Afrin operasyonu öncesinde Rusya, Suriye ve PYD arasında yapılan pazarlıkların ayrıntıları ortaya çıktı. Rejim kanadı, PYD’den Afrin’e girmek dahil bazı taleplerde bulunduklarını, ancak “ABD izin vermez” yanıtını aldıklarını belirtti. PYD ise “Rejim bize yardım sözü verdi, Ancak Rusya müsaade etmedi” çıkışını yaptı.
Afrin operasyonu, Rusya’nın bölgedeki unsurlarla sürdürdüğü uzun pazarlıkların ardından başladı. Arap medyasına yansıyan Şam kaynaklı haberlerde, Suriye yönetimi ve terör örgütü PYD/YPG’nin, harekattan önceki bir hafta içinde iki kez buluştuğu, ikinci buluşmada Rus yetkililerin de bulunduğu belirtildi.
Operasyonun başlamasının ardından, Suriye rejimi ve PYD kanadından bu görüşmelerin içeriğine ilişkin açıklamalar geldi. PYD’nin de bağlı olduğu Demokratik Halk Hareketi’nin lideri Aldar Halil, PKK’ya yakın Sterk TV’de yaptığı açıklamada, Esad rejimi ve Rusya’nın kendilerinden bulunduğu talepleri kabul etmediklerini söyledi, “Bize ‘Türkiye’yi engelleriz ama siz de fedakarlık yapın, falan bölgeleri rejime teslim edin’ dediler. Kabul etmedik, topraklarımızı savunacağız” dedi. Halil, kendilerinden Afrin’in çeşitli bölgeleri de dahil olmak üzere bazı toprakların talep edildiğini söyledi. Rejim ve Rusya’nın, Afrin’in merkezi PYD’de kalmak şartıyla çevresindeki bazı bölgeleri, ayrıca Deyrizor’daki bazı toprakları de istediği yönünde haberler medyaya yansıdı.
Öte yandan taraflardan gelen açıklamalarda Rusya ve ABD’nin ‘izin vermediği’ iddiaları dikkat çekti. Esad rejimi kaynaklarının Arap medyasında yansıyan açıklamalarında, rejimin özellikle Deyrizor konusundaki taleplerine YPG’den “ABD izin vermez” yanıtının geldiği öne sürüldü. YPG ise rejimin kendilerine Afrin konusunda havadan ve karadan savunma sözü verdiği, Ancak Rusya’nın Türkiye’yle anlaştığı için buna izin vermediğini söylediklerini öne sürdü. YPG’nin açıklamasında Esad rejimi anılmadan Rusya’nın eleştirilmesi ve ‘Türkiye ile eşit deredece suçlu’ ilan edilmesi dikkat çekti. Şam ise ilk günden bu yana Türkiye’nin Afrin operasyonuna karşı olduğunu dile getiriyor.
Fırat’ın doğusunda ABD ile işbirliği halinde geniş toprak parçalarını ele geçiren YPG, nehrin batı kesiminde yer alan Afrin’de ise Rusya ile koordineli olarak çalışıyordu. Rusya, daha önce Afrin’de gözlem noktaları kurmuş ve buraya askerlerini yerleştirmişti. Ancak Türkiye’nin Afrin operasyonunun başlamasıyla YPG de tamamen ABD safına itilmiş oldu.
AFRİN OPERASYONUNDA KİM NEREDE DURUYOR?
ABD’DE ‘KAYGILI’ BEKLEYİŞ
PYD’ye verdiği destek nedeniyle Türkiye ile ilişkileri sıkıntılı günlerden geçen ABD yönetimi, Afrin sürecinde muğlak bir tavır aldı. Washington’dan, Afrin harekatı öncesinde bu bölgeyle ilgilenmedikleri yönünde bir açıklama gelmişti. Operasyon başladıktan sonra ise Washington, bir yandan Türkiye’nin ulusal güvenlik kaygılarına yönelik anlayış gösteren açıklamalar yaparken, diğer yandan da ‘Kaygılıyız’ vurgusunu öne çıkardı. ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Türkiye ile birlikte çalıştıklarını belirterek, “Bir çıkış yolu bulacağız” dedi. “Türkiye, toprakları içerisinde silahlı direniş yaşanan tek NATO üyesi ve bu nedenle de meşru güvenlik kaygıları var” diyen Mattis, Türkiye’nin ABD’yi operasyon konusunda bilgilendirirken samimi davrandığını ifade etti. Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ise dün Tillerson, Türkiye’nin Afrin’e yönelik askeri operasyonundan dolayı ‘kaygılı’ olduklarını söyledi. Tillerson, bölgede yaşanabilecek senaryoların kendilerinde endişeye neden olduğunu belirtti.
İRAN’DA MUHALİFLER ENDİŞESİ
Tahran yönetimi, Afrin’e dair ilk açıklamasını operasyonun başladığı gün yaptı. Suriye rejiminin en önemli müttefiklerinden İran’ın Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, Afrin’deki gelişmeleri ‘endişeyle takip ettiklerini’ belirterek “Ankara’yı Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı göstermeye çağırıyoruz. Operasyon bir an önce durdurulmalı” diye konuştu. Kasımi ayrıca “Merkezi hükümetin izni olmadan diğer ülkelere yapılan herhangi bir müdahale, kınanılacak bir eylemdir. Uluslararası kurallara aykırı bu eylem, yıkıcı sonuçlara neden olabilir. Suriye’deki krizin en önemli nedenleri arasında ABD ve bölgedeki bazı aşırı hırslı ülkelerin sorumsuz ve provokatif davranışları olduğuna inanıyoruz” dedi. İran’daki endişenin kaynağı olarak, Afrin’in alınmasından sonra Suriyeli muhalif grupların güç kazanma ihtimali gösteriliyor. Afrin operasyonu, rejimin İdlib’e saldırılarından sonra sıkışan muhaliflerin, Fırat Kalkanı bölgesi ile İdlib arasında bağlantı kurmasını sağlayacak.
SURİYE HAREKATA KARŞI AMA...
Suriye rejimi, harekatın başlamasından önce karşı çıkacağını duyurmuş, hava savunma sistemleriyle Türk uçaklarını hedef alacakları tehdidinde bulunmuştu. Operasyonun başlamasının ardından, Suriye Dışişleri Bakanlığı’ndan ‘kınama’ açıklaması geldi. Bakanlık, ayrıca Türk Dışişleri’nin Suriye yönetimiyle bilgi paylaşıldığı yönündeki açıklamasının da yalan olduğu öne sürdü. Beşar Esad ise “Türkiye’nin Afrin’de göstermiş olduğu saldırganlık, Suriye krizinin patlak vermesinden bu yana Türk hükümetinin izlediği teröristleri destekleme politikasından ayrı düşünülemez” ifadelerini kullandı. Öte yandan Reuters ajansına konuşan ÖSO komutanları, YPG’nin Afrin’e rejim bölgeleri üzerinden sevkıyat yaptığını ifade etti. Afrin’in dış dünyayla tek bağlantısı, rejim kontrolündeki Nubul ve Zehra beldeleri üzerinden gerçekleşiyor. Rejime yakın medyada, Esad’ın ‘iki rakibinin birbirini zayıflatmasını izlediği’ yorumları yapılıyor.
RUSYA AMERİKA’YA KIZINCA...
Afrin operasyonunun başlamasına kısa süre kala, Moskova’da sessizlik hakimdi. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, harekattan bir gün önce Afrin’de bulunan Rus askerlerinin bölgeden ayrıldığı haberleriyle ilgili soruları ‘Yalanlandı’ diyerek geçiştirmişti. Moskova yönetimi, operasyon başladıktan sonra neden destek verdiğini açıkladı. Rusya Savunma Bakanlığı, cumartesi günü ABD’nin Kuzey Suriye’deki YPG unsurlarına ağır silahlar verdiğini ve Suriye’nin bölünmesini teşvik eden ‘provokatif’ adımlar attığını, Afrin’deki operasyonun bu sebeple gerçekleştiğini dile getirdi. Lavrov da bir gün sonra benzer yönde bir açıklama yaparak ABD’nin YPG unsurlarından oluşacak sınır birliği hamlesiyle Türkiye’yi kızdırdığını söyledi. Rus bakan dün bir açıklama daha yaparak ABD’nin, Suriyeli Kürtleri merkezi hükümetle diyalog kurmaktan vazgeçirmeye çalıştığını ve ayrılıkçı duyguları körüklediğini ifade etti. Böylece Rusya, Afrin operasyonunu ABD’ye karşı bir hamle olarak değerlendirdiğini göstermiş oldu.
İPLER KOPUYOR MU?
ÖSO grupları konvoylarla Afrin’e ilerlerken, YPG kanadında Rusya’ya tepki var. Suriye rejimi ve PYD, bugüne kadar zaman zaman çatışmalar yaşasa da belli noktalarda işbirliğini sürdürdü. Ancak Afrin operasyonundan sonra, YPG’nin tamamen ABD safına geçebileceği belirtiliyor. YPG, Afrin operasyonunun ardından Rusya öncülüğünde Soçi’de düzenlenecek konferansa katılmayacağını ve sonuçlarını tanımayacağını açıkladı.