Dinde Zihin- Duygu dengesi

Diyanet’in yayınladığı “Hadislerle İslam” eserinin 4’üncü cildinde şöyle iki hadise yer verilmiş:

Peygamber ocağında yetişen Enes b. Mâlik”in bize anlattığına göre, ibadete düşkün üç sahâbî Allah Resûlü”nün gece ve gündüz yapmış olduğu nafile ibadetleri öğrenmek üzere onun evine geldiler. Belli ki Peygamberimizin bütün Müslümanlarla birlikte eda ettiği farz ibadetler dışında evinde iken Rabbine kulluğunu nasıl arz ettiğini merak ediyorlardı. İnananlara örnek olması bakımından aile yaşantılarını dahi gizlemeyen annelerimizden Peygamberimizin ibadet hayatı hakkında bilgi alınca bunun kendilerine az geleceğini düşündüler ve “Biz nerede, Peygamber nerede? Şüphesiz Allah onun geçmiş ve gelecek bütün günahlarını bağışlamıştır!” dediler. Bu sebeple içlerinden biri, “Ben bundan böyle geceleri daima namaz kılacağım!” dedi. Diğeri, “Ben her zaman oruç tutacağım ve oruçsuz günüm geçmeyecek!” dedi. Üçüncüsü ise, “Ben de hanımlardan ayrı yaşayacağım, evlenmeyeceğim!” diyerek söz verdi. Onlar bu sözleri söylerken Resûlullah (sav) çıkageldi ve şöyle buyurdu: “Şöyle şöyle söyleyen sizler misiniz? Allah”a yemin ederim ki, ben sizin Allah”tan en çok korkanınız ve en çok sakınanınızım. Bununla beraber ben bazen oruç tutarım, bazen oruç tutmam. (Gecenin bir kısmında) nafile namaz kılar, (bir kısmındaysa) uyurum. Ben, kadınlarla da evlenirim. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse, o benden değildir.” (B5063 Buhârî, Nikâh, 1.)

Peygamberimizin sütkardeşi olan Osman b. Maz”ûn da benzer bir ruh hâline bürünerek dünyadan el etek çekmeye karar vermişti. Hatta kendisini ibadete öylesine adamıştı ki, bakımlı bir hanım olan eşi Havle”yi bile gözü görmez olmuştu. Havle”nin dağınık ve mutsuz görünümü Peygamber Efendimizin dikkatini çekince Hz. Âişe”ye bunun sebebini sormuş, o da eşinin bütün günü oruçla ve bütün geceyi namazla geçirmesinden dolayı Havle”nin, eşi olmayan bir kadın gibi kendini bıraktığını anlatmıştı. Bunun üzerine de Peygamber Efendimiz Osman”ı yanına çağırarak, “Yoksa benim hayat tarzımdan yüz mü çevirdin?” diye çıkıştıktan sonra inananları dengeli bir hayata çağıran şu cümleleri tekrarlamıştı: “Ben hem uyurum, hem namaz kılarım. Bazen oruç tutarım, bazen de tutmam. Kadınlarla da evlenirim. Allah”tan kork ey Osman! Bilesin ki, ailenin senin üzerinde hakkı var, misafirinin senin üzerinde hakkı var, vücudunun senin üzerinde hakkı var. Bazen oruç tut, bazen tutma, biraz namaz kıl biraz da uyu!” ( HM26839 İbn Hanbel, VI, 267) (s.35)

Her iki hadis, yine dini kaygılarla “Peygamber’den daha çok Müslüman olma”ya yönelen ve hayatın normal akışını değiştirmeye kalkışan insanlara “Dinin önderi”nin yaptığı uyarılardır.

Dinin ana kitabı” Kur’an da, bir başka çizgi dışı yönelişe “Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın.” (Münafikûn, 9) diye ikazlar getirir. Yine Kur’an “Ticaretin, alışverişin, kendilerini Allah’ın zikrinden, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoyamadığı adamlar...”ı tebcil eder. (Nur, 37)

Din ile ilişki bu iki uç arasında bulunan dengedir. Kur’an’da sıklıkla “akletme”ye, “tefekkür”e, “tedebbür”e “Düşünme”ye çağrı vardır. Bunlar her davranışında insanı “Denge”de tutan disiplinlerdir.

Din ile ilişkide duygu önemlidir. Dindarlığın önemli bir kısmı duygu ile ilişkilidir. Ancak duygu alanı kolay kontrol edilemez. “Kalbi hayat” duygu yoğunluklu bir hayattır. Kur’an kalbin Allah zikri ile doyurulmasını öğütler. Bununla birlikte Hazreti Peygamber (s.a.) “Ey kalpleri evirip çeviren Rabbim, benim kalbimi dinin üzerinde sabit kıl” diye dua eder. Evrilip çevrilme duygu dünyasının hareketliliği ile ilgilidir.

Kalb eğitimi” İslam tasavvufunun en önemli eksenidir. Kalb eğitimi, bir yandan “Kalbin Allah zikri ile doyurulması” sürecini ifade eder, diğer yandan da “duygu dünyasının zaptu rabt altına alınması” demektir. Tasavvufta bu yolculuğun adı “seyrü sülûk”tur. “Mürşid, şeyh” gibi sıfatlarla anılan rehber kişiler, bu yolculuğun sağlıklı ilerlemesini temin sorumluluğundadırlar. Ben onlara bir tür “Ruh tabibi” tanımlamasını yaparım. İnsan psikolojisini bildikleri farz edildiğinde.

