Yabancının seçim öncesi ve sonrası desteği sürüyor

Yabancının seçim öncesi ve sonrası desteği sürüyor

Referandum öncesinde politik ilişkiler gerilese de, merkezi Avrupa ve ABD’de yer alan kurumlardan Türkiye ekonomisine dair güzel haberler gelmeye devam ediyor. JP Morgan, Fitch ve Credit Suisse’ten gelen açıklamalar yabancı yatırımlar için kritik öneme sahip.

GÜVEN ADALI

Türkiye 16 Nisan’da gerçekleştirilen anayasa referandumu öncesinde pek çok Avrupa ülkesi ile politik sorunlar yaşasa da seçim öncesi ve sonrasında merkezleri bu ülkelerde bulunan uluslararası kurumlardan ekonomiye dair destek gördü. Pek çok kurum Borsa İstanbul’da işlem gören şirket hisselerindeki hedeflerini yükseltirken, Türkiye ekonomisine ve sunduğu fırsatlara dair övgüler de yapıldı. Bunun son örneği JP Morgan, Fitch Ratings ve Credit Suisse’ten geldi.

JP Morgan: ABD’li yatırım bankacılığı devi, anayasa paketinin öncelikle üç maddesinin hemen yürürlüğe gireceğini ve paketin acil pratik etkisinin sınırlı olacağını belirtti. Referandumun sonuçlarının piyasa perspektifinden hâlâ çok önemli olduğunu belirten JP Morgan, en azından kısa vadede siyasi belirsizliğin düşebileceğini vurguladı. Çok sayıda yabacı yatırımcı için erken seçim ve sonrasında siyasi belirsizliğin ana endişe kaynağı olduğunu belirten JP Morgan, az bir farkla ‘evet’ çıkmasının bu riski önemli ölçüde düşürdüğünü belirtti. JP Morgan, seçim sonuçlarının makroekonomik açıdan bakıldığında siyasetçilere yapısal reformlara odaklanma olanağı sağlayabileceğini belirtti. JP Morgan eğer siyasi belirsizlik düşerse bunun önümüzdeki aylarda büyüme dinamiklerine yardımcı olacağını bildirdi. JP Morgan “Erken seçim olmazsa, Merkez Bankası’na siyasi baskı düşebilir, ve banka sıkı likidite sözünü yerine getirebilir. Biz haziran sonuna kadar sıkı likidite duruşunda değişiklik olmayacağını öngörüyoruz” dedi. 31 Mart tarihinde de Türkiye’nin 2017 büyüme tahminini yüzde 1,8’den yüzde 2,6’ya çıkardığını duyurdu.

Credit Suisse: Türkiye bankacılık sektöründe kısa vadede istikrarlı bir görünüm olabileceği ifade edildi. Hazırlanan rapora göre, kendi ayarındaki ülkeler ve finansal olmayan şirketler ile kıyaslandığında bankacılık sektörünün cazip olduğu belirtildi. Raporda, 16 Nisan referandumunun ardından kısa vadede bankacılık sektöründe istikrar beklendiği ifade edildi. Credit Suisse, Türk hükümetinin ekonomiyi canlandırmak için attıkları adımların bankaların kazançlarını desteklediğine işaret etti. Kurum Türk bankalarında 2017’de tek haneli kazanç artışı beklerken, net faiz marjlarındaki daralma öngörüyor. Banka, Türk bankalarının fiyat hedeflerini ortalama yüzde 26 artırdı.

Fitch Ratings: Anayasa referandumun ülkenin kredi notu açısından negatif bir politik değişimin parçası olduğunu, ancak pozitif ekonomik reformlara olanak sağlayabileceği belirtildi. Açıklanan raporda, Türkiye’nin siyasi ve güvenlik koşullarının 2016 yılında ekonomik performansı darbelediği belirtildi. AKP’nin ekonomik reform programı hazırladığı ancak son yıllarda sadece bir kısmının uygulandığına dikkat çekildi.

