Yakın dostlarından merhum Sadri Alışık anısına verilen onur ödülüne layık görülen ünlü yapımcı-yönetmen Türker İnanoğlu, KARAR’ın sorularını yanıtladı. “Yeşilçam’ı yaşayanlar, birer birer gitti. Eski nesilden yapımcılığa kesintisiz devam eden bir ben kaldım” diyen İnanoğlu, film sektörüne nasıl girdiğinden en beğendiği yönetmene her şeyi anlattı.
[Karar]
IŞIL ÇALIŞKAN
Geçen hafta dağıtılan 21. Sadri Alışık Oyuncu Ödülleri’nde ‘Onur Ödülü’ne layık görülen Yeşilçam’ın duayen ismi Türker İnanoğlu, film çekimine gittiği ilk gün yaşadıklarından günümüzdeki aşklara, meslekteki 60 yıllık tecrübesinden çocukluğuna her şeyi Karar’a anlattı.
Sadri Alışık Oyuncu Ödülleri’nde Onur Ödülü size verildi. Bu, sizin için ne ifade ediyor?
Sadri Alışık Onur Ödül’ümü almak benim için büyük onurdur. Sadri Alışık ve Çolpan İlhan, benim sinemada en çok sevdiğim ve yakın olduğum aileydi. Oğulları Kerem Alışık elimizde büyüdü. Lütfi Akad’ın asistanı olduğum ‘Yalnızlar Rıhtımı’ filminin çekimlerinde bu ikili birbirine aşık oldu ve bu yapım esnasında evlendiler.
Güzel Sanatlar’da grafikerlik bitirmişsiniz. Neden sinema?
1956’da isteyerek ve tercihimle Tatbiki Güzel Sanatlar’a girdim. İkinci sınıftayken bir tesadüf neticesiyle sinema alanına geçtim. İyi ki geçmişim.
Neden iyi ki?
Sinemayı çok sevdim. Belirli bir süre geçtikten sonra tam olarak inandım ve bu işi yapmaya başladım. Gece-gündüz çalışıyordum. Ucundan değil de tam sarıldım bu işe. Sonucunu da başarıyla aldım.
Sinemayla nasıl tanıştınız?
Evim Kanlıca’da. Komşum da Osmanlı sadrazamlarından Saffet Paşa’nın yalısı. Torunu Cenani Bey, konusunu beğendiği bazı filmlere maddi bir beklentisi olmadan yalısını çekim için veriyordu. Gene böyle bir çekim için Ozan film sahibi Necil Ozan kendisinden randevu almış fakat Cenani Bey’in İstanbul’da işi uzadığı için randevu saatinde gelmesi imkansız olunca beni aradı, ‘Filmcilere randevu verdim ama işim uzadı, 40 dakikalık bir rötarım olacak, kendilerini bahçende misafir etmeni rica ediyorum’ dedi. Ben de yapımcı Necil Ozan, yönetmen Nişan Hançer, sanat yönetmeni Zaven Bey’i misafir ettim. O misafirlik olayı beni Yeşilçamlı yaptı.
Çocukluğunuzda Türker İnanoğlu olacağınıza dair bir işaret var mıydı?
Ben bu üç Yeşilçamlı ile karşılaşana kadar Yeşilçam sinemasını bilmiyordum. Amerikan sineması hayranıydım. Çekime ilk gittiğimde çekim mekanında sırtıma kamera yüklediler, dağ başına çıktık, şaşırdım bu ne biçim yönetmen yardımcılığı diye! Ama bir süre sonra her şeye alıştım.
SOSYAL HAYATIM OLMADI
60 yıllık başarının istikrarını korumak zor olmadı mı?
Bu kadar yıllık sinema adamıyım ama sosyal bir hayatım olmadı. Gece hayatı, içkisi, sigarası, sefahati olmayan bir kişiyim. Davet, açılış ve galalara da gidemiyorum. Her zaman geri planda kalmayı tercih ederim. Tek hobim futbol ve basketbol maçlarına gitmek. Koyu Fenerbahçeliyim.
Yeşilçam ruhu sizce öldü mü? Yaşıyorsa nerede yaşıyor?
Yeşilçam sineması yaptığı filmlerle dünya döndükçe ayakta kalacak. O eski sanatçılar hiçbir zaman unutulmayacak. Yeşilçam’ı yaşayanlar, birer birer gitti. Eski nesilden yapımcılığa kesintisiz devam eden bir ben kaldım.
NURİ BİLGE VE ÇAĞAN’I ÇOK BEĞENİYORUM
Sinemamızın geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk sineması şu an yükselmeye devam ediyor. Dünya sineması hangi modern son model cihazları kullanıyorsa bizimkiler de onu kullanıyor. Sinemamız bu gençlerle çok ileri gidecektir.
Nuri Bilge Ceylan gibi isimlere nasıl bakıyorsunuz?
Nuri Bilge Ceylan, sanat sinemacısı olarak ülkemizin gurur kaynağı. Cannes’da filmi birinci olduğunda yaptığı konuşma hala kulaklarımdadır. Türk sinemasının bu tarz sinemacılara fazlasıyla ihtiyacı var.
Son çıkan filmler arasında en çok beğendiğiniz hangisi?
Çağan Irmak’ın ‘Unutursam Fısılda’sı. Çağan, benim gözümde genç neslin Yeşilçam yönetmenidir.
GÜNÜMÜZDE AŞKLAR DA DIJITAL OLDU
Yeşilçam filmlerindeki aşklar çok meşhur. Günümüze dair gözlemleriniz nedir?
Filmlere, biz o dönem konuları yaşayan aşklardan alırdık. O dönem temiz saf ve romantik aşklar çoğunluktaydı. Bugün aşklar da dijital oldu. Bir selam bir bakışla aşk başlıyor. Aşklar emek vermeden yaşanıyor.
Türk dizilerini artık ihraç ediyoruz. Bu diziler gösterildiği ülkelerdeki halkı nasıl etkiliyor?
Türk dizileri ‘Yabancı Damat’ ile yurtdışına açıldı. Bu dizi, Yunanistan’da büyük bir ilgi görünce diziyi birçok ülke satın aldı. Dizilerle ülkemizi turizm yönünden tanıtma imkanımız oldu. Filmlerdeki konaklar, yalılar bilhassa Arap dünyasının dikkatini çekti; Türkiye genelinde yüzlerce daire, villa satın aldılar. Sanatçıların giydiği kostümlerle tekstil dünyasına büyük katkı sağladık. En önemlisi modern bir ülkeyi ve insanımızı tanıttık.