Bisikleti çalınınca ağlayarak girdiