Yurt genelinde etkili olan kuraklık İzmir için de tehlike çanlarını çaldı. Kentin su ihtiyacının yüzde 44'ünü karşılayan Tahtalı Barajı'nın doluluk oranı yüzde 29,90'a düştü. Prof. Dr. Doğan Yaşar kuraklık riskini 'İzmir için tehlikenin başlangıcı' diye niteleyip "Bir sonraki kurak dönemde çok acısını çekeriz. Barajdaki doluluk oranı, yüzde 25'lere kadar düşebilir. Eğer bu oran yüzde 20'lere düşerse, su kirli gelmeye başlar" ifadelerini kaydetti.
Türkiye, sonbaharı da yağışsız geçirmeye devam ediyor. Kurak geçen her gün barajların su yerine toprak dolmasına neden olurken kuraklığı iyiden iyiye hissetmeye başlayan İzmir için de alarm çalmaya başladı.
İzmir'in su ihtiyacı Tahtalı, Balçova, Ürkmez, Güzelhisar, Gördes ve Alaçatı Kutlu Aktaş barajlarının yanı sıra yer altı kaynaklarından karşılanıyor. Ancak bu yıl havanın soğuk geçmesi nedeniyle yeterli yağış olmadı, kuraklık yaşandı. Bu durum, barajlardaki doluluk oranlarında düşüşe yol açtı.
BARAJLAR BOŞALIYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) Genel Müdürlüğü verilerine göre; özellikle İzmir'in ana içme suyu kaynağı olan, kentin yüzde 44'lük su ihtiyacının karşılandığı Tahtalı Barajı'nda geçen yıl 44,19 olan su doluluk oranı, bu yıl aynı dönemde 29,90'a geriledi. Balçova Barajı'ndaki doluluk oranı 25,83'ten 15,07'e, Gördes Barajı 4,06'dan 3,09'a, Ürkmez Barajı 52,58'ten 16,18'e, Güzelhisar Barajı 65,05'ten 59,60'a ve Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı'nda ise 49,64'ten 22,51'e düştü.
'SU KİRLİ GELMEYE BAŞLAYABİLİR'
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü öğretim üyesi, İklim Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, "İzmir'deki barajlarımızda su seviyesi, son 14 yılın en düşük seviyesine geldi. En son İzmir'in ana barajı Tahtalı'da su seviyesi, 2008'de yüzde 2'ye düşmüştü. 2009'da ise çok iyi yağışlar gerçekleşti. 1971 yılından sonra en yağışlı dönemi yaşadık. Ancak o günden sonra hep Tahtalı Barajındaki doluluk oranı, yüzde 75 ila 76'lardaydı. Maalesef bu sene yüzde 29'lara düştü. Son 14 yılın en düşük seviyesi. Diğer barajlarımız da aynı şekilde doluluk oranı düştü. Şu anki aşamada bir sıkıntı olmasa da 'tehlikenin başlangıcı' diyebiliriz.
Bir sonraki kurak dönemde çok acısını çekeriz. Ekim ayının serin geçiyor olması, yağış olmaması anlamını taşıyor. Bu nedenle barajdaki doluluk oranı, yüzde 25'lere kadar düşebilir. Eğer bu oran yüzde 20'lere düşerse, su kirli gelmeye başlar. Suyun tabandan çekilmesi, buna etkili olur" dedi.
Kasım ayından sonra yağış beklediklerini kaydeden Prof. Dr. Yaşar, "Buna karşın bizim öncelikle yapmamız gereken barajlarımız yüzde 100 dolu bile olsa suyu tasarruflu kullanmak. Bugün, 'Kuraklık var' diye panik yapıyoruz. Bu kuraklık, bizim beklediğimiz bir kuraklıktı. Hazırlıklı olmamız gerekir. Gelişmiş ülkeler kuraklığa karşı her zaman hazırlıklıdır" diye konuştu.