söyledi ama bugünden yarına dönmelerini mi kastetti? Hiç sanmıyorum.

Fakat Suriye sınırı ve Şam yollarında dönüş trafiği görüntülerinden alın da... Misafirperverliği için Türkiye'ye teşekkür edip dönüşe hazırlanan Suriyelilerin sokak röportajlarına, veda mesajlarına kadar...

Sanki bugünden yarına döneceklermiş gibi bir hava estiriliyor.

Yaklaşık 3 milyon Suriyeli hemen giderse bıraktıkları işler ne olacak, diye işletmelerin batmasından korkanlar, şimdiden tedbir telaşına dahi düştü.

Keşke ona kalsa, o kadar kolay olsa...

Arap baharı, Suriye'den önce uğradığı yerlerde kışa döndü.

Irak'ta Saddam, Libya'da Kaddafi, Mısır'da Mübarek gibi diktatörler devrildiğinde de coşkulu sevinç gösterileriyle kutlanmıştı.

Ancak zulümden kurtulduğunu zanneden halkların daha çekeceği vardı, çileleri dolmamıştı.

Suriyeliler, yaşadıkları zafer sevincini fazlasıyla hak etti. Fakat kısa sürüp sürmeyeceğini görmeden, yönetimden ve kalıcılığından emin olmadan ne kadarı döner?

YORUMLAR (68)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
68 Yorum