Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sermaye hareketlerine ilişkin mesajları ile 3,87’ye gerileyen dolar, 14 Aralık’ta Merkez Bankası’nın faiz artıracağı beklentisiyle 3,84’e kadar düştü. Goldman Sachs önümüzdeki hafta faizde 100, Morgan Stanley ise 75 baz puan artış bekliyor.
EKONOMİ SERVİSİ / İSTANBUL
Bu haftaya Türk Lirası karşısında 3,96 seviyesinden başlayan dolar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın piyasayı rahatlatan mesajlarının ardından, Merkez Bankası’nın 12 Aralık’ta faiz artırabileceği ihtimali ile düşüşe geçti. Pazartesi günü yaptığı açıklamada bazı işadamlarının mal varlıklarını yurtdışına kaçırma gibi gayretlerinin olduğu yönündeki sözlerine açıklık getiren Erdoğan, sermaye hareketlerinin sınırlandırılmasına yönelik bir talebi ve talimatının olmadığını söyleyerek, “Benim söylediğim, ülkemizin diğer saldırıların yanı sıra ekonomik olarak da baskı altına alınmaya çalışıldığı şu dönemde iş adamlarımızın yerli ve milli duruş sergilemeleri gerektiğidir” ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan’ın bu sözlerin ardından dolar 3,87’ye geriledi. Dün de TL karşısında kayıplarına devam eden dolardaki bu hareketin en büyük nedeninin ise Merkez Bankası’nın 14 Aralık’ta faiz artıracağı iddiası oldu. İsmini vermek istemeyen bir ekonomist, Merkez Bankası’nın önümüzdeki hafta çok büyük bir ihtimalle faiz artıracağını, fakat faiz artırım miktarının piyasaya yön vereceğini söyledi. Geçtiğimiz gün açıklanan yüzde 12,98’lik enflasyonun, Merkez Bankası’nın yüzde 12,25 fonlama faizinin çok üzerine çıktığına işaret eden aynı kaynak şu ifadeleri kullandı: “50-75 baz puanlık artırımlar telaffuz ediliyor fakat 75 baz puanlık artırım olsa fonlama yüzde 13’e yükselir. Zaten enflasyon yüzde 12,98 seviyesinde. Bu nedenle piyasada hissedilir bir etkiye neden olmayabilir. 2 günde 10 kuruşluk düşüş yaşandı dolarda ve 3,84'ü gördü. Bundan da öteye gidemez.” Yurtiçindeki beklentilerin yanı sıra yabancı kuruluşlar da Merkez Bankası’ndan faiz artırım kararı bekliyor.
Goldman Sachs: Ünlü yatırım bankası Goldman Sachs, TCMB’nin yaptığı açıklamada aralık ayı toplantısında Geç Likidite Penceresi (GLP) faizinde 100 baz puanlık artırıma gitmesini beklediğini belirtti.
Morgan Stanley: Enflasyon rakamlarının ardından TCMB’nin 14 Aralık’taki toplantısında 75 baz puanlık bir faiz artışı yapmasını bekliyor. BBVA analistleri de, TCMB'ye yönelik risklere ve Türkiye'deki para politikasına değindi. Şirket tarafından yayınlanan raporda, liradaki değer kaybının, daha yüksek enerji fiyatlarının ve "güçlü iç talep koşullarının" TCMB'nin orta vadeli dezenflasyon aralığına yönelik ciddi riskler oluşturduğu belirtildi. Gelen açıklamalar TCMB’nin önümüzdeki günlerde fiilen faiz yükselteceğini, TL’yi kısacağını en güçlü beklenti haline getirdi. Bu beklentinin de etkisiyle TL’de dolara karşı güçlenme yaşandığı konuşuluyor.
‘GEREKİRSE TÜM SİLAHLAR KULLANILACAK’
TCMB 2018 Yılı Para ve Kur Politikası Raporu'nda, 2018-2020 döneminde geçerli olacak enflasyon hedefinin hükümet ile varılan mutabakatla uyumlu olarak yüzde 5 seviyesinde belirlendiği bildirildi. Raporda, Merkez Bankası'nın 2018'de de fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği aktarılarak, şunlar kaydedildi: “Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecek, ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.” 2016’da 95,5 milyar TL olan sistemin fonlama ihtiyacının, 20 Kasım 2017 itibarıyla 119,1 milyar TL'ye yükseldiği de belirtilen raporda, 20 Kasım 2017 itibarıyla TL Depoları Karşılığı Döviz Depoları Piyasası'ndan bankalara sağlanan 4,1 milyar dolar döviz likiditesi karşılığı TL likiditesinde 15,7 milyar TL azalma gerçekleştiği, enerji ithalatçısı kamu iktisadi teşebbüslerinin döviz ihtiyacının 6,9 milyar dolar tutarındaki kısmının Hazine ve TCMB tarafından doğrudan karşılanması nedeniyle TL likiditesinde 25,4 milyar TL azalma meydana geldiği kaydedildi. Mali disiplinin sürdürülmesinin Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olduğu da vurgulandı.
REEL EFEKTİF DÖVİZ KURU EN DÜŞÜK SEVİYEDE
Türkiye'nin fiyat düzeyinin ticaret yaptığı ülkelerin fiyat düzeylerine göre değişimini gösteren TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru endeksi (REK) kasım ayında 84.73 ile veri tarihinin en düşük seviyesine geriledi. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayınlanan endeks Ocak 2003'te 89.55 seviyesindeydi. Reel efektif döviz kuru endeksleri Türkiye'nin fiyat düzeyinin dış ticaret yaptığı ülkelerin fiyat düzeylerine oranının ağırlıklı geometrik ortalaması alınarak hesaplanıyor. Denklemde reel efektif kurun azalışı, Türk mallarının yabancı mallar cinsinden fiyatının düştüğünü gösteriyor. Endeksteki değişim TCMB'nin TL'deki değer kayıplarına verebileceği tepkiler açısından artık daha yakından takip ediliyor.
ŞİRKETLER DALGALANAN KURDAN KORUNUYOR
Türk Ekonomi Bankası (TEB) Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Gülümser Özgün Henden, Türkiye'de birçok yatırımın yabancı para cinsinden yapıldığını belirterek, "Şirketlerimiz, dalgalanan kurların uygun dönemlerinde korunma ürünlerini kullanıyor. Bunu doğru zamanda kullanan müşterilerimiz, kurun yarattığı maliyetleri yönetebilme olanağını yakalayabiliyor ancak bizim için kurun geldiği seviyeden çok dalgalanmaması, stabil olması önemli. Yüksek dalgalanmalarda kuru doğru yerden yakalamak gibi çok önemli meselelerimiz oluyor. Bu da şirketlerimiz açısından çok kolay değil” şeklinde konuştu. Henden, karekodlu çek uygulamasının da yasada çeke duyulan güveni artırdığını söyledi.