Hiç zorlamadan söyleyelim. Bu ekolde kadının yeri yok ki! Ne çalışmasını, ne fikir beyan etmesini istemezler. Hesapta "cennet kadınların ayağının atındadır" derler ama her kötülüğü yaparlar. Dindar görünürler, bin bir türlü yalanı, hak yemeyi, liyakatsizliği, kötülüğü zerre düşünmeden yaparlar. Bakın topluma, saygınlığı en çok azalan makamlar devlet makamları ve din görevlileri oldu. 20 yılda çok şey bitti!

Tebrikler

Tebrikler, elinize ve zihninize sağlık.

Eksik olmayın,teşekkürler

TB!
İslami ekolde kadının sürü/ meta olarak adı yok. Amma dini siyasalcı; kendi yürüyüşünü terk etti, başkasının yürüyüşüne de ayak uyduramadı!
Kadın aile merkezli olmak üzere çalışır aileyi yönetir. Aile de toplumu ve insanlığı yönetir. Senin gibiler; kadını paraya ve heveslere köle, çocuğunu kreşe köle yaptı.Ama bu bu mankurtluk acınası bile değil.Zenci ve kızılderilinin asaleti varmış direndiler. Sizler de o da yok,

Kadınların değil anaların ayakları altında

sayın taşgetiren 6284 yürürlükteki değilmi 6284 İstanbul sözleşmesinin uygulaması değilmi..kim kalktığını söylüyor sizlerde inanıyorsunuz has...

Sizin beyaniniza tamamen katılıyorum. 6284 kalkmadıkça , İstanbul Sözleşmesinden çekildik demenin bir manası yoktur.

Yorumları okuyorum...Çok ilginç bir okur kitlesi var Karar gazetesinin. Sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum. Akp ve maneviyat karşıtı yazılar nasıl olursa olsun çok beğeni alıyor. Akp yi anladık ta bu gazetede maneviyat karşıtı okurlar nasıl var? Oysa yazar kadrosu ve editörya katı laik eski tüfek solculardan değil. Birileri yolunu şaşırmış ama haydi hayırlısı:))

Buradakilerin ekseriyeti ak parti gitsinde ne olursa olsun zihniyetinde, ak partiye getirdikleri eleştirinin % 0.1 ni muhalefetin başarısızlığı için yapmazlar.Oysa her iki tarafda eleştirilmeli.

Hele bir su asalaklarindan millet kurtulsun -ki 4-5 maas aliyorlar.-
Sira digerlerine gelir.

Alternatif muhalefet ama muhalefette iktidar olsa asalaklar ve ballı maaşlar yine olacak,poilizm yaparak ballı maaşları keserler, öbür taraftan malı yine götürürler,chp li belediyelerin şirketlerinin yönetim kurulları üyelerini araştır, mutlaka orada da benzer durum vardır.

Arkadaş ülkeyi kim yönetiyor derdimizi kime söyleyeceğiz çözümü muhalefetten mi bekleyeceğiz yetkili olan kim şimdi de bu moda oldu muhalefet ne yapabilir yetkisi ne kadar zaten eleştirisini yapıyor

Evet ülkeyi iktidar yönetiyor, derdimizide iktidara söyleyeceğiz, hemde iktidarı eleştireceğiz, lakin ülke yönetiminde muhalefetinde katkısı olur, olmalı, oysa bizim muhalefet kış uykusunda, 20 yıllık iktidarın yıpranması normal, muhalefetin iktidar olamayacak gibi umudsuz durması da anormal.

Gülhan Kavakçı "hanım kızımız" dediği için Kılıçdaroğlu'na Tehdit, Nefret ve Ayrımcılık, Görevi Yaptırmamak için Direnme ve Kamu Görevlisine Hakaret gerekçesiyle dava açmış. Neyse ki abartmamışlar... Oysa cinayete teşebbüs ve devlet sırrını paylaşma gibi maddeler de eklenebilirdi

"Muhafazakar iktidar"ın eğitim, kültür, aile ve gençlik gibi bir millet için hayati derecede önemli olan konulara yönelik üzerinde hassasiyetle çalışılmış bir ajandası var mıydı ki? Onların gündemi bambaşkaydı bence

İstanbul sözleşmesinden çıkılması yanlıştır.

Sayın Taşgetiren eğer AKP 2022 de seçime gitmezse r2023 yılı daha kötü olacak ve AKP daha çok oy kaybına uğrayacaktır.

