Bir konuda destek almak isteyince kendinizden daha büyük, tecrübeli birinden akıl almak adettendir. Ne de olsa yıllar insanın tecrübesini artırır. İyi de kendi yaşlı halimizle sohbet etsek, ondan akıl alsak nasıl olur? Fena fikir gibi görünmüyor. MIT liderliğindeki bir proje de bunu gerçekleştirmeye imkan tanıyor. Future You projesinde yapay zeka kullanılarak, bir kişinin 60-70 yaşındaki haliyle sohbet etmelerini sağladı.
GÜLAY ERDEMLİ
Projede önce kişinin gelecekteki fotografik avatarı hazırlanıyor, kullanıcıların yaşamdan istekleri, beklentileri, koşulları ve bakış açıları yapay zekaya öğretiliyor. Sonra da sohbet başlıyor. Çalışmayı yürütenler amaçlarının insanların gelecekteki benlikleriyle bağlantılı olma hissi vermek olduğunu iddia ediyor. Deneyimlere göre bu sohbetler kişinin kaygısının azalmasına ve iyimserliklerinin artmasına yol açmış.
Projeyi biraz daha detaylandıralım. Future You’nun ilk bileşeni StyleClip adlı bir görüntü oluşturma modeli. Kullanıcı fotoğrafını bu modele yüklüyor, sistem kişinin 60 yaşında nasıl görüneceğini belirliyor. Future You’nun chatbot’una ise kişinin eğitim verileri, mevcut yaşam durumu, demografik bilgileri, geleceğe yönelik hedefleri endişeleri hakkındaki sorulara kullanıcının verdiği cevaplar yükleniyor. Bu yanıtlar, araştırmacıların ‘gelecek belleği’ adını verdiğini bir mimari oluşturan, ChatGPT GPT-3.0 tarafından alınıyor. Bu tasarım, insanların kariyerleri, ilişkileri, yaşam deneyimleri hakkında konuştukları daha geniş bir veri kümesinden alınan veriler kullanılarak, kişinin geleceği hakkındaki tahminleri bir araya getiriyor.
Kullanıcının yanıtlarından yola çıkarak bir ‘kişilik’ belirleyen chatbot, sistemindeki verileri de kullanarak, kişinin hayatının nasıl olabileceğine dair sorularını yanıtlıyor, geleceğe yönelik yollar hakkında tavsiyelerde bulunuyor.
Ama ya hiç hoşunuza gitmeyecek cevaplar verirse… Programcılar bunun önüne geçmek için dikkatli davranmış. Sistem rutin olarak kullanıcıya verdiği cevaplara dayanarak sadece bir olası gelecek varsaydığını, farklı cevapların tamamen farklar sonuçlar üretebileceğini hatırlatıyor.
Çalışmanın ortak yazarı, UCLA’da pazarlama davranışları, davranışsal karar verme ve psikoloji profesörü Hal Hershfield, genel bir AI sohbet robotu yerine yaşlı ‘benliğinizden’ tavsiye almanın kendimizi daha rahat hissetmemizi sağlayacağını söylüyor. Araştırmacılara göre geleceğe yönelik öz devamlılık duygusunun güçlenmesi, kişinin uzun vadeli karar alma biçimlerini olumlu yönde etkileyebiliyor.
80 yaşımdaki halimle sohbet etmek mi? Neden olmasın!
YAPAY ZEKA ÇIĞIR AÇAN BÜTÜN TEKNOLOJİLERDEN DAHA HIZLI BÜYÜYOR
Ne bilgisayar kullanımı, ne internet… Çığır açan hiçbir teknoloji üretken yapay zeka kadar hızlı büyümedi! Üretken yapay zeka modelleri ortaya çıkışından sadece iki yıl sonra 18-64 yaş arasındaki ABD’lilerin yüzde 39’u tarafından kullanılmaya başladı. Kişisel bilgisayarların ve internetin yüzde 20’lik bir kullanım seviyesine ulaşması iki yıl sürmüş.
Yeni bir çalışmaya göre üretken yapay zekanın iş yerlerinde çalışanların yüzde 28’si tarafından kullanılıyor. İlginç olan iş dışı kullanımı, yapılan ankete katılanların yüzde 32,7’si evde yapay zeka uygulamalarını kullandığını söyledi. ChatGPT en popüler üretken yapay zeka ürünü olmaya devam ediyor.
ÜNLÜLER POLİTİKACILARDAN DAHA MI GÜÇLÜ?
Herkesin sevdiği şarkıcılar, oyuncular ya da bir şekilde kanaat önderi olanlar seçmenlerin ‘liderlerini’ seçme tercihlerini belirleyebilir mi?
Aston Üniversitesi Davranış bilimleri bölümünden Carl Senior, Texas Tech Üniversitesi Stratejik İletişim Bölümü Profesörlerinden Erik P. Bucy ve Warwick Üniversitesi İşletle Bölümü’nden Nick Lee ilginç bir araştırmaya imza attı. The Conversations’da yayınladıkları makaleye göre, bazı ünlüler ‘güven’ ve ‘liderlik’ konusunda politikacıları geride bırakıyor.