Muhtemelen çok eskilerde dergâh diye bilinen ortamlarda birebir ilişki ile böyle bir kalp eğitimi sağlanmış da olabilir.

Günümüzde bu ilişkiler çok çok uzaktan sağlanır hale gelmiş, tasavvufi ekoller bunu “kalbi bağlılık” anlamına gelen “Rabıta” ile gerçekleştirme yolunu tutmuşlardır. “Şeyh” ile kurulan kalbi bağın, bir tür eğitim etkisi yapacağı düşünülmüştür.

Ancak “Rabıta”nın bile riskli alanlara yönelme ihtimali vardır, bu sebeple o da ayrı bir terbiyeyi gerektirmektedir.

Her halükârda ince bir çizgi üzerinde yürüyüştür kalp dünyasındaki yürüyüş.

William James’in Türkçe’ye “Dinsel Deneyimin Çeşitleri” diye çevrilen eserinde Hristiyanlıktaki “Azizlik” üzerine yaptığı değerlendirmede ilginç bir tespitine rastladım:

Azizlerin yaşamında, teknik ifadeyle, ruhsal yetiler güçlüdür, burada aşırılık izlenimini veren şey zihnin diğer yetilere kıyasla kusurlu olmasıdır. Diğer ilgi nesnelerinin çok az ve zihnin çok dar olduğu durumlarda ruhsal coşku patolojik biçimler alır.” (s.354)

Güçlü duygular, buna karşılık kusurlu zihin yapısı. William James bunu “teopati” olarak niteliyor.

Yazıyı uzatmamam gerekiyor: Onun için “Ruhsal coşkunun patolojik biçim kazanması riskine karşı teyakkuz” hayati önem taşıyor. Çünkü patolojik zeminde hangi facialarla yüz yüze kalınacağı tahmin edilemiyor.

YORUMLAR (91)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
91 Yorum
  • Erdoğan Çalışkantürk / 13 Aralık 2021 13:58

    Dinimizde her olayı,konuyu tartışmaya açmak bence doğru olmamakla,

    Yanıtla (0) (0)
  • Vesselam! / 12 Aralık 2021 23:10

    Bu yazının adresine ulaşmasını beklemek beyhude. O artık kibir dağlarının tepe zirvelerinde geziniyor, adına da siyaset diyor. Hiç ölmeyecek gibi vaz veriyor.Bir insan ahiretini nasıl mahveder işte size capcanlı örnek... İbret alınız...rabbim akıbetimizi hayra çıkarsın, amin....

    Yanıtla (2) (0)
  • Halk / 12 Aralık 2021 23:01

    Devleti tarkatlar yonetiyot. İstanbul sozlesmesi tarikatlar istedigi icin kaldirildi.

    Yanıtla (0) (0)
  • ÖTÜKENLİKURT / 12 Aralık 2021 09:14

    İSLAMI EMEVİLER BOZDU! Muaviyenin keyfine göre kurallar koyup o kurallara islam elbisesi giydirdiği aşikar. Cahil halk bunları benimsemek zorunda kaldı. Çünkü cahili kandırmak kolay. Hadislerin Muaviye zamanında yazıldığını unutmayın. Kurana aykırı hadisler uydurmadır. İmam ı Azam Ebu Hanife'nin onun islamı tahrip eden planlarına alet olmamak için hapse atılmayı ve zehirlenmeyi göze aldığını unutmayın. Ali Bardakoğlu hoca, "bugün ülkemizde şeyhe ve şıha tapınılan uydurma bir din yaşanıyor diyor!

    Yanıtla (21) (4)
  • Yusuf / 12 Aralık 2021 11:57

    Maalesef yorumunuz tarih hatalarıyla dolu, Muaviye dönemi ms 680 civarı, ebu hanifenin doğumu ise 699 dur, hadisler hâlen meşhur hadis imamları tarafından raviler üzerinden toplanmıştır, imam Buhari 820lerde doğmuştur, tam aksine emevi döneminde hadislerin aktarılmaması yönünde baskılar vardır.

    Yanıtla (9) (4)
  • Ahmed 61 / 12 Aralık 2021 13:12

    Uydurma hadis diyen birine ne anlata bilirsin?Hem hadis,hem uydurma!Bütün hadis'ler'i zayıf'ta olsa peyganberimiz söylemiştir.Hadis litaratüründe ;Zayıf,hasen,sahih..diye adlandırılır.

    Yanıtla (3) (11)
  • Turgay / 12 Aralık 2021 15:27

    Bir zamanlar 1 milyon olan hadis sayısı indirile indirile Buhari'de 7000 lere inmiş. Bunlar içinde de uydurmalar mevcut( deve sidiği şifadır' vb) .Kuran 'ın kendilerine yetmediğini görenler hadis adı altında işlerine geleni uydurmuşlar. Burada her taşın altında yahudi arayanlar nedense en fazla hadis uyduran Ebu Hureyre'ye sıra gelince dut yemiş bülbüle dönüyorlar.

    Yanıtla (6) (2)
  • Organik / 12 Aralık 2021 17:06

    Hadis literatüründe, hadis usulünde MEVZU HADİS diye bir kavram var, çok bilmiş Ahmed 61. Mevzu yani uydurma hadis. Demek ki hadis ile uydurma bir arada olabiliyormuş. Peygamberden 300 sene sonra toplanmaya başlanmış, Buhari'nin milyona baliğ rivayetin on binini alıp gerisini çöpe attığı her söze Peygamberin sözüdür diyerek Peygambere hakaret ettiğinin bile farkında değilsin.