Kadınlara sürtük olarak hitap eden kimdi hatırlayan var mı? Şimdi cumhurbaşkanını tercümanı için Kılıçdaroğlu "hanım kızımız" diye hitap etti diye hakkında suç duyurusu yapılıyor. Anlaşılan kadınlara yönelik o utandıran hitapta sorun görmeyenler, "hanım kızımız" hitabından çok rahatsız olmuşlar. Bunun neresinde hakkaniyet var?

Sayın yorumcu o konuyu ben yazacaktım ama önce davranmışsınız.Tam bir komedi.Kadına yani hemcinsine 'sürtük' deyiminden rahatsız olmayan sözde dindar,muhafazakar,bilmem neci biri çıkmış, Anadolulu yaşam kültürümüzün özü olan 'hanım kız' sözünü beğenmeyip mahkemeye vermiş.Bu kızımızı fena gaza getirmişler anlaşılan.Anadolu kültürü ile büyümemiş birinin böyle davranması da doğal olsa gerek.

Mesele üslup değil içerik. Anlayıp anlamamış numarası yapıyorsanız ayıp oluyor... KK tercümana deniyor ki: Devletin ikili ilişkilerinde neler konuşuluyor, bize açıkla yoksa hesabını soracağız vs... Muhalefet devleti benim istediğim gibi yönetmezsen iktidara gelince tercümanından bile hesap soracağım diyor. Devlet muhalefetin zevkine değil kanunlara göre yönetilir. KK boş konuşuyor...

O k u r.Böyle toplantı ve görüşmelerde devletlerin veya dışişlerinin belli protokolleri ve teamülleri vardır.Orada bulunan tercüman dışişlerine bağlı tecrübeli ve işin uzmanı olmalı.Dahası bundan önce öyle idi.Oysa belli bir kişi veya zümreyi gözeterek devletin tüm dışilişkilerini paspas yapan biri bu realiteyi de çiğnemekten geri kalmamıştır.Eee tabi ki zamanı geldiğinde bunun neden yapıldığı sorulacaktır.Burası muz cumhuriyeti değil.

Allah cc fuhşiyatı yasakladı.Allahı dinlemeyen kimi dinler?Dini değerlerden hızla uzaklaşıyoruz.Toplum olarak büyük bir ahlaki çöküş yaşıyoruz. Ekonomik kriz bunun yanında solda sıfır kalır.Allah belaları tehir eder(tövbe ederler diye)ama ihmal etmez.

ESKİDEN ALNI SECDEYE GİDİYOR dediklerinde ;bir durur güven duyardık;yemin olsun şimdi bu veya benzerini duyduğumda ;bırak uzaklaşmayı ,iş yapıyorsam sonlandırıyor;muhabbet ediyorsam uzaklaşıyorum.
NOT:yılarca 5 vakit namaz kılan ben bile Reisin sayesinde;amacımız islam değil siyasi çıkar olduğunu görünce değiştim.

20 yıllık iktidar, eğitim, kültür, sanat, aile, gençlik yönünden mesafe alamadı, özellikle tüm problemlerin kaynağı olan eğitimsizlik bizi mahvediyor, ne acıdır ki Eğitim konusunda sınıfta kaldık, çözümde sunulmuyor, hadi iktidar çözemedi, çözemiyor, malesef bu yönde muhalefetinde köklü proğramı yok varsa da ben duymadım.

Almanya'da olmuş ve Alman halkı tarafından normal karşılanmamış bir örnek veriyorsunuz. On üç yaşında anne olan bir çocuk Batı dünyasında normal karşılanmamıştır. Olay çocukların bilinçsiz birlikteliğinin sonucu olmuştur. Oysa muhafazakar Doğu toplumunda bu çok normal olarak karşılanabilen bir durumdur. Bu terazinin dengede oldugunu göstermez. Bize ait kusur ve hataları görmezden gelmektir. Bu durum Cemal Vakası ve Sıffin Savaşlarını düşünmeyin! Onları biz büyükler değerlendiririz mantığıdır.

Elma armut elmayla armutu karıştırmışın . Batı bizden kötü olsaydı,bizim nitelikli donanımlı eğitmli insanlarımız, Türkiye,yi tercih eder Türkiye"de çalışmayı tercih ederlerdi.Avrupa,ya Amerikaya gitmek istemezlerdi. Öğrencilerin gözü bile batıda .Bu iktidar dan hiç birinin umudu kalmamış. 8 bin liraya doktor çalıştıracaksın ona bile sahip olamayacaksın, piskopata kurban edeceksin.

