Ayrışmanın karşılığı

Erbakan, Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç…

Aynı kulvarda yürüyorlardı, ayrıştılar. Demek vakti gelmişti. Ayrışma önlenemedi. Motivasyonun geliştiği zemin “Yenilenme” oldu. Yenilenme tuttu. İster “Öyle iktidar olunamıyor, başka türlüsünü denemek lazım” gibi yola çıkıldığı düşünülsün, ister “Türkiye’nin buna ihtiyacı var”dan hareket edilsin, yola çıkıldı ve epeyce mesafe alındı.

Temel Karamollaoğlu, Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan…

Bu isimler de başta sayılanlar kadar birbirine yakın isimler. Uzun yan yana yürümüşlükleri var. Ama bugün farklı yerlerdeler. Siyasetçi olmasalardı mesela bir muhabbet sofrasında saatlerce paylaşacak hatıraları, duyguları, iltifatları, şakalaşmaları olurdu. Ama ayrıştılar. Buradan da Ak Parti’deki gibi bir başarı hikayesi, hikayeleri çıkar mı, bilinmez, ama “Ayrışma” bir vakıadır.

Ak Parti doğarken, karşılıksız bir zemine mi doğmuştu? Öyle olmadığı biliniyordu, sonra kısa sürede de anlaşıldı. Yeni partiler, tırmanış güçleri ne olur bilinmez ise de karşılıksız bir zemine doğmadıkları anlaşılıyor.

“İtiraz, sorgulama…” ne denirse densin, “Bir şeyler yanlış gidiyor” duygusu, sızlanmaları uzun süredir alanda devam ediyordu, bunu herkes biliyor.

Bunu içe sindirmeye yol açan gerekçeler vardı. Camia, sistemin mağduru idi. Çok açık haksızlıklara maruzdu. İşte iktidar yakalanmış ve bu mağduriyetlerin giderilme umudu belirmişti. Kurulu düzenle her alanda hesaplaşılıyordu. Yanlışları görmenin zamanı değildi. İktidarda doğacak her türlü zaaf kirli güç odaklarının yeniden devreye girmesine ve rövanş almasına yol açardı.

Peki bugün ne oldu ki, üstelik bir de değil, iki parti birden doğdu?

Şu yukarda sayılan gerekçeler tamamen ortadan mı kalktı, yoksa iktidara itiraz ve toplumun önüne yeni alternatifler koymak o gerekçeler kadar önemli, hatta daha önemli hale mi geldi?

Şüphesiz yeni iki partiyi kuran kadrolar, kendilerine “hayati varoluş gerekçeleri” üretmişlerdir. Çünkü zor iştir bir partiyi kurmak, geliştirmek… Mevcut partilerin -hele kendinizi alternatif olarak sunduğunuz partinin- çetin savaşı ile karşılanırsınız öncelikle. Bir de toplumda bulacağınız karşılığın evdeki hesapla uyuşması sadece “ihtimal” halindedir.

Buna rağmen yola çıkıldığına göre bulunan “hayati varoluş gerekçeleri”nin bir (hatta iki) siyasi partiyi anlamlı kılacak vüs’atte olup olmadığı sorusunun cevabını araştırmak gerekiyor.

“İki” siyasi parti, en basit hesapta, yani diyelim, Anadolu’daki çok mütevazi bir hanede garip karşılanacağı çok net bir olgudur. Onun hesabı, kitabı, muhasebesi ayrı.

Belki bu farklılaşmanın da anlaşılabilir bir mantığı vardır. Diyelim, camianın üst seviyeli analiz ortamlarında altı çizilen “Farklar”dan söz edilebilir. Ama halk nezdinde bunlarda “Anlaşılamamış” olması sadece zaaf olarak görülür. Ayrıca, bu farklılaşma “İktidar ile farklılaşma”nın da böyle ihmal edilebilir nitelikte olduğu kanaatine yol açar.

O ayrışmanın hesabı ayrı evet, ama, belli ki iktidar partisi ile ayrışma, daha temel meselelerdeki itirazların karşılığı görünümünde. Ak Parti liderliği tarafından da epeyce zaman önce “metal yorgunluğu” diye ifadelendirilen hadise, başka platformlarda bir tür “misyon kaybı” gibi görülebiliyor. “Adalet”te sorun, yolsuzluk duyarlılığının kaybı, iktidar matematiğini yakalama kaygısıyla girilen kimlik başkalaşması, fay hatlarının tamiri niyetiyle çıkılan yolun sonunda derin kamplaşmaları siyaset malzemesi haline getirme…. Ekonominin zengini daha zengin, fakiri daha fakir hale getiren bir rant dağıtım mekanizmasına dönüşmesi, uluslararası ilişkilerde yalnızlaşma, gittikçe keskinleşen “Tek adam yönetimi” ve mukaddesler üzerinden siyaset yapılması… Bütün bunların toplumun her türlü mesaja açık genç kesimlerinde değerlere yönelik kuşkuya - sorgulamaya yol açması…

Bu değerlendirmelerin toplumdaki karşılığı yüzde kaçtır? Bir, üç, beş, on gibi rakamlar gözüküyor kamuoyu yoklamalarında. Böyle bir oran partileşmenin zemini olabilir mi, diye sorulabilir. Yeni partiler adına yapılan açıklamalarda çok daha geniş bir toplumsal karşılığı yakalama umudu seslendiriliyor. Buna karşılık, iktidar cenahı bu üç, beş, onluk itirazın bile kendisi için “Hayati” önem taşıdığının farkında. Oradan bakıldığında bazen bir gazetedeki “makale”, bir “haber”, bir “tweet”, Camia’nın – Toplumun yürek tınısını yakalayıp, iktidar için sorguya dönüşebiliyor.

Öfkelerin, suçlamaların, dışlamaların, devlet gücünü kullanmaların, manevi değerler üzerinden geliştirilen söylemlerin… her şeyin yeni bir anlam kazandığı döneme girdik.

Yeni yapılar da sınavda, eskiler de. Herkes sırat köprüsünden geçecek.

YORUMLAR (57)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
57 Yorum
  • Mustafa topak / 07.06.2020 14:51

    Ak parti İslami camia için 2015den beri yalpalıyor can çekişiyor veya ölmüştü oyumuzu verirken rahat rahat rahat oy verebileceğimiz alternatif yok gibiydi.Ama şimdi 2tane partimiz var.akpartiye verilen oyların en azından isteksiz ve kerhen oy veriyordu şimdi hayırlı olsun başarılı olacaklarına inanıyorum.hele birleşirler de hele Akşener ve saadetlede beraber olurlarsa akparti nal toplar artık.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ekonomister / 05.06.2020 00:30

    19.08'in yorumunu son derece önemsemekle birlikte dikkat çeken önemli konu artık herkesin prangalarından kurtulmuş gibi eleştirebilmesidir. 2 merkez sağ parti bizim siyasi dünyamıza fazladır, çok başlılık değil çok fikirliliktir elzem olan. Ortak paydada buluşmamış olmaları beni işkillendiren taraf, aynı şeyi söylüyorlar genele bakarsak. Merkez sol bir partiye ihtiyaç var denmiş, şahsi fikrim bence yok. Vatan Partisi (!) gibi bir parti kast ediliyorsa katiyen yok...

    Yanıtla (0) (0)
  • İslamda / 04.06.2020 23:53

    İtaat etmeden önce şartlar ortaya konulur. Ak partinin kuruluş ilkeleri itaatin şartlarıdır. İtaat eden ve itaat edilen bu ilkelere uymakla yükümlüdür. İtaat edilen, bu şartlara aykırı iş ve eylemler yapmışsa artık sözleşme bitmiştir. İtaat edilenin cazibesine kapılıp şartları gözardı edenler yapılan her türlü hukuksuzluğun vebaline ortaktır.

