İstanbul, deprem tehlikesi altındayken son zamanlarda yeni bir tehditle daha karşı karşıya. Yetkililer tarafından yayınlanan raporlar durumun vahametini ortaya serdi. İşte konuya ilişkin detaylar…
İstanbul, yaz mevsiminin kurak geçmesiyle su sıkıntısı ile karşı karşıya kaldı. İSKİ’nin verilerine göre, İstanbul'a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı alarm verici bir şekilde yüzde 36.48’e düştü. Barajlardaki bu ciddi azalma, kentin su kaynakları üzerinde büyük bir baskı oluştururken, uzmanlar durumu "korkutucu" olarak değerlendiriyor.
A
LİBEY BARAJI REKOR DÜZEYDE DÜŞÜŞ GÖSTERDİ
Özellikle Alibey Barajı, son on yılın en düşük su seviyesine ulaşarak yüzde 7.41 doluluk oranı ile kaydedildi. 2021 yılında doluluk oranı yüzde 19.54 iken, geçen yıl bu rakam yüzde 24.76’ya çıkmıştı. Ancak bu yıl, kuraklığın etkisiyle Alibey Barajı'nın doluluk oranı, tarihin en düşük seviyesine inerek endişe yarattı.
Havadan çekilen görüntüler, barajda su seviyesinin ciddi oranda düştüğünü açıkça ortaya koyuyor. Bu durum, hem su kaynakları hem de ekosistem için büyük bir tehdit oluşturuyor. Alibey Barajı’ndaki su seviyesinin azalması, Mimar Sinan’ın ünlü eserleri olan Mağlova Kemeri ve Güzelce Kemeri’nin tamamen gün yüzüne çıkmasına neden oldu. Bu tarihi yapılar, su seviyesinin düşmesiyle birlikte yeniden keşfedilmeyi bekliyor.
İSTANBUL’DA DOLULUK ORANLARI HIZLA DÜŞÜYOR
İstanbul barajlarındaki doluluk oranları ise genel olarak alarm verici bir durumda. İşte son verilere göre İstanbul barajlarında doluluk oranları:
- Ömerli: %28.84
- Darlık: %40.92
- Elmalı: %56.15
- Terkos: %52.21
- Alibey: %7.41
- Büyükçekmece: %39.19
- Sazlıdere: %47.33
- Istrancalar: %19.33
- Kazandere: %4.53
- Papuçdere: %17.21
Bu veriler, İstanbul'un su kaynakları açısından kritik bir döneme girdiğini gösteriyor. Uzmanlar, su sıkıntısının önüne geçilmezse, bu durumun hem günlük yaşamı hem de şehirdeki ekosistemi olumsuz etkileyeceğini belirtiyor. Dolayısıyla, İstanbul'un su yönetimi konusunda acil önlemler alması gerektiği vurgulanıyor.
ACİL ÖNLEMLER ŞART
İstanbul'un su kaynaklarının korunması ve yönetimi için hızlı bir şekilde çözüm üretilmesi gerektiği, bu durumun yalnızca su sıkıntısı ile sınırlı kalmayıp, geniş kapsamlı bir felakete yol açabileceği ifade ediliyor. Kentin deprem riski ile ilgili endişeleri arasında, su kaynaklarının azalması da eklenince, durumun ciddiyeti bir kat daha artıyor. Su yönetimi konusunda atılacak adımlar, İstanbul’un geleceği için hayati önem taşıyor.