    Yanıtla (4) (0)
  • Gürsel Erdoğan / 12 Aralık 2021 19:48

    Peygamberin torunlarını kesenler Uydurma hadis yazamazmı.bal gibi yazar

    Yanıtla (3) (0)
  • Okuyorum / 12 Aralık 2021 22:40

    Hadislerden önce Kur'an'ın yazılı hale getirilme dönemini ele almak gerekir. O dönem, Kur'an'ı en iyi bilen kişi olan Hz.Ali özellikle yazım komisyonuna alınmamıştır.

    Yanıtla (0) (1)
  • Karar Okuru / 12 Aralık 2021 21:24

    Koskaca bir kulaktan kulağa oyunu gibi geliyor bana bunların hepsi...

    Yanıtla (0) (1)
  • Halil / 12 Aralık 2021 21:23

    Bazı yorumcular yazara akıl ve ayar vermeye çalışıyor. Kalemine güvenen gazeteye "makale" yazsın, biz de okuyalım. İnsan haddini bilmeli.

    Yanıtla (1) (0)
  • Ali rıza / 12 Aralık 2021 10:49

    Mesele kitap okumak değil , okuduğunu anlamaktır , Safahat’taki o iki mısrayı kim nasıl anlamış ki sayın Boran , hadislere herze ( uyduruk) diyor , kur’anı Kerim’ide okuyorlar , açık bir dille yazılmış , müspet bilimi Gazali Buhari küfür saymış , al’i imran 190/191 oku Yerin ve Sema’nın ( gökün) nasıl yaratıldığını düşünmeyi emir ediyor , her şey açık yeter ki inkar etme , münkir olma , okuduğunu anla ,

    Yanıtla (2) (1)
  • Ali / 12 Aralık 2021 19:54

    Ali Rıza Buhari ve Gazali ilmi küfür saymadı. Edep yahu. Hiç Ocak' tan geçmeyin arasatta yetiştiğin çok belli.

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar Okuru / 12 Aralık 2021 13:11

    Yaklaşık bir asırdır bütün okullarımızda mecburi ve lâik eğitim sistemi sürmektedir. Her ne kadar İktidarda çoğunlukla sağ yelpazedeki partiler olsa da, bürokratik hakimiyet CHP zihniyetindedir. Geri kalışımızın faturasını cemaatlere kesmek (sanki devleti cemaatler idare ediyor) tek kelimeyle insafsızlıktır. Devlet doğru olan din eğitimini, yüz sene önce başlatsaydı, bugün belki dini cemaatlere gerek kalmazdı. Hem devlet olarak din eğitimini rafa kaldıracaksın. Sonra da eyvah diyeceksin.

    Yanıtla (4) (18)
  • Karar / 12 Aralık 2021 13:36

    1950 den beri devleti bazen örtülü bazen açık olarak tarikatlar yönetmektedir.

    Yanıtla (9) (6)
  • Turgay / 12 Aralık 2021 15:20

    Allah aşkına din eğitiminden anladığınız nedir, lütfen açıklar mısınız. İlkokula giden çocuğa hangi din eğitimini vereceksiniz bi anlatın biz de ikna olalım.

    Yanıtla (2) (1)
  • Karar okuru / 12 Aralık 2021 19:14

    Sağ iktidarlar anti komünist ABD politikaları gereği dini ve cemaatleri kullanmışlardır. ABD tam bir ustadır ve bu konuda, İngilizleri’ de geçmişlerdir. Din ve milliyet köklü ideolojiler anti komünist projede kullanılmış ve çok başarılı da olmuştur. Bu gün hala Ortadoğu’ da Birbirini kırarak İsrail’in güvenliği açısından olumlu bir durum yaratıyorlar.

    Yanıtla (4) (0)
  • Gürsel Erdoğan / 12 Aralık 2021 19:47

    Dini eğitim için diyaneti kurmuş Atatürk daha ne yapsın Ama uydurma hadislerle işlerine nasıl geliyorsa dini öğle yorumlamışlar.Peygamber efendimizin torununu kesen z,ihniyeti islam dini olarak kabul ediyorlar günümüz dindarları

    Yanıtla (2) (0)
  • Gürsel Erdoğan / 12 Aralık 2021 19:53

    Laik sistemde kimse din kullanılarak kandırılmaz.kimse neye inanip neye inanmadığına karışmaz.neye taparsan tap ama başkalarına dayatmaman için laiklik var.Ebu sufyanın Yezidin.Muaviyenin uydurma dinini dayatırlar.

    Yanıtla (0) (0)
  • orcan tanyalçın / 12 Aralık 2021 19:48

    Allah Şahittir Allah. O'ndan başka ilah yok.Kimdir en büyük şahit
    O'dur en büyük şahit. Şahidi peygamberin. Sahibi ona vahyin.
    O vahiyle uyaran. Allah'a yoldur Kur'an. Kelime-i Şehadet. Okumak ve Anlamak. Anlamak ve yaşamak. Gerisi nefes almak. Her insan bir can taşır. Bİr ayeti yaşayan. Bir ilave can taşır.
    Canlar O'na ulaşır.Yoksa her gün istersen.Bin kez şehadet etsen.
    Boşa dünya ehliysen

    Yanıtla (0) (0)
  • orcan tanyalçın / 12 Aralık 2021 19:36

    Arş Allah'ın mülküdür. Maddi Alem ve yedi kat göklerden oluşur
    Arşı taşıyan meleklerin duası ; Hamd, İlmiyle ve Rahmetiyle alemleri kuşatan Allah'adır. Madem ki Allah insana kendinden
    üflemiştir öyleyse Allah tarafından bu üflenmenin gereğini yerine getiren bir kişide, Bilim ve Barış özellikleri öne çıkar. Sayın yazar senin mürşidinin, imamının, azizinin anlattığı masallara zavallılar inanır. Bu zevatın bihaber olduğu konu
    Allah'ın dini = Kur'an'ı Kerim'dir.

