İzmir'de geçen yıl meydana gelen olayda 1 aylık bebeğe yanlışlıkla Kovid-19 aşısı yapılmıştı. Ailenin yaptığı suç duyurusunun ardından sağlık ekibi hakkında art niyet ve bebekte herhangi bir yan etki olmadığı gerekçesiyle soruşturmaya izin verilmedi. Aile karara itiraz etti.
İzmir'de Temmuz 2021'de 1 aylık bebeğe Hepatit-B aşısı yerine yanlışlıkla Kovid-19 aşısı yapılmıştı. Olayın ardından ailenin Avukatı Dilek Güzel yaptığı açıklamada, bebeğin ailesinin aşıyı yapan hemşire ve sağlık ekibi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı. Savcılığa yapılan suç duyurusunun ardından yürütülen soruşturmada, Bornova Kaymakamlığı tarafından 'soruşturma izni verilmemesine' karar verildiği ortaya çıktı. Aile, avukatları aracılığıyla İzmir Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurarak karara itiraz etti.
"KARAKOD OKUTULSAYDI YANLIŞ AŞI YAPILMAZDI"
Ailenin avukatı Dilek Güzel, şunları söyledi:
"Söz konusu kararda bebeğe karekod okutulmadan aşının uygulandığı, karekod okutulsaydı sistem tarafından aşının uygunluğu verilmeyeceğinden yanlış aşı uygulamasının önlenmesinin mümkün olacağı, olayda aşıyı uygulayan hemşire ve diğer ekibin tutumunda herhangi bir art niyet, kasıt olmadığı belirtiliyor. Kararda, olayın saklanmadığı, gerekli önlemlerin alınması için yoğun çaba sarf edildiği, hatalı aşı uygulamasının bebekte herhangi bir yan etki geliştirmediği, taksirle yaralamaya sebep olunmasının söz konusu olmadığı da yer alıyor. Ayrıca hatalı aşı uygulaması yapan hemşire hakkında disiplin işlemi ve aşı görevlerinde çalıştırılmaması yönünde idari tedbir uygulandığı, hemşirenin bağlı olduğu doktorun yıllık izinde olduğu, olay günü aşıdan sorumlu hekimin olaydan haberdar olmadığı belirtilerek 'soruşturma izni verilmemesine' karar verildi. Tarafımızca kabul edilemez nitelikteki bu karara İzmir Bölge İdare Mahkemesi'nde itiraz ettik" dedi.
'BU DURUM BEBEKLERİNİN, KENDİLERİNİN ZARAR GÖRMEDİĞİ ANLAMINA GELMİYOR'
Yaşanan süreçte ailenin çok zor günler geçirdiğinin belirten avukat Dilek Güzel, şöyle devam etti:
"Müvekkillerimin en büyük mutluluğu şu ana kadar bebeklerinde kalıcı bir soruna rastlanmamış oluşudur. Ancak bu durum bebeklerinin ve kendilerinin zarar görmediği anlamına da gelmiyor. Müvekkillerim 30 günlük bebekleriyle birlikte, 1 hafta boyunca hastanede kalmış, bebeklerinin yaşamsal riski nedeniyle hayatları kabusa dönmüş, lohusa olan annenin stres nedeniyle sütü azalmış, bebek ateşlenmiş, haftalarca Kovid-19 salgını ortamında sürekli hastaneye taşınmış ve kan değerleri takip edilmiştir. Bebekten düzenli olarak kan alınmaya devam ediliyor. Bu kontrollerin ne kadar süreceği, 1 flakon Biontech aşısının uzun süreçte kalıcı rahatsızlığa sebep olup olmayacağı, kalıcı rahatsızlık oluşturursa hangi organda, sistemde ve nasıl bir rahatsızlık oluşturacağı da bilinmiyor. Bu endişe ve korku şikayetçilerin yaşamını alt üst etmiş, ruh ve beden sağlıklarını bozmuştur. Aile tüm yaşamlarını bebeklerinin hastane kontrollerine göre düzenlemek zorunda kalmıştır. Sırf bu durum dahi müvekkillerimin ve bebeğin gördüğü zararı, ruh ve beden bütünlüğüne verilen zararı göstermektedir" diye konuştu.