Allah münafıkların iç yüzünü bilendir

Allah münafıkların iç yüzünü bilendir

Özellikle Yahudilerden olan münafıklar Hz. Peygambere Allah’ın onu selâmlamadığı bir biçimde selâm veriyorlar 'esselemu' yerine ölüm manasına gelen 'essamu' diyorlardı. Kendi içlerinde eğer o gerçekten peygamber ise "Allah bizi bu söylediklerimizden dolayı cezalandırsa ya!" derken şüphesiz gizliliğin en güçlü perdesine riayet etmişler. Ancak Allah bu söylediklerini ifşa etmiş ve peygamberine Mücadele Suresi’nde haber vermiştir.

NİYAZİ BEKİ | KARAR

Kur’an-ı Kerim’in semavî kimliğini gözler önüne seren hususlardan ‘gaybî haberler’den bahsettiğimiz, bu haberlere ayetlerden ve kıssalardan misaller verdiğimiz yazı dizimize Mücadele, Tevbe ve Haşir surelerindeki örneklerle devam ediyoruz.

MÜCADELE SURESİ/GİZLİ SIRLARIN AÇIĞA ÇIKARILMASI

İlgili ayetin meali: “Gizli konuşmaktan menedilen o kimseleri görmüyor musun, yine dönüp yasaklandıkları şeyi yapıyorlar; günah işleme, haksızlık etme ve peygambere karşı gelme hususunda fısıldaşıyorlar. Sana geldiklerinde de Allah’ın seni selâmlamadığı bir biçimde selâm veriyorlar. Üstelik birbirlerine, ‘Allah bizi bu söylediklerimizden dolayı cezalandırsa ya!’ diyorlar. Onların harcı cehennem; işte oraya girecekler; ne kötü bir sondur o!” (Mücadele, 8).

Özellikle Yahudilerden olan Münafıklar Hz. Peygambere (s.a.v) geldiklerinde Allah’ın onu selâmlamadığı bir biçimde selâm veriyorlar ‘esselemu’ yerine ölüm manasına gelen ‘essamu’ diyorlardı. Üstelik kendi içlerinde eğer o gerçekten peygamber ise, “Allah bizi bu söylediklerimizden dolayı cezalandırsa ya!” derken şüphesiz gizliliğin en güçlü perdesine riayet etmişler. Ancak Allah bu söylediklerini ifşa etmiş ve peygamberine haber vermiştir.

TEVBE SURESİ/GİZLİ DÜŞÜNCELERİN ORTAYA ÇIKARILMASI

İlgili ayetin meali: “Onlar, yanlarına döndüğünüz zaman da size özür beyan ederler. De ki: “Boşuna mazeret ileri sürmeyin, size asla inanmayız, çünkü Allah yaptıklarınızın içyüzünü bize bildirmiştir. Bundan böyle de Allah ve resulü yapıp ettiklerinizi görecektir; sonra gizli açık her şeyi bilenin huzuruna çıkarılacaksınız ve O size neler yapmış olduğunuzu haber verecektir” (Tevbe, 94).

Bu ayette anlatılan kıssanın özeti şudur: Tebük savaşına katılmayan münafıklar Hz. Peygambere (s.a.v) karşı içlerinden kin ve nefret besledikleri için onunla birlikte savaş gitmemişlerdi. Allah onların bu gizli düşüncelerini Hz. Peygambere (s.a.v) haber verdi. Ve ardından da şu ayeti indirerek şöyle buyurdu: “Siz Medine’ye onların yanlarına döndüğünüz zaman gelip savaşa katılmamalarını –bazı bahaneler uydurarak- size özür beyan ederler. De ki: ‘Boşuna mazeret ileri sürmeyin, size asla inanmayız, çünkü Allah yaptıklarınızın içyüzünü bize bildirmiştir. Savaşa katılmamanızın asıl sebebi olan içinizdeki kin ve nefret dolu çirkin düşünce ve palanlarınızı Allah bize haber verdi. Onun için boşuna yorulmayın, size asla inanmayacağız…”

İşte burada bazı münafıkların içlerinde gizlediği pis düşünceleri Allah tarafından ifşa edilmiş ve elçisine açıkça haber vermiştir. Ve münafık netice itibariyle sus-pus olmuş bir itirazda bulunamamışlardı. (Razi, 16/123)

Haşir Suresi /Sinsi ve gizli yalanlarının ortaya çıkarılması

HAŞİR SURESİ/SİNSİ VE GİZLİ YALANLARIN ORTAYA ÇIKARILMASI

İlgili ay etlerin meali: “Bakmaz mısın şu münafıklık yapanlara! Onlar Ehl-i kitaptan küfür içindeki dostlarına: “Eğer siz yurdunuzdan sürülürseniz biz de mutlaka sizinle beraber çıkarız. Sizin aleyhinizde hiç kimseye itaat etmez, sözünü dinlemeyiz. Size savaş açılırsa elbette yardımınıza koşarız” diyorlar. Allah şâhittir ki, o münafıklar kesinlikle yalancıdırlar. Oysa onlar yurtlarından sürülecek olsa, kesinlikle onlarla beraber çıkmazlar. Onlara savaş açılsa asla yardımlarına koşmazlar. Yardım etmeye kalksalar bile arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendileri de kimseden yardım göremezler” (Haşir, 11-12).

Hz. Peygamber (s.a.v.), ahitlerini bozan ve Müslümanlara hıyanet eden Benî Nadîr kabilesine elçi gönde­rerek anlaşmayı yenilemeleri, aksi takdirde on gün içinde Medine’den çıkıp gitmeleri hususunda onları uyarmıştı. Ancak münafıklar, bu arada boş durmayıp Medine’yi terke hazırlanan Benî Nadîr’e el altından haber yolladılar. Kendilerine büyük bir kitle ile yardım edeceklerini, Medine’yi aslâ terk etmemelerini söyleyerek onları kışkırttılar. İşte âyet-i kerîmeler, bu gizli mektuplaşmayı açığa vurmaktadır. Bu, aynı zamanda Kur’an’ın gaybden haber veren mucize bir kelam olduğunun açık delillerinden biridir.

Münafıkların bu tahriklerine güvenen Yahudiler, kendilerinde bir emniyet hissederek Peygamberimiz (s.a.s.)’e karşı çıktılar. Halbuki Kur’an’ın verdiği bilgiye göre münafıklar, vadettikleri yardımı yapamayacaklardı. Nitekim de öyle oldu. Münafıklar, Yahudilerin başına gelen belaları ve uğradıkları musibet ve cezaları seyretmekten başka bir şey yapamadılar. Böylece Allah Teâlâ’nın şâhitlik yaptığı gibi, yalancılıkları alenen ortaya çıkmış oldu (Razi, 29/509-510).

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN