Soylu’nun devleti
“Devletin nötrlüğü”nün en hayati anlam taşıdığı alan güvenlik ve yargı olmalıdır.
Önüne gelen davaya ideolojik gözlükle bakan bir yargıç kaos işaretidir. Aynı şekilde ideolojik parçalanma sebebiyle insanların hangi muamele ile karşılaşacağını bilmediği bir güvenlik örgütü, cehennemi bir kaygının kaynağıdır.
12 Eylül öncesinin Pol-Der ve Pol-Bir parçalanışını yaşadı Türkiye.
Bizde Yargının bir misyonla hareket ettiği dönemler ise çok gerilerde kalmış değil.
Amerika’da polisle siyahlar arasındaki gün ortasında işlenen polis gaddarlığı ile somutlaşmış gerilim tam da devletin nötrlüğü ile ilgilidir. Liberal devlette içselleştirilmemiş nötrlük, devlet adına işlenmiş cinayetleri önleyemiyor.
Güvenliğinizi emanet ediyorsunuz, mahremiyetinizi emanet ediyorsunuz ve o yapıdan emin değilsiniz. Kimliğinize göre davranıyor. Korkunç bir şey. Asıl endişe verici yanı, fiilen ayrımcı bir muamele ile karşılaşmanız değildir, o tehdidi hissetmektir.
İdeolojik ayrımların yaşandığı Türkiye’de yargı ve güvenlik birimleri de ideolojik hüviyet kazanmışsa yargı yargı olmaktan çıkacak, güvenlik birimi güvenlik birimi olmaktan çıkacaktır.
Diyelim “terörle mücadele” diye bir gündemi var ülkenin. Hiç şüphesiz hayati bir mesele. Ama terörle mücadele ile görevlendirilen kişilerin sahada silahı gelişigüzel kullanamayacağını da öğretmemişseniz, ortaya, köy yakmalar, köy ortasında insanları çırılçıplak soymalar, pislik yedirmeler, cezaevlerini cehenneme dönüştürmeler dahil birçok cinayet çıkması kaçınılmazdır. Türkiye’nin “terörle mücadele” geçmişine baktığınızda böyle pek çok cinayet bulursunuz. Neden? Çünkü “terörle mücadele”nin her şeyi meşrulaştıracağı gibi bir psikolojik donanım verilmiştir o işle görevlendirilenlere.
Bu anlamda yargı alanı da sorunludur ülkemizde. Geçmişten bugüne sorunludur hem de. Sami Selçuk “Yargıç kendisine karşı da bağımsız olmalıdır” der. Devlet misyon yükleyemez yargıca, kendi kendisi de misyon yükleyemez. “Adalete ulaşmak” başlı başına kutsaldır, yeterlidir. Ama bu alanda sorun yaşadığımız da bir vakıa. “Adamına göre yargı” gerçeğini kim görmezden gelebilir?
Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı üslubu. Gazeteciye “namussuz” diyen bir İçişleri Bakanı. Ve Anayasa Mahkemesi Başkanı’na Bakan’ın hoşuna gitmeyen bir karara imza attığı için “Gel de sokaklarda bisikletle dolaş bakalım, ben varım sen de var mısın!” üslubunda konuşan bir bakan. Böyle bir üslup hangi bakanlıkta olsa sorunludur da, İçişleri Bakanlığı’nda olduğunda ürküntü vericidir.
Genelde değerlendirmeler Bakan’ın sözlerini “Ülkenin sokakları güven verici değil” boyutunda aldılar ve “Bunu sağlamak senin görevin değil mi? Bu aczin itirafı değil mi?” şeklinde okudular. İşin bu tarafı da var elbette, ama ben asıl bir İçişleri Bakanı’nın AYM Başkanı’na bile bu üslupta konuşuyor olmasını, Bakan’ın güvenlik biriminin başındaki bir insan hüviyetiyle birlikte düşündüğümde ürküntü verici buluyorum. Şimdi AYM Başkanı sokağa çıktığında nasıl emin olsun İçişleri Bakanı’nın herhangi bir yaptırımı ile karşılaşmayacağından? Asıl soru bu değil mi? Bakanın emrindeki güvenlik güçlerinin kendisini taciz etmeyeceğinden nasıl emin olsun? Dev bir yapı İçişleri Bakanlığı… Bu dev yapıyı yöneten insan, herhangi bir vatandaşa öfke duyabilir mi? Herhangi bir vatandaşı hedef haline getirebilir mi? Her vatandaşın özgürlüğünü, güvenliğini, mahremiyetini korumak onun görevi değil mi?
Bazen ne dediğinin farkında mı değil sayın bakan diye düşünmeden edemiyor insan. Bir gazeteciye “Namussuz” diye hitap ediyor mesela. Akıl almıyor, nasıl olabilir bu? Ama bir başka yönden baktığınızda da “seçerek” yaptığı anlaşılıyor yaptıklarını. İçişleri gibi bir bakanlığı yöneten insanın yaptıklarını “seçerek” yapması çok tabii, çok gerekli de, seçimin “devlet adabı” içinde olması da gerekli. “Devlet adabı”nın en önemli özelliğinin ise, insanların hukuku noktasında hassasiyet olduğu kesin.
“Racon kesen bir üslup” değildir devlet adamının üslubu.
Bu üslubun belli dönemler alıcısı bulunabilir. Çarpık yargının da alıcıları olmuştur belli dönemlerde.
Ama o dönemler kalıcı olmuyor. Bir gün geliyor herkes yanlış güvenlik anlayışını, yanlış yargı tavrını dışlıyor. Çünkü bir de bakıyorsunuz çarpık anlayışlar herkesin ayağına basmış, herkesi yaralamış.
Ne denir? “Bir gün gelir sizin de güven veren bir yargıya, güven veren bir güvenlik teşkilatına ihtiyacınız olur.” O günler o kadar çok insanın aradığı günler olmuştur ki…
Yapmayın sayın bakan. Özellikle sizin boğazınızın dokuz boğum olması lazım.















Mükemmel ve cesurane bir yazı. Teşekkürler Sn. Tasgetiren
Yanıtla (0) (0)Mükemmel bir yazı. Cesurane bir beyan. Devleti stratejik bir makamda temsil edenler icraatlarini çok daha titiz adil ve güven verici usluplarla devam ettirirlerse itibarlarını artırmış olurlar. Devlet baba unvanı atmosferini özümsemiş olurlar.
Yanıtla (0) (0)Fazilet hissi yani güzel ahlak insanda Allah korkusundan dır.diyor Mehmet Akif Rahmetlik
Yanıtla (0) (0)"Yurek sogutan bir icisleri bakani".. yorumculardan biri oyle demis.. yapilanlardan yuregi soguyan varsa, hak ettikleri yonetimle yonetiliyorlar, sonunda da hak ettikleri sonsuz bir hayat onlari bekliyor.. belki de dogru yolda miyim diye tekrar dusunmek, yurek sogutmamak, sozsuza kadar yasayacagi gelecegini simdi olusturan insan icin daha hayirlidir.. bir de Kur'an'i Turkce, uzerinde dura dura, dusune dusune okumak.. Allah hepimizi islah etsin insallah..
Yanıtla (0) (0)siyasetçi ya toplumu dönüştürür ya da suyuna gider. bizim toplum yapısı cemaat tipi doğu toplumu. lider kültü ağır basıyor. liderde aranan özelliklerden biri de kaba tabiri ile "posta koymak"
Yanıtla (0) (0)Teşekkürler Taşgetiren.
Yanıtla (0) (0)Herşey kurtlar vadisiyle başladı
Yanıtla (0) (0)Önemli ve yerinde bir uyarı...dilerizki anlaşılır ve güvenlik ile adalette güven çıtası yükseltilir
Yanıtla (0) (0)Öncelikle AKP oy vericisi değilim. Soylu bakanın bu ülkenin güvenliği için nasıl çalıştığı herkesin malumu. Takdire şayan. Bu konuda yanlış anlama geliyor bana. Bakanın dediği kişinin özgüelükleri benim özgürlüğümü engellediği yerde biter. Kafana göre ana arter yollarda eylem yapalım. Böyle bir kural olabilir mi Allah aşkına. Soylu bakan son derece haklı. Zaten trafik felç. Lütfen empati yapalım. Sizede doğruyu yazmak düşmeli. Esenlikler dilerim...