Bekarlarımız uygun eş bulamama endişesi duyuyorlar ve maalesef haklılar.. Bireysel özgürlük diye diye aile yapımız maalesef tahrip oldu ve bu durum muhafazakar (!) iktidar döneminde zirveye ulaştı. Eskiden uygunsuz sayılan hareket icra edenler toplum içine çıkamazken şimdi matah bir marifetmiş gibi teşhir edebiliyorlar ve kınıyanlar kınanıyor. Rabbim temiz aile arayışında olan insanlarımıza yardımcı olsun ve onlara uygun insanlarla karşılaştırsın.

Askerlikte bir komuttur : Sağa bak hizaya geeel denir. Muhafazakar iktidar da bizim iktidar olduğumuzu gören bize bakarak hizaya gelirler diye düşünerek aile yapısıyla ilgili hiçbir tedbir almadı. Cinsel tercih v.s. diyerek iyice azgınlaşan azınlık gurup,muhalif kanatlardan da destek alarak abarttı. Kolay evlenip çok kolay boşanma kararları alan toplumumuzda aile en zayıf dönemini yaşıyor,aile yapımıza uymayan hareketler utanmadan sergilenebiliyor.

20 yıldan beri , ya da ortaya karışık. Bu hafta koro halinde Ak partiyi ve liderini özellikle liderini indirmek için haftanın son günü cuma günü aşağı yukarı eli klavye tutan herkesin, Erdoğan’ın her ve yönden eleştirilmesi. Doğru veya yanlış olduğu önemli değil. Kabil’in Habil ‘katletmesinden Lüt kavminden dahi sorumlu tutacak yazılar. Yani köşelerde bir araştırma bir belgesel göremezsiniz.
Çoğu bir önceki yazıların kopyaları. İyiymiş.

Ne yani eleştirmeyip sizler gibi mi yapalım ?

YIKIM EKİBİ AK Partinin 20 yıllık iktidarında yapıl(a)mayan ne varsa BİLAKİS YAPILMAK İSTENENLERDİR!

1. Müslüman asla muhafazakar değildir. O daima gelişim halindedir. Bunun bilinmesini istemeyenler müslümanlara tutucu diyor. 2. İktidar 20 senede en azından herkesin toplumsal ölçülerde özgürce yaşamasını tehmin etti. 3. Senin şu an tarafı oldukların bilhassa müslümanları bozmak için çok şiddetli uğraşıyorlardı. Hala da etki alanlarında ayniler. 4. Örneğin tarafınız toplumsal baskıyla bir sünnetinizi zayıflattı, kadın yazara da farzı terkettirdi. 5. Size bunu yapan, topluma ne yapmaz?

Aile içi şiddette fiili olarak kadın mağdur edilir, sözlü olarak ise erkek mağdur edilir. Sözlü şiddete maruz kalan erkeğin bunu gündeme getirmesi zül addedildiğinden bu şiddet asırlar boyu üstü kapalı kalır.( Tabiki eşine olan şikayetini mezar taşına yazdıran erkek müstesna...)

Unutmayın! Erdoğan İstanbul sözleşmesini iptal ettiğinde onu ilk tebrik eden, Yeni Akit yazarı şeriatcı Abdullah Dilipak "tı Yazı başlığı, Teşekkürler Erdoğan, dı. Demekki aynı görüşteler. Hedefleri belli...

İnsanların %5'i psikopattır ve fırsatını bulunca şiddet uygular. Bu yüzden aile içi şiddeti sıfırlamak mümkün değildir. Şiddet uygulayana, erkek ya da kadın ceza verilirse, şiddet azalır. İkincisi, psikopat olmasa bile, dayağın haklı olduğuna inanan kişilere de mesaj verildiği için İstanbul Sözleşmesi sahiden aile kurumunu korur. Ne yaparsanız yapın hırsızlık olacak diyerek, polise gerek yok demiyoruz değil mi? Sözleşmeyi değersizleştirenler, kadınların dövülmesini normal karşılayan kişilerdir.

Ahmet hocam, stanbul Sözleşmesinin dinci taifesini rahatsız eden (!) yanlarına vurgu yapmışsınız. Bu yazıda asıl eleştiri konusu yapmanız gereken şeyin, "Danıştay'ın tüm hukuk normlarını bir kenara atarak, nasıl bir tek adamın iki dudağı arasından çıkan emirlere itaat edebildiği" noktasına geldiği hususu olmalıydı. Zaman zaman vermek istediğiniz demokrat yanınıza da bu yakışırdı. Ah minel aşk?

Bence İstanbul sözleşmesi taraflar arasında çok abartıldı. Varlığı kadını korumadığı gibi yokluğu da aileyi korumayacaktır. Ülkemizde kağıda yazılanların pek hükmü yoktur.

20 yılda yapılan önemli bir şeyi söyleyeyim; Bir zamanlar Cemaat diye bilinen oluşumla ortaklaşa, "Müslüman insan efendi-dürüst olur, hakkı hukuku gözetir, harama el uzatmaz" imajını yıktılar.

O dediklerin de ne ki; sıralamaya bile girmez; Sen paradan, en önemli başarı olan, zengin olmadan haber ver.. Kısaca: Para para yokluğu yara!..

sayın yazar siz bile kamplaşmada taraf oldunuz.

''Muhafazakâr dostlarımız daha hangi etkin güçleri kullanarak çarpık akışı değiştirecek?'' Yine döndük başa.Sorunların kaynağından sorunların çözümünü beklemek.'0 yıldır zirve yapan çarpık akışın sorumlusu muhafazakar geçinen kesimdir iktidarda o vardır beyefendi.Aynı akp işi gibi çözerse Akp çözer.Sorunu çıkar sonra çözerse yine bizimkiler çözer kurnazlığı..Sorun olanların çözüm olduğu nerde görülmüş, duyulmuş şeydir?

AKP’nin ısrarla “Fırat’ın doğusuna Suriye ordusu” çözümünden kaçınması, kaçınabilmek için Esad karşıtlığını sürdürmesi, sürdürebilmek için sığınmacı sorununu kullanması, kullanabilmek için “güvenli bölge” kurmaya çalışmasının tek amacı var: AKP, Suriye’nin kuzeyinde “fetih ve 82. il” hayali kuruyor!

Abd neyin hayalini kuruyor? Abd ye burada ne işin var diyebiliyor musunuz?

Diyoruz ve diyemiyoruz. Ne faydası var. Suriyenin toprağında Abd nin ne yaptığı sizi neden geriyor

20. Yy. İlk çeyreğine kadar bizim olan topraklarda onbin km öteden gelenler bizim güvenliğimizi tehdit edecek oluşumlara kapı açıyor ve siz neden geriliyorsunuz diyorsanız, ben de size sorayım, bu rahatlığı neye borçlusunuz?

Sözcünün haberine göre Suriye ordusu ypg ile anlaşmış ve ypg nin ele geçirdiği bölgeye girmiş.. YPG nin bulunduğu yer suriye toprağı şimdi ne yapacak kürt koridoru terör koridoru diyenler. Suriye kendi toprağında ister federasyon kurar ister ypg ile anlaşır. Şimdi suriyede işgal ettiğimiz yerlerden çıkın diyecekler ve çıkaracaklar.. Milyonlarca sığınmacı da bize kalacak. Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş çekeceğiz

Son cümledeki soru o kadar önemli ki. Maalesef yıllardır sonuç alıcı bir çare üretemediler. Keşke Türkiye bazı alanlarda geri kalma pahasına aile, gençlik, şiddet, ahlak gibi konularda milli ve manevi değerlerimize uygun olarak yol alabilseydi, keşke!

Kadında sürtük diyen başkanın, Eşini kız doğurdun diye dövüp ikinci defa evlenenlerin ,kadın sokakta gülmez diyen siyasetcilerin kadına eksik diyenlerin ,Muta nikahı ile evlenlerin ,mirası kız çocuklarına veremeyen babaların, Tecavüze uğrayan kızların ,aile meclisi kararı ile öldürüldüğü bu ülkede ,Istanbul sözleşmesi olsa ne yazar olmasa ne yazar. Batı gibi olmak için önce insan olacaksın. İnsana kadın erkek ayrımı yapmayacaksın.

