Daha önce atıl durumda bulunan ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde yeniden hayat bulan Tömük Kadın ve Çocuk Atölyesi’nde, kadın ve çocukların faydalanabileceği bağlama kursu verilmeye başlandı. Dikiş nakış, cilt bakımı ve güzellik, halı ve kilim dokumacılığı ile el sanatlarının yanı sıra bağlama kursu verilen atölyede kadınlar, hem yeni bir sosyal çevre ediniyor hem de kendi öz gelişimlerine katkı sağlıyorlar.
Kadın ve çocukların bedensel, ruhsal ve sosyal gelişimlerini desteklemek için eğitimler ve atölye çalışmaları düzenleyen Mersin Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz aylarda Erdemli ilçesinde hayata geçirdiği Tömük Kadın ve Çocuk Atölyesi’nde bağlama kursu vermeye başladı. Daha önce atıl durumda bulunan ve Büyükşehir’le yeniden hayat bulan Tömük Kadın ve Çocuk Atölyesi’nde dikiş nakış, cilt bakımı ve güzellik, halı ve kilim dokumacılığı ile el sanatlarının yanı sıra, bağlama kursundan hem kadınlar hem de çocuklar ücretsiz bir şekilde faydalanabiliyor.
Hafta içi her gün 2 grup olarak verilen bağlama kursunda sabah 10.00- 12.00 saatleri arasında kadınlara, 14.00- 16.00 arasında ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine ders veriliyor. Kurs sayesinde kadınlar hem sosyalleşiyor, hem de yeteneklerini yeniden keşfediyor. Ayrıca kursa katılan kadınlar arasındaki dayanışma ruhu pekişirken, bir yandan da enstrüman çalma deneyimini yaşıyorlar.
Keleş: “Kursiyerler süreç içinde çok daha iyi bir noktaya gelecekler”
Halk Eğitimde görev yapan Müzik Öğretmeni Beyzanur Keleş, bağlama kursunun 40 yaş üzeri kadınlardan oluştuğunu ve şu anda devam eden 12 kursiyerleri olduğunu ifade etti. Atölyede sabahları kadınlara, öğleden sonra da ilkokul, ortaokul ve lise grubu öğrencilerine ders verdiklerini kaydeden Keleş, “Kursiyerlerimize, bağlamanın en başından başlayarak notaları öğrettik. Sabah 10’da başlayan kursumuz, öğlen 16’da bitiyor. Kursumuz hafta içi 5 gün. Bir ay önce başlayan kursumuz, 1 Temmuz’a kadar devam edecek. Yeniden talep görmesi halinde, kursumuzu tekrar açacağız” dedi.
Bağlamanın, öğrenmesi zor bir enstrüman olduğunu belirten Keleş, kursiyerlerle birlikte henüz nota ve nota değerlerini öğrenme aşamasında olduklarını da dile getirdi. Pratik yaptıkça kursiyerlerin el becerilerinin gelişeceğini ve zamanla daha iyi çalmaya başlayacaklarını aktaran Keleş, “Ben bağlamadan ziyade, kursiyerlerimizin notaları okuyabilmelerini istiyorum. Çünkü, bu onların çalış süreçlerinde daha etkili olacak. Yani okuyabildiklerini, daha iyi bir şekilde icra edecekler. Belirli küçük eserlere geçiyoruz, ama bu eserleri şu aşamada çok donanımlı bir şekilde çalmıyoruz. Kursiyerlerin öğrendikleri tartımları, notalar ve eserler üzerinde sürdürüyoruz. 1 Temmuz’a kadar kursiyerlerimiz, çok sürükleyici bir şekilde çalamasa da, birçok eseri kendileri çalabiliyor olacaklar. O zamana kadar en az 10 eseri çalabilecekler. Kursa devam ettikçe de çok daha iyi bir noktaya geleceklerini düşünüyorum” diye konuştu.
“Kadınlar bu kursta kendilerini mutlu hissediyorlar”
Bağlama kursunun kadınların sosyal hayatlarının gelişmesinde önemli bir rol oynadığını da sözlerine ekleyen Keleş, “Kursiyerler, buraya gelip birbirlerini tanısalar da tanımasalar da birlikte vakit geçiriyorlar. Bu da onların ilerlemesini etkiliyor. Birbirleriyle sohbet ederek sosyalleşiyorlar. Bu kursa gelen kadınlar, kendilerini mutlu hissediyorlar. Beraber aktiviteler de yapıyor ve güzel vakit geçiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Topal: “Müzik, iyileşme sürecime olumlu katkı sağlıyor”
Kursiyerlerden 70 yaşındaki Nebiye Topal, daha önce ‘Evimiz Atölye’ projesinde oyuncak bebek kursuna katıldığını, şimdi ise bağlama kursuna geldiğini söyledi. Aynı zamanda Parkinson hastası olan Topal, iyileşme sürecinde doktorların müziğin iyi gelebileceğini söylemesi üzerine, bağlama kursuna yazıldığını ifade etti. Daha önce sazı, tezeneyi bilmediğini ve önceden sazı kılıfına dahi koyamadığını söyleyen Topal, “Bu müzik kursu çok hoşuma gidiyor. Yaşamak için mücadele veriyorum. Evde sazı elime alıp, biraz çalıyorum ve ödevlerimi yapıyorum. Çok mutluyum. Ben 3 sene boyunca hiç gülmemiştim. Şimdi artık gülebiliyorum” sözlerine yer verdi.
Öztürk: “İnsan her yaşta güzellikleri deneyimleyebilmeli”
Kursiyerlerden Meryem Lale Öztürk, insanın yaşlılığında dahi bir şeyleri başarabileceğini kanıtlamak için kursa geldiğini ifade ederek, “İnsanlara iyi bir örnek olmak için buradayım. Bu kurs, özellikle ev kadınları için çok faydalı. İnsan bu kursta kendini değerli hissediyor. ‘Yaşlandık, iş bitti’ diye bir şey yok. Ben sazı bu yaşımda ilk kez elime aldım. İnsan, her yaşta güzellikleri deneyimleyebilmeli” dedi.
Ocak: “Öğrenmenin asla yaşı ve sınırı yok”
Bağlama kursu verilmeye başlandığını öğrenince çok sevindiğini söyleyen kursiyerlerden Asiye Ocak ise, “Öğretmenimizi çok sevdik. Ortam çok güzel ve çok keyifli. Başta hiç yapamam diye düşünüyordum, şimdi yavaş yavaş notaları öğrendik ve çalabiliyoruz. Öğrenmenin asla yaşı ve sınırı yok. Ben, yaşanmışlıklarımdan dolayı biraz boş vermiştim. Yaşamaya yeniden ‘Merhaba dedim’” ifadelerini kullandı.