Yanıtla (0) (0)tabiki gün gelecek güven veren yargıya ihtiyacı olacak.
Yanıtla (0) (0)Haci herseyi birbirine katmışsin,,hicbirsey belli olmuyor..:))..tek kelime yeter Ahlak ve yine Ahlak..konu kapanir..Ahlaksizdan bi cacik olmaz..Hepimizin cok ihtiyaci var.ekmek,su.misali..
Yanıtla (0) (0)Yüreğine sağlık Ahmet Augustınus'un dediği gibi,"Adaleti çıkarırsan devlet büyük bir çeteden başka nedir?"
Yanıtla (0) (0)Ahmet bey sizin eski yazılarınızda hem davuluna hem kasnağına vururdunuz yani her iki tarafı da gözden geçirirdiniz şimdi görüyorum ki tek taraflı yani burada anayasa mahkemesinin verdiği karara hiçbir şey söylemiyorsunuz bunlar size yakışmıyor
Yanıtla (0) (0)3- Bu siyaset uğruna dini değerler de,vatanı (milli degerleri) da "araç" olarak kullanılmaktan öteye gitmiyor.
Yanıtla (0) (0)2- Ama ülkemize baktığımızda bunun tam tersi söz konusu. Kendine ve topluma güvenmeyen, özgüveni yetersiz insanlar refah ve özgürlükler üzerine devleti inşa etmek yerine bütün hasletini devletin varlığı ve bekası üzerine yoğunlaştırarak,siyasilerin yönetsel gücü ellerinde toplayarak ülkeyi kapalı kapılar ardında yönetmesini görmezden geldiği gibi hukuksuzluga ragmen bu güce dayanarak masaya yumruğu sert vuranı ve sesi gür (tehditkar) çıkanı da "haklı" ve "adil" olduğunu sanıyor. Işte bizim ülkemizin açmazı bu. Insanlarımızın bilgisizliği ve eğitimsizliği üzerinden yapılan siyaset.
Yanıtla (0) (0)1- Bence asıl üzerinde düşünülmesi gereken iktidardakilerin hukuka aykırı söz ve davranışları değil.Bu söz ve davranışların halkta karşılık bulması. Bazı okurlar gelecek adına insanı kaygılandırıyor. Gelişmiş batı toplumlarında kendine ve topluma güvenen, özgüveni yüksek halklar siyasilerin güçlerinin ve yetkilerinin denge ve denetim mekanizmaları ile sınırlandırılarak insanlarin girişimci ruhunun teşvik edilmesini,ekonomik refahlarının artırılmasını, mülkiyet haklarına saygı duyulmasını ister ve devlet karşısında insanların ekonomik ve siyasi özgürlüğünün hukuken garanti edilmesini talep eder
Yanıtla (0) (0)Cumhurbaskani Sisi'ye yillarca hakaret ettikten sonra dun ansizin "Yunanla alastiniz, cok uzulduk, neden boyle yaptiniz guzel kardesim" mealinden bir mesaj yollamis. Demek ki Akdeniz konusunda vuracak baska kapi kalmadi. Dis politikada hakaretlerin bedeli var.
Yanıtla (0) (0)Sayın Bakan sıradan bir insan gibi diline geleni söylemeyi bir kenara bırakmalı. Böyle yapmaya devam ederlerse mahiyetindeki memurlar daha fazlasına cüret ederler. Tamam birileri Sayın Bakanı başarılı bulabilirler ve böylede sevebilirler. Ama bu Sayın Bakanın sözüne dikkat etmesine engel teşkil etmez. Doğrusu Anayasa Mahkemesi Başkanına söyledikleri söz hiç de doğru değil.
Yanıtla (0) (0)Deva,Gelecek,ve SP nin ittifakına isim koydum:'Vicdan İttifakı''.AKP içindeki merkez sağ seçmen bu ittifaka buyursun.Saygılar.