"Batı gibi olmak" ... belliki batıyı çok iyi tanıyoruz... Batılı olmak için insan mı olunur? Sen "insan" mısın? batıya layık bir insan olmak için test mi yaptıracaksın? Cem Yılmaz gibi: "üfle..., yok abi sen insan olamamışsın" ... İnsan olmak ve yetiştirmeye batıyı üst çıta koymak. Sınırlı kafa yapısı yani... Miras hukuku kime göre neye göre doğru/yanlış? İnsan kadın ve erkek olarak farklıdır. Bu fark içinde eşit değil adaletli davranış sergilersin yerine göre ayrım da yaparsın...

20 yılda yapılanmanma olmadı ama , En yüksek makamdan , kadınlara hakaret geldi. "Benim başörtülü bacılarım" Parti değiştirince vitrin mankenleri oldular.

Din hiç bir siyasi grubun tekelinde değildir. AKP nin bu ülkeye yaptığı tek iyilik, siyasal islamın ve sözde muhafazakarlığın sadece çıkar için kurulmuş bir sistem olduğunu kanıtlamasıdır. Siyasal İslamcıların yüce dinimize verdiği zararı haçlı ordusu bile vermemiştir.

Çok genelleyici ve üst perdeden bir yorum. Son cümle tam bir ağzından çıkanı kulağı duymamak...

cumhur ittifakının gündemi farklı ekonomi uzmanları!! sinekten yağ çıkarıyor ab ülkeleri enerji kıtlığı nedeniyle üretim kaybı ile karşılaşacak iktidar üretimi arttıracak ve böylece Türkiye ekonomisi uçacak bir tl=bir avro olacak algı yönetiminde sınır yok ayranı yok içmeye atla gider ,,, akp için atma,sallamada sınır yok

Çözüm için iktidar olan bir siyasi parti bizzat kendisi soruna dönüştü.

AKP!nin tek kutsalı var: Kendinden Olmak/İktidara Tapmak. En büyük övüncü başörtüsü bile, bunun bir ayracı haline getirilerek kutsanır oldu. İktidarı eleştiren bir başörtülü memurun kaderi pek değişmedi. Yılların birikimi Şehir Üniversitesi, boğularak öldürüldü. AKP en az on yıldır samimiyetini kaybetti. Tarih boyunca güç ve para ile azıp kuduranların sonu helak olmuştur. Bugün geldiğimiz noktada, Din ve Akıl bize ehil idareciler aramaızı/edinmemizi emrediyor.

Yıllarca kadınlar başörtüsüyle eğitim alamıyor diye ağlayan akp, "dinen ve örf´en" uygun olmadığı için belediyede kadınlara görev vermeyeceğiz“ diyen akp´ye dönüştü. Kılıçdaroğlu´nun „hanım kızımız“ söylemi kadar bile akp´lilerin tepkisini çekmedi. Beylik sözlerle geçiştirdiler.

Ahmet Davutoglu tek cözümdür. Bu ülkeyi demokrasi ile yönetebilecek tek kisidir. Güclü bir iradeye sahiptir. Tutarlidir, yaparim derse yapar. Vatan ve Millet icin yapmayacagi birsey yoktur. Inaniyormusunuz?

okur.Evlenme yaşının 18 olduğu Türkiyeden Başka bir ülke göstebilirmisiniz.Evlenmek Yasak,cinsel özgürlük serbest,öylemi yani(S.Maraşlılın-2019 yı- lında yayınlanmış bir yazısını okumanızı tavsiye ederim.)

Güzel ve aydınlatıcı bir yazı olmuş. Taha bey ile aynı günde yazılması da ayrı bir kazanç. İşin özeti topluma "kızına veya oğluna aynı cinsten gelin veya damat ister misin" diye sorulursa bence sorunun önemli bir ayağı cevap bulur. Beri taraftan kadın programları ayrı bir felaket. Aile içi ,aile dışı şiddet veya "ensest davranışlar" cabası.

Kürt Sorunu, Alevi Sorunu, Ordunun Konumu, Demokratikleşme, AB ilkelerine uyum vs vs... AKP'nin yüzde 50 civarındaki gücü ile Türkiye'nin bütün temel sorunları çözülür veya çözüm sürecine sokulurdu... Ama ne yazık ki RTE'nin tek adam olma hırsına teslim olan AKP grubu ve seçmeni bütün bu imkanları heba etti... Çok üzgünüm, çok...

Son paragraftaki sorunuzun cevabı: olurdu, olurdu ama o zaman medyada yazıldığı gibi yağma düzeni kurulmazdı. Bu da işlerine gelmezdi.