    Yanıtla (0) (0)
  • orcan tanyalçın / 12 Aralık 2021 19:29

    şeyh, mürşid vb. değerlendirmelere katılabilmem mümkün değil.Çünkü; Böylelikle din adamlığı= Ruhbanlık sınıfı öne çıkarılıyor.İletişim çağındayız ve merak edilen her konuya detaylarına kadar ulaşılabilir. Öncelikle insanın bir mesleği ve helal kazandığı bir işi olması lazım. Bulunduğumuz cografyada din adamından, dini söylemden, oruçtan ve namazdan bol bir şey yok. Ama doğruluk yok! Bilim yok! Barış yok!. Hani neredeyse insan yok! Bunlar size bir şey ifade ediyor mu?

    Yanıtla (1) (0)
  • karar okuru / 12 Aralık 2021 19:11

    Milyonlarca yıldır devam edip gelen insanlık tarihini 1450 yıl öncesinden başlatırsanız hiç bir sorunu çözmeniz mümkün olmaz. Hadis ve diğer bilimler bin yıllık bir tarihe dayanıyor. daha öncesi yok zorunlu olarak. ancak hayat milyonlarca yıldır devam ediyor. bu süre devede kıl bile değil. her şeyi baştan almakta fayda var.

    Yanıtla (0) (1)
  • Esntepe / 12 Aralık 2021 18:40

    Hacı kendin ders al.en çok senin ihtiyacın var.yine bir sürü yamuk yorum yapar .senin tayfa.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ahmet / 12 Aralık 2021 15:45

    Sayın Taşgetiren, bir aya yaklasti her yazinda soruyorum. Feto teror orgutu mu cemaat mi. Bu soruya cevap verdigin anda inan bana hem durulacak hem rahatlayacaksin.

    Yanıtla (2) (3)
  • karar okunur / 12 Aralık 2021 15:44

    Travmalar deposu haline gelmiş ve hiç tedavi edilmemiş hayatların „Zihin ve Duygu“ arasındaki dengeyi kurması mümkün mü? İnsan zekasının dini konuda bu kadar bilgi kirliliğine ve davranış bozukluğuna maruz kaldığı bir yerde farkındalığa fırsat mı kalır? Din alimi geçinen çoğu insan konuşur, anlatır ama bir saniye bile farkındalığın kaynağını gözlemlememiştir. Şairin dediği gibi „kendin içindeyken çemberin, kafan dışındaysa çaresi yok kardeşim mutsuz olacaksın.

    Yanıtla (1) (0)
  • Mürsel / 12 Aralık 2021 15:18

    " Tariki Muhammedi' nin en birinci ezkarı; namaz tesbihatıdır" ki, aslı Mecmuatıl Ahzap' ta kayıtlıdır ki, bugün nurcular bu tesbihatı yapıyor.
    Ayrıca; salavatlar ve Hz Peygamber' den gelen Sekine, Cevşen Salavatlar vb ezkar ve evradlar, şeyhin önüne oturup, ona rabıta yapmadan ferdi olarak yapılır yapılıyor.
    Problemli zahmetli bir tarzı milletin önüne temcit yapmayalım lütfen..

    Yanıtla (2) (3)
  • Mürsel / 12 Aralık 2021 15:12

    "Kalb eğitimi” İslam tasavvufunun en önemli eksenidir.
    İşte bu tekelcilik ki hakkı, çatallaştırıyor!
    1- Sahabe sofi değildi ama kalp eğitimi almıştı.
    2- Kalp eğitimi İslam tasavvufunun değil, İslam' ın müslümanın en önemli eksenlerinden biri. Ondan önce iman ekseni ibadet ekseni...var.
    3- Bugün güvenilir şeyh, mürşid yoktan yok. Öyleyse müslümanlar rehbersiz, tasavvufsuz mu? Hayır! Mürşit o ki, herkes her an ona ulaşır. O da kitabidir yazılıdır.

    Yanıtla (2) (1)
  • Karar okuru / 12 Aralık 2021 14:13

    Yorumlara baktım da kimi arkadaşların tarih ve hadis alanındaki cehaleti ancak tahsille olur.

    Yanıtla (4) (1)
  • YorumluYorum / 12 Aralık 2021 14:02

    Geri kalmışlığın dinle tarikatla alakası yok. Eğitim sistemimiz kötü. Hemde çok kötü.

    Yanıtla (2) (2)
  • k.okur (ih) / 12 Aralık 2021 13:45

    Sayın yazar, bu yazıdan;
    kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla mı çıkarmamız lazım.
    yoksa şu an müslümanlar çok ibadete düştü aman dünya işlerini hafife almayın mı anlamamız lazım,
    yoksa sizleri ibadetle, dinle aldatmaya yatkın kişiler var uyanın mı anlamamız lazım.
    benim anşladığım şu: sayın yazar bu işler için çok geç kaldınız.

