MHP lideri Bahçeli, 104 emekli amiralin Montrö bildirisine ilişkin bir amiralin hazırlanan metnin yayımlanmadan önce değiştirildiğini iddia etmesine tepki gösterdi: Madem öyleydi, 104 kişiden birisi çıkıp da bu bildiriyi niçin inkar edemedi? 'İmza attığım metin bu değildir' itirazını niye yapamadı?
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Burada önemli açıklamalarda bulunan Bahçeli'nin gündeminde, Deniz Kuvvetleri Komutanlığından emekli 104 amiralin yayınladığı Montrö bildirisi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu vardı.
Bir amiralin, hazırlanan metnin yayımlanmasından önce değiştirildiği iddiasında bulunmasını eleştiren Bahçeli, ''Madem öyleydi, 104 kişiden birisi çıkıp da bu bildiriyi niçin inkar edemedi? 'İmza attığım metin bu değildir' itirazını niye yapamadı?'' dedi.
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
''Bölücü terör örgütünün sonu gelmiştir. PKK can çekişmekte, acı içinde çırpınmakta, her yerinden dağılmaktadır. Hamza Adıyaman Zap suyunda değil, PKK’nın ihanet kampındadır. Gerçekleri saklayan, çocukların dağa ve kamplara silah zoruyla kaçırılmasını çarpıtan kim varsa, dilerim ki bir gün kendilerini Zap suyunun dibinde bulurlar.
'HDP'YE MÜSAMAHA ANA-BABALARA HIYANETTİR'
HDP’yle ittifak kuranlar aynı zamanda çocuklarımızın düşmanıdır. Terörist Demirtaş’a siyasi maksatlarla müşfik ve müspet yaklaşanlar çocuklarımızın, kadınlarımızın, güvenlik güçlerimizin, hülasa Türk milletinin karşısında oluşmuş zillet cephesidir. HDP'ye müsamaha ve merhamet analara hakaret, babalara hıyanettir. Anaların yüreklerinde patlayan volkanın, gittikçe yaygınlaşan infial lavlarının hainleri ve destekçilerini perişan edeceğine inanıyorum.
Türk devletini bölmeye Türk vatanını parçalamaya hiçbir güç yetmeyecektir. Bir ölürsek bin diriliriz bir gidersek bir geliriz. İstiklal deriz ihanete ok gibi saplanırız. Aziz şehitlerimize allahtan rahmet diliyorum. ş-Şehitlerin kanları yerde kalmayacak emanetleri çiğnetilmeyecektir.
'104 KİŞİDEN BİRİSİ ÇIKIP DA BU BİLDİRİYİ NİÇİN İNKAR EDEMEDİ?'
104 emekli amiralin hazırlayıp 4 Nisan gece yarısı servis ettiği darbe bildirisini haklı çıkarmaya, makul göstermeye, ifade ve düşünce özgürlüğü kisvesiyle maskelemeye çalışanlar milli iradeye içten içe tahammülsüz olan vesayetçi çevrelerdir. 4 Nisan bildirisine imza atmayan, ancak imza sürecinde açılan WhatsApp grubuna üye olan emekli bir amiral, hazırlanan metnin yayımlanmasından önce değiştirildiği iddiasını dile getirmiştir.
Madem öyleydi, 104 kişiden birisi çıkıp da bu bildiriyi niçin inkar edemedi? İmza attığım metin bu değildir itirazını niye yapamadı?
Emekli amirallerin iradesinin iğfal edildiğini ileri sürenler bize göre boşa konuşuyor, boşuna uğraşıyor, çünkü her şey gün gibi ortadadır. Eğer bildirinin son hali İP’in yönetiminde bulunan ve ilk imzacı olan Ergun Mengi tarafından hazırlanmışsa, bunun izahını yapması gerekenler şüphesiz bellidir ve milletimiz açıklama beklemektedir.
'KILIÇDAROĞLU'NUN ELİNDEN TUTAN YOK'
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı seçimini kazanacağından bu kadar eminse, kendisine çok güveniyorsa, buyursun aday olsun, korkakça değil mertçe milletimizin huzuruna çıksın, ben de varım desin. Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı çoktan bellidir. Kılıçdaroğlu’nun elinden tutan yok, önüne geçen yok, aday olmasına bildiğimiz kadarıyla mani bir hal yok.
Ondan bundan kahkaha bekleyeceğine, kararını belirlesin, cesaretle de arkasında dursun. Kılıçdaroğlu geçen haftaki grup toplantısında milliyetçilikle ilgili kuru sıkı atmış, işkembeden sallamış.
Bilmiyor ki, boş lakırdı karın doyurmaz, kuru gayret çarık eskitir.
Diliyle omuzunu kaşıyan CHP Genel Başkanı, yayladaki yoğurda mantı kesiyor, sudaki balığa soğan doğruyor, demem o ki, hayal peşinde koşup duruyor. Yıkık değirmende altı ay bekleyen Kılıçdaroğlu, milliyetçiliğin ne olduğunu bana da dünyaya da gösterecekmiş.
Sayın Kılıçdaroğlu, çapına çaputuna, milliyetçilik senin ne haline? Ne tuhaf ki, aksayanla aksıyorsun, suya gidenle susuyorsun, sofra gördün mü açım diyorsun. Şunu aklından çıkarma ki, alçacık eşek binmeye kolaydır, yünlüce koyun yolmaya kolaydır, senin milliyetçiliğin ise yalan üstüne yalan koymaktır.
Dünyaya milliyetçiliği anlatacağım diyen Kılıçdaroğlu, gel onu sen benim külahıma anlat.
'RUSYA-UKRAYNA GERİLİMİ MİLLİ GÜVENLİĞİMİZ AÇISINDAN ENDİŞE VERİCİ'
Rusya ile Ukrayna arasındaki sertlik tonu yüksek sürtüşmeler sıcaklığını korumaktadır. Bizim nazarımızda kuzeyimizde yaşanacak çatışmalar ülkemizin ve Karadeniz’in güvenliğini riske atacaktır.
Bu iki ülke arasında aklıselimin öne çıkmasını samimiyetle temenni ediyoruz. Ukrayna’nın toprak ve siyasi bütünlüğüne saygı esas olmalıdır. Barış ve huzur denizi olan Karadeniz’in yeni ve şiddetli hegemonya mücadelelerine sahne olmaması hem çağrımız hem de beklentimizdir.
Moskova yönetiminin Ukrayna’daki Rus yanlısı ayrılıkçı Donbas bölgesine askeri müdahale seçeneğinin masada olduğunu ifade etmesi, ABD’nin iki savaş gemisini 21 gün süreyle Karadeniz’e göndermesi milli güvenliğimiz açısından endişe verici gelişmelerdir.
'RÜZGAR EKEN FIRTINA BİÇMEYE MECBURDUR'
Ukrayna ve Rusya arasındaki kutuplaşma derinleşirken, hatta bunu tahrik eden küresel güçler biliniyorken, eşzamanlı olarak Yunanistan’ın dolduruşa getirilip provoke edilmesi ateşle oynamaktır.
Yunanistan’ın sanal meydan okumaları, tahrik edici siyasi manevra ve tatbikatları sabrımızı zorlamaktadır.
Ne yazık ki, dost ve müttefik olarak bilinen ülkeler bu kumpasın içindedir. Hava, kara ve deniz sınırlarını ihlal eden, söz konusu tatbikatla süreci kızıştıran Yunanistan’ın arka plandaki akıl hocası kaosa oynamaktadır. Bunlar yanlıştır, rüzgar eken fırtına biçmeye mecburdur. Türkiye olarak, devlet-i ebed müddet, millet-i ebed müddet, nizamı alem ve ila’yı kelimetullah irade ve kararlılığından kesinlikle taviz vermeyeceğiz.''