Bir yanda kavganın rantı, diğer yanda çetin insanlık görevi. Hangisini tercih eder zamane insanı? Elcevap; Kavganın rantı daha tatlı geldi Mücahitlere

Türkiye gerçekten çok zengin bir ülke, İçerden yiyiyorlar dışarıdan yiyiyorlar yine bitmiyor. Bir İktidar Demokrat-Yargı-Yasama-Yürütme(Bazıları Yürütmeyi yanlış anlamış olabilir.) erklerine tam manasıyla uyarsa Ülkemiz Süper Güç ülkesi olur ve Almanlar gerçekten kıskanabilir. Herkesi kendi konumunda kabul etmek lazım.

Muhafazakar sözünü duymak bende alerji yapmaya başladı. İnançlı insan inançlıdır. Muhafazakar kelimesi pisliklere bir kılıf uydurmaktan başka bir şey değildir. Evvel Allah ben inançlıyım ama muhafazakar diye bir gruba dahil olmak istemiyorum.

Giresinli kardeş bunlarda Allah korkusu olsa kutsal kitabımızla siyaset kürsüsüne çıkmazlar, camide siyaset yapmazlar. Bunlar bu düzenlerini korumak için gerekirse yalın ayak cesetlerin üzerinde bile yürürler.

Yirmi yilda yapilani soyleyelim. Turkiye Cumhuriyeti'nin kasasindan 400 milyon dolar buharlasti. Hazine sizlere omur.

Siyasal İslamcıların her konuda oldugu gibi kadın hakları konusunda söyledikleri de yalan. Bunların özü yalan. Bu ekol de kadının, dinin, saygının zerre kadar yeri yok. Siyasal İslam yalan ve çıkar üzerine kurulmuş bir sistemdir.

İktidarda ortak akıl, istişare sistemi çökmüştür. Netice? :Ruhuna el fatiha....

Her problem gibi bu işi de bilimsel eğitimle çözebiliriz.Bizim sorunumuz şu;toplumun önemli bir kısmı olarak muhafazakar/islami eğitim aldırıyoruz zannıyla çocuklarımızı arap kültürüyle büyütüyoruz.Akıl akıldan üstündür diyoruz ama kadınlara aklı olmayan ya da aklı kıt varlıklar gibi davranıyoruz.Hangi müslüman toplumunda öncü bir bilim kadını var isim yapmış. Batıda ararsan bir dolu, sayıları en az erkekler kadar. Yani toplum olarak biz aklımızın yarısına ambargo koymuşuz,işletmiyoruz.

20 yılın sonunda değerleri dillendirenlerin bunları hayata geçirme ile ilgili aklı başında uygulamalar üretmek yerine ; vahşi kapitalizm ve servet yığmada maske olarak kullandı.Çok yazık.Ama ahiret ve hesap var.

Adam diyor ki, Lut kavmi bu yüzden helak oldu. yav! birader geçtim bunun delilini, kanıtını. yok zaten. nerden baksan 4 bin yıl önce olduğu rivayet ediliyor. şimdi aynı durum varsa herkesin helak olması gerekmez mi? lütfen akıl..akıl..

Ne ümitsiz bir istek!

4000 yıl önce toplumlar arası keltür aktarımının hızını tahmin etmemiz oldukça güç. Bu durumda bir böıgede görülen kültürel erozyon, ahlaki çöküş başka toplumlarda görülmeyebilir ve Allah diğer milletleri korumak için bir bölgedeki ahlaksızlıkları toptan kaldırabilir. Ama bu gün ahlaki çöküş küresellik arzediyor ve toptan helak kıyamet anlamına gelir. Kıyamet de sapkınlıkların en zirve yaptığı bir zamanda olur herhalde. Demek ki daha en zirveyi görmemişiz denebilir. (Sadece bir akıl yürütme)

Ne güzel cümleyle bitirmissiniz. "Kamplaşma değil uzlaşma" Siyasi dil çok kirli ve hatta źehirli. Yılan zehiri gibi. CB ve ortakları toplumyn yarıdan çogunu düşman ilan ediyor. 6 milyon HDP liyi ve 7-8 milyon cemaatin "ibadet kesmini" terörist ilan ediyor.Doktorlari ve onların meslek örgütünü "TTB anarşisr" ilan ediyor. Bunlarla irtibatli olanlarada teroris yanlısı olduğunu söyleyerek toplumsal barışı bitiriyorlar.