Yanıtla (0) (0)ahmet çelik senin gibi konuşan bakanı seviyorsan sana da yazık. sokak ağzıyla konuşan bir bakan olamaz. üst düzey kişiler, sorumlu kişiler devlet adabı ile konuşmalıdırlar sokak ağzıyla değil. sen bilmiyorsun anlaşılan devlet adabını, devlet adamının sorumluluğunu. bu satırlarda sana anlatmaya çalışmıyorum da zaten bunu boşa kürek çekmek olur. belki aradaki farkı anlamaya çalışan birileri vardır
Yanıtla (0) (0)Dün dündür bugün bugündür verdiysem Ben verdim. Yollar yürümekle aşınmaz.Ahmet bey abi size Demirel gibi bakan başbakan İçişleri bakanı mı lazım. Biz bizim duygularımıza hitap eden bizim gibi konuşan iç işleri bakanını seviyoruz
Yanıtla (0) (0)Konfüçyüs'ün bir sözü"kendi kusurlarını anlayanın bütün günahları affedilir".Kabahati ve kusuru söylemek dahi günümüzde suç olarak algılanıyorsa yapacak hiç bir şey yok!Bitmişiz demektir!Hatalar söyleniyor fakat tepki yok!Yani sukutun ikrardan geldiği doğrudur.Yani kabulleniyorlar! Ama müdahale edilmiyor!"Müsamaha kapılarınını aralarsanız sonuna kadar açılı verir" C.Şahabettin...
Yanıtla (0) (0)Deva,Gelecek ve Saadet Partilerinin birlikte ittifak edeceklerine dair haber okudum.Kendilerine başarılar diliyorum.Saygılar.
Yanıtla (0) (0)Ülkede iktidar değişmemelidir.,iktidar değişikliği ülkeyi yapboz tahtasına çeviriyor...! Istikrar devam etmeli....ülkede hain emeli olanlara fırsat verilmemelidir..!daima milli devlet...güçlü iktidar lar ülkeyi yükseltmiştir...!
Yanıtla (0) (0)süleyman soylu en başarılı iç işleri bakanı
Yanıtla (0) (0)Bir bayan olarak uğradığım haksızlığı ve yenen hakkımı yazmak istiyorum. sadece bankasyadaki kapalı bir hesabım yüzünden işimden atıldım ve 9 ay cezaevinde yattım.adalete zerre kadar güvenim kalmadı.sadece çocuklarımın varlığı beni ayakta tutuyor.
Yanıtla (0) (0)Soylu gibi politikacıların 10 sene sonra bu ülkede yaşadığını kimse bilmeyecek.Tarihin sayfalarında da kendisine yer olmuyacak.Şansı yaver gitmez ise bugün hiç tanımadığı,varlığını reddettiği,yargı margı hepsi benim dediği yargının karşısına çıkabilir.
Yanıtla (0) (0)Bre Semih Selaldı! "Çünkü dert başka, öfke başka kin başka, bu tam da derviş ayağında bir kin!" Bu sözlerinizi birkaç on yıl sonra tekrar düşünmenizi temenni ederim. Kinli olduğunu iddia ettiğiniz yazarların kalplerini açıp okuma özelliğiniz olsa bile, yetkiniz yok. Kin hususunda, aynı dünya görüşünde olduğunuz kimselerin de düşünce potanızda sorgulanmasını dilerim.
Yanıtla (0) (0)Semih Selaldı'ya hitap! "İçişleri bakanı kaçışı kapatan meydan okuyunca sesi sizden geliyor..." demişsiniz. AYM İçişleri Bakanlığı'nın hasmı mıdır ki, ona meydan okunsun?! Eğer öyleyse hasımları artırma çalışmaları devam ediyor demektir. Nereden nereye?! Dış hasımların artması yetmez, iç hasımlar da artsın ki, o hasımlarla daha kolay baş ederiz mi denmek isteniyor? Bre insan! Hasımlarının çok olmasını ister misin?
Yanıtla (0) (0)Çok uzağa gitmeye gerek yok. Daha birkaç gün önce, içişleri bakanının hedef gösterdiği bir milletvekili, durumdan vazife çıkaran "zinde kuvvetler" tarafından sokak ortasında darp edildi. Dün çıkan bir kararla, eğer duruşmaya katılmazsa Can Dündar'ın malına-mülküne el konulacak. Ülke yönetiminde mafya-çete sistemi hüküm sürüyor. "AYM kararını tanımıyorum, saygı duymuyorum" diyen bir cumhurbaşkanının, AYM başkanına racon kesen içişleri bakanının ülkeyi getirdikleri noktada kimsenin can-mal emniyeti kalmamıştır.