Ünlülerin kişiler üzerinde büyük etkisi olduğunu ve geniş kitlelere ulaşabildiği malum. ABD’de demokratların başkan adayı Kamala Harris’in ünlü şarkıcı Taylor Swift’in desteğini almaktan ne kadar mutlu olduğunu biliyoruz. Trump’ın mitinglerinde kah dans eden, kah aman da Trump’a oy vermeyen kaybeder diye kendini paralayan, sahip olduğu X platformunda dezenformasyon yapılmasına göz yuman hatta destekleyen Elon Musk da seçmen tercihlerini belirlemek için bütün mesaisini harcıyor.
Gelelim üç akademisyenin son çalışmasına. Onlar bir ünlü üzerinden ilerlemiş, Dwayne Douglas Johnson, daha çok ‘The Rock’ adıyla bilinen eski profesyonel güreşçi, şimdilerin aktör ve iş insanı. Filmleri dünya çapında 10 milyar doların üzerinde hasılat elde eden bir isim The Rock.
Akademisyenlerin araştırmasında The Rock’ın tanınırlığının Nobel Barış Ödülü kazanan, iki dönem de ABD Başkanı seçilen Barack Obama ile aynı seviyede olduğu, birçok politikacıdan daha güvenilir, daha zeki ve daha yetenekli bulunduğu olduğu ortaya çıktı. The Rock’ın potansiyeli elbette siyasetçiler tarafından fark edildi. Ama o fazlasıyla ‘akıllı’, kendini bağımsız olarak tanımlıyor, Biden’a yıllar önce destek verdiğini ama bu kararı sonradan sorguladığını söylüyor. Trump ise suikast girişiminden sonra The Rock’ın kendisini arayıp destek verdiğini iddia ediyor.
Hani 5 Kasım’daki seçim öncesi rengini belli etse kararsız on binlerce insanı etkileme potansiyeli var. Bizde seçmen tercihlerini etkileyecek ünlüler kim olabilir merak etmiyor değilim.
GENETİK KÖKENLE VATANDAŞLIK HAKKI!
Bu aralar pek bir moda oldu DNA testleri. Hani babalık testlerinde ya da suçluların yakalanmasında kulla nımını yıllardır biliyoruz da bu testlerle kökenlerinizin hangi bölgelere uzandığının keşfetmek görece yeni. Bu DNA testleri ABD ve İngiltere’de son 7-8 yılda yaygın olarak kullanılıyordu zaten de şimdilerde tükürük örneği göndererek yaklaşık 100 dolar gibi bir maliyetle atalarının izlerini sürenler bizim buralarda da yaygınlaştı. Cazip de görünüyor, bir tüpe tükürük örneğinizi koyup gönderiyor ve nesiller nesiller öncesine uzanan genetik gizemlerinizin peşine düşüyorsunuz.
Aynı testi yaptıran hiç tanımadığınız ‘uzak’ akrabalarınızı da bu testlerle bulabiliyorsunuz. Yani diyelim siz DNA testi yaptırdınız, varsayalım Yunanistan’da da aynı testi yaptıran biri var ve sizin dördüncü kuşak kuzeniniz aslında. Adını, sanını hiç duymamışsınız bile. Amaaa test sonuçları geldiğinde, şu kişi senin üçüncü kuşak kuzenin bilgisini görebiliyorsunuz hatta isterseniz iletişime de girebiliyorsunuz. Ne de olsa o kişi de kendi sonuçlarında sizinle akrabalık ilişkisi olduğunu görüyor.
Yakından tanıdığım birkaç kişide bu bilgilerin doğru olduğunu gördüm. Buraya kadar okuduklarınızı duymuş olabilirsiniz ama bu testler farklı kapıları açabilir gibi görünüyor.
Bazı ülkelerde vatandaşlık elde etmek için DNA testleri kullanılmaya başlandı, bireysel başvurularını desteklemek isteyenler ‘genetik köken’ sonuçlarını da dosyalarına ekliyor. Henüz ülkelerin resmi protokollerinde DNA testi sonuçlarıyla vatandaşlık verme gibi bir uygulama yok ama dediğim gibi başvurularda şimdilik sadece ‘destek’ olarak kullanılıyor.
Eğlenceli, hatta faydalı gibi görünüyor değil mi? Öyle ama bu testler ‘gizlilik’ endişeleriyle birlikte geliyor. Verilerinizin kullanımı bir-iki yasal yönergeye bağlı. DNA’nızı kar amacı güden şirketlerle paylaşmanın sonuçlarının neler olabileceği sürekli değişkenlik gösteriyor. Gelecekte hiç kimsenin tahmin etmeyeceği sonuçlara yol açmayacağının garantisi yok.