Anadolunun göbeğindeyim.İki farklı gelir grubunun yaşadığı mahallede de gördüm.Kız erkek karışık gruptaki genç kızlar açıkalanda öyle bir küfrettilerki ben hayatım boyunca ağzıma almadım.Hiç bir ortamdada tekrer edemem.

Kadının insan bile sayılmadığı bir geçmişten geliyoruz..Cinsiyet ayrımcılığının yasa ile koruma altına alınması çok önemli bir gelişme.. Hele ki, bizim gibi inanç toplumlarında bu daha da önemli! Çünkü kadın hâlâ erkeğin sahipliği (!) üzerinden değerlendiriliyor..

“…… muhafazakâr kimlikli kadro, ben diyorum ki eğitim, kültür, gençlik ve aile alanında etkin bir damar oluşturamadı, açıkçası başarılı olamadı. Ne yapmak istiyordu bu alanlarda, şimdi nerede?”. Şimdi nerede sorusu biraz lüzumsuz! Muhafazakarlık o alanlarda hiç olmadı olamazda! Doğu muhafazakarlığı itaatkar ümmet yaratma peşindedir. Sağlıklıklı bir toplum oluşturma arzusuda, yeteneği de hiç olmamıştır.

Tüm toplumu kapsayan,bütünleştirici,birleştirici,dünya ile entegre,fikir özgürlüğüne,eleştiriye açık,zihin açıcı,şeffaf,eşitlikçi,ahlak ve vicdanı önceleyen,adil bir Türkiye için yeni bir siyasi anlayışla artık yönetilmeyi ümit ediyorum

Millet ittifakini ne guzel tarif etmissiniz.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından tanımlanmış bir şiddet kavramı var. Akp´nin bu konuda şiddet anlayışı bile farklı. Cözüm diye sundukları, şiddet şikâyetine uzlaşma aranıyor. Peki, bütün bunlara, sonu ölümle biten bir şiddet uzlaşmasına kim izin veriyor? Onlarca örnegi var.

Gayet başarılı oldular, 20 yıl önceki maddi durumları ile bugünkü durumu kıyaslarsanız göreceksiniz. Hanlar hamamlar villalar, yatlar bankalarda paralar huriler vs.vs. Ha eğitim kültür onlar ne oluyor. Aslında emevi dönemi belkide osman döneminden sonraya bakarsanız asıl hedefin iktidarı ele gecirip akrabayı taallukatla birlikte dünya nimetlerinden yararlanmak olduğunu görürsünüz. Tabi bazı samimi insanlar asıl islam bu değil demeye devam edecekler. Hz.peygamberden sonra asıl islam yaşanmamıştır

„Sana bana ne oluyor.“ işin içine Nas girince (Türkçe'de kesin ve nihai olma) sorumluluğun sınırları belirsizleşiyor. Gel de tartışarak, sağlıklı iletişim halinde sorunlara çözüm yolları ara…mümkün mü?

AKP nin yarattığı ahlaki çöküntüyü gidermek yıllar alacak. Çalıyor ama çalışıyorlar diyen bir zihniyetin ahlaklı duruma gelmesi çok uzun bir süreyi alacak. Artık dindar ahlaklıdır anlayışını da yaptıkları ile bitirdiler

Yandaş Cem küçük şöyle diyor Muhalefet iktidara gelirse bu kadar büyük ekonomik sorunlar varken dış politikada sorunlar varken ne yapacak. Aynı kişi dünyada Türkiyenin lider olduğunu uçtuğumuzu da söylüyor. Büyük ekonomik sorunlar varsa nasıl uçmuş oluyoruz? Kendi ağzından 20 yıl içinde Türkiyeyi getirdikleri noktayı özetliyor.. Dış politikada çıkmaz ekonomik çöküntü.

Kadrolaşmaktan, yeni burjuva oluşturmaktan, efelenmekten bu önemli problemlere sıra gelmedi ki.

Ortak bildirinin 11. maddesi, Türkiye’nin sığınmacı sorunuyla ilgiliydi. Ancak önemli bir farkla: Bildiride sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin, Suriye’deki “asıl ikamet yerlerine” güvenli ve gönüllü geri dönüşü savunuldu. (İran Türkiye Rusya toplantısın da)