Kocaeli Körfez'de 3 aile hekiminin darp edilmesinin ardından olayın yaşandığı Fatih Aile Sağlığı Merkezi'ndeki doktorlar, iş bıraktı. Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, "Bakanlığın asli görevi çalışanlarının kamu hizmeti yaparken can güvenliğini korumak değil midir? Bizler şiddete uğrarken, öldürülürken ve yoksullaştırılırken yalnız bırakılıyoruz" ifadelerini kullandı.
Kocaeli'nin Körfez ilçesindeki Fatih Aile Sağlığı Merkezi’nde 6 Ekim’de meydana gelen olayda, aile hekimleri Ahmet Murat Kazan, Serdar Erişti ve Yılmaz Sarıkaş, darp edildi. Üç hekimi darp eden Nurettin Tilki tutuklanırken, eşi Gülseren Tilki için ise ev hapsi kararı verildi. Firari oğullarının yakalanması için de çalışmaların sürdüğü belirtildi.
Fatih Aile Sağlığı Merkezi protesto amaçlı kapatılırken, merkez önünde toplanan aile hekimleri basın açıklama yaptı. Basın açıklamasına, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu, Kocaeli Tabip Odası, CHP Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko da katıldı.
'GELDİĞİMİZ NOKTA ACI VERİCİ'
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Kemal Noyan şunları söyledi:
Sağlık çalışanları sadece vatandaş tarafından değil; maalesef idare tarafından da başa çıkılması mümkün olmayan iş yükü ve angarya altında ezilmekte, sömürülmektedir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Beni Türk hekimlerine emanet edin’ vizyonuna rağmen geldiğimiz nokta; acı vericidir.
'PLANLI BİR TERÖR EYLEMİ HALİNE GELMİŞTİR'
Darp edilmekten ve hatta ölmekten çekinen binlerce yetişmiş hekim, maalesef son 10 yıl içerisinde doğup, büyüdükleri ülkeyi terk etmek zorunda bırakılmıştır. Sağlık çalışanına şiddet vakaları artık planlı bir terör eylemi haline gelmiştir. Bu eylemlerin sonuçları sağlık çalışanları kadar, bir ülkenin sağlık hakkına da tecavüz niteliği kazanmıştır. Toplumda artan şiddetli eylemin asıl sorumlusu ise etkili kanuni düzenleme yapmayan, mevcut kanunları uygulamayan ve bu şiddete kör, sağır, dilsiz ve bilgisizce seyirci kalan bürokratlardır.
Sağlık çalışanına uygulanan şiddetin insanlığa yönelik suç kapsamına alınması gerektiğini belirten Noyan, şöyle devam etti:
Marketlere silahla girilmezken vatandaşlar, aile sağlığı merkezine artık caniliği planlayarak gelmeye başlamıştır. Ancak bu böyle gitmez. Savaşta bile düşman tarafından dokunulmayan, dokunulması savaş suçu sayılan sağlık çalışanına her gün uygulanan sözel ve fiziksel şiddet insanlığa yönelik suç kapsamına alınmalıdır.
Sağlık çalışanına yönelik şiddet terörü sona erinceye kadar bizler meydanlarda, emekten gelen gücümüzü, örgütlü ve sürekli olarak sergilemeye edeceğiz. Sağlık çalışanına yönelik bu eylemi, bir terör eylemi olarak kabul edeceksiniz. Bu terör eylemleri bitmezse, bir gün hepiniz, doktorsuz kalacaksınız.
DR. KANDEMİR: MESLEKTAŞLARIMIZIN AYAĞINA TAŞ DEĞSE İÇİMİZ ACIYOR
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, ise şunları söyledi:
Daha ne kadar öldürüleceğiz, ne kadar şiddete uğrayacağız? Bugün burada acımasızca saldırıya uğrayan meslektaşlarımıza destek olmaya geldik. Türkiye’nin herhangi bir yerinde meslektaşlarımızın ayağına taş değse bizim içimiz acıyor.
Yetkililer bu anlamda bizlerle empati kurabiliyor mu? Düzenlenmeyen, düzenlenemeyen mevzuatlar yüzünden meslektaşlarımız şiddete uğrarken bizler korunamayacaksak ne zaman korunabileceğiz? Bakanlığın asli görevi çalışanlarının kamu hizmeti yaparken can güvenliğini korumak değil midir? Bizler şiddete uğrarken, öldürülürken ve yoksullaştırılırken yalnız bırakılıyoruz.
Hekimlerimiz, hemşire ve ebelerimiz ülkelerini terk etmek zorunda kalıyorlar. Severek yaşadıkları, görev yaptıkları ülkelerini bırakıp gitmek zorunda kalıyorlar. Kalanlar ise yaşadıkları sıkıntılar sebebi ile görevlerini kamudan ayrılarak bitirmek zorunda kalıyorlar. Bu şartlar bu şekilde devam ettiği takdirde maalesef bundan en çok halkımız etkilenecek. Kamuda ücretsiz, nitelikli ve sürdürülebilir sağlık hizmeti alımı artık çok çok zor olacak ve bunun sorumlusu bizler değiliz.
