Roman, öykü ve makaleleri ile Türk toplumunun Tanzimat'tan bu yana geçirdiği değişiklikleri anlatan Yakup Kadri Karaosmanoğlu, edebiyat yaşamının başında Fecr-i Ati edebiyat topluluğunun kurucu üyeleri arasında yer aldı, daha sonra bireyci düşüncelerden uzaklaşarak toplumculuğu kabul etti. İşte biyografisi...
Roman ve öyküleriyle bilinen yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Mücadele yıllarında ve sonrasında etkin bir siyasal yaşam sürdü. İstiklal Savaşı'ndan itibaren Mustafa Kemal Atatürk'ün yakın arkadaşları arasında yer aldı. Anadolu Ajansı'nın kurucuları arasında yer alan ünlü edebiyatçı, ömrünün son yıllarında ajansın yönetim kurulu başkanlığını yaptı. En ünlü romanları Nur Baba, Kiralık Konak ve Yaban'dır.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU'NUN HAYATI
27 Mart 1889'da Mısır'ın Kahire şehrinde dünyaya geldi. Babası Abdülkadir Bey, annesi ise İkbal Hanım'dır. Babası, 1833 senesinde Kavalalı İbrahim Paşa'nın Manisa'yı işgali sırasında ona yakınlık göstermiş ve Mısır'daki konağına yerleşmiştir. Abdülkadir Bey'in konak halkından İkbal Hanım ile yaptığı evlilikten dünyaya gelen ikinci çocuğu Yakup Kadri'dir.
Ailesi, İbrahim Paşa'nın vefatı üzerine Türkiye'ye gelince ilköğrenimini Manisa'da Fevziye Mekteb-i İptidaisi'nde tamamladı. 1903 senesinde İzmir İdadisi'ne girdi. Şahabettin Süleyman ile arkadaşlığı bu okulda başladı. Çocukluk yıllarında başlayan edebiyat ilgisi, lise yıllarında daha da arttı.
POLİTİKAYA İLGİSİ
Babası ölünce İzmir İdadisi'ndeki eğitimini yarıda bıraktı. 1905 senesinde annesiyle Mısır'a geri döndü. Burada Jön Türkler ile tanışarak politikaya ilgi duymaya başladı.
İskenderiye'deki bir Fransız okulunda ve İsviçre Lisesi'nde eğitim gördü. Bu senelerde öğrendiği Fransızca ile Flaubert, Guy de Maupassant, Alphonse Daudet gibi ünlü batılı yazarları okudu. Şerafettin Mağmumi'nin çıkardığı 'Türk' isimli dergide Maupassant'tan yaptığı ilk çeviri öykülerini yayınladı.
BEKTAŞİLİK ÜZERİNE KİTAP YAZDI FAKAT YAYIMLAMADI
1908 senesinde ailesiyle İstanbul'a geri döndü. Yeldeğirmeni semtine yerleşen Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Balkan Savaşı'na kadar burada yaşadı. Bu dönemde İstanbul Hukuk Mektebi'ne kayıt oldu fakat okulu üçüncü sınıfta terk etti. 1909 yılında arkadaşı Şahabettin Süleyman aracılığıyla Fecr-i Âti topluluğuna katıldı. Aynı sene Henrik Ibsen'den esinlenerek yazdığı ilk oyunu 'Nirvana', Resimli Kitap Dergisi'nde yayımlandı. Edebiyat yaşamını Servet-i Fünun'da küçük öyküler yayımlayarak sürdürdü. Bunun yanında mensur şiirler de kaleme aldı.
Paris'ten dönen Yahya Kemal ile birlikte edebiyatta, 'Nev-Yunanilik' ismini verdikleri yeni bir çığır açmak için uğraştı fakat çabaları ilgi görmedi. Yunan ve Latin kaynakları dışında doğu mitolojisine de ilgi duydu. Bu ilgisi nedeniyle bir Çamlıca'daki Kısıklı Bektaşi tekkesine devam etti ve gözlemlerinden yayımlanarak 'Nur Baba' isimli romanını yazdı. Ancak karşılaşacağı tepkilerden çekinmesi ve İsviçre'ye gidecek olması sebebiyle romanını o dönemde kitap olarak yayımlamadı.
İLK ÖYKÜ: BİR SERENCAM
Bergson ve Freud'un görüşlerinden yararlanarak ruh tahlillerine geniş yer veren öyküler kaleme aldı. İlk öykü kitabı 'Bir Serencam'ı 1913 senesinde yayımlandı. Bu senelerde Peyam Gazetesi'nde kadın sorunları, hayat, medeniyet ile ilgili birçok konuda makaleler yayımladı. Bir süre Üsküdar İdadisi'nde edebiyat ve felsefe öğretmenliği yaptı.
1912 senesinde tüberküloza yakalandığını öğrenen Karaosmanoğlu, tedavi için 1916 senesinde İsviçre'ye gitti. Mondros Mütarekesi'nin imzalanması üzerine Türkiye'ye döndü.
Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı'nda yaşananlar Karaosmanoğlu'nun edebiyat anlayışını değiştirmesine sebep oldu. 'Toplum için sanat' anlayışına yöneldi ve Milli Edebiyat akımının sade dil anlayışını benimsedi.
Mondros Mütarekesi'nden sonraki günlerde İkdam gazetesinde yazılar yazan Karaosmanoğlu, yazılarında Kurtuluş Savaşı'nı destekledi. Aynı zamanda Yeni Mecmua'da 'Erenlerin Bağından' ismini verdiği nesirler yayımladı. Milli mücadele ile ilgili hikayeler yazdı. Bu dönemdeki yazılarını sonrasında 'Ergenekon' isimli eserinde kitaplaştırdı.