Yanıtla (0) (0)Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever. (Ali İmran süresi 159. ayet)
Yanıtla (0) (0)AYM kaos için alan meşruiyeti sağlıyor... Buna bir refleksiniz yok! İçişleri bakanı kaçışı kapatan meydan okuyunca sesi sizden geliyor... şunu demeden olmuyor. Nereden nereye? Ülke ilk defa yürek soğutan bir İçişleri bakanı görmüş...ama size yaranamıyor. Çünkü dert başka, öfke başka kin başka, bu tam da derviş ayağında bir kin!
Yanıtla (0) (0)buyuk resmi iyi okumak lazım. şuanda dunya genelinde vahsi,somurgeci kapitalizm hakim. ,trump,putin,macron,selman,merkel vb. kapitalist,faşist diktatorler tarafından yonetilen bir dunya var.partiler,secimler palavra,gostermelik.simdi birde corona senaryosu uydurarak baskıyı arttırıyorlar.bu kapitalist diktatorlerin seytani planlarına ,dsö nün isbirlikci devletlerin sadakat,itaat performansi cok yuksek."maske ,sosyal mesafe,evde kal" gibi tuhaf kurallarla milyarlarca insana cehennem hayatı yasatıyorlar,isler kotuye gidiyor.boyle bir ortamda iyi seylerin olmasını beklemek bir hayal olur.
Yanıtla (0) (0)Balık baştan kokar ama koku maalesef kuyruğa kadar gelmiş.Devlet adamı devlet adabının olduğu yerde olur.Ortada neyin devlet neyin yürütme olduğunu belli değil artık.Yeni Türkiye bunu gerektiriyor galiba.
Yanıtla (0) (0)Kanuna ve kanunları uygulayan en üst kuruma riayet en Üst'ün olmazsa olmaz görevidir. Bu görev savsaklanır veya yapılmaz ise toplumda düşünce anarşisi doğar. Düşünce ve eylem anarşisini engellemekle yükümlü ve sorumlu olanlar bizzat düşünce anarşisine davetiye çıkarırlarsa sade vatandaş onların peşinden giderek ilk önce düşünce anarşisini sahiplenir ve daha sonra eylemsel anarşinin yolunu açarlar. Düşünce anarşisine davetiye çıkaranlar bilerek mi, bilmeyerek mi bunu yapmaktadırlar? Bilmeyerek ise azledilme, bilerek ise istifa ettirilme erdemi bizim ülkeye ne zaman uğrayacak?
Yanıtla (0) (0)uzun süre iktidarda kalmak gücü pekiştiriyor ve bana bir şey olmaz güveni yaratıyor. hiç bir iktidar iki dönemden fazla kalmamalıdır.
Yanıtla (0) (0)akpnin bütünüyle ilgili isimle ayrıştırma cbnin talimatıyla cbnin emriyle diye başlayan cümleler konuyu özetler boş yere alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste denmemiştir şimdi vatandaşa bir dokun bin ah işit sonrası aheste aheste vakti oluyor yani iktidar gözü var görmez kulağı var duymaz vaziyetlerinde
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar,bu konu bir sistem sorununu açıkça ortaya koyuyor.Denetimsizlik,hesap vermezlik TBMM devre dışı kalması,milletvekillerinn soru önergelerıni kaale alınmaması, ve güçzehirlenmesi.Ölçü olarak sadece sandıksonuçlarıniñ esas alınması,yargıniñ ikdidara bağlanması .İşte dünyada bir eşinin olmayan TÜRK TİPİ BAŞKANLIK SİSTEMİ.İceriğinin ne olduğu tambilinmeyen nasıl uygulanacağı bilinmeyen bu UCUBE SİSTEMDEN VAZ,GEÇİLMIDİR.ÇÖZÜM:DEMOKRATİK PARLEMENTER SİSTEM.YENİBİR ANAYASA, DAN Z YE DEĞİŞTİRİLMİŞ
Yanıtla (0) (0)Erdoğan'dan rol çalıyor... Eskiden Erdoğan'ın çok yaptığı gibi yargıyla kavgaya tutuşup ordan bir mağduriyet çıkarmanın peşinde... Acemilik işte... Ustasından iyi öğrenememiş...
