Ben ne dedim ETS ne anladı
Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, sahili Suriyelilere değil de deveye, ata, mangala, çadıra, nargileye filan yasakladığını anlatmak isterken ne uğraştırıldı yaz başında, hatırladınız mı?
İsmail Saymaz ve Prof. Ahmet Kasım Han’la birlikte, söyleşi ve imza günü için önceki gün Mudanya Kitap Fuarı’ndaydım. Haziran ayındaki velvelenin dumanı hala tütüyordu.
Başkan’la konuşurken laf yine koparılan o tantanaya geldi.
Fuar, Mütareke Meydanı’nda açık alana kuruluyor. Başkan’ın projesi de zaten Mütareke’yle anılmasından hareketle Mudanya’yı hem barış, kardeşlik ve özgürlük kenti hem de kitap fuarcılığında bir dünya markası yapmak.
Düşünsenize...
Siz buna çalışırken adınız göçmen düşmanına, yasakçıya, hoşgörüsüze, ırkçıya filan çıkarılıyor!
Halkın şikayet ve rahatsızlığına yol açan kirliliğe karşısınız ama Suriyelilerden rahatsız, göçmen karşıtı olmakla suçlanıyorsunuz!
Zabıtanız sahillerden işporta tezgahlarını, atları, develeri toplamaya girişiyor ama müdahaleniz, Suriyelileri temizleme harekatı gibi yansıtılıyor!
Derdinizi anlatmak için haybeye dil dökmek zorunda kalmanıza mı yanarsınız...Parlatmaya koyulduğunuz markayı, hoyrat bir imaj darbesiyle bozma çabalarına mı...Projelerinize ayıracağınız enerjiyi yanlış önyargıları kırmaya, haksız algı ve yakıştırmaları düzeltmeye harcattıklarına mı!
Toparladı gerçi çarpıtmaları ama bir de Türkyılmaz’a sorun, toparlayana dek nasıl kök söktürdüklerini...
Nihayet aşılmış da meselenin Suriyelileri değil doğma büyüme Mudanya yerlisi bile getirse kirlilik unsurlarını sahile sokmamak olduğu anlaşılmış.
O şerri hayra çevirmek için de fuarın ana teması, göç ve mültecilik olarak belirlenmiş. Mudanyalıların konuya, konuşmacılara ilgisiyse beklediğimin çok üstünde sıcak ve kucaklayıcıydı, Allah var...
Ha, yazının başlığıyla alakasını soruyorsanız; dünkü yazım uzerine ETS Tur’dan avukatları aracılığıyla bir cevap ve düzeltme talebi geldi.
ETS’nin UYAP’ta şüpheli kaydı olmadığına dair bir de savcılık yazısı iliştirilmiş ekine.
E ben de onu diyorum ya, nesini yalanlıyorlar, çözemedim.
ETS hakkında FETÖ irtibatı iddiasıyla bir soruşturma yürütüldü diyen de, niye yürütülmedi diyen de yok. ‘ETS ile telefon irtibatı’ üzerinden karikatürist Musa Kart’a yöneltilen suçlamadaki saçmalık ve tutarsızlığa gönderme var, o kadar.
Üstelik ‘ETS sahibi bu suçtan niye yargılanmıyor yerine, Musa Kart niye bundan yargılandı’ demek gerektiği bağlamında geçiyor.
Neresi FETÖ’yle irtibatlı algısı yaratmaya çalışmak şimdi bunun?
‘Ne dediğini tam anlamadık ama galiba bize kötü bir şey söyledi’ diye, her ihtimale karşı gönderdilerse düzeltmeyi, rahatları kaçmasın.
Takla da attırılsa, yazımdan korktukları anlam çıkmıyor. Aleyhlerine bir yorum içermiyor, bilakis lehlerine.
***
‘Hay Allah, okuduğumuzu nasıl anlayamadık’ diye de üzülmesinler. Çok yaygın memleketimizde, asla yalnız değiller.
Uluslararası Ögrenci Değerlendirme Programı PISA’nın Direktörü Schleicher, daha dün içimizi rahatlattı.
Test ölçümlemelerine göre anlamlandırma, çıkarım yapma, bilgiler arasında bağlantı kurma, iki bilinmeyenli denklem gibi karmaşık sorunları çözme ve yargılara ulaşma becerilerinde ortalamamız düşükmüş, kapasitemiz hayli zorlanıyor...
Fakat anlama zahmeti çekenlere ne zorluğu olacak, kıyak kafa konforlarından endişe buyurmasınlar.
Asıl zorluğu, zorlananlar değil iki laf anlatıncaya dek çıldırttıkları muhataplar yaşıyor nasıl olsa.