Hani Af Örgütü Amerikan ajanıydı!
İktidarı hak ve özgürlüklere saygıya çağıran uluslararası örgütlere ne dendiğini biliyorsunuz.
Bunların derdi hak ihlalleri değildi, bunlar maskeli Amerikan ajanıydı...
Bunlar, dış güçlerin kılık değiştirmiş maşasıydı...
Bunlar, hak savunucusu görünerek emperyalizm adına saldırıyordu...
Bunlar, Türkiye ve İslam düşmanıydı...
Bunlar, samimi değil iki yüzlü ve çifte standartçıydı...
Bunların hak ve özgürlük mücadelesi sahteydi, Batı’nın operasyon aparatıydılar...
İşte bunlardan biri, hatta önde gelenlerinden Uluslararası Af Örgütü ne yapsa beğenirsiniz!
Kabil’de, 6’sı çocuk 9 sivilin öldüğü hava saldırısından dolayı ABD’ye hesap sordu.
Hem de Af Örgütü’nün ABD Şubesi Direktörü Paul O’Brien yaptı bunu.
O’Brien, Amerikan hükümeti ve ordusunun karşısına şu zehir zemberek uyarıyla dikildi:
“Hava saldırılarını gerçekleştirenlerden hiçbir şekilde hesap sorulmuyor. ABD yıllardır Afganistan, Pakistan, Suriye ve Somali’de sözde ‘terörle mücadele’ kisvesi altında sivilleri öldürüyor ve buna karşılık cezasız kalıyor. ABD, öldürülenlerin ailelerine karşı ölenlerin isimlerini açıklamak, yaptıklarını kabul etmek, soruşturmak ve onarım sağlamakla yükümlüdür.”
Emperyalizmin hayasız suratına atılmış bir tokat gibi değil mi!
Devamında, Biden yönetimini hak ihlallerine son vermeye ve uluslararası hukuka uymaya çağırıyor.
Pentagon Sözcüsü, 9 sivilin kendi saldırılarında öldüğünü reddetmemişti.
Saldırı, güya Kabil Havaalanı’nı hedef alan IŞİD terör saldırısına bir misillemeydi.
Ne ABD; canını yakan, kayıplar verdiği terör saldırısının arkasına saklanarak katliamı yalanlıyor...
Ne de Af Örgütü, meşru savunma hakkından bahsederek katliamın sorumluluğunu hafifletiyor...
Henüz Af Örgütü’nü, ABD’ye karşı haince IŞİD’i tutmakla, terörü sinsice meşrulaştırmaya çalışmakla suçlayan yetkili çıkmadı.
Af Örgütü’nü, insan haklarını kötüye kullanarak terörü aklayıp paklıyor diye itibarsızlaştıran yetkili de duyulmadı.
Terör vahşetine kendini siper ettiğini, hak savunuculuğu maskesi altında IŞİD’i savunduğunu, demokrasiyi istismar ettiğini, operasyon çektiğini söyleyen nerede!
Trump gitti, meydan boş, ABD sahipsiz kaldı, düşmanları bayram ediyor tabii (!)
Yedirebilirler miydi bunu, Trump olacak da Af Örgütü ABD’ye kafa tutacaktı ha!
Ne indirmedik maske bırakırdı alimalllah yüzlerinde...Ne terör seviciliklerini ne yalancılıklarını ne de emperyalist dış güç saldırısına alet olduklarını...
Koruyucusu Trump’ı kaybettiğine yanarsa ABD yansın, bizi ilgilendiren kısmı şu:
Amerikan emperyalizminin değilse hangi emperyalizmin ajanıydı yahu bu Af Örgütü? Kime, hangi dış güç namına çalışıyorlar?
Ferhan’la İnci yerli isim değil mi?
Türkiye’ye mal olmuş iki büyük sanatçıyı, iki kutup yıldızını peş peşe kaybettik.
“Şahları da Vururlar”ı, “Felek Bir Gün Salakken” oyununu sahnede izlemeyen, “Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı” veya “Falınızda Rönesans Var” kitabını okumuştur. Ona denk gelmeyen “Pardon”u, “Parasız Yaşamak Pahalı”yı, “Şans Kapıyı Kırınca”yı yahut “Köşedönücü” filmini..Onu da kaçıran, illa ki “Varsayalım İsmail” dizisine rastlamıştır.
Ferhan Şensoy, üretken bir tiyatrocu ve yazardı. Hınzır hicvi, bir yerden mutlaka sızmıştır hayatınıza. Eserlerini, ismen de olsa gözünüz, kulağınız ısırır.
Alaturka sevip İnci Çayırlı’yı bilmeyeni, dinlememiş olanı Ferhan Şensoy’un orta oyununa havale ederler. Sesi, nağmeleri illa ki değmiştir kulağınıza, bir akşamınıza değilse bile bir anınıza eşlik edip sizi yakalamıştır.
Makam müziği, tercihiniz olmayabilir. Politik mizah, türü ya da içeriğiyle size hitap etmeyebilir.
Ama sanatçıları, görüşlerine göre ‘sizden-bizden’ diye ayırmak reva mı?
Müziksever olup İnci Çayırlı’yı kayba üzülmemek, sanata değer verip Ferhan Şensoy’u yok saymak mümkün mü?
Yandaş magazin şöhretlerinden bile tam kadro duyarlılık esirgemeyenler, Şensoy’la Çayırlı’ya bir taziye mesajını çok görmemeliydi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy dışında, iktidar saflarının sessizliği dikkat çekici.
Bir tek Fahrettin Altun’un, o da mahallelisi diye Çayırlı’yı rahmetle anan tivitini gördüm.
Merkel, önceki gün “Kulağa yabancı isimleri var diye adı Erika, Klaus olmayanlar vatandaşımız değil mi, onlar da Alman” diye çıkışıyordu.
Partiye destek bildirmeyen sanatçılar, geleneği dahi yaşatsa; adları Ferhan, İnci bile olsa yerli ve milli değil mi yani!