Yanıtla (0) (0)Tatlı söz, güler yüz, anlayan insan, çözen adam, empati yapan davranışlar varken neden kırıyoruz birbirimizi... Bugün varız, yarın yokuz.... İyilik hep var olacak... Önce insan... Adil adalet.....
Yanıtla (0) (0)Sizin de bahse konu bakanı bu şekilde eleştiriyor olmanızdan hareketlesize ve fikirlenize aşırı bağlı biri bu yazınızdan tahrikle adı geçen bakana bir gezisinde fiziki saldırıda bulunursa....Olamaz mı? yani.Böyle boş şeyleri zorla mı yazdırıyorlar size..
Yanıtla (0) (0)Kurumlar kendi başına hareket ediyorsa devlet çarkında çomak var demektir çarkın dişlilerinden biri kırıldımı ya tamir ya değiştirme gerekebilir fakat önce DYP genel başkanı sonra Ak Parti ve sonra kabine dışı bakan çok bilinmeenli denklem değil ben önce acaa ERDOĞAN 'ın velihaddı mı ? diye zanederek damat Berat gibi oda Ak partiy'e nokta nokta anlamına gelir ki sanırım 2023 den sonra nokta konulacak gibi
Yanıtla (0) (0)Üzüm üzüme baka baka kararır. Lider, devlet adamlığını değil de kabadayılığı özümsemişse, liderliğe oynayan da aynı metodu uygular. Erdoğan da istifa etmeli Soylu da. Ülkeye tek sundukları şey hukuksuzluk.
Yanıtla (0) (0)Sayın bakan daha dün (partiye geçmeden) cumhurbaşkanı hakkında söylediklerine bakınız. Olayı anlarsınız. Kalite problemi
Yanıtla (0) (0)Bütün karar vericiler kararlarını verirken biraz empati yapmalı, bakanın bunu isteme hakkı yok mu. Üslub yanlış olabilir.Ancak muhalefet partisi temsilcileri herkese racon keserken hakaretler ederken, buna el koyacağız, o gazeteleri kapatacağız derken kimse eleştirmiyor. Ahmet abi önceden eleştirilerin tek taraflı değildi. evet yine eleştirirdin ama empati kurarak. artık tek taraflı insafsızca eleştiriyorsun.
Yanıtla (0) (0)Şu devletin haline bak kimler bakan olmuş. Emin olun sokaktaki çocuk dili...
Yanıtla (0) (0)Tebrikler. Güzel bir yazı.
Yanıtla (0) (0)Sayın Taşgetiren, bu üslupta bir kişiyi üniversitenin açılışı için davet ettiler. Düşünebiliyor musunuz? İlk dersi bir akademisyen hocanın vermesi beklenirken herkes bu racon kesen şahsı dinledi. Daha ne diyeyim?
Yanıtla (0) (0)sayın taşgetiren sanırım içinden geldiğiniz siyasal akımın(siyasi islam) sizleri demokratik anlayışdan uzak düşüncelerin karmaşası ve etkisinden dolayı evrensel geniş perspektifden bakmanız sorunlu bir hal alıyor.Soyluya dair analiz ve söylemleriniz konusunda haklısnız ,başlangıçta vurgu yaptığım gerekçeler nedeniyle göremediğiniz mesele şu:AYM Başkanı parti başkanının(aynı zamanda CB(GARABET BİR DURUM BU AYRI)) el pence ,önünde eğilirse onun memuru doğal olarak o eleştirdiğiniz cümleleri pişkin utanma ihtiyacı duymadan rahatlıukla söyler.MADDE 138 kimin umrunda ,siyasal islam hukuk tanımaz.
Yanıtla (0) (0)Devlet veya kurum kaldımı ortada. Üslubu olsun. Başında Erdoğan bakanı Soylu olan bir devlet ne vaadedebilir.