    Yanıtla (0) (0)
  • Mert / 04.06.2020 22:25

    Tarih tekerrür den ibaret .Refaf partisinin başına gelenler bölünme ayrılma ayrışma Ak Parti'nin de. Başına gelecek ve geliyor. Nasıl Refahtan ayrılmak Ak partiyi hain davayı satan konumuna sokmadı ise Partiden Ayrılanlar da ne hain ne de kötü. Hayatın doğal akışında Ak Parti'nin ömrünün bir şekilde biteceğini ve bir şekilde bu boşluğun dolacagini her normal insan normal kabul eder. Anormal olansa bu normalligi kabul edememek tıpkı Refah yönetiminin Ak Parti'nin kuruluşu aşamasında yahudi projesi ABD den icazet alındı benzeri yakışıksız söylemler söylediği gibi şimdide aynısı yaşanıyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ego ve ideoloji / 04.06.2020 19:08

    Sayın yazar, CHP ve HDP’yi ayrı ideolojik kulvarda kabul edip ayrı tutalım. İyi parti ile Davutoğlu ve Babacanın kurdukları partilerin farkını izah edebilirmisiniz ? Sırf Erdoğan’a karşıtlık ortak paydasında birleşmiş olmaları, başka görünür bir ideolojik farklılıkları olmamasına rağmen onları neden biraraya getiremiyor ? Bunun nedeni, Akşener, Davutoğlu ve Babacan’ın alfa kişi olma egolarında yatıyor olmasın? Yani, Erdoğan’ı suçladıkları özellik .

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 04.06.2020 18:52

    Siz karacilar, Erbakan hocamizi ve Refah partisini yiktiniz.Hocayi yetim biraktiniz.Simdi ayni sey reisin basina geliyor.Kendi yoldaslari kendisini hancerliyor.Ayni erbakan hocamiza yaptiginiz gibi.

    Yanıtla (0) (0)
  • Hasan / 04.06.2020 18:35

    Hocam sevk-i ilahi ile başörtüsü mücadelesi, 28 şubat darbesi gibi süreçlerde mağduriyet yaşatılan bir aileyiz.2004 yılında eşime görev yaptığı kurumun idarecisi tarafından başörtüsünden dolayı koridorda bağırarak hakaret edilmiş ve kuruma bu şekilde giremeyeceği onur kırıcı şekilde ikaz edilmişti. İlerleyen süreçte bahse konu idareci, önemli bir bakanlığın il müdürü yedi sülalesi burokrat yapıldı kim tarafından tâbi ki akp. Köşe komşunuz akp mhp,vp mahallesine taşındı demişti el hak dogrudur bi hayli oldu taşınalı. Biz aynı yerdeyiz oysa.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 04.06.2020 17:43

    Misafir sen burada misafirsin. Ait olduğun yere git.

    Yanıtla (0) (0)
  • Misafir / 04.06.2020 16:13

    Sizi çok uzun zamandan beri tanıyan biri olarak bu kadar iktidar düşmanı olmanızın altında bizlerin bilmediği sizin bildiğiniz ne var bununu açık açık yazsanızda bizde bilgi sahibi olsak inanı bu millet feraset sahibi seçim zamanı en dogruyu yapar hiç merak etmeyin

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 04.06.2020 15:37

    Sen dahil sırat köprüsünü umursayan var mı. Ya da umursar şekilde hareket eden. Ya da hareketi umursamaya muvafık olan . Sanmam.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 04.06.2020 15:23

    '''Yanlışları görmenin zamanı değildi. İktidarda doğacak her türlü zaaf kirli güç odaklarının yeniden devreye girmesine ve rövanş almasına yol açardı.''' yıllarca akparti seçmenlerini bu iddia ile kandırdılar. sonuç: bu kez ak partinin etrafına konuşlanış bir güruh, ankaradaki havuzu insafsızca hortumluyor! olan bu...

    Yanıtla (0) (0)
  • cumhur / 04.06.2020 14:20

    Son cümlenize ek olarak şunu sormak istiyorum!Sırat köprüsünü düşünen mi var?Sırat köprüsünü düşünen yalan söylemez,emanete hıyanetlik etmez,verdiği sözde durur!Hak ve hukuktan ayrılamaz!Başkalarının hakkına saygı duyar.

    Yanıtla (0) (0)
  • kahya resul konuk / 04.06.2020 14:18

    siyasal iktidarın icratları kitapta yok sünnette yok...kıyasda yok.....icmayı ümmette %100 karşılık buluyor.....abi biri söylesin mesela sen ahmet abi bize noluyor.....ibo diyor bizim halımız nolacah

    Yanıtla (0) (0)
  • Gerçek kadar, algı da önemli!!! / 04.06.2020 14:13

    A Ka Pe yi RTE, Abdullah Gül ve özgül ağırlığı hafifletilen abi birlikte kurdular. Bunu da sık sık söylediler. Bu doğruydu. Fakat işin taa başından beri, bu nasıl sağlandı bilmiyorum ama tapu RTE nin üzerine görüntüsü hep oldu. Abdullah Gül ve özgül ağırlığı hafifletilen abi bu gerçeği göremediler ve bu tabloyu değiştiremediler. Şimdi buna yanıyorlardır sanırım.

    Yanıtla (0) (0)
  • kahya resul konuk / 04.06.2020 14:07

    esas sorun islami kimlikli siyasi kişilikler..... siyaset için islamın ve islam muktesabatının mevcut değerlerini maslahat gereği hoyratça çiğneme hakkına sahipmidir? İMAM ,HACI HOCA ŞEYH, DERVİŞ DİYANET BAŞKANI VE HAYRETTİN HOCAM, VEDAHİ SN TAŞGEİREN HOCAM ....BU KONU TARTIŞMAYA ACILMALI ULEMANIN(!) GÖRÜŞÜ ALINMALI......İBRAHİM TATLISESİN DEDİĞİ.....bizim halımız nolacak bir bakılmalı......selam zavallı müslümanlar....

    Yanıtla (0) (0)
  • AK-Pak katakulli , SWAP Partisi (!). / 04.06.2020 14:00

    KARAR OKURU 1331 : RTE uykusunda sayiklasa canli yayina gececekler, A-Haber ve digerleri sayisini bilmiyorum,gercekten !..

    Yanıtla (0) (0)
  • kahya resul konuk / 04.06.2020 13:58

    zulumden baskıdan köprü kurmuşlar, gelsin seçmen geçsün deyü,seçmenler şöyle dursun,erkeksen siz geçin muktedirler.....diyecekmişki yazar.....yazının tonunu pawır softa bağlamış.....neme lazım iyide etmiş

    Yanıtla (0) (0)
  • musto / 04.06.2020 13:32

    2,Bu başıboşluğu düzeltecek halka umut verecek,kimse yok anarşi durdurulacak elde kalacak ufacık toprak parçasında yaşamamıza müsade edilecek.Bir dahi çıkıyor ya istiklal ya top yekun ölüm diyor.Çerkez paşalar(Rauf Ali Fuat vd) vatanı kurtardık emaneti sahibine teslim edelim.Atalarımız ve bizler padişahın ekmeğiyle büyüdük üzerimiz de çok hakkı var.Cumhuriyet ilan edilir halife olarak bırakılan Abdul Mecit efendi ile karmaşık ilişkiler kurulur,ve yol ayrımına gelinir.Fatih kanunnamesi devreye girmek zorunda kalır.

    Yanıtla (0) (0)
  • ileri demokrasi / 04.06.2020 13:31

    Muharrem İnce:Bizi , TRT 1 saniye vermedi ama Osman Öcalan'ı yerel seçim öncesinde oy almak için çıkardı. THY'ye biniyorsun, tek bir muhalif gazete yok. Canlı yayında kim konuşursa konuşsun Erdoğan'ın açıklaması varsa kesiyorlar. Ve bunu takip ediyorlar, vermeyen kanalları cezalandırıyorlar."