    Yanıtla (3) (0)
  • karar okuru / 12 Aralık 2021 12:20

    İlk düğme yanlış olunca hepsi yanlış oluyor. müslüman kardeşlerin hiç bir dinin veya inancın hayatın kurucu unsuru olmadıgını, olmayacagını, kurucu unsurun maddi koşullar tarafından belirlendiğini, dinin ve inancın sadece kurucu unsur üzerinden düzenleme yapabilecegini, bunun da dönemsel ve geçici oldugunu, kurucu unsurun(maddi koşullar) sürekli değişip dönüştügünü anlaması gerekiyor.

    Yanıtla (2) (1)
  • Okur / 12 Aralık 2021 12:15

    Yettiniz artık yeterin bu saçma sapan işleri. Millet aç ve issiz

    Yanıtla (2) (5)
  • Eyy / 12 Aralık 2021 12:09

    Akp tamda öyle dini milli beka patolojisi yaşıyor.patolojik hastalar hep aynı sözleri nakarat gibi söyler
    İç - dış güç
    Yıkmaya çalışıyorlar

    Yanıtla (4) (1)
  • Arifasya / 12 Aralık 2021 12:08

    Ulkeyi ssefalet cukuruna surukle sonra utanmadan bunu Allaha havale et.sizin yuzunuzden basimiza tas yagacak.Allah insallah sizin yuzunuzden bizi de cezalandiirmaz.yazik ki halem akp diyen gafiller,her musibetten sorumlusunuz.bu dunyada da obur dunyada da hesabini vereceksiniz.

    Yanıtla (4) (1)
  • Tr / 12 Aralık 2021 00:24

    ""Allah sizi yoklukla ,mallarınız dan Azaltma ile sınar" ayetini insan in ,oplumun zor zamanlarinda en üst seviyeden tavsiye edilmesi....sabır istenmesi. Böyle bir şeymi? Sn yazar. ...yani arızalı bir durum mu?

    Yanıtla (6) (0)
  • Yusuf / 12 Aralık 2021 12:04

    Allah kimi zaman açlık, kimi zaman yollukla imtihan ediyor, bu imtihan herhalde sarayda da yaşanmıyordur, olsa olsa orada korku imtihanı yaşanır, kaybetme korkusu, geliyor gelmekte olan.

    Yanıtla (6) (0)
  • Arifasya / 12 Aralık 2021 12:01

    Millet perisan,saray ve cevresi zerre saltanatindan geri adim atmiyor.
    Sonra kalk millete bu sikintilar bir imtihandir sabredin de.
    Allah sizi muaf mi tuttu imtihandan(hasa)
    Allah muhlet verir ancak cezayi ertelemez.siz Allahin tokadini yiyeceginiz gunler yakin .

    Yanıtla (2) (0)
  • Senai Demirci / 12 Aralık 2021 11:57

    Muhterem ağabey,
    "teopati" çok kritik bir kavram. gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederim. bu iki türlü sonuca yol açıyor hayatta: "hayatsız din" ve bunun beklenen sonucu "dinsiz hayat". enfüsi dairede ise başka türlü ifade edilir bu durum: "insansız din" ve bunun kaçınılmaz sonucu "dinsiz insan" daha da inceltirsek, "duygusuz din" "dinsiz duygular.." diye ilerleriz. nihayet, kimi trollerin, dincilerin, tam bir İnsansız Hava Aracı (İHA) olduğunu görebiliyoruz. selam ve hürmetlerimle..

    Yanıtla (4) (0)
  • Ahmed 61 / 12 Aralık 2021 11:57

    Bir bürokrat;Nakşi tarikatının şeyhi Ali Haydar Gürbüzler'e"hocam rabıta nedir"diye sorar.O da"evladım anlayamayacağın şeyi bana sorma"der

    Yanıtla (3) (3)
  • Z KUŞAĞI / 12 Aralık 2021 11:24

    "Ruhsal coşkunun patolojik biçim kazanması"nın günümüzdeki en çarpıcı örneği hacımuratgil familyası. Erdoğan ile kurdukları rabıtada zincir görevini gören ahaber ve adı gazete içeriği parti bülteni olan hipnoz vasıtalarıyla kaybettikleri “akletme”, “tefekkür”, “tedebbür”, "düşünme” ve "denge" imkan ve melekeleri nedeniyle tedavisi imkansız patolojik hal yüzünden şeyhlerinin ülkeyi "facialarla yüz yüze" getirdiğini bile göremiyorlar.

    Yanıtla (8) (1)
  • ÖTÜKENLİKURT / 12 Aralık 2021 09:07

    Ben islam dininin sürekli yorumlanması gerekirken hiç el atılmamasından dolayı büyük sıkıntılar doğduğuna inanıyorum. İslam çok cahil yobaz akıl fukarası bir topluma inmiştir. Onların eğitilmesi adam gibi yaşamasını temin için düzenlemeler getirmiştir. Bugün nakilci zihniyet yüzünden hala şeyhlere şıhlara bel bağlamanın tavsiyesini anlamıyorum. Tarikatçı yobaz oğlunun başı kesilince "düğün bu" dedi. Tarikat ve cemaatlerde rezaletler yaşanıyor neden görmüyorsunuz! İslam güzel ahlaktır o kadar!

    Yanıtla (14) (1)
  • cvp . / 12 Aralık 2021 11:14

    Sorun islamda değil, birilerinin dünyevi çıkar ve hırsları doğrultusunda belirledikleri kaideleri islamın emirleri gibi halka yurtturmalarında..
    Oysa kur-an 1400 sene önce o güne, o günden günümüze ve kıyamete kadar insana doğaya nebata adil olan doğru olan ne varsa onu hayata geçirme ve uygulama nizamını ortaya koymuştur.
    Yorumlanması gereken insanın kendisidir.

