Bugün Anneler Günü... Bu özel günün kahramanlarını tek kelimeyle anlatmak mümkün değil. Çünkü bazı annelerin fedakarlıkları anlatılamayacak büyük ve sonsuz. Onlardan biri de İstanbul’da yaşayan 44 yaşındaki Kadriye Hacıoğlu. 20 yıldır ölümcül NCL hastalığı ile mücadele eden kızına bakan Hacıoğlu “Biz anneler gününü sevmiyoruz çünkü bizim için acı bir gün” diyor.
Onlar Türkiye’nin fedakar anneleri...Kimisi sırtında engelli kızını taşıyor, kimisi de hasta evladının başucundan yıllarca ayrılmıyor. İşte eli öpülesi annelerin mücadele hikayeleri...
HER AN BAŞUCUNDAYIM
İstanbul Küçükçekmece’de yaşayan 44 yaşındaki Kadriye Hacıoğlu, hasta kızı Cemre Nur’u başında 20 yıldır ayrılmıyor. ‘Beyincik erimesi’ olarak da nitelendirilen NCL (Nöronal Ceroid Lipfouscinosis) hastası olan kızı için yıllarca büyük çaba sarf eden Hacıoğlu, Anneler Günü’nün kendisi için acı bir gün olduğunu söylüyor. . Kızının 21 yaşında olduğunu ve onun başucunda 20 yıldır Anneler Günü’ne girdiğini anlatan Hacıoğlu “Ben küçük kızımı da aynı hastalıktan kaybettim, acımız büyük. Biz o yüzden özel günleri sevmiyorum” diyor.
TEK SERMAYEM AYAKLARIM
Yalova’da eşinin vefatından sonra ailesinin tüm yükünü omuzlayan 53 yaşındaki Filiz İzi, down sendromlu oğlu, 2 kızı ve 3 torununun geçimini karton toplayarak sağlıyor. Yaşadığı onca zorluğa rağmen hiçbir zaman karamsarlığa düşmediğini ifade eden fedakar anne İzi “Benim tek sermayem ayaklarım. Çünkü ne kadar çok gezersen o kadar çok karton topluyorum. Hayatta tek arzum, çocuklarımın mutluluğu ve kimseye muhtaç olmamaları” ifadelerini kullanıyor.
SIRTINDA ‘HAYATA’ BAĞLIYOR
Gaziantep’te yaşayan bedensel engelli Merve Karakuzulu’nun annesi Aysel Karakuzulu, rahatsızlığına rağmen asansörü bulunmayan ikinci kattaki evlerine kızını her gün sırtında indirip çıkarıyor. Gaziantep Fiziksel Engelliler Derneği tarafından yılın en annesi olarak da seçilen fedakar anne yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Evden indirip, eve çıkardığımda zorlanıyorum. Kızım bir bardak suyu bile alamaz. Bir yere gidip geleyim, gün boyunca aç oturur. Merve, benim için çok değerli. 10-20 çocuğum olsa da Merve’nin yeri ayrı.”
ENGELLİ EVLADINA GÖZÜ GİBİ BAKIYOR
Çanakkale’de 65 yaşındaki fedakar anne Nükhet Öğüş, doğum esnasında beyin felci geçiren engelli oğluna 44 yıldır özenle bakıyor. Zorlu mücadeleyi anlatan Öğüş “Herhangi bir düğüne gidip birlikte eğlenemedik, bir otele gidip tatil yapamadık. Biz de Özgür’le beraber bir engelli hayatı sürdük. Ama Allah’a hiçbir zaman isyan etmiyorum” diye konuştu.
O BENİM DUYAN KULAĞIM
Manisa’da yaşayan 5 yaşındaki Elif Nur Muçe, işitme ve konuşma engelli annesi 45 yaşındaki Emine Muçe’nin sesi ve kulağı oldu. Kızının 2 yaşından itibaren işaret dilini öğrendiğini belirten anne Muçe “Kızımın sesini hiç duymadım, ama en çok sesini ve ‘anne’ deyişini merak ediyorum. O benim duyan kulağım oldu” diyor.
HER ŞEY MAGANDA KURBANI OĞLU İÇİN
İstanbul’da yaşayan Zeynep Çavuş, Gazi Mahallesi’nde maganda kurşunuyla yatağa bağımlı hale gelen oğlu Ahmet Emre Çavuş’a hastanede bakıyor. Gözü yaşlı anne Çavuş “Oğlum 7 ay yoğun bakımdaydı, bu yüzden işimden ayrıldım. Çocuk Esirgeme’deki bakıcı annelik yapıyordum. Normalde Anneler Günü’nde yuvadaki çocuklarımla da bu özel günü kutlardım” diye konuştu.