TOPARLANMA BEKLENTİSİ HAKİM

Piyasalarda referandum sonrası toparlanma beklentisi olduğunu belirten JCR Eurasia Rating Başkanı Ökmen, anayasa değişikliğinin kredi notlarına etkisinin de sınırlı olmasını beklediklerini söyledi. “Referandum belirsizliği ortadan kalkmış olmakla birlikte, ülkenin yönetim şekline ilişkin hala devam eden politik belirsizlik tartışmalarının hızlıca ortadan kaldırılmasına yoğunlaşılmalı” diyen Ökmen, “Enflasyonun, işsizlik ve bütçe açıklarının arttığı, büyümenin yavaş seyrinin devam ettiği, TL’nin zayıfladığı, cari açığın kritik seviyesini koruduğu, faizlerin yükseldiği bir görünüm içerisinde birikmiş ekonomik ve politik kilit problemlerin tümünün anayasa değişikliği referandumu sonrasına sarkmış olmasının yanında, yönetim şekline ve rejimin devamlılığına ilişkin belirsizliğin ortadan kalkmasına odaklanılmalıdır” dedi. Ökmen, “Beklentinin devamlılığını bozucu politikalardan kaçınılmalı” ifadesini kullandı.

IMF: İŞSİZLİK DÜŞECEK

IMF’nin raporunda, finansal piyasalarda ve imalat sanayi ve ticarette beklenen döngüsel toparlanmanın etkisiyle, hem gelişmiş, hem de büyüyen ekonomiler-gelişmekte olan ülkelerin büyümesinin sürdüğü; gelişmiş ülkelerdeki istikrarlı görünümle birlikte küresel büyümenin 2017’de yüzde 3,5 olacağı tahmini yapıldı. Daha önceki tahmin yüzde 3,4 seviyesindeydi. Türkiye büyüme tahminlerini 2017 için yüzde 2,5, 2018 için ise yüzde 3,3 olarak açıkladı. Tüketici fiyatlarının 2017’de 10,1, 2018 için ise yüzde 9,1 artacağı tahmin edildi. GSYH’nin 2017 için yüzde 4,7, 2018 için yüzde 4,6’sı oranında cari işlemler açığı verileceği tahmin edilen raporda, işsizliğin bu yılyüzde 11,5, 2018 için yüzde 11 tahmini yapıldı.

BÜYÜME HIZLANACAK MESAJI

Viyana Enstitüsü’nün hazırladığı Orta, Doğu ve Güneydoğu Avrupa üç yıllık ekonomik tahmin raporunda Türkiye’ye de yer verildi. Viyana Enstitüsü Türkiye’nin bu yıl yüzde 2.1, 2018 yılında yüzde 2.6, 2019 yılında ise yüzde 3.1 oranında büyüyeceği iddiasında bulundu. Enflasyon ve işsizliğin de önümüzdeki yıllarda düşeceği tahminini belirtti. Söz konusu raporda ayrıca 2016 yılında Türkiye’de büyümeyi etkiyen unsurlara da değinildi. Geçen yılki ekonomik yavaşlamanın iç siyasi karışıklık ve dış ilişkilerdeki kötüleşmeden kaynaklandığını bildirdi. Öte yandan VE’nin 2016 Türkiye ekonomik büyüme tahmini yüzde 1.9 olmuştu, ancak Türkiye bu tahmini aştı ve yüzde 2.9 büyüdü.

AÇIKLAMALAR REFERANDUM YAKLAŞTIKÇA YOĞUNLAŞMAYA BAŞLADI

9 Mart: Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in “Küresel Ekonomik Görünüm” raporunda, Türkiye ekonomisinde 2017 yılında “ılımlı ekonomik iyileşmenin” beklendiği, büyümenin bu yılın sonunda yüzde 2,4, gelecek yılın sonunda ise yüzde 2,8 oranında gerçekleşmesini öngörüldüğü kaydedildi. Kurumun 15 Nisan’da yapılan açıklamada ise Referandumdan “evet” sonucu çıkması halinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomiye en yüksek önceliği vereceğine inandığını belirten Fitch Ratings Rusya ve Türkiye Kıdemli Müdürü Paul Gamble, “Türkiye’nin ekonomik reform süreci Erdoğan’ın mirasının temelini oluşturuyor” yorumunda bulundu.

