Uzmanların Avrupa ve ABD'de çok sayıda hastanın katılımıyla yaptığı araştırmada kahvenin içinde bulunan kafein ve flavonoidlerin kanserin oluşumasını ve ilerlemesini önlediğini ortaya koydu. Üroloji Uzmanı Dr. Turgut Alp “Yapılan çalışmalar, kahvenin prostat kanseri olma riskini azalttığını gösteriyor” dedi.
Üroloji uzmanı Dr. Turgut Alp, kahvenin içindeki kafein ve flavonoidlerin prostat kanserinin oluşma riskini, agresifliğini ve ilerleme hızını azalttığını söyledi.
Avrupa ve ABD’de çok sayıda hastanın katılımıyla yapılan çalışmaların, kahvedeki kafein ve flavonoidlerin kanserin oluşmasını ve ilerlemesini önlediğine dair sonuçlarına dikkat çeken Alp, “Yapılan çalışmalar, kahvenin prostat kanseri olma riskini azalttığını gösteriyor. Hazır toz halindeki kahvelerin etkisi az, onun yerine kaynatılarak hazırlanan doğal kahveyi tercih etmeliyiz. Türk ve İtalyan tarzı kahveler ideal, günde 2 fincan içilmesini öneriyoruz” diye konuştu.
Kalp ritim bozukluğu, yüksek tansiyon, bağırsak ve mesanenin çalışmasına yönelik sağlık problemi olan hastaların kahveyi dengeli tüketmesi uyarısında bulunan Dr. Alp, “İlgili sorunları olan hastalarda kafein bu problemleri daha da artırabilir. O yüzden dikkat etmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Erken tanının çok önemli olduğunun altını çizen Alp “D, E vitamini, selenyum, kırmızı ve yeşil yapraklı sebze ve meyvelerin tüketilmesi antioksidan ve antikanser özelliği taşıyor. Ayrıca kilo almamaya dikkat etmeliyiz. Ailede prostat kanseri olan yakınımız varsa 45 yoksa 50 yaşından sonra PSA kan testinin yapılması gerekiyor, zor bir test değil. Sonuçlar yüksek çıkarsa tanı koyulup, erken dönemde yakalıyoruz ve çoğu hastanın hayatı kurtulmuş oluyor” dedi.
Prostat kanserinin yavaş ilerlediğini ancak tehlikeli bir tür olduğunu söyleyen Alp “Babasında, kardeşinde veya akrabaları arasında en az üç kişide prostat kanseri öyküsü varsa bu kişinin prostat kanserine yakalanma riski 5 ile 10 kat artıyor, dolayısıyla daha hassas olmaları lazım. Enteresan bir şey daha var, annesinde meme veya yumurtalık kanseri olan kişilerin de prostat kanseri olma ihtimalleri daha yüksek” diye konuştu.
2018 yılında dünyada 18 milyon erkeğin prostat kanseri olacağını, daha önce prostat kanseri tanısı almış ve tedavi gören kişilerden 9,5 milyonunun da prostat kanseri yüzünden hayatını kaybedeceğinin bilindiğini belirten Dr. Alp, “Prostat kanseri, kanser yüzünden ölüm sıralamasında 5, kanser tanısı sıklığında ise akciğer kanserinden sonra 2’inci sırada yer alıyor. Türkiye’de şu anda gerek tanı yöntemleri gerekse robotik cerrahi dahil olmak üzere her türlü tedaviyi başarıyla gerçekleştiren meslektaşlarımız var. Biz Avrupa ve Amerika’dan hiç de geride değiliz. Hatta bazı konularda daha da iyiyiz” ifadelerini kullandı.