İzmir'in Buca ilçesinde yaşayan 21 yaşındaki Nazlı Çiçek Gezginer'e, kök hücre nakli bekleyen 3,5 yaşındaki Öykü Arin Yazıcı'ya donör olduktan 39 gün sonra lösemi teşhisi konuldu. Doğum gününde kemoterapi ile tanışan genç kız, şimdi kendisine ilik nakli yapılabilmesi için uygun donör arıyor.
İzmir'in Buca ilçesi Şirinyer semtinde oturan emekli aşçı Ziya Gezginer (46) ile giyim firmasında çalışan Pınar Sedef Gezginer (45) çiftinin kızı Nazlı Çiçek Gezginer, İzmir Cumhuriyet Nevvar Salih İşgören Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra çocukluğundan beri hayali olan pastacılığa başladı.
Bir pastanede ikinci usta olarak çalışan Gezginer, 13 Ocak günü kök hücre nakli olmayı bekleyen 3,5 yaşındaki Öykü Arin Yazıcı için donör oldu. 21 Şubat’ta ise kendisinin de lösemi hastası olduğunu öğrendi. Hastaneye kulak ve boğaz ağrısı ile ateş şikayetleri ile giden genç kız, doğum günü olan 27 Şubat günü kemoterapi tedavisi görmeye başladı. Ege Üniversitesi Hastanesi Hematoloji Bölümü'nde tedavi altına alınan Gezginer, iyileşebilmek için ilik nakli bekliyor. Babası Ziya Gezginer’in 'Yine mi güzeliz yine mi Çiçek' etiketi ile sosyal medayada açtığı hesaptan donör olma çağrısında bulunan Nazlı Çiçek Gezginer, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde ise sosyal medya hesabından hastane odasında çekilen fotoğrafı paylaşarak, kansere karşı güçlü durduğunu gösterdi.
"DONÖR OLMAK İÇİN BAŞVURDU, ŞİMDİ İLİK ARIYORUZ"
"Kanserle işimiz yok, hastalığı yenebileceğimize çok eminiz. Kanser bizimle eşdeğer bir düşman değil" diyen baba Ziya Gezginer, kızının teşhis konulmadan önce sağlıklı problemi yaşamadığını anlattı. Baba Gezginer, "Bursa’da liseler arasında yapılan pastacılık yarışmasında jüri özel ödülü aldı. Okul hayatı boyunca basketbol oynadı. Kızım çok hayırsever bir çocuk, 13 Ocak’ta Öykü Arin için donör olmuştu. Yeni yaşına girdiği gün kemoterapiyle tanıştı. 15 gün üst solunum yolu enfeksiyonu yaşadı, daha sonra kulak ve boğaz ağrısı, ateşlenme ve halüsinasyon şikayetiyle İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittik. 21 Şubat’ta lösemi teşhisi konuldu. Ege Üniversitesi Hematoloji bölümüne gönderdiler. Bu hastalar klinik hastalarıymış, minimum 3, 4 aydan 7, 8 aya kadar hastanede kalabilen hastalar var. Yatak boşalması, yatak bulunması çok zor. Ankara LÖSANTE’de 400 yatak var ancak ruhsat çıkmadığı için hastalar sadece 75 tanesinde ücretsiz kalabiliyor. Niye bu yatakların hepsi ücretsiz olmuyor, niye her büyükşehirde bir LÖSANTE yok? Benim kızım 13 Ocak’ta Öykü Arin’e kan verdi, kanı temiz çıktı. Biz donördük, donör olmak için başvurduk ama şimdi ilik arayan durumundayız. ‘Bana olur mu, benim başıma gelir mi?’ dememek lazım" diye konuştu.
Kızı için donör çağrısında bulunan baba Gezginer, "Bunun yayılmasını, duyulmasını istememizin tek sebebi, insanların umut olmaları. Umut olup, sonuna kadar gideceklerse donör olsunlar. Çünkü Sağlık Bakanlığı’ndan açıklanan veriler, donörlerin yüzde 95’inin vazgeçtiğini gösteriyor. Siz donör olarak gidip imza atıyorsunuz, uyumluysa hasta yakınlarına 'donör, ilik bulundu' deniyor. Hasta hazırlanıyor, umutlanıyor. Belki de ölümü bekliyor. Kemoterapiden bıkmış, hastanede aylarca yatmış hastalar bunlar. Ama insanlar üç dakika, beş dakika canları acıyacak diye korkup vazgeçiyorlar" dedi.
Şu anda uygun ilik için aile üyelerinin taramadan beçirilidğini anlatan Ziya Gezginer, "Annesi ile uyumu 10’da 5, ablası Müjdem Gezginer ile 10’da 7 çıktı. Benimle ilgili uyum durumu için 15 gün sonrası bekleniyor. Daha sonra alt genler devam edecek, amcalara, kuzenlere, yeğenlere bakılacak. 7 gün boyunca bir doz kemoterapi aldı, şu anda güçlendirmeler yapılıyor. Bir biyopsi daha yapıldıktan sonra bir kemoterapi ve bir güçlendirme daha geçirecek. Morali çok iyi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde verdiği pozla bunu kanıtlamış oldu. Sadece ayağımıza bir engel dolandı, onunla uğraşıyoruz" diye konuştu.
İZMİR/DHA