31 Mart: Goldman Sachs’tan yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 2,9 büyüyerek beklentileri geride bıraktığının altı çizilirken, buna göre bankanın 2017’ye dair büyüme beklentisinin de yüzde 1,8’den yüzde 2,3’e çıkarıldığı ve ekonominin bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 2,6 büyümesinin beklendiği bildirildi.

31 Mart: Londra merkezli uluslararası bağımsız araştırma kuruluşu Capital Economics de Türkiye’nin bu yılki büyüme tahminini yüzde 1,8’den yüzde 2,5’e yükselttiğini duyurdu.

4 Nisan: Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Türkiye Direktörü Aisha Williams yaptığı açıklamada, “Türkiye’de finansal kurumlara yıl sonuna kadar önemli yatırımlarımız olacak. 30 Haziran 2017’de sona eren bu mali yılda şimdiye kadar yaklaşık 500 milyon dolar yatırımımız oldu. Yıl sonuna kadar finansal kurumlarla, projeler de dahil, Türkiye’de yaklaşık 500 milyon dolar daha yatırım yapabileceğimizi öngörüyorum. Yani bu yılı 1 milyar dolar civarında yatırımla kapamayı öngörüyoruz” dedi.

5 Nisan: Merrill Lynch’ten paylaşılan görüşte, “Türk bankacılık sektörünün yüklerini aşağı çekmeyi amaçlayan düzenlemeler hisse başına kârı yüzde 12 artırır” değerlendirilmesinde bulunuldu.

10 Nisan: Morgan Stanley’in açıklamasında, “Referandumdan ‘evet’ çıkma ihtimali güçlü. Bu erken seçim riskini azaltır” ifadeleri yer aldı.

10 Nisan: The Bank of America’dan (BofA) Borsa İstanbul’da işlem gören bankalardaki tavsiyelerini yükseltti. Vakıfbank için tavsiyesini ‘endeksin altında getiri’den ‘nötr’e yükselten kurum, Akbank’ı ise ‘nötr’den ‘al’a çıkardı. Garanti Bankası için hedefini 9,5 liradan 10,6 liraya yükselten Bank of America, Vakıfbank’ı 4,5’dan 6,2’ye, Yapı Kredi Bankası’nı 3,5’tan 6,9’a, İş Bankası için ise 5,7’den 6,9 liraya yükseltti. Kurum sadece Halkbank hedefini aşağı yönlü revize ederek 12,5 liradan 11,7 liraya düşürdü.

10 Nisan: Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, büyüme tahminlerini 2017 için yüzde 2.2’den yüzde 2.6’ya, 2018 yılı için yüzde 2.7’den yüzde 2.9’a yukarı revize etti. Kuruluş revizyonu beklentilerin üzerinde açıklanan büyüme verilerinin ardından gerçekleştirdiğini belirtti. Bununla birlikte Moody’s, yaşanan ekonomik toparlanmanın yapısal reformlar olmadan sürdürülebilir olmadığını belirtti. Açıklamada, “Ekonomide yavaşlamaya rağmen veriler beklediğimizden güçlü gerçekleşti. 4’üncü çeyrek GSYH büyümesinin harcamalar analizi, hanehalkı harcamasındaki düşüşün tersine çevrilmesindeki çabanın başarılı olduğunu gösteriyor” denildi.

