Hemen hemen herkesin etrafında arkadaş çevresinde, ailesinde, akrabalarında kanserle mücadele eden bir çok insan bulunuyor. Pek çok çeşidi bulunan kanser türü var. Bunlardan birisi de Lenfoma’dır. Lenf kanseri olarak da bilinen hastalığın ne olduğu ve nasıl belirtileri olduğu herkes tarafından merakla araştırılıyor. Peki, Lenfoma kanseri ölümcül mü? Lenfoma kanserinin belirtileri neler? Lenfoma kanserinin tedavisi var mı? Lenfoma kanserinin belirtileri neler? İşte Lenfoma kanseri hakkında bilinmesi gereken detaylar…
Herkes tarafından merakla araştırılan hastalıklar arasında Lenfoma kanseri üst sıralarda yer alıyor. Peki Lenfoma kanseri nedir? İşte Lenfoma kanseri hakkında bilinmesi gerekenler…
LENFOMA KANSERİ ÖLÜMCÜL BİR HASTALIK MI?
Bütün hastalıklar ve kanser çeşitlerinde olduğu gibi hayati riski bulunmaktadır. Ancak erken teşhis yapılırsa, erken tedavi ve doğru tedaviyle oldukça başarılı sonuçlar elde etmek mümkün. Kontroller tam yapılır ve hastalık doğru tedavi edilirse, lenfoma kanserinden kurtulmak mümkündür.
LENFOMA NEDİR?
İnsan vücudunda bulunan savunma hücrelerinin yani lenfositlerin kontrolsüz bir biçimde gelişmesinden kaynaklı olarak ortaya çıkan bir kanser türüdür. Lenf bezleri savunma mekanizmamızın en önemli etkenlerinden birisidir. Enfeksiyon kaptığımız da lenf bezlerimiz büyürler. Normal enfeksiyonda hastalık sonrası normal boyutlara döner ancak lenfoma olduğunda boyut büyümeye durmadan devam eder. Bunun sonucunda da lenfoma ortaya çıkara. Lenfoma, lenf bezi kanseri olarak adlandırılmaktadır. Hastalık, genel olarak lenf bezlerinden ve bazı zamanlarda da herhangi bir organdan köken alan heterojen bir grup kanser türüdür. Lenf bezi kanserleri Hodgkin ve Hodgkin Dışı Lenfoma olmak üzere iki tiptedir. Bunlarında kendi içlerinde olukça fazla sayıda alt grupları bulunmaktadır. Çoğu zaman grip gibi belirtileri olan lenfoma, erken teşhis ve gerekli tedavilerin uygulanması halinde tamamen iyileşme sağlanan bir kanser türü olmasından dolayı lenfoma konusunda bilinli olmak oldukça önemli bir konudur. Genetik, immunsupresyon, çevresel faktörler, infeksiyöz ajanlar (virüsler, bakteriler) kimyasal ve fiziksel ajanlar, radyasyon, kemoterapi, kollajen doku hastalıkları, bağışıklık sistemi bozulması ve bağışıklık sistemi hasatlıkları lenfoma gelişme riskini artıran sebeplerdendir. Lenf bezesinde büyüklük (boyun, koltuk altı, kasık vb), vücutta 38 derece ve üzerinde ateş, kilo kaybı, gece terlemesi, ciltte kaşıntı, halsizlik, yorgunluk, düşkünlük ve tutulan organa ait herhangi bir belirti görülebilir.
LENFOMA KANSERİ BELİRTİLERİ NELER?
• Büyüyen lenf bezleri
• Sebepsiz Ateş
• Kilo kaybı
• Geceleri terleme
• Yorgunluk
• Öksürük ve göğüs ağrısı
• Kaşıntı ve şişlik
Yukarıdaki belirtiler her hastalıkta görülebildiği için kesin olarak lenfoma olması konusunda karar verilemez. Bundan dolayı bu belirtiler geçmediği takdirde bir uzmana başvurmanı en mantıklısıdır.
LENFOMA KANSERİ’NİN TEDAVİSİ VAR MI?
Lenfoma kanserinin tedavi aşamasında önceden sıklıkla hastane ortamında damardan verilen ilaç döneminin artık evde, iş yerinde ağız yoluyla alınan ilaçlar yerini aldı. Yani artık bazı lenfoma türlerinde yeni bir döneme girildi. Bazı lenfoma hastalarını ağızdan alınan haplarla yüksek başarılı sonuçlarla tedavi etmek mümkün. Pek çok hastalıkta olduğu gibi lenfoma kanserinde de kök hücreler ve genetik çalışmalar umut verici düzeyde devam ediyor. Genel hastalıktan ziyade hasta bazlı tedaviler gündemde olmaya devam edecek. Artık bireyselleştirilmiş tedavi çağından olmamızdan dolayı hastanın ve hastalığın fotoğrafını çekerek ona göre tedavi etme süreci bulunuyor.
Lenfoma; aynı tip ve evreye sahip hastalar arasında bile belirgin farklılıkların görüldüğü heterojen bir hastalık grubudur. Hastaya doğru tedaviyi, doğru dozda, doğru zaman ve sıklıkta vermek asıl hedef olmalıdır. Bu bağlamda "bireyselleştirilmiş tedavi" dediğimiz daha güvenli, daha etkin ilaç ve tedavilerin hastanın genotipi ve bireysel gereksinimine göre verilmesi hedeflenmelidir. Lenfoma tedavisinde yaşam süresi için en önemli göstergelerden biri ilk aylarda aldığı ilaçların toplam dozudur. Bu bağlamda uygun aralıklarda (iki, üç hafta) yeterli dozda (önerilen doz) ilaç almak gereklidir. Bu nedenle iki veya üç hafta aralıklarla verilen tedavi sürelerini tıbbi zorunluluk olmadıkça geciktirmemeye gayret edilmelidir. Tedavide amaç ya yaşam süresini uzatmak ya da yaşam kalitesini artırmaktır. Bu bağlamda Türk tıbbında çok ileri düzeydeyiz. Hastalığın tedavisi için gerekli her türlü ilaca ve destek tedavilerine ulaşmak mümkün. Bazı batı ülkelerinde geri ödemede olmayan ilaçlara dahi ülkemizde makul sürede ulaşabiliyoruz.
Her kanser hastalığında olduğu gibi lenfoma kanserinin tedavisi süresince hastalara psikolojik destek önemli bir yere sahip. Psikolojik destek alan hastalar daha umutlu yaşadıkları ve hayata olumlu baktıklarından dolayı hastalığın tedavi süresinde başarı şansı da artışa geçiyor. Çünkü psikolojik olarak güçlü olan hastalar, hem tedaviye uyumlu oluyor hem de kendilerine ve sağlıklarına daha özenli yaklaşarak çaba gösteriyorlar. Diğer yandan psikolojik destek tedavilerini imnün (bağışıklık) sistemi güçlendirmekte, tedaviye uyumu artırmakta ve tedavinin başarısını artırmakta ve bunun sonucunda da kanseri yenmede önemli bir konumdadır.