1920 senesinde Milli Mücadeleyi izlemek için bazı arkadaşlarıyla birlikte Ankara'ya çağrıldı. Batı cephesini gezdi ve bu seyahatinden sonra İstanbul'a döndü. Gazetecilik çalışmaları devam ederken en büyük eserleri olan romanlarını yayımlamaya başladı. 'Kiralık Konak' isimli romanı İkdam'da tefrika edildi. 1921 senesinde daha önce yazdığı 'Nur Baba' isimli romanı Akşam gazetesinde tefrika ettirdi fakat gelen tepkiler üzerine tefrika yarım kaldı. Eser, 1922 senesinde kitap olarak yayımlandığında yazarının Türkiye'de ve ülke dışında tanınmasına büyük katkıda bulundu. Aynı sene, Muhsin Ertuğrul tarafından filme çekildi.
Sonrasında Ankara'ya giden Karaosmanoğlu, kendisine Tetkik-i Mezalim Komisyonu'nda vazife verilmesi üzerine Kütahya, Simav, Gediz, Eskişehir ve Sakarya yörelerini dolaştı. Gördüklerini belli bir zaman sonra kaleme alabildi. Bir yandan da Ankara'daki Hakimiyet-i Milliye gazetesine makaleler ve İstanbul'daki Cumhuriyet gazetesine fıkralar yazdı.
ÖZEL YAŞAMI
9 Eylül zaferinden sonra TBMM'ye Mardin milletvekili olarak girdi. 1923 senesinde Mutasarrıf Asaf Bey'in kızı, Burhan Asaf Belge'nin kızkardeşi Leman Hanım ile evlendi. 1925 senesinde Anadolu Ajansı şirkete dönüştürüldüğünde ilk yönetim kurulu üyeleri arasında yer aldı. 1928 senesinde buradaki vazifesinden ayrıldı. 1926 yılında tedavi için ikinci kez İsviçre'ye giden Karaosmanoğlu, izlenimlerini Milliyet Gazetesi'ne gönderdi. Bu yazılar daha sonra 'Alp Dağları'ndan' başlığıyla kitaplaştırıldı.
1927 senesinde Hüküm Gecesi, 1928 senesinde Sodom ve Gomore isimli romanlarını yayımladı. 1931-1934 seneleri arasında Manisa milletvekili olarak mecliste yer aldı. Diğer yandan Cumhuriyet ve Hakimiyet-i Milliye gazetelerinde yazı yazmayı sürdürdü.
1932 senesinde Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Asaf Belge ve İsmail Hüsrev Tökin ile birlikte Kadro dergisinin kurucuları arasında yer aldı.
Bu dönemde Yaban isimli romanı Kadro dergisinde yayımlandı ve büyük yankılar uyandırdı. Romanda Türk milletinin büyük bir kurtuluş mücadelesi vermekte olduğu 1922 senesinde aydın ile köylü arasındaki yabancılık ve uyuşmazlığı anlattı. Derginin hemen her sayısında sanat ve edebiyat üzerine denemeler yazdı.
Kadro dergisinin savunduğu bazı görüşler devlet yetkilileri tarafından aşırı bulununca derginin imtiyaz sahibi Karaosmanoğlu, 1934 senesinde Tiran'a elçi olarak atandı ve dergi kapanmak zorunda kaldı.
'ZORAKİ DİPLOMAT'
1935 senesinde Prag, 1939 senesinde Lahey, 1942 senesinde Bern, 1949 senesinde Tahran ve 1951 senesinde yine Bern elçiliklerine getirildi. 1955 senesinde Bern elçisiyken emekli oldu. Zoraki Diplomat isimli eseri, diplomatlık yıllarının eseri olarak ortaya çıktı.
Emekli olduktan sonra Türkiye'ye döndü. 1957 senesinde Ulus gazetesinin başyazarlığını üstlendi. Karaosmanoğlu, 1960 İhtilali'nden sonra Kurucu Meclis Milli Birlik Komitesi Temsilciliği yapmıştır.
Siyasal yaşamının son görevi 1961-1965 yılları arasındaki Manisa milletvekili oldu. Bu dönemde İsmet İnönü'den sonra meclisin en yaşlı üyesi olarak Geçici Meclis Başkanı olarak görev yaptı. 1962 senesinde partinin Atatürk ilkeleri ile ters düştüğünü iddia ederek CHP'den istifa etti. 1965 senesinde politikadan çekildi. 1966 senesinde Anadolu Ajansı yönetim kurulu başkanlığına seçildi.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 13 Aralık 1974'te tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde yaşamını yitirdi. Cenazesi, İstanbul Beşiktaş'ta bulunan Yahya Efendi mezarlığında annesinin yanına defnedildi.
ESERLERİ
Roman
Nur Baba (1922)
Kiralık Konak (1922)
Hüküm Gecesi (1927)
Sodom ve Gomore (1928)
Ankara (1934)
Yaban (1936)
Bir Sürgün (1937)
Panorama (1953)
Hep O Şarkı (1956)
Öykü
Bir Serencam (1914)
Rahmet (1923)
Ceviz (1925)
Milli Savaş Hikâyeleri (1947)
Şiir
Erenlerin Bağından (1922)
Okun Ucundan (1940)
Oyun
Nirvana (1909)
Veda (1929)
Sağanak (1929)
Mağara (1934)
Anı
Zoraki Diplomat (1955)
Anamın Kitabı (1957)
Vatan Yolunda (1958)
Politikada 45 Yıl (1968)
Gençlik ve Edebiyat Hatıraları (1970)
Monografi
Ahmet Haşim (1934)
Atatürk (1946)
Makale
İzmir'den Bursa'ya
Kadınlık ve Kadınlarımız (1923)
Seçme Yazılar (1928)
Ergenekon (1929)
Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin'in Albümünden (1942)