Dört ciltlik ‘Tanzimattan Günümüze Türk Şiiri Antolojisi’ çalışmasına imza atan yazar Mehmet Çetin Ankara’da vefat etti.
SALİHA SULTAN | KARAR
Dört ciltlik ‘Tanzimattan Günümüze Türk Şiiri Antolojisi’ çalışmasıyla tanınan şair ve yazar Mehmet Çetin Ankara’da vefat etti. Babasının vefatıyla ilgili KARAR’a bilgi veren oğlu Osman Çetin “Babama bir süre önce benden ilik nakli yapılmıştı. Sağlığı gayet iyiydi. Tedavi gördüğü hastanenin sorumsuzluğu nedeniyle ne yazık ki Kovid-19 kaptı ve kendisini kaybettik” dedi.
Şair ve yazar Mehmet Çetin dün Ankara’da bir süredir ilik kanseri tedavisi gördüğü hastanede yakalandığı Kovid-19 virüsü nedeniyle 64 yaşında yaşama veda etti. Babasının vefatıyla ilgili KARAR’a konuşan oğlu Osman Çetin “Babama bir süre önce benden ilik nakli yapılmıştı. Sağlığı gayet iyiydi. Medicana Hastanesi’nin sorumsuzluğu nedeniyle ne yazık ki hastanede Kovid-19 kaptı ve kaybettik” dedi. Babasının vefatından duyduğu üzüntüyü dile getiren Çetin “Cenazemizden sonra konuyla ilgili hastaneye dava açacağım’ diye konuştu. Çetin, babasının cenazesinin bugün öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Bağlum Mezarlığı’na defnedileceği bilgisini verdi.
Bürde Yayınevi’nin yöneticiliğini yapan, Yönelişler dergisinin kurucularından ve ilk yazı işleri müdürü olan, bir dönem Türkiye Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu üyeliğinde bulunan Çetin, Türk şiiri ve düşünce dünyası için önemli çalışmalara imza atmıştı.
İKİ YAKIN DOSTUNUN KALEMİNDEN
ADNAN TEKŞEN:
Mehmet nerdesin!
Bugün güneşli ama soğuk bir sonbahar. Ağaçların yaprakları iyiden sarıya döndü. Ağır ağır dökülmeye başladılar tıpkı şu andaki gözlerimdeki yaşlar gibi. İçimde bir şey düğümleniyor.
(...) Sanırım 44 yıl oldu tanışalı. Çocuklarımız Ankara’da birbirimizin ellerinde büyüdü. Hayat kucağımıza sadece çocuklarımızı bırakmadı. Külfetleri, sıkıntıları da bıraktı. Biz sıkıntıları da bir nimeti paylaşır gibi paylaştık.
Türkiye Yazarlar Birliğinde beraber olduk. O zaman Everdi sen, ben Keçiören troykasıydık. Troykalık bile sevimli, yaratıcıydı o yıllarda. Gazetecilik yıllarımda yanımda oldun. Ankara’daki (Mehmet Doğan ve Mustafa Everdi ile) gözaltı günlerinde sizleri ordan çıkarmak için az koşturmamıştık.
Soğuk savaş yılları ardından gelen 12 Eylül darbesinden hemen sonra İstanbul’da yine beraber olduk. Yönelişler’de yanımızda oldun, Bürde’de biz her zaman olduğu gibi sıkıntılarını paylaşmaya talip olduk. İstanbul’da kucağımızda kitap dağıtıma bile çıktık. (...)
Göçünü toplayıp bizi bıraktın gittin. Şimdi bizi o birikimde, o bakış açısında kim eleştirecek, kim uyaracak. Kim itiraz edecek bize!
(Yazının tamamı www.fikircografyasi.com adresinde.)
Türkiye Yazarlar Birliği Taşkent Gezisi’nde D. Mehmet Doğan, Çetin Baydar, Mehmet Çetin, Bayram Bilge Tokel, Bekir Soysal. (1992)
MUSTAFA EVERDİ:
Umutluydu her zaman. Türkiye’ye, devlete, iktidara dair. Belki hayatına dair. Her şeyi okur, hiçbir şey bilmez görünürdü. Tam da bu izlenimin üzerine konuşmaya başlayınca Mehmet Akif’ten, Cemil Meriç’e, Yahya Kemal’den Sezai Karakoç’a, suretten surete geçer, yaşayan antoloji gözlemlerdi dinleyiciler.
4 Ciltlik Tanzimattan Günümüze Türk Şiiri Antolojisi nadir kitaba düşse de hala alanında en iyilerden biridir.
Güzel insandı. Arkadaşlığımız mukavimdi. Cezaevine birlikte düşmek de dahil. Açık kalp ameliyatını atlattı, kanında doğan bir sorun nedeniyle kan değişimine dayandı. Covid-19 çıktı. Mertlik bozuldu.
Tanıdık arkadaş ve dostlardan kimileri yolculuğa çıktı. Haberli habersiz. Mehmet Çetin de katıldı bu kervana. Çok üzgünüm. Ne desem tam anlatamam, diye korkuyorum. Belki iyiler ölür, kötülere bir şey olmuyor hali üzerimde.
Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun, diyorum.”
(Yazının tamamı www.dibace.net adresinde.)