Avrupa’da çocuklarda görülen, Türkiye’de de yayılan ‘Strep A’ bakterisinde erken tanının önemine dikkati çeken Prof. Dr. Ateş Kara, “Eğer erken dönemde tedavi yapılmazsa Strep A’nın neden olduğu enfeksiyonlarda yüzde 20 ile yüzde 40’a kadar kayıplar olabiliyor. Yani her 10 vakanın iki ila dördünün kaybedilme riski var” dedi.
Avrupa’da çocuklarda görülen, Türkiye’de de yayılan ‘Strep A’ bakterisinin ölümcül sonuçlara neden olabildiği uyarısında bulunan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, “Tedirginlik verici olan özelliği şu ki; boğaz ve cilt enfeksiyonları antibiyotik tedavisiyle çok kısa sürede düzelirken invaziv hastalıklar dediğimiz akciğer, kas ya da kemik dokularındaki enfeksiyonlarda antibiyotik tedavisi verilmediğinde yüzde 30-40’lara kadar kayıplar yaşanabiliyor” dedi.
Prof. Dr. Kara, Strep A’nın en fazla görüldüğü yaş aralığının 3-18, en yoğun görüldüğü yaş aralığının 7-11 olduğunu; ama şu an hemen hemen yetişkinler de dahil tüm yaş grubunu etkilediğini kaydederek, şöyle devam etti:
“Büyük çocuklarda çok ani başlayan, 39 dereceye çıkan ateş, ani boğaz ağrısı, boyunda hassas bezelerin varlığı Strep A’yı düşündürür. Genellikle burun akıntısı, hapşırma, gözde yaşarma, kızarma olmaz. Ama dili kızarmış, ateşi 39 derece olan, boğaz ağrısı olan bir çocukta kuvvetle Strep A düşünmeliyiz. Bazı tablolarda ciltte kızarıklık, döküntü de olabiliyor. Biz buna, ‘kızıl enfeksiyon’ diyoruz. Bu genelde bir kez geçiriliyor ve daha sonra ömür boyu ona karşı geliştirilen antikorlar, kızıl enfeksiyonu önlüyor.”
HENÜZ AŞISI YOK
Prof. Dr. Kara, erken tedavinin önemine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Tabloya baktığımız zaman eğer erken dönemde tedavi yapılmazsa Strep A’nın neden olduğu enfeksiyonlarda yüzde 20 ile yüzde 40’a kadar kayıplar olabiliyor. Yani her 10 vakanın iki ila dördünün kaybedilme riski var. Strep A’ya karşı geliştirilmiş bir aşı henüz yok. Aşı çalışmaları var, faz çalışmaları düzeyindeler; ama henüz kullanılabilir değil. Bu enfeksiyon; konuşurken ağzımızdan çıkan küçük damlacıklar aracılığıyla yayılıyor. Hasta olan, boğaz ağrısı olan, ateşi olan bir kişi maske takarsa başkasına bulaş azalır. Kalabalık ortamlardan biraz uzak durmamız, okullarda sınıfların havalandırılması lazım.
Damlacıklarla çıktığı için okulda sıra, bulunduğumuz alanda masa, etrafta kullandığımız tutamak, dolmuşta dokunduğumuz alanlara damlacıklar gelebilir. Dışarıda bulunduğumuz sıralarda elimizi ağzımıza, burnumuza götürmemeye dikkat edelim. Çevredeki objelere dokunduktan sonra ellerimizi yıkarsak bu da alınan yeterli önlemlerden biri olacaktır.”