    Yanıtla (4) (2)
  • DH / 12 Aralık 2021 11:13

    Eğt-öğr de radikal bir anlayış değişikliği ve birleştirme olmadığı müddetçeTR ve müslümanlar hiç bir yere gidemez.Atatürk bunu görmüş ve radikal bir değişiklikle tekke,zaviye ve tarikatları kapatıp eğitim-öğretimi birleştirmiş ve modern kafalı aydınlar yetiştirmeye çalışmıştı.Ancak o da eğitimde dini tamamene yakın bir oranda dışlayarak çok büyük bir hata yapmış inançsızlığa ve ibadetsizliğe yol açmıştır.Ah keşke orta yolu bulsa da doğru islamı da okullarda öğretip toplumsal birliği sağlasaydı.

    Yanıtla (3) (2)
  • Takipci / 12 Aralık 2021 11:06

    Eski bir Kur'an Kursu hocasi olan, rahmetli O.L.Mete bir kitabinda diyor ki:
    'Islam en son ve en mukemmel din olduguna gore mensuplari neden yuzlerce yildir geriigin ve ezikligin girdabindan kurtulamamaktadirlar?' (Allahsiz Muslumanlik, S.40)
    Yasadigimiz dunya sartlarinda dindarlik cok zor, ikilem icinde kalmamak neredeyse imkansiz. Haddim olmayarak bu yazinin da boyle bir ruh halinin disavurumu oldugunu dusunuyorum.

    Yanıtla (5) (1)
  • DH / 12 Aralık 2021 11:04

    Çocuklarımız teknoloji ve bilimi alıyor, dünyayı okuyor, eğer aynı söylemlerle din, iman, islam, tarikat, şeyh, mürit demeye devam eder ve geçmişten bir türlü kopamazsak gideceğimiz nokta çağdaş dünyadaki yaşanılan düşünce akımları ve yollardır.Bu söylemlerle gideceğimiz bir yer kesinlikle sıratı müstakim olmayacaktır.Çünkü herkes yaşananı görüyor ve gördüğüne inanıyor. Lütfen gerçekçi olalım.Verdiğiniz örneklerde de peygamberimiz bunu söylüyor zaten. Hayal ve geçmiş aleminde takılıp kalmayalım.

    Yanıtla (4) (0)
  • KUR'AN NİÇİN VAR? / 12 Aralık 2021 11:03

    İstikrar adına, birlik, dirlik adına, aklı tatile göndereli çok oldu. "Sağır, dilsiz, kör" bir şekilde yaşayıp, ölünce de cennete uçacağımız hezeyanından kurtulmazsak; dünyada da, ahirette de hüsrandayız. Cımbızla seçilmiş bir iki işimize gelen ayetle de kendimizi kandırmayalım.

    Yanıtla (5) (0)
  • Karar Okuru / 12 Aralık 2021 11:00

    Tasavvufta rusal coşkunun patolojik biçim kazandığı kişilere meczup denir. Yazarın bunu bilmiyor olması mümkün değil. Neden James’in tespitlerine değinirken buna değinmemiş acaba?

    Yanıtla (2) (0)
  • DH / 12 Aralık 2021 10:58

    Siz geleneksel usullerle yetiştiniz ve fakat çağdaş dünyayı da okuyorsunuz bu nedenle doğruları görebiliyor ve yanlış yolda olan şekilci islamcıları eleştirebiliyorsunuz. İnanın o çevrelerden çıkmayıp yerinizde dursaydınız bunu yapamazdınız. Bir yazınızda da islamda akıl ve nakil dengesini işlerseniz çok faydalı olur. Biz aklımızı kullanıp nerede ve nasıl hata yaptığımızı anlamazsak ve tarihi kırılma noktalarını göremezsek inanın böylece geri kalırız ama teknoloji ve bilim durmuyor, dünya açık.

    Yanıtla (2) (0)
  • DH / 12 Aralık 2021 10:53

    Sayın Taşgetiren, artık tarikat,şeyh, mürşit, mürit, seyri süluk,rabıta vs demeyin.Bunların devri geçeli çok oldu.Bir dönem eğitim usulü öyleydi sonra eğitim okullarda yapılır oldu ama biz maalesef bu usulü bırakamadığımız için geri kaldık, kimi zaman sapıttık, şimdilerde de çoğu tarikatlerin peşinde sapıtmaya devam ediyoruz. Hak yolda olanı, doğru dürüst düşüneni, islamı çağımıza göre yorumlayıp yaşayanı yok gibi. Artık bu yolu terketmek ve islam eğitimini okullarda vermek farz oldu.

    Yanıtla (4) (1)
  • Eyy / 12 Aralık 2021 10:34

    Eyy akp Kur'an'ın birkaç ayetini değil tümünü okuyunuz ne olur

    Yanıtla (0) (0)
  • Bilgili / 12 Aralık 2021 10:12

    Dindar Müslümanların böyle bir sorunu yok Sayın Taşgetiren

    Yanıtla (1) (2)
  • Koç / 12 Aralık 2021 09:08

    Kindar ve Dindar nesil yetiştirecegiz dediniz sonuç sokaklarda uyuşturucu kullanan hırsız arsız çocuklara tecavüz eden kafa kesen beynini kiraya vermiş tarikat ve cemaat yurtlarında bir yığın Fakir çocuklarını mahvettiniz bırak bu gazelleri gerçekleri yazın.

    Yanıtla (12) (3)
  • Karar okuru / 12 Aralık 2021 10:08

    Gazelleri nasıl bıraksınlar ondan başka şey yokki elde!!

    Yanıtla (1) (0)
  • Sahin / 12 Aralık 2021 10:03

    Din,
    Siyasete alet edilmeyip,
    Din ve devlet işleri Anayasaya uyulup biribirinden ayrı tutulsaydı,
    Ne bunlar iktidar olur,
    Nede ülkemiz bu hallere düşüp
    5 cente muhtaç olup, Araplara avuç açardı.
    İnsan düşünmeden yapamıyor.
    Acaba bunların yatacak yeri varmı?
    Bu günahların altından kalabileceklermi. hesabı nasıl ödeyecekler.

    Yanıtla (1) (0)
  • DEDEM-K. / 12 Aralık 2021 10:00

    Bir hadis meali hatırlıyorum : Sizin en hayırlınız dünyası için ahiretini terkeden değildir, ahireti için dünyasını terkeder de değildir fakat ikisini beraber yürütendir insanlara yük olmayın diye. Mü'min dünya ihtiyaçları için çalışacak,dikkat edeceği şey helal kazançtır. "helal haram ver yarabbi kemter kulun yer yarabbi" anlayışına itibar edemez, her hareketimizde Rabbimizin bizi gördüğünü bilerek davranacağız,Rabbinin gözü önünde kimse haksızlık da zulüm de yapamaz,yapıyorsa imanı yoktur...

    Yanıtla (0) (1)
  • O aslan / 12 Aralık 2021 09:54

    Teşekkürler hocam
    Bilmeyenler için hadis ve sünnet tarihi ve bilgisi için PRF.mehmet görmezin iki kitabını öneririm
    Bir.Gazalide sünnet ve hadis
    İki.Hadis ilminin temel meseleleri
    Çok geriyiz çok Avrupa'yı kiskandigimizdan aşağı çekiyoruz aydınlanmanın lazım.ne din buna engeldir nede Müslümanlık.
    Bütün İslam ülkeleri insanları çekirge sürüsü gibi Avrupa'ya koşmaktan yollarda helak oluyor,kendimizi kandırmayalım

    Yanıtla (2) (0)
  • V A T A N D A Ş / 12 Aralık 2021 09:38

    Planlı oluşturulmuş medya ile,
    Dini ve kutsal olan herşey ile, Zihin ve duygu dengesi alt üst edilerek oluşturulan algı ile,
    Bir kesimin gözlerini kör kulaklarını sağır edip, hayatın her alanına fakirlik, yoksulluk, adaletsizlik olarak yansıyan,
    bile isteye yaptıkları yanlışları, ona buna dış güçlere, muhalif olanların üzerine atarak inandırıp, yirmi yılın tamamına yakınını bu şekilde siyâset yaparak geçirdiler, bu hâlleri ispatlandığı hâlde yinede inandırıyorlar..
    işte ahvalimiz..

    Yanıtla (1) (1)
  • ÖTÜKENLİKURT / 12 Aralık 2021 09:23

    İSLAMDA CAHİL AYDIN AYIRIMI. Cahil kişi soyut kavramları kavrayamaz. Tanrı soyuttur, istediğin kadar anlat, VARDIR BİRDİR, BÜYÜKTÜR HERŞEYE KADİRDİR YARATIR, YARATILMAMIŞTIR gibi vasıfları say. Anlamış gibi görünür çarpılmaktan korktuğu için ama tam inanamaz. Onun görmesi dokunması lazımdır. Peygamberimizin hadisler yazdırmaması, bu yüzdendir. Tanrı yerine bana tapmasınlar diye. Fakat bugün lidere Allah diyenler var. Bunu çözmek lazım yoksa durum vahim. Biz Kuranı açık seçik indirdik"Hac 16

    Yanıtla (14) (1)
  • Polat Yaver / 12 Aralık 2021 09:14

    Meclis lokantasında 13 Liraya tıka basa doyan vekiller ve onları seçip oraya gönderen,çöplükten yiyecek toplayan vatandaşlar , Allah ile aldatmanın lideri , yine mübarek bir Cuma şöyle buyurdu “Yaradan sizleri açlık ve sefaletle sınar” Bu nasıl bir Allah ki hep garibanı sınamakta, Güzelim dinimizi , hadislerle , rivayetlerle ne hale getirdiniz,

    Yanıtla (8) (2)
  • Boran / 12 Aralık 2021 08:06

    Bu millete yazi beğendirmek Nasreddin hocanın oğluyla eşeğe biniş hikayesine benziyor vesselam; ne yazsan, nasıl yazsan beğenmeyen, akil hocalığı yapan birileri çıkıyor. Biri safahatı tavsiye etmiş. Ahmet bey kim bilir kaç defa okudu...

    Yanıtla (4) (1)
  • Karar Okuru / 12 Aralık 2021 08:04

    Yazıda bir ikaz sezdim.
    Ruhsal coşkuyla dini Peygamberden daha fazla yaşamak ama yanlış yaşamak. Burada denetleyici, doğruyu gösterici tastamam sağlam. Bu bir taraf.
    Öte tarafta şeyhin ruhsal coşkuyu kalp eğitimiyle zapturapt altına almaya çalışması. Burada ise şeyhin zapturapt altına almaya çalışması için insan psikolojisinden haberdar olması, eğitimli olması şart. Ya şeyh cahil ve eğitimsiz ise... Ruhsal coşku patolojik biçim kazanırsa... Halimiz nice olur? Cadı avına çıkılır mı?!

