Savunma itiraz, iddia
Ak Partiden ayrılarak parti kuranların önünde olmazsa olmaz üç iş bulunuyor: Savunma, itiraz, iddia.
Savunmadan başlayalım. Şöyle bir suçlama dolaşıma sokuluyor muhafazakâr camia zemininde: Onlar sıfırdılar, yoktular, hiçtiler, (hareketin lideri olarak) Tayyip Erdoğan onlara görev verdi, var oldularsa ancak bu sayede var oldular, bir anlamda – haşa- yoktan var edildiler. Sonra da o görevden alınca nefislerine uyup davaya ihanet diye nitelenebilecek bir işe giriştiler. Ayrı parti kurdular. Davanın lidere itaati gerektirdiğini, bunun bir bayrak yarışı olduğunu, “Dâvâ”nın büyük badireler atlatarak bugünlere geldiğini, yaptıkları işin bir kişiyle hesaplaşma değil, dâvâyı zarara uğratacak riskler taşıdığını görmediler.
Bu suçlamada kuşkusuz herhangi bir insanın aklı selimle hemen cevaplayabileceği hususlar var, bilgi eksikliği yüzünden kuşku duyulacak olanlar var, bilgi – kanaat yanlışı yüzünden epeyce emek verilerek cevaplandırılması gerekenler var. Ama muhafazakâr camia da içinde bulunulması, dışlanılmaması, en azından ulaşılması gereken toplum alanı halinde ise her halü kârda cevaplanması gerekiyor.
İtiraz’dan kasıt “Neden yollar ayrıldı?”nın gerekçeleridir. Parti iktidarda. Bir “Davâ” için yola çıkılmış. Çok zor yollardan geçilmiş. Badireler atlatılmış. Kendilerine bakanlık hatta başbakanlık verilmiş. Bir gün gelmiş, yerlerine başkaları getirilmiş. Razı olsalardı. “İtaat” etselerdi. “Sadakat” gösterselerdi. Öyle davransaydılar “Lider” bir gün onları “Bir şekilde” değerlendirirdi. Yönetim kurulu üyelikleri, politika kurulları, bakan danışmanlıkları vs. ile görevlendirilenler yok mu? En azından kenara çekilip, ana mecradan bir – iki puan tırtıklayarak “Dâvâya ihanet” gibi bir konuma düşmeselerdi. Gerçekten neye “İtiraz” ediyorlar birlikte yola çıktıkları arkadaşlarına karşı? “Dava”ya ihanet gibi bir niyetleri yoksa, yapılanların yola çıkış hedeflerinden kopuşa mı “İtiraz” olduğunu açıklamalılar. Birlikte yürürken “İtiraz” edip etmediklerini açıklamalılar. Hangi “Hayati” konuda “İtiraz”larının bulunduğunu, şu anda Ak Parti bünyesinde bunların tedavi edilemeyecek olduğunu açıklamalılar. İçerde itiraz imkanı bulamamışlarsa, şu anda itirazlarını çok net olarak ortaya koymalılar. Bu en azından Ak Parti tabanının önemli bir kesimi ile iletişim kurabilmek için olmazsa olmaz nitelikte gözüküyor.
Bir de “İddia” var şüphesiz. Parti kurmak için yola çıkmak bir “İddia”yı gerektirir. Ülkeyi yönetmeye talip olmak demektir parti kurmak. Diğerlerinden farklılaşmak ve kendi çizgisinin – oluşumunun olmazsa olmaz olduğuna inanmak demektir. Çetin bir iştir. İşin ne kadar çetin olduğunu, en azından bu iki yeni partinin kurucu kadrolarından bir kısmı bizzat yaşayarak görmüşlerdir. Burada bir “Ana mecra” ya da “Büyük yapı”dan ayrılarak partileşmek söz konusudur. Bağlılıkları, oy verme alışkanlıklarını değiştirmek söz konusudur. Devleti yöneten güçle karşı karşıya gelmeyi göze almak gerekiyor. Daha ilk adımda “İhanet” suçlamaları ile karşı karşıya kalınacağı görülmüştür. Siyaset kapışması söz konusu olduğunda “Kur’an sayfalarının istismarı” gibi işlerin de icra edilebildiği bir “negatif ahlak” zemini vardır.
