TTB’nin yenidoğan çetesi raporunda, Türkiye’de erken doğum oranlarının yüksekliğine dikkat çekildi. Rapora göre, Türkiye’de erken doğum oranı yüzde 11 ile Afrika’daki yüzde 9,9 oranını bile geride bırakıyor.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Sağlıkta Ticari Çeteleşme Çalışma Grubu, kamuoyunda büyük yankı uyandıran "Yenidoğan çetesi skandalı" ile ilgili kapsamlı bir rapor yayımladı. Raporda, olayın arka planında piyasa odaklı ve neoliberal sağlık politikalarının yattığı belirtilirken, bu politikaların sağlık sisteminde etik dışı uygulamalara zemin hazırladığı ve halk sağlığını tehdit ettiği vurgulandı.
TTB, yaşanan skandalın bireysel değil sistemik bir sorun olduğunu ifade ederek şu açıklamayı yaptı:
"Yenidoğan yoğun bakım birimlerinde ortaya çıkan bu skandal, piyasa merkezli sağlık politikalarının bir sonucu. Bu politikalar, sağlık hizmetlerinde kalite ve etik değerlerin geri planda kalmasına neden olmakta. Sağlık sisteminin kamusal bir yapıya kavuşturulması, eşit, ulaşılabilir ve nitelikli sağlık hizmetlerinin temin edilmesi hayati bir gerekliliktir."
YENİDOĞAN ÖLÜM ORANI HÂLÂ YÜKSEK
Raporun en dikkat çeken bölümlerinden biri, bebek ölüm hızına ilişkin veriler oldu. Türkiye’de 2023 yılında bebek ölüm hızının bin canlı doğumda 9,8 olduğu belirtilen raporda, bu oranın hem gelişmiş ülkelerin standartlarının hem de Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği stratejik hedeflerin gerisinde kaldığına dikkat çekildi. TTB’ye göre bu oranın başlıca nedeni, erken doğum oranlarındaki artış.
Türkiye’de erken doğum sıklığının 100 canlı doğumda 11 olarak kaydedildiği ve bu oranla Avrupa, Afrika ve Asya ülkeleri ortalamasının bile üzerinde olduğu ifade edildi. Rapor, bölgesel karşılaştırmalar yaparak şu çarpıcı verileri sundu:
- Avrupa’da erken doğum oranı: %7,1
- Afrika’da erken doğum oranı: %9,9
- Asya’da erken doğum oranı: %10,4
TTB’ye göre Türkiye’nin erken doğum oranlarındaki yükseklik, sağlık hizmetlerinin yetersizliği ve koruyucu sağlık politikalarındaki eksikliklerle doğrudan ilişkili.
ÖZEL HASTANELER ÖN PLANDA
Raporda özel hastaneler ve yoğun bakım hizmetleri ile ilgili çarpıcı bir analiz de yer aldı. Türkiye’de özel hastanelerdeki yenidoğan yoğun bakım yatak sayısının, Sağlık Bakanlığı’na ait hastaneler ve üniversite hastanelerindeki toplam yatak sayısını aştığı vurgulandı. Bu durumun, sağlık hizmetlerinde kamusal yapıdan uzaklaşılarak piyasa odaklı bir yaklaşım benimsenmesinin en somut göstergelerinden biri olduğu ifade edildi.
TTB, denetim eksikliklerinin de sorunların derinleşmesine katkı sunduğunu belirtti:
"Hastanelerin yoğun bakım hizmetlerini doğrudan kendilerinin değil, hizmet alımı yoluyla sürdürmeleri bu alandaki denetimlerin zayıf kalmasına yol açmaktadır. Bu model, hizmetin niteliğini düşürmekte ve etik dışı uygulamalara davetiye çıkarmaktadır."
TTB’DEN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
TTB, sağlık sistemindeki bu sorunların çözümü için kapsamlı öneriler sundu. Sağlık hizmetlerinin piyasa odaklı bir yapıya sahip olmaktan çıkarılıp tamamen kamusal bir düzene dönüştürülmesi gerektiğini vurgulayan TTB, şu önerilerde bulundu:
- Koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmesi,
- Sağlık sistemindeki denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi,
- Yoğun bakım hizmetlerinde kamusal yatırımların artırılması,
- Sağlık çalışanlarının etik kurallara bağlı kalmalarını sağlayacak düzenlemelerin getirilmesi.