    Yanıtla (0) (0)
  • ADAM KULLANMA SANATI / 04.06.2020 13:21

    Mustafa Kemal, paşa arkadaşlarına liderlik yapabilir ama dikte edemezdi çünkü o insanlarda o işin mimarlarından, taa başta ellerini taşın altına koymuşlar. Malum Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü milli mücadeleye çok geç, İsmet İnönü birazda metazori ile katıldı. Dolayısıyla ikisi de Mustafa Kemal’e karşı eksikliler. Fakat diğer paşalarda bu eksiklik duygusu yok, psikolojik üstünlükleri var.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 04.06.2020 12:37

    Sn.Taşgetiren sizi yıllarca takip eden ve "içimizdeki Sütçü imamları kaşımayın" sözünüzden en kalbi bir şekilde etkilenen biri olarak söylüyorum ki "Allah'a ve ahiret gününe ve Allah için şahitliğe inanıyorsanız, Allah için adaleti ayakta tutmak istiyorsanız muhalefete bir kere olsun bir şey deyin. En azında on iktadarı, bir kez de muhalefeti eleştirin yani on'a bir yazın." Size yapılan eleştirilerimi yayımlamıyorsunuz, lütfen siz de adil olun. Yolsuzlukları yazın yazmasanız ve, başörtüsünü çiğneyenleri baştacı etmeye devam ederseniz vallahi ahirette ellerimiz yakanızda olacak.

    Yanıtla (0) (0)
  • Timur Melik / 04.06.2020 12:27

    Çok güzel bir yazı yazarı tebrik ederim.. Bence Türk siyasal hayatında yeni bir partiye ihtiyaç vardı.. Ama bu parti, geleneksel ayrıma itibar edersek, merkez sağda değil, merkez solda konumlanmaya aday bir parti olmalıydı.Bugün AkParti merkez sağın hemen hemen tüm gereklerini ya da tarihsel misyonunu yerine getiriyor üstelik de dinsel duyarlılığı olanları "boynu bükük"lükten kurtararak.Boynu bükükleri "müstekbir"lere dönüştürme trendi, ayrı bir tartışma konusudur..Merkez solda ise bir parti yok.Sadece camiası var.Bu camiayı mobilize edecek gerçek bir siyasal partiye gerçekten ihtiyaç var.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 04.06.2020 12:17

    Recep Tayyip ERDOĞAN'ı seviyorum.Yanlış yolda gidiyor.Nefis girdabına yakalanmış.Umarım bu girdaptan Allah'ın izniyle kurtulur.Şu aşamadan sonra insanların sözlerini dinleyemez.Kendisini övenleri dinler,eleştirenleri azarlar.Yaşadığı psikoloji bu.Bundan ancak Allah'ın lütfuyla kurtulur.İnşallah Rabbim bu memlekete yaptığı hizmetler hürmetine,kendisine yardımcı olur.Anlayışı,bakışı ve tavrı hiç doğru değil.Bizlerin yapabileceği tek şey,doğruları söylemek...Sizin gibi...Ama fayda etmez.Nefis girdabına girmiş...Allah'tan başkası yalan...

    Yanıtla (0) (0)
  • Cafer Genç / 04.06.2020 12:16

    28 Şubat koşulları Ak Parti'ye zemin açtığı gibi, 15 Temmuz da GP ve DEVA'ya yol açmışa benziyor. Yeni partilerin meşruiyeti 15 Temmuz tartışmalarının gideceği yere bağlıdır. "Her şeyi tutan bir şey" söylenemediğinde hiç bir şey söylenmiş olmaz!

    Yanıtla (0) (0)
  • GEÇMİŞ GELECEĞE, SUYUN SUYA BENZEMESİNDEN DAHA Ç / 04.06.2020 11:41

    6- CHP, 1939 tarihli bir beyanname ile kendisini aday gös-terdi ve Kastamonu Milletvekilliğine seçildi. Bu beyannamede suikast olayı ile bir ilgisi olmadığı da vurgulandı.

    Yanıtla (0) (0)
  • GEÇMİŞ GELECEĞE, SUYUN SUYA BENZEMESİNDEN DAHA Ç / 04.06.2020 11:41

    5- Londra’da bu¬lunduğu sırada İzmir’deki Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya suikast olayı ile ilgili görüldüğü ve on yıl kalebentliğe hüküm giydiği¬ne dair bir bildirim aldı. Kararın TBMM’de okunması ile millet¬vekilliği sona erdi. Bu kararı kesinlikle kabul etmedi, ancak kararın temyiz kabiliyeti de olmadığı için yurda dönmedi. Hük¬mün 1933’te çıkan af kanunu ile ortadan kalkmasından iki yıl sonra yurda döndü.

    Yanıtla (0) (0)
  • GEÇMİŞ GELECEĞE, SUYUN SUYA BENZEMESİNDEN DAHA Ç / 04.06.2020 11:40

    4- Refet Bele, 1935 yılına kadar politikadan uzak kaldı. 1939 ve 1946 tarihlerinde yeniden İstanbul Milletvekili seçi¬ldi. Rauf Orbay, Lozan Barış Konferansı’nın ilk dönemindeki görüşmelerde Başdelege İsmet Paşa ile fikir ayrılığına düştü. Bu dönem için kırk üçü gizli oturumlarda olmak üzere, kürsüde yüz sekiz konuşma yaptı. 1926’da kırk beş gün izin alarak te¬davi için Avrupa’ya gitti.

    Yanıtla (0) (0)
  • GEÇMİŞ GELECEĞE, SUYUN SUYA BENZEMESİNDEN DAHA Ç / 04.06.2020 11:39

    3- Ali Fuat Cebesoy, Kâzım Karabekir, ve Refet Bele birlikte suçlandılar, tutuklandılar, yargılandılar ve beraat ettiler. Cafer Tayyar Eğilmez, TCF’nin kapatılması üzerine yargılandı. Daha sonra suçu bağışlanarak tahliye edildi. Ali Fuat Cebesoy, Mustafa Kemal ile barışmasından sonra 1931 yılında Konya milletvekili seçildi. CHP’den istifa ederek DP’ye geçti. 27 Mayıs Darbesi sırasında tutuklanarak Yassıada mahkemelerinde yargılandı. Serbest kaldı.

    Yanıtla (0) (0)
  • GEÇMİŞ GELECEĞE, SUYUN SUYA BENZEMESİNDEN DAHA Ç / 04.06.2020 11:38

    2- Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında Kurtuluş Savaşı’nın A Takımı’ndan kimse kalmaz. Artık yanında Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü vardır. Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele ve Rauf Orbay Türkiye’nin ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular. Cafer Tayyar Eğilmez’de bu partiye katıldı. 1926 yılında İzmir Suikastı dolayısıyla İstiklal Savaşı’nı birlikte başlattıkları

    Yanıtla (0) (0)
  • GEÇMİŞ GELECEĞE, SUYUN SUYA BENZEMESİNDEN DAHA Ç / 04.06.2020 11:38

    1- Anadolu’da kurtuluş hareketini başlatan ve yol haritasını çizen belge Amasya Tamimi (Genelgesi)’dir. İmzası olanlar Mustafa Kemal (Atatürk), Ali Fuat (Cebesoy), Refet (Bele) ve Rauf (Orbay), telgraf vasıtası ile açık destek verenler Kazım (Karabekir), Cafer Tayyar (Eğilmez) ve Mersinli Cemal Paşa’dır. Kurtuluş Savaşı bittiğinde “paşaların kavgası” başlar ve yaprak dökümü yaşanır.

    Yanıtla (0) (0)
  • ahmet çelik / 04.06.2020 11:08

    Ahmet hocam sizin gibi Yıldıray bey gibi akil insanlar biraraya gelip davutoğlu ve Gülün arasını bulmalı.bu önemli

    Yanıtla (0) (0)
  • turgut ertav / 04.06.2020 10:49

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, DEVA ve Gelecek Partileri’nin ismini vermeden, “Ölü doğdular. Onlarla meşgul olmayın demiş.Doğum ebesi Erdoğan mı?Erdoğan ın yapmadığı bir ebelik kalmıştı.Bildiğim kadarıyla doğum ebeleri bayanlardan olur.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 04.06.2020 10:29

    Sayın Ahmet hocamTesbit leriniz çok doğru.Baş örtü lülere saldırılar,ü.g.sınavın da puan kırmazlar,şiir için hapisler,parti kapatma da vakarı,ç.başkanlığı seçiminin 367' ye takılmaları...hep oyun muydu.(o zaman şöyle şiir yazmıştım:Bir kanatlı gaaak dediAna yasaya bak dedi 367'olmazsa Ç.başkanı yok dedi)Akp bunlarla mücadele etti ama gelinen nokta çok kötü.Hz.Ali diyorkiDünyada ,en sağır edici sesacı çeken mazlumun suskunluğudur.

    Yanıtla (0) (0)
  • okur / 04.06.2020 10:13

    SAYIN AHMET TAŞGETİREN ALLAH sizden razı olsun, sizler gibi yazarlar olmasa adaletten tamamıyla umut keseceğiz,

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 04.06.2020 10:03

    Zor mu? Adil adelet. Zor mu? Şeffaflıklık. Zor mu? Doğruluk. Zor mu? İyilik. Zor mu? Ahlaki davranış. Zamanında yapılmayan hiçbir şeyin değeri yoktur. Şu an demir madeninde tonlarca altın çıksa, altının değeri 5 TL olur. 80 yaşına kadar yaşarsın, boş yaşarsın. 30 yaşında güzel bir şey yaparsın, değerini ölçemezsin...

    Yanıtla (0) (0)
  • doktor / 04.06.2020 10:00

    sn ahmet taşgetiren beyefendi sizlerin yıllardır bu camiada bir saygınlığı vardır ve sizleri cidden seviyoruz Ancak sebebi bilinmez belkide duygusal bazı çatışmalardan sonra sizlerde de bir eğilme ve ittihad için değil ayrışma için bir eğilim ve gizliden gizliye mesajlar vermeye başladınız. Yanlış yapıyorsunuz. Eğer bu duygusal havadan kurtulamıyorsanız bir köşeye çekilip dua edip izlemeyi nacizane tavsiye ederim.hakkınızı helal edin

    Yanıtla (0) (0)
  • Gerçek Nedir ? / 04.06.2020 08:49

    "Kurulu düzenle her alanda hesaplaşılıyordu. Yanlışları görmenin zamanı değildi. İktidarda doğacak her türlü zaaf kirli güç odaklarının yeniden devreye girmesine ve rövanş almasına yol açardı." Fetvacılar böyle dediler. Temel, ana yanılgılardan birisi budur. Uygulamacılar fetvacıların dediklerini sorgusuzca uyguladılar. Sonuç olarak İslam'dan uzaklaşan insanlar, hem içerde ve asıl önemlisi hem dışarda çoğaldı. Yanlışları görenler, "İslam buysa ben Müslüman değilim" demeye başladılar. Kan kaybı giderek arttı. İç bünyedeki yanlışlar gün geldi doğrular oldu. O saatten sonra da geri dönüş zordu.

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru / 04.06.2020 08:40

    cami açılışında bile oy istedi , bu kabul edilebilir bir şey değil, dini duyguları,islamı kullanmaktır,ilk önce buna müslümanlar karşı çıkmalı camiler kamuya açık tüm siyasi görüşlü insanlara aittir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ekmek / 04.06.2020 07:02

    Partiler demokratik olmadıkları için her gün yeni biri çıkacak, eskiler çöpe atılacak sürekli. Akp denen partinin de sonu gelmiş görünüyor. Davutoğlu AKP’nin başına demokratik olmayan bir atamayla tek aday olarak geldi, Gül’ün önünü kesmek için. Sonra Davutoğlu atıldı yerine Binali atandı. Bunlara parti denmez demokrat standartlarda, adını siz koyun. Türkiye’nin demokrasi sıralamasında dipte olmasının sebebi de budur. Halkı camia, dava, hassasiyetler şu bu gibi saçmalıklarla uyutmayı da bırakın. Önce demokrasi, ekmek için. Evet, ekmek istiyorsanız önce demokrasi...

    Yanıtla (0) (0)
  • Molla / 04.06.2020 06:40

    RP nin gelenekçiler-yenilikçiler ekseninde bölünmesinde katkısı olan ve bugün gelinen noktadan şikayetçi olan ve şu anda bu gazete de yer alan yazar- çizer taifesi ne zaman bir nefis muhasebesi yapacak?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 04.06.2020 03:38

    ''Buradan da Ak Parti’deki gibi bir başarı hikayesi, hikayeleri çıkar mı''????? Gelinen noktada başarı nerede acaba?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 04.06.2020 03:27

    Türkiye’de muhalefeti çok ama çok zor günler bekliyor.Hdp ye yapılanlar ortada.Belediye başkanları,parti başkanları,yöneticileri ve üyeleri hapiste.Şimdi sırada CHP ve yeni partiler var.Akp nin bu partilerle ilgili kirli çıkışında neler var,hep birlikte yaşayarak göreceğiz.Vatandaş olarak Akp/MHP ikilisinin demokratik seçimlerle iktidarı muhalefete bırakacaklarına inanmıyorum.Ülkemizi büyük bir kargaşanın içine sürüklüyecekleri kesin.Birden bire gece bekçileri bile artık gündüz caddeye çıkıp,kimlik kontrolü yapıyor.Perinçek ve Perinçekgiller mavi vatan gazı,vatan savunması yalanları

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 04.06.2020 02:37

    Babacan ve Davutoğlu, bulunup görev verilmiş de olsa, ve doğal liderinin altında da bulunsa AKP'nin en prestijli yıllarında icracı kişilerdi. Oy oranlarını bilemem ama parti kuracak kadar ayrılmaları sadece onların meselesi değil.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 04.06.2020 01:37

    sayın yazar mukaddesler üzerinden siyaset yapılıyor diye şikayet ediyorsunuz ama bu yeni bir şey degilki. milli görüş dahil hep böyle siyaset yapıldı. yapılmasın diyorsanız o başka.

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar okuru / 04.06.2020 00:59

    Ruhunda pislik olan yine pislik yapacaktır. Kılavuzu Perinçek-Bahçeli olanın sonu kaybedenler kulübüdür. Kaybedeceklerini anladıklarında ortalığı ateşe vermekten imtina etmeyeceklerdir. Yangından mal kaçırma telaşesi başladı. Giderayak devleti soyabildikleri kadar soyacaklar. Cumhuriyet rejimini değiştirme hayalleri suya düştü, halifelik rüyası sonsuz şekilde bitti. Madem değiştiremedik bari elimiz boş gitmeyelim hesapları yapıldı şimdi uygulanıyor. Vallahi artık nasıl önlem alınacaksa hangi yolla alınacaksa alınsın, yoksa devlet kalmayacak.

    Yanıtla (0) (0)
  • Muhtefi. / 04.06.2020 00:49

    Once sizler kendinizi Toplumdan Ayirdiniz..Muhafazakar,Dava,Siyasal Islam, particilik vb diye,diye zihin boyle kodlandi..Sonra ayrismaya kodlanmis zihin kendi icinde ayristi,,ve boyle de sürer. Hic te Şaşırmıyorum. Ama Ayri Mezarlik yok..hep komsu olacağız..:)).Ne mutlu birlikten,muhabbetten yana olanlara..Ayrismaya degilde,Birlesmeye bahane arayanlar ne guzel insandir.ici huzur,disi mesud yasar..**ici,dışı bir yani.**...Selam olsun o Zengin Gönüllü Abidelere..Şüphem yoktur ki Ahiret yurdu da ozler oyle Mumin Asil Ruhlu Insanlari.!.

    Yanıtla (0) (0)