Bunlara rağmen öyle bir “İddia”nız olmalı ki, yola çıkmalısınız. İçinden çıktığınız yapıdan “Farklı” ne vereceksiniz ülkeye? Nedir olmazsa olmazlarınız? Türkiye için olmazsa olmaz nedir ki sizi çağırıyor? Devlette ne yanlış gidiyor ki, siz onu düzelteceksiniz? Burada iki farklı oluşumun hangi “Farklı iddialar”la yola çıktığı sorusunu da görmemek olmaz. Şu ana kadar her iki hareketin öncülerine “Bin kere” bu sorunun sorulduğunu var sayabiliriz. Bu soru soruluyor, çünkü, bu sorunun “Ak Parti’den ayrılış” da dahil farklı partileşmenin “Büyük iddialar”la mı yoksa “Kişisel davranışlar”la mı alakası bulunduğuna dair bir boyutu var.
Davutoğlu ve Babacan, buldukları mecralarda meramlarını anlatmaya çalışıyorlar. Zorlu bir yolculuk bu. En büyük avantajları eskilerin “Temiz nasıye” dedikleri şey, yani alınlarının ak olması. Kimse onlar için akçeli konularda şaibeden söz etmiyor. Bu Türkiye için önemli bir referans. Gerisi fırtınalı iletişim deryasını yarıp, gönüllere ulaşmaya kalıyor.
RAHMET DİLİYORUM: Tanınmış – tanınmamış insanlarımız Kovit-19 salgınında ecelle buluşuyor. Ömer Döngeloğlu hoca da da ebediyyet yolculuğuna çıktı. Yüreği yangılı bir insandı. İslam’ın coşkulu bir davetçisiydi. Herkes bir gün o yolculuğa çıkacak. “İnna lillah!” Allah’tan tüm hayatını kaybedenlere rahmet, geride kalanlara sabır diliyorum.















Hocam şu dava konusunu daha da açsanız da biz de bilsek ne imiş bu dava. İslam ahlakı ise nedir bu islam ahlakı? Kuran sayfalarını mızraklara geçirmekle o ahlak zaten bitmişti. Ahlak deyince sizin cenahın anladığı kadının ya başı ya da bacak arası.Batı dava ile değil, özgürlüğün kendini korkmadan ifade edebilmesi ile ilerledi. İş atmaya gelince Ömer'in adaletinden bahsedenler insanlar açlıktan kendilerini yakarken,asarken bir termosa çay koyup ağlayarak( ben de seyrederken ağladım) satarken sarayında sefa sürenler mi davanın adamları başlarım böyle davaya.
Yanıtla (0) (0)Muhalefet,bunları düne kadar ayırmıyordu tukaka ediyordu,şimdi el üstündeler. Tayyip Erdoğan onlara görev verdi, var oldularsa ancak bu sayede var oldular, bir anlamda – haşa- yoktan var edildiler. Sonra da o görevden alınca nefislerine uyup davaya ihanet diye nitelenebilecek bir işe giriştiler. Ayrı parti kurdular. Davanın lidere itaati gerektirdiğini, bunun bir bayrak yarışı olduğunu, “Dâvâ”nın büyük badireler atlatarak bugünlere geldiğini, yaptıkları işin bir kişiyle hesaplaşma değil, dâvâyı zarara uğratacak riskler taşıdığını görmediler. aynen böyle.
Yanıtla (0) (0)Amerikan 6.filosuna dönüp secde edenler,sizin zerre kadar Müslümanlıkla ilginiz yoktur,bu minvaldeki davanız da batsın.
Yanıtla (0) (0)Sayın hocam benim artik bu idoldan gelen siyasetlerede siysetcilerede bir milliyetçi muhafazakar birisi olarak inancım kalmadı bu ülkenin en büyük değerinin atatürk en birleştirici idoolijisininde atatürk milliyetçiliği olduğunu erdoğan ve bahçeli sayesinde anladim
Yanıtla (0) (0)Bizim Türk Milleti -ekseriyeti itibariyle - hem cahil hem heyecanından radikallik yapıyor. Tahkir için değil, tesbit için söyledim ki şahsen ben de Türk Milleti`ndenim. Hasbelkader bir teşekkülde (parti, cemaat, vakıf) bulunanı, ilelebet orada olması gerektiğini düşünüyorlar. Ayrılma olunca da ihanetle, nefisperestlikle suçlayıp, çamur atıyorlar. Düşünmüyorlar ki adam belki haklıdır ve öyle daha çok hizmet edecek. Allah hayırlı etsin..