Yanıtla (0) (0)Bir devlet adamı,bu kadar nobran,üstten bakış,önüne çıkan herkesi paylamayi,azarlamayı görev edinen ,çok çalışıyor olmasinı vatandaşın kafasina çaka çaka anlatan ,nobran olabilir mi?Olabiliyormuş gördük.Alicısı vardır ama ben izninizle almayayım.Bana göre çok itici,sevimsiz uslüp. Bana kendisi adına utanma duygusu yaşatıyor.
Yanıtla (0) (0)Farklı açıdan bakıldığında bir doktor hastasının düşüncesine göre tanı koyabiliyor mu? Kimse telkinde bulunabiliyor mu?
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar, bir de sokaklara kahve, cami vb yerleri bir çıksanız Onların ne diyor acaba? siz ne kadar uzak düştünüz halktan ve haktan!
Yanıtla (0) (0)‘Racon kesme üslubu’ denkler arasında adaleti sağlayabilir belki fakat ‘kamunun gücünü kullanarak’hitap edilen topluluğun da uyandırdığı heyecanla politikacının şirazeden çıkması çokça rastlanan bir durumdur.Herkes hata yapabilir,bu insani bir zaaf olsa da ‘erdem’ özür dileme kültürünü gerçekleştirmektedir.Bu,birey için geçerli olduğu kadar,asıl toplumun herkesimiyle bunun talep etmesi ve ısrarcısı olması gerekiyor! Meydan okuma,dayılanma,omuz atma ‘yukarı’dan aşağıya,hatta ‘yandaş’lara varıncaya kadar mevcut iktidar partisinin zaafı.Kendilerine ‘Soylulu’ğun tevazuda olduğunu hatırlatmalı!
Yanıtla (0) (0)Yarabbi, zülüm ahlaksızlık ve ırkçılk üzeri kurulan bu düzeni ZİR U ZEBER EYLE, ZİR U ZEBER EYLE, ZİR U ZEBER EYLE...
Yanıtla (0) (0)Böyle kabadayı ukala üslup ülkenin huzurunu kaçırır. Gerçeği akp li yöneticilerin büyük çoğunluğu bu üslupta.
Yanıtla (0) (0)BİR BAKAN ÇIKIYOR AKLIMIZLA ALAY EDİYOR. VERİLERİN İNANDIRICILIĞI NE ÖLÇÜDE. Diğeri sokak kabadayılarının diliyle konuşuyor. Yürütmenin yargıya bu şekil hitabı doğrumu. Bu yüzden tüm hukukçular kenetlendi. 50.000. üyesi olan İstanbul barosunda Ancak. 1,600.üye buldular. Yeni baroyu kuramıyorlar. Bu hezimetin baş sorumluları bu bakanlar.
Yanıtla (0) (0)Devletimiz Bahçeli ve soylu söyleminde bir yola everildi. AKP buna bir çözüm yolu bulmalıdır.
Yanıtla (0) (0)Ne diyor şeyh Edebali kızmak onlara hilm bize yani halkın kızmak hakkıdır yönetici olaylara sakinlikle yumuşak bir şekilde karşılık vermelidir lakin bu bizde ters anlaşılıyor herhalde
Yanıtla (0) (0)Geriye dönüp bir bakın.Bizim halkın anlayacağı raconda konuşacaksın.Soylu ve Numan kurtuluş muhalifken Erdoğan bir söylerse beş cevap veriyorlardı bam telinden vuruyorlardı halk da karşılık buluyordu.Erdoğan baş edemeyeceğini anladı bir şekilde partisine transfer etti.Sonra hitabeti yüksek olan Bahçeli ve diğerlerini yanına aldı.Bundan sonra Soylunun gidecek yeri kalmadı mecburen patron ne derse yerine getirecek.
Yanıtla (0) (0)En çok da Allah'ın adaletinin onun için BU DÜNYADA tecelli etmesini diliyorum. Bir de bahçeli için, bir de...
Yanıtla (0) (0)HERKESİ, HERKESİMİ TEHDİT EDEN CUMHURBAŞKANININ.....BAKANININ BÖYLE OLMASINI.....YADIRGAMAMAK LAZIM....KONU MİLLİYSE...REFLEKS YERLİ OLMALI..................
Yanıtla (0) (0)