Stratejik Düşünce Enstitüsü'nün düzenlendiği konferansta konuşan Pakistan'ın Türkiye Büyükelçisi Qazi, Cemmu ve Keşmir anlaşmazlığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Qazi "Keşmir kaynayan bir tencere ve ancak patlayabildi" diye konuştu.
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) tarafından düzenlenen konferasta konuşan Pakistan’ın Türkiye Büyükelçisi Muhammad Syrus Sajjad Qazi, Cemmu ve Keşmir anlaşmazlığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Qazi'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Stratejik Düşünce Enstitüsü ile çok kez bir araya geleceğimizi düşünüyorum. Bugün bölgesel barış ve istikrar konusu ve bu barışı bozan Güney Asya’daki hususlardan ve bizim bu duruma ilişkin yaklaşımımıza ilişkin konuşacağım. "Ağustos 2018’de Pakistan’da yeni demokratik hükümet seçildi. Bu durum hem içeride hem de dışarıda değişime neden oldu. Bölgede ekonomik sürdürebilirlik ve eşit kalkınma önem kazanmaya başladı. Bölgemizde çok fazla sorun var, savunulamaz bir durum söz konusu. Çatışmalar daha karmaşık hale geldi ve yansımaların şiddeti daha fazla olmaya başladı. Günümüzde dünyada milletler arası eşitsizliğin azaltılmasına çalışılıyor ve bu bunun altında malların ve hizmetlerin teşviki yatıyor. Modern zamanlar içerisinde barış, güvenlik ve kalkınma için yeni bir istikrara kavuşmamız gerekiyor. Pakistan her zaman barış seven bir ülke ve uluslararası toplumun bir üyesi… BM nezdinde saldırmamazlık, çatışmaların barışçıl çözümü, bölgesel bütünlük ve diğer ülkelerin işlerine karışmama konularında mutabık kalmıştır. BM’deki geçmişimiz ve diyaloğumuz zaten bunun kanıtıdır. Pakistan her zaman BMGK’da görev almıştır. Afrika ve Asya halklarını kendi kendine karar verme ve sömürgeciliğe karşı desteklemiştir."
"BMGK'DA KAPSAMLI BİR REFORMDAN YANAYIZ"
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde kapsamlı bir reformdan yanayız. Biz bu yapıyı daha demokratik, daha temsili, daha şeffaf, daha etkin olarak görmek istiyoruz. Pakistan silahların yayılmaması ve silahsızlanma konusunda uluslararası hedefleri gözetiyor ve bununla ilgili olarak her zaman Birleşmiş Milletler Platformunda gerekeni yapıyor. Silahsızlanmanın ayrımcı olmayan bir şekilde ve her devletin hakkını gözetecek eşit bir biçimde olmasını istiyoruz. Pakistan bu şekilde her zaman yeni küresel konsensüsü aramıştır."
"Refah, kalkınma ve barış bölgesel olarak önceliklerimiz arasında yer alıyor. ‘Kuşak ve Yol Projesi’ bunun bir yansıması. Umarız ki bu proje bize daha sonra jeo-ekonomik ve jeo-stratejik olarak geri dönüş sağlayacaktır. Stratejik istikrar bölgemizde her zaman baltalanmaktadır. Çünkü bazı ülkeler askeri donanımları ve hassas teknolojileri ile bölgesel dinamiklere bakmadan çıkışlar yapabiliyorlar. Bu noktada bazı ülkelerin doktrinleri ve saldırgan tutumları nedeniyle bölgesel barış tehdit altındadır. Uzun zamandır Güney Asya’da stratejik kısıtlama uygulaması yapmak istiyoruz. Umarım bu çabalarımız karşılık görecek"
"AFGAN ÇATIŞMASI BİZİM İÇİN TEHLİKE ARZ EDİYOR"
"Afgan çatışması bizim için tehlike arz etmeye devam ediyor. Pakistan Afgan tarafınca yürütülen barış ve uzlaşma çalışmalarını destekleyecektir. Barış olmadan bölgede istikrar mümkün değildir. Biz Afgan kardeşlerimizi desteklemeye devam ediyoruz. Bölgedeki çatışmalardan ötürü Pakistan 20 yıldan beri çatışmalarla karşı karşıya kalmaktadır. Biz son zamanlarda bu tehlikeye karşı koymuş bulunuyoruz. Pakistan anti-terör faaliyetlerinde BM’yi destekliyor. BM ve Uluslararası toplumla terör ve kapsamlı stratejiler uygulamaya çalışıyoruz."