SÖZLER İCRAATE DÖNDÜ TÜRK ŞİRKETLERİNE YAPILAN YATIRIM 3’E KATLANDI 

Rekabet Kurumu verilerine göre, geçen yıl kurum tarafından özelleştirme ve kapsam dışı uygulamalarla birlikte toplam 209 birleşme ve devralma işlemi gerçekleşti. Bu işlemlerden 34’ü tarafların tümü Türk yasalarına kurulmuş şirketler için yapıldı. 107 işlem yabancı ülke yasalarına göre iş başı yapmış şirketler için gerçekleştirilirken, Türk ve yabancı şirketlerin bir arada olduğu kuruluşlara yönelik 50 işlem tesis edildi. 2016’da tüm işlemler içinde özelleştirmeler hariç Türk kökenli şirketlere yönelik işlem bedeli 29,3 milyar lira oldu. Yabancı yatırımcılar, aynı dönemde 47 ayrı işlemde Türk şirketlerine yatırım gerçekleştirdi. Türk şirketlerinin devralınması işlemlerindeki yatırım tutarı 18,9 milyar liraya ulaştı. Söz konusu yatırım tutarı 2015’te 6,3 milyar lira seviyesindeydi. Türk şirketlerinin gerçekleştirdikleri birleşme ve devralmaların toplam işlem değeri ise 7 milyar 393 milyon lirayı buldu. Tüm tarafları sadece yabancı kökenli kişiler ve şirketler olan birleşme ve devralmaların toplam işlem değeri 11,6 milyar liraya yükselirken, tarafları Türk ve yabancı olan şirketler için işlem değeri 10,2 milyar liraya yaklaştı. Yabancılar tarafından Türk şirketlerinin devralınmasında 9 işlemle Hollandalı yatırımcılar ilk sırada yer aldı, bunu, 6 işlemle Alman, 4 işlemle Japon ve İngiliz yatırımcılar takip etti. Geçen yıl ABD’li, Fransız, İsviçreli ve Koreliler Türk şirketlerine yönelik 3’er yatırım işlemi gerçekleştirdi. 2016’da en yüksek işlem değeri 8,2 milyar lirayla parasal aracı kuruluşların faaliyetlerinde gerçekleşirken, bu alandaki işlem değeri özelleştirmeler hariç toplam değerin yüzde 28’ini oluşturdu. Bunu 5,8 milyar lirayla elektrik enerjisi üretimi, iletimi ve dağıtımı işlemleri takip etti. Söz konusu değerler metal işleme makineleri ve takım tezgahları imalatında 2,7 milyar lirayı, sinema filmi, video ve televizyon programı faaliyetlerinde 2 milyar lirayı, tarımsal hammadde ve canlı hayvanların toptan ticaretinde 1,6 milyar lirayı buldu.   

ENERJİ SEKTÖRÜ ÖN PLANDA

2016’da piyasalarda yapılan özelleştirmelerin en çok elektrik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı faaliyetinde gerçekleştiği görüldü. Bu kapsamda TP Petrol Dağıtım AŞ’nin hisse satış sözleşmesi imzalama çalışmaları sürerken, Şanlıurfa Hidroelektrik Santrali (HES) ile Adıgüzel ve Kemer HES ihalelerinde de devir süreci devam ediyor. Doğankent Kürtün ve Torul HES, Tortum HES ile Almus ve Köklüce HES ihalelerinde de Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) onay süreci işliyor. 

KREDİLERE YÜKSEK TALEP

Türkiye ekonomisine verilen destek yabancı kurumlar tarafından Şubat ayından itibaren yoğunlaştı. Bu destek sadece sözde değil Türk bankalarının yurt dışından sağladığı sendikasyon kredilerinde de gözlendi. 22 Mart tarihinde açıklama yapan Akbank’ın toplam 1,2 milyar dolar tutarındaki sendikasyon kredisine yüzde 100’ün üzerinde talep geldi. Kreditörlere 8 yeni banka katıldı. 4 kat talep gören sermaye benzeri tahvil ihracının üzerinden henüz bir ay dahi geçmeden, bu kez sendikasyon kredileriyle uluslararası piyasalarda yatırımcılardan yine büyük ilgi görmesi dikkat çekti. Ziraat Bankası vadesi gelen sendikasyon kredisinin, 21 ülkeden 41 bankanın katılımıyla yenilediğini duyurdu. 6 Nisan tarihinde konuya ilişkin açıklama yapan Ziraat Bankası Hazine Yönetimi ve Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Bilgehan Kuru, “Başarı ile sonuçlandırılmış olan söz konusu kredi işlemiyle, 278 milyon dolar ve 706.5 milyon EURO olmak üzere toplamda 1 milyar 50 milyon dolar kaynak sağlanmıştır. 367 gün vadeli ve tüm maliyetler dahil olmak üzere ABD Doları için LIBOR+145 baz puan ve EURO için EURIBOR+135 baz puan maliyetle 21 farklı ülkeden 41 bankanın katılımıyla sağladığımız sendikasyon kredisi, büyümesini  sürdüren Ülkemize ve Bankamıza olan güvenin devamının bir sonucudur” ifadelerini kullandı.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN