Süper Lig’deki şampiyonluk yarışının gölgesinde kalınca birçok kişi için ancak saatler kala havasına girilen Fenerbahçe ile Beşiktaş’ın kupa derbisi, adına yakışır mücadele ile başladı. Yaşananlar ise futbolun insanlara alıştırılan görüntüsü ile örtüşse de ruhuna hiç yakışmadı...
SELİM YILDIRIM/İSTANBUL
Süper Lig’deki şampiyonluk yarışının gölgesinde kalınca birçok kişi için ancak saatler kala havasına girilen Fenerbahçe ile Beşiktaş’ın kupa derbisi, adına yakışır mücadele ile başladı. Yaşananlar ise futbolun insanlara alıştırılan görüntüsü ile örtüşse de ruhuna hiç yakışmadı...
Pepe-Soldado ve Medel-Valbuena gerginlikleri futbolun içinde kabul edilebilir şeylerdi. Ha keza pozisyon gereği de olsa Josef’in bileğine basan Pepe’nin direkt kırmızı kart ile ihraç edilmesi de öyle...
Ve Beşiktaş’ın 10 kişi kalması Fenerbahçe’yi hedefe biraz daha yakınlaştırmıştı. Beşiktaş’ın ikinci yarıya iki değişiklikle başlamak zorunda kalması da ayrı bir avantajdı Sarı-Lacivertliler için. Artık tribünlerde şölen yaşanmalı, takım ateşlenmeliydi. Ancak attıkları maddeler ile iki kez Quaresma’nın korner kullanmasını engelleyen bir grup Fenerbahçeli, takımı yerine gerginliğin fitilini ateşledi.
Maçın yarıda kalmasına neden olan Tolga Zengin-tribün atışmasında içindeki caniye engel olamayan bir güruh devreye girince ortam iyice insanlık dışı bir hal aldı. Şenol Güneş’in kafasını bir kez yarmayı yeterli görmeyen ve koridor girişinde yeniden ‘yabancı olmadığımız’ maddeler atarak bir kez daha ‘yere yığan’ bu güruhun hak ettiği kelimeleri de vicdan sahiplerine bırakıyorum...