"Pakistan ve Hindistan arasındaki çatışma Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde tartışılan en eski çatışmalardan birisidir. Hindistan için Cemmu ve Keşmir bir erişim enstrümanı. Keşmire ilişkin Hindistan lehine imzalanan anlaşma ve erişim demokratik ilkelere bir hakarettir. İnsan onuruna karşı bir hakarettir. Bu anlaşma milyonlarca insanın kaderini belirlemektedir. Büyükbaş hayvanlar bile bu şekilde satın alınamıyor ve biz milyonlarca insanın kaderinden bahsediyoruz. Aslında Keşmir 100 sene içerisinde iki istilacıya satıldı. Hiçbir şekilde kendi fikirleri alınmadı ve kendi kaderleri konusunda konuşmalarına izin verilmedi."
"Keşmir’in hakları her zaman yok sayılıyor. Keşmir Hindistan’ın kurucuları tarafından bu şekilde tanınmıştır. Keşmir’in kaderi Keşmir halkı tarafından belirlenecek. Biz bunu kesinlikle yerine getireceğiz. Hindistan, Keşmir meselesini BM’ye götürmüştür. 1 Ocak 1948’de BM ateşkesin uygulamasına yardımcı oldu. BM diyor ki, Cemmu ve Keşmir meselesine ilişkin tarafsız ve demokratik şekillerde halledilecek. Ancak bu şimdiye kadar gerçekleştirilmedi ve gerçekleştirmedikçe biz bu çatışmayı görmeye devam edeceğiz."
"Keşmir’de bugün 700 binden fazla Hint askeri var. Burada terör estiriyorlar ve burada kara yasaları teşvik ediyorlar. Keşmir’de 70 yıldan beri insanlığa karşı bir suç işleniyor. Burada tecavüzler, cinsel saldırılar, toplu mezarlar bulunmuş ve yasadışı öldürmeler, işkenceler gerçekleştirilmiş. İnsan haklarının sistematik ihlalleri ortaya koyuluyor. İslam İşbirliği Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu bu konuda insan haklarının aşırı ihlallerini ortaya koymuştur."
HİNDİSTAN TOPLANTIYI TEK TARAFLI İPTAL ETTİ
"Pakistan ve Hindistan arasındaki sorunlar sadece Cemmu ve Keşmir’e bağlı değil. Bu noktada oldukça saldırgan kampanyalar yürütülüyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Pakistan’daki yeni hükümet seçimden sonra Hindistan’la normalleşmeyi başlattı. Başbakan İmran Khan’da Hindistan’ın atacağı her adım için, iki adım atmayı vaat etmişti. Bununla ilgili Hindistanlı meslektaşına bir mektup yazmış ve daimi istikrar ve barış isteklerini dile getirmiştir. Bu bağlamda bir 2018’de bir toplantı tertip edilmiş, ancak Hindistan bu toplantıyı tek yanlı olarak iptal etmiştir."
"KEŞMİR KAYNAYAN BİR TENCERE VE ANCAK PATLAYABİLDİ"
Keşmir kaynayan bir tencere ve ancak patlayabildi. Patlama 14 Şubat 2019’da gerçekleşti. Genç bir Keşmirli bir patlayıcı ile 44 Hint askerini öldürdü. Pakistan bu olayın kendisiyle alakalı olmadığını Hindistan tarafına bildirdi. Pakistan tekrar barış isteğini dile getirdi. İmran Khan bu isteği dile getirdi ve hiçbir Pakistanlının böyle bir olaya dâhil olmayacağını belirtti"
26 Şubat’ta Hindistan sadece Pakistan’ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal etmedi. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne de karşı gelmiştir. 28 Şubat’ta Saat 02.54’te Hindistan uçağı Pakistan hava sahasına girmiştir. 28 Şubat’ta iki Hindistan uçağı Pakistan hava sahasına girdi ve vuruldu. Bu uçaklardan birinin pilotu Pakistanlılar tarafından tutuklandı. Bu eylemin tek sebebi şuydu biz Pakistanlı olarak kendimizi koruyabiliriz."