Ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez’in 2 yıl önce yazdığı "Venezuela niçin battı?" yazısı ülkedeki krizin ABD’nin darbe girişimi ile yeniden gündeme gelmesinin ardından ilgi odağı oldu.
Dünya'da Petrol rezervleri en fazla ülke olan ve OPEC'in kurucularından Venezuela'nın en zengin ülke olması gerekirken neden battığı çok konuşulan bir konu. Mahfi Eğilmez’in 2 yıl önce paylaştığı "Venezuela niçin battı?" yazısı da ülkedeki krizin ABD’nin darbe girişimi ile yeniden gündeme gelmesinin ardından ilgi odağı oldu.
Ünlü Ekonomist Mahfi Eğilmez'in kaleme aldığı yazı şöyle;
VENEZUELA NİÇİN BATTI
...2000 yılında 118 milyar Dolar GSYH’ya ve 4.824 Dolar kişi başına gelire sahip olan Venezuela 2010 yılında GSYH’sını 294 milyar Dolara, kişi başına gelirini de 10.317 Dolara yükseltmeyi başarmış. Sonraki yıllarda ciddi bir ivme kaybı yaşamaya başlamış. 2016 yılında GSYH ve kişi başına gelir 2010 yılının gerisine düşmüş.
Venezuela dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip ülkesi konumunda bulunuyor. 2016 sonu itibariyle dünyada varlığı kanıtlanmış ham petrol rezervi 1,7 trilyon varil olarak hesaplanıyor. Bunun yüzde 17,6’sı (yani 301 milyar varillik) bölümü Venezuela’da bulunuyor (İkinci Suudi Arabistan’da 266,5 ve üçüncü Kanada’da 171,5 milyar varil ham petrol rezervi bulunuyor.
Bu zengin ham petrol rezervine karşın ekonominin nereden nereye geldiğini görebilmek için makroekonomik göstergelerine bir bakalım (Kaynak: IMF, WEO Database, April,2017.)
2000 – 2010 arasında GSYH ve kişi başına gelir hızla artarken bütçe dengesi ve cari denge fazla verirken ciddi biçimde açık vermeye dönüşmüş. 2010’da ekonomi yüzde 31,6 oranında yüksek bir tasarruf oranına ve yüzde 22 gibi ılımlı bir yatırım oranına sahipmiş. 2016’da tasarrufların GSYH’ya oranı yüzde 6,6’ya yatırımların GSYH’ya oranı da yüzde 9,0’a düşmüş.
Bu tablo, bize ilk bakışta petrol geliri yüksekken har vurup harman savurmuş bir ülke görünümü veriyor.
Acaba gerçekten öyle mi? Ya da belki daha doğru bir soru: Acaba her şey göründüğü gibi mi? Bu sorunun iki farklı yanıtı var. İlki Venezuela’nın popülizm ve Hollanda hastalığı nedeniyle bu duruma düştüğü, ikincisi ABD’nin Venezuela’yı bu duruma düşürdüğü görüşüne dayanıyor. Bir de üçüncü yaklaşım olabilir diye düşünüyorum ama önce bu iki görüşü ele alalım.
Birinci Görüş: Popülizm ve Hollanda Hastalığı Venezuela’yı Batırdı
Hugo Chavez, 1998 yılında yapılan seçimde yüzde 56 oranında oy alarak Venezuela Devlet Başkanı seçildi. Başlangıçta herkesin desteğini alan politikalar uyguladı. Adına Bolivar Misyonu denilen bu programla fakirlere geniş çaplı yardımlar yapıldı.
2002 yılında bir darbe girişimiyle iktidardan indirildiyse de 2 gün sonra tekrar başkanlığa geri dönmeyi başardı. İlerleyen yıllarda ekonomik faaliyetlerin ağırlığına sahip şirketleri Chavez’in adamları ele geçirmeye başladı. Ulusal Kalkınma Fonu - Fonden adında, tümüyle Chavez’in talimatlarıyla işleyen, parlamentonun onayının dışında ve denetimden uzak bir bütçe dışı fon kuruldu. Fonden, ülkenin petrolden gelen milyarlarca dolarlık gelirini sorgusuz, sualsiz, denetimden uzak bir şekilde çeşitli yatırım harcamalarına yönlendirdi....
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