Yanıtla (0) (0)Ak Parti ... Ak Parti diyorsunuz... Tayyip Erdoğan diyeceksiniz. Allah sağlık-afiyet-uzun ömür versin... görürüm ben Ak Part'yi (Ak Partliyim) devenin peşinde olanlar var diye Erdoğan'ı mı ağlatayım... hee!!! tabi canım!!! sen hiç laik sopası yememişsin...!!!
Yanıtla (0) (0)Üstadım, haklısın. Lakin, liderlik farklı bir olay. Selahaddin Eyyubi (öldüğünde 7 dinarı, keten gömleği, atı ve kılıcı)... Abdülhamid Han (dostları bile sövmedi mi! Ebu Zer... (okurum, içim yanar... yeryüzünün en doğru sözlü adamı)... Tereciye tere satmayayım... (60 yaşında Türkçe Öğrt.) 80 öncecisi Erbakan'ın peşinde Türkiye'nin yarısını gezdim. Sonuç: Erdoğan (hatalarıyle) büyük liderdir. Fakirin sofrasına diz kırmış, First Leydisini ve kızını oturtmuş.. vestiyerimde resmi... Davutoğlu, Babacan temiz insanlar... vallahi siz daha temizsiniz... ama yetiyor mu? Liderlik... başka bir şey!
Yanıtla (0) (0)"Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. Aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. Bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmî akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesinde hedef olarak yaşadım." Giordono Bruno
Yanıtla (0) (0)Davanız batsın
Yanıtla (0) (0)17:26 meyve veren ağaç taşlanır. Görüşlerinize katılıyorum.
Yanıtla (0) (0)İddia güçlü, kurumsalsa, sihirli ise....şahıs savunmada ise itiraz, yırtınma boşununa... olsada güvev sıfırlanıyor. Kötülük yapmak kolay, iyilik yapmak zor. Adil karar vermek zor. Sallayıp uzatmak kolay...
Yanıtla (0) (0)Olabilir, yahudilerden çok başarılı bilim insanı, sosyolog ekonomist vb. var. Dünyanın her tarafına yayılmış harıl harıl çalışıyorlar. Yahudiler para konusunda cimri olarak bilinseler de zorluklarla mücadele konusunda örnek kişilerdir. (Laf kalabalığı yapan sadece Ortadokslarıyla siyasileri.) Şahsen ben de onlardan-sizden ciddi anlamda bir tedavi yöntemi, ilaç, aşı vb. bir icat veya buluş bekliyorum.
Yanıtla (0) (0)Bir İmam Hatipli olarak söylüyorum.Malı götüren götürdü yine.Dava diye iyilik kervanında arkadaşlardan samimi çok az kişi kaldı.20 yıllık arkadaş bir cemate sırtı nı vermiş öyle bir makam düşkünü olduki torpil havada uçuyor.Vekilde işbirliği içinde.Dava buysa bu şer yoldan Allaha sığınırız.Arkadaşım bu kalleşliği nasıl yapar diye gün lerce üzüldüm.Niye üzülüyoruz ki?Tarih okumuyoruz demek: -Peygamberimizin torunlarını katledenlerin adı müslümandı -Kurtuluş savaşının kahramanı Kazım Karabekiri nerdeyse silah arkadaşları idam edeceklerdi. BU YAPILANLARA ALIŞMALI.Allahtan başka dost varmı
Yanıtla (0) (0)Savunma,itiraz,,iddia MISKET OYNAMAK icin değildir.Ciddi islerdir varsa.! Taviz Vermeyeceksin yürüyeceksin inandigina Arkana bakmadan..Fakir olsa oyle yapardım..Kendi payima Haktan sapan gozler Hakikata kapali olsun.! Kemik kavgasi olmamali amaç..Ebedi Şeref ve Tevhid Hedefimiz..Gaztecilerin ,yobazlarin papyonlu ve sarıklı vd Gazlarina gelmeyin..Musalla taşı var ve Sonrasi ..Politikacilaf anlamaz ama biz yine Ciziktirelim..O gun evet o gün belki lazim olur..!..Mahseri Vicdanda ve Burada da .*Yetimin,masumun,,mazlumun Tabaginda,hirkasinda gözu,eli olanin Ocağı Tütmesin Dilerim,..
Yanıtla (0) (0)+ Batı’da da Doğuda da var ama hiç bir vicdan sahibi entelektüel bile bile bizdekilerin yaptığını yapmıyor.
Yanıtla (0) (0)İnsanlara sürekli hakikat, dava vb. efsunlu, esrarengiz ama ulaşılması gereken gizemli bir hedef gösterenler, onları, efsunluları ve gizemlileri aramayla meşgul edip realiteyi görmelerini engelliyorlar. Öyle ki yiyecek bir lokma için el açanlara, trilyonları götürenler dese ki “o bir dilim ekmeği de ver, ben sana geri vereyim”, “bana ekmek verdi, Allah başımdan eksik etmesin, ömründen alsın ona versin” diyecek hale getirilmiş, gelmiş. Bu durum, o perişan insanların suçu değil. Onları bu yolu gösteren efsunu, gizemi pompalayanlardır. Bu zavallıların sırtından geçinecek kişiler her yerde, ...
Yanıtla (0) (0)MİLLİ NİZAMDAN BERİ, MÜTEDEYYİN OLARAK GEMİNİN İÇİNDEYİM. ALABORALAR YAŞADIM ÇOK. EKMEĞİME KAFA ATILDI, DEĞERLERİME HAKARET DE EDİLDİ, İFTİRA ÇAMURUNA DA BATIRILDIM. AYAKTAYIM. VİCDANIM DA RAHAT.SIKINTI YOK.HAMDOLSUN.BENİM YAŞADIKLARIMI GEMİNİN KAPTANI DA YAŞADI.(KAYIP TRİLYON DAVASI) HERŞEY O GEMİDE YAŞANDI. GÜNÜMÜZDE O GEMİNİN RENGİ DEĞİŞTİ. H.RAHMİ'DEN BESLENENLER YAN MAHALLEDE SERENAD ÇEKER OLDU.BU BAĞLAMDA GÖNLÜMÜZ ORUÇLU, DİLİMİZ NİYETSİZ.HELE HELE ŞU GÜNLERDE. MERHAMET ISLATIRKEN GÖNLÜMÜZÜ, DİLİMİZDE SINAVDAN GEÇSE NE OLUR Kİ. KORO HALİNDE KÜFÜR EDİLİRKEN "BİZE".
Yanıtla (0) (0)Gene insanligin imdadina olsa olsa bir Yahudi Mucid yetişecektir.
Yanıtla (0) (0)dava denilen şey kirli işleri örtmek için iyi bir araç.gelişmemiş insanların davası olur. gelişmiş insanların ise hedefi. ''Biat'' kulturunden özgürlük çıkmaz.
Yanıtla (0) (0)Gösteriş,riyakarlık,yalan,gerçekleri saptırma ters yüz etmek,söylediği ile yaptığının birbirinin tersi olması,gereksiz ve luzumsuz övülmekten zevk almak,haklıyı bırakıp güçlünün yanında olmakvb.kötü huy ve hasletlerin prim yaptığı ve rant kapısı olduğu yerlerde insanlıktan,hak-hukuk ve adaletten insan gibi yaşamaktan söz edilemeyeceği gerçektir.
Yanıtla (0) (0)Almanya'da Milli Görüş çizgisindeki insanlar "Bunlar İşidden daha tehlikeli" diyen şimdi ise Avusturya Büyükelcisi olarak görevlendirilen şahsa sormak lazım.
Yanıtla (0) (0)Diyanet’in hazırladığı İslam Ansiklopedisi’nde 'oğlunun evlendiği kadının eski kocasından olan kızının' kişiye haram olmayacağı var.
Yanıtla (0) (0)Tamam AKP nin yanlışları çok. Hani sizler ne kadar adil şahitlersiniz. Karar haber tarzına bir bak tamamen muhalefet olsun da nasıl olursa olsun. Sinekten yağ çıkarma telaşında. Yok yks öğrenci aile siyaset tepki vermişte yahu olağanüstü bir dönemde değilmiyiz. Bu kafayla gelecek günler geçmişi çok çok aratacak selamlar...
Yanıtla (0) (0)Ben bir sanayi bölgesinde oturuyorum. Burada çalışan benim epeyce hemşehrilerim var. Kendilerine işe nasıl girdiniz diye soruyorum milletvekilinden kart getirdik işe girdik diyorlar. Hani böyle şeyler olmayacaktı peki milletvekiline erişemeyen insanlar ne yapsın Bıyıkları yeni terleyen çocukların imtihan sorularını çaldılar böyle davamı olur..
Yanıtla (0) (0)Ahmet Davutoğlu Tayyip yanlış yapıyor diye bir parti kurdu, Ali Babacan da ayrı bir parti kurdu. Tayyip yanlış yapıyorsa bunlar daha işe başlamadan yanlış yapıyorla ayrı ayrı parti kurmakla. Niçin beraber bir partide birleşmiyorlar. Birleştikleri sadece Tayyibe muhalefette. Anlaşılıyorki maksatları bireysel görüşlerini muhalefetle kabul ettirerek bir paye elde etmek yemezler....
Yanıtla (0) (0)Milli görüş, İslamcılar vs için İslamiyet bir din ve ahlak manzumesi değil, iktidara ve servete ulaşmanın bir aracı. Diğer dinlerde de böyleleri var elbette. Atatürkçüler Atatürk'ü, milliyetçiler vatan/millet sevgisini istismar ediyor. Büyük bir tiyatro sergileniyor, filler tepişiyor çimenler eziliyor.
Yanıtla (0) (0)Benim çocukluğumda Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Fedarasyonu Başkanı vardı, Hüsamettin Tiyanşan. Ondan sonra hatırladığım bugünkü başkanı. Arada başkası oldu mu bilmiyorum. Bunca zaman içinde milyonlarca vatandaş içinde bir işi-görevi yapacak başka hiç kimse yetişmez çıkmaz mı? Bir de çocukluğumdan hatırladığım köyde dedemlerde gördüğüm değirmen taşları. Bunlar iki tanedir. Bulgur vs. gibi tahılları yiyecekleri öğütmeye yarar. Tekini en az iki kişi yerinden oynatır, kaldırabilir. Ne zaman yerinden kalkmayanları görsem o değirmen taşlarını hatırlarım. Siyasetçiler de aynen öyle.
Yanıtla (0) (0)gelecek ve deva iyi partinin oylarını çalmaktan başka işe yaramaycak gibi.
Yanıtla (0) (0)Editör muhalif yazıları yayınlamıyorsun bari yazar okusunda en azından kendi çalıp kendi oynamasın
Yanıtla (0) (0)akp'nin davası mı varmış?
Yanıtla (0) (0)Da'vâ: " ...ve âhiru da'vâhüm enil-hamdü lillâhi Rabbil-âlemîn"(Yunus suresi ayet 10)
Yanıtla (0) (0)Ben muhafazakar değilim. DEVA’yı destekliyorum. 3 sebebi var: 1) Kişilere değil kurumsallığa önem veriyor 2) Dünya ile kavga etmektense diyalog kurmayı öne çıkarıyor 3) Korona sonrası ekonomik krizde “güven” en önemli ekonomik değer olacak. Babacan ve ekibinden daha fazla güven verebilecek bir ekip yok. Bunlar bir muhafazakar için de geçerli sebepler midir bilmiyorum.
Yanıtla (0) (0)Herkesin parti kurma hakkı var elbette ama işin içinde bir iş olup olmadığını seçim dönemi ittifaklar sürecinde belli olacak sanırım.CHP ile ittifaka girerlerse iyi niyetleri hayli tartışılır olur.Allah yollarını açık etsin diyelim
Yanıtla (0) (0)ilk kurulduğunda dava idi ama davalıktan çıktı menfaat birlikteliğine, bu birliği korumak için adalet, hak , hukuk önemini kaybetti
Yanıtla (0) (0)SAYIN YAZAR AK PARTİ DİYE BİR PARTİ Mİ KALDI, EN ÇOK DİLLENDİRİLEN HALK ARASINDA DOLAŞAN HİKAYE. MESUT YILMAZ VE TANSU CİLLER TARAFINDAN KURULAN TROLLERİN PARTİYİ ELE GEÇİRDİĞİ IDDIALARIDIR. İktidar, güç sermaye onlara, kuran tilaveti, iftar ziyafetleri, hamaset söylemi avama.
Yanıtla (0) (0)çok şey yazılabilir çok ama şimdi dava dedikleri Doğu Perinçek in Mehmet Barlas in Engin ardıç in devlet bahçeli nin davası ise neticesinde Özal in ANAP i olmak yolunda demektir tabiki itiraz eden hain olur bu mantıkla zaten çözüm üretmek mümkün değildir polemik üreterek kelimelerden darbe üreterek kendilerini iktidarda tutmaya çalışırlar bir zamanların 367 leri gibi
Yanıtla (0) (0)Bütün partiler sık sık DAVALARINDAN bahsediyor. Nedir bu dava, Anayasa varken dava mı olur.
Yanıtla (0) (0)Sayın Taşgetiren, şu "Dava" dediğin şeyi şöyle enine boyuna bize bir anlat da biz de adamakıllı bir öğrenelim. Ben size yaşanmış bir örnek vereyim: İHL'den sınıf arkadaşımız hatta değişmez sınıf başkanımız İstanbul'un bir ilçesine belediyebaşkanı seçildi. Arkadaşlar toplandık ve kendisine hayırlı olsun ziyaretine gittik. Hoş-beş derken laf arasında ne dedi biliyor musunuz?: "Şimdi yeme sırası bizde!" hepimizin ağzı açık kaldı. Dışarı çıkınca yaptığım ilk iş, telefonumdan onun numarasını silmek oldu. Şimdi kendileri üçüncü kez aynı yerin belediye başkanı. AKP nezdinde de çok popüler...
Yanıtla (0) (0)Dava dediğimiz şey makam ve para koltuk dağıtarak insanları susturacak noktaya gelmişse eyvahki ne eyvah arıncın oğlu ağarın oğlu. Falan cemaatin yöneticisi vekil gösterilmiş dünün söven parti liderleri bir koltukla satın alınmış dünün en azılı eleştirmeni gazeteciler danışman yapılmış yolda bulunan her tip insan yol arkadaşlarına tercih edilmiş ise hele adalet liyakat tek adamın eline verilmiş ise ne dava kalmış ortada ne yol yol onun varlık onun gerisi hep angarya oyun bitti yeni oyuncular lazım İslamın temiz çehresini bir partinin oyuncağı haline getirirseniz bir ileride siyasal İslam çöktü
Yanıtla (0) (0)Gelişme ve modernleşme ile baş edemeyen bazı muhafazakar anlayışın meselesidir dava.
Yanıtla (0) (0)Bir gün inşallah sizlerle de paylaşmak istiyorum.Öğrencilerime bu örnekleri gösterdiğimde haklı olarak ''Ama hocam o zaman bize niye kızıyorsunuz'' diyenler olduğu gibi sadece tebessüm edenler de var.Ben de onlara ''Evin hanımı yaparsa kaza,hizmetçi yaparsa ceza'' demekten başka söz bulamıyorum. N'olur biraz dikkat.
Yanıtla (0) (0)''Öyle bir iddianız olmalı ki,yola çıkmalısınız.'' ''Türkiye için olmazsa olmaz nedir ki sizi çağırıyoruz.'' ''Devlette ne yanlış gidiyor ki,siz onu düzelteceksiniz?''Şu sıralarda hem LGS hem TYT hem de KPSS 'ye hazırlanan öğrencilerime verebileceğim ''NOKTALAMA YANLIŞLARI''yla ilgili yapılan en güzel örnek.Yaklaşık bir yıldan beri gerek televizyon izlerken(son dönemlerde ruh sağlımın muhafazası için pek seyretmiyorum)gerek sizleri okurken bir kalem ve defterimle geçiyorum karşınıza ve noktalama yanlışlıkları,yazım yanlışlıkları ve anlatım bozuklarını isim isim,tarih tarih kaydediyorum.
Yanıtla (0) (0)Yeni partiye katılanlar, Mustafa Yeneroğlu nun çeşitli zamanlarda yaptığı konuşmaları bulup dinlesinler. Dıştan değilse de içlerinden mutlaka hak vereceklerdir.
Yanıtla (0) (0)Zafer Çağlayan’ın davası nedir acaba?
Yanıtla (0) (0)Sayın Taşgetiren, o zaman Sayın Erdoğan da sıfırdı ve Merhum Erbakan sayesinde İstanbul Belediye başkanı olmasıyla parladı ve bugünleri ona borçludur.
Yanıtla (0) (0)Siyasal islamı dava kabul etmek yanlışın başı.Dinimizde siyasal İslam diye bir şey yok Ama tebliğ var dinimizi farzları vacibleri helal ve haramları okumak okutmak ve yaşamak var gerisi abesle iştiğal etmektirrrrr. Siyasal İslamcılar kendilerini merkeze koyarak biz İslam'ı savunuyoruz diyerek herkese küfretmeleri kendilerini tasvib etmeyenleri hain ve dava düşmanı ilan etmeleri kendileri İslam'ın özüne zarar verdikleri halde davanın tek temsilcileri olduklarını zannetmelerindendir.
Yanıtla (0) (0)Hocam bırak davayı falan. eğri oturup doğru konuşalım. erdoğanı yöneten kurucu dış güçlerin amacı onu halife yapmaktı(dava dedikleri bu). Sonra da Anadoluyu ele geçirmek.Oslo görüşmelerinin sızması, akabinde 17/25 operasyonları ve sonrası hedefe giden çarka çomak soktu. Çomak sokanların sempatizanları bile bir gecede hain ilan edilerek bertaraf edildi. İntikam sağlam alındı. Siz bunları bilyorsunuz ama böyle yazamıyorsunuz. Not: Süreci en iyi bilen Davutoğludur...Konuşsa çok şey açığa çıkar.
Yanıtla (0) (0)Ak parti ilk kurulduğunda dava idi, en azından biz böyle biliyorduk.Dava epey de devam etti.Bir baktık dava falan kalmamış dava olmuş hava. Esas hainler Ak partiye bu hale getirenlerdir.Yok öyle değilse son seçimdeki 800 bin farkı açıklasınlar.
Yanıtla (0) (0)Dava mi kaldi? Bugun bir dava varsa liderin ne pahasina olursa olsun koltugunu kaybetmeme davasidir. Son birkac yildir AK Partiye ve ulkeye hizmetlerde bulunmus, agirligi olan insanlarin tasfiye edilmesinin sebebi budur. Birlikte yola ciktigi dava arkadaslarini tasfiye etmek davaya ihanenet degil midir?
Yanıtla (0) (0)Dava, sadece insan olabilmek,.. Adil, vicdanlı ve ahlaklı olabilmek.. Ötekinin problemini de anlayabilmek.. Benim görevime son verildi, suçum yoktu, aldanmışlığım vardı belki herkes gibi. Hayatım mahvolduğunda dava diye konuşan kimseyi derdimi dinlerken göremedim. Ama insana, insan olduğu için değer veren dostlarım vardı.
Yanıtla (0) (0)İslam alemi biatçılardan ve din tacirlerinden çektiğini düşmanlarından çekmemiştir. İslam alemi, aklını kullanmayıp körü körüne biatçı olanlar yüzünden geri kalmıştır. Virüs İslam aleminin uyanışına vesile olur inşallah.
Yanıtla (0) (0)Siyaset kapışması söz konusu olduğunda “Kur’an sayfalarının istismarı” gibi işlerin de icra edilebildiği bir “negatif ahlak” zemini vardır. Şimdi de Kur'an'ın hükümlerinin istismarı var. Yazık!!!!!
Yanıtla (0) (0)Dava, dava, dava. Yahu nedir bu dava? Bir türlü anlayamadım. Egemen Bağış'ın içinde olduğu bir grubun davası ne olur? Bilen varsa söylesin, biz de anlayalım.
Yanıtla (0) (0)İnsanların bir yanlışı görmeleri ve yanlıştan dönmeleri kadar değerli ve onurlu bir şey yoktur.Gerek Davutoğlu gerekse Babacanın ortaya parti olarak çıkmaları sosyal,siyasal,ekonomik istemleri dile getirmeleri ülkemiz için yararlıdır.Vatandaşlarımızın oyu kimsenin tekelinde değildir.Çalmamış,çarpmamış,soymamış her politikacı Türkiye’de hodri meydan demeğe hakkı vardır.Akp nin artık ülkemiz için yapacağı en büyük iş,saldırgan ve kudurgan politika yapmadan vazgeçmesidir.
Yanıtla (0) (0)Kişi (din) kardeşine ‘Ey kâfir’ dediğinde ikisinden birisi bu sıfatla dönmüş olur.”[1] “Her kim kardeşine “kâfir” derse, bu söz nedeniyle küfür, ikisinden birisine döner. Eğer (o kimse) dediği gibi ise (problem yoktur.) Ancak böyle değilse sözü kendisine döner.”[2] “Müslüman bir kişi (kendisi gibi) Müslüman (olan) birisini tekfir ettiğinde eğer o kâfir ise ne ala, şayet kâfir değilse tekfir eden kâfir olur.”[3] dikkat etmek lâzım değil mi
Yanıtla (0) (0)Evet Diyalektik nedir bilmeyenlerin kör dögüşü.hayat mücadeledir. her şey kendi zıddını yaratır. gelde anlat. çok zor.yav bu dindarlar Habil-Kabil olayını anlasalar bu zıtlıgı çözecekler ama nerde......
Yanıtla (0) (0)Allah herkezi sevdiğiyle haşretsin. Amin
Yanıtla (0) (0)tespitlerinize katılıyorum. babacanı severdim. yine severim. taha akyol, partisinin programında merkez bankasına bağımsızlık olduğunu yazdı, öyle ise davutoğluna yakınım. bir de reise net, vurucu, doğrudan, sert bir eleştiri getirdiğini duymadım. taktik mi ikinci adamlık psikolojisi mi bilmiyorum.
Yanıtla (0) (0)01.21 aynen kardeşim. DAVA kelimesini duymak istemiyorum. Hatta iğreniyorum. Her kötülüğü örten bir perde, yada maske gibi. İroni olacak ama Şener Şen esprisi gibi “ Hele bir sor kurben niye yaptin, valla davem için yapmışem”
Yanıtla (0) (0)Evet,dava,neyin davası,soyup soğana cevirme davası,çalıp cırpma davası,islamı siyasi emellere alet etme davası,yalan soyleme iftirâ atma davası,adam kayırma,hukuku ortadan kaldırma davası,18 yılda adam gibi bir eğitim sistemi getiremeyip ulkenin geleceğini yoketme davası,patatesi soğanı bile üretememe davası,5 tane maskeyi dağıtamama davasi,sürekli ülkenin yarisını rencide edip bölme davası,sayın yazar bunlarmi davanız,bunlarsa başarilı oldunuz helal olsun,ülke batmak üzere devam edinnn
Yanıtla (0) (0)Allah Rahmet eylesin.Ahmet Beybizlerede Emri Hak vaki olurdaBizde bu dünyadan göçersekHoca bizim adımıza cemaatten"Merhuma hakkınızı helal ediyormusunuz ey cemaati müslimun(3defa)"diye sorduğu vakit.Bizim hakka yürüdüğümüzü gerek şifahen ve gerekse medya kanalıyla duyan bir insan( müslü man olsun olmasın farketmez) bu helallık isteminine "Ey imam efendi!..Ey musallada yatan muhterem! Ben bu gün sana hakkımı helal etmiyorum. Helal etmeme hakkımı kullanmak istiyorum.Seni hesap gününün sahibine havale ediyorum" denilebileceği ihtimali ile kalem ve dilimzin sınırlarına dikkat ediyormuyuz?
Yanıtla (0) (0)Dava kelimesini duymak istemiyorum artık. Her pisliğin kılıfı.
Yanıtla (0) (0)