    Yanıtla (4) (0)
  • Karar okuru / 12 Aralık 2021 08:03

    Merhum Elmalılı İslam dininin özünün temizlik ve güzellik (ihsan) olduğunu Hak Dinin ilk cildinde belirtmiştir.

    Yanıtla (5) (1)
  • Bir öğretmen / 12 Aralık 2021 07:38

    Haşa peygambere hürmetim sonsuz, amma her konuda hadis lafı edildiğinde acaba uydurma mı diye edemiyorum.

    Yanıtla (5) (1)
  • Bir öğretmen / 12 Aralık 2021 07:37

    Hocam yazı, Nasrettin hocanın tavşan suyu gibi olmuş...
    Kusura bakma, Tek cümle edebilirdiniz, Müslüman denge insanı olmalıdır..

    Yanıtla (7) (1)
  • Sahin . / 12 Aralık 2021 07:32

    Din denildiğinde,
    Aklıma, Siyasi islamcılar geliyor.
    Hocam ,
    Bu saplantıdan nasıl kurtulurum.
    Bir öneriniz varmı ?

    Yanıtla (15) (0)
  • YorumluYorum / 12 Aralık 2021 07:17

    Konular gittikçe karmaşıklaşıyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar okuru / 12 Aralık 2021 06:00

    Yazidaki hadislerde de bahsedilen neden Allahtan korkmamiz gerektigini hic anlamis degilim.

    Yanıtla (1) (0)
  • TB / 12 Aralık 2021 05:09

    Ahmet Bey, sizin kalbinizin güzelliğine inanıyoruz. Dini de, inanmayı da, inancı da Allah’la kul arasına, yani bireyin isteğine ve tercihine bırakmak zorundayız. Her türlü zorlama ve hatta devlet işlerine, siyasete alet etmek, tam bir kaosa, huzursuzluğa, yozlaşmaya, düzensizliğe neden oluyor. Tarih boyunca da böyle olmuştur..

    Yanıtla (8) (1)
  • Muammer / 12 Aralık 2021 00:58

    YAZInın başlığı, gerçek yaşanmışlıklar-olgular üzerinden hareketle " Dinde Zihin - Duygu dengesizliği" şeklinde olsaydı daha gerçekçi olurdu..Çünkü, tapınmada esas olan bağlılık ve kayıtsız şartsız teslim olma olduğu için bir bilinç ve dengeden sözetmek mümkün değildir..
    Daha dün gibi hatırımızda 15 temmuz darbesinde yaşananlar..Koca kurmay olmuş subay, abdestli ve fetih suresi okuyarak ateş emri veriyordu..Tarihte ne zalimlikler var bu minvalde din iman adına..Aman ha!

    Yanıtla (10) (0)
  • Ali rıza / 12 Aralık 2021 00:54

    Hocam , Mehmet Akif’ in Safahatını okursanız ortalara doğru bu konuları işler ve der ki , Nebiye atf ile binlerce herze uydurdun , Yıktın ta dini mübini yeni bir din kurdun, bunu ben değil vatan şairi söylüyor , Mehmet Akif söylüyor , işte kurulan din bu gün islam ümmetine hakim olan din , hadis merkezli , netice ortada sayın hocam ,

    Yanıtla (15) (2)
  • Baba Korkut / 12 Aralık 2021 00:49

    Kraldan daha kralcı olup her köşeye bir cami dikme yarışına giren zengin bir tayfa var bu ülkede. Allah’ın rızasını kazanmak yerine birilerine mesaj göndermek ve devletten alacağı ihaleleri düşğnerek cami yapanlar, camilerin cemaatsiz kalmasının en büyük müsebbibleridir.

    Yanıtla (11) (3)
  • Karar okuru / 12 Aralık 2021 00:48

    İlk defa sayın yazara bir şeyhler oluyor. Dikkatli olmak lazım. Hadi hayırlısı.eskiye
    Nedamet mi? Çok uyanık olmak lazım.
    Başka yönden saldırıya dikkat. Garip bir durum.

    Yanıtla (0) (8)
  • Karar okuru / 12 Aralık 2021 00:39

    Sayın hocam dava yoldan çıktı da geri vites ihtiyacı mı doğdu.

    Yanıtla (3) (5)
  • Karar okuru / 12 Aralık 2021 00:36

    “Ruhsal coşkunun patolojik biçim kazanması riskine karşı teyakkuz” Evet çok önemli bu. Ünlü bir yetmez ama evetçi, o döneme ilişkin bir soruya ”demokrasinin gelişeceğine inanmıştık, öfori içindeydik” diye yanıt vermişti. Öfori patolojik bir çoşku hali demekmiş!! Din, inanç, ırkçılık, ideoloji, milliyet, ve diğer aidiyetler üzerinden kendini tanımlayanların içine sıklıkla düştüğü bir durumdur. Genç yıllarda ergenlik çağında sıklıkla da rastlanır!

    Yanıtla (7) (1)
  • Karar okuru / 12 Aralık 2021 00:25

    Allah razı olsun hocam. İfrat ve tefritten kaçınmak, sırat-ı müstakimde devam etmek gerekir. İnsanlara bunlara hatırlatmak çok değerli, istifade ettik.

    Yanıtla (11) (0)
  • karar okuru / 12 Aralık 2021 00:25

    Inanmanin getirdigi esriklik beyinde endorfin (beyinde uretilen morfin gibi keyif veren bir molekul) uretimine yol aciyor ve tipki morfin gibi bagimlilik yapiyor. Akil ve iradeyi devre disi birakiyor.

    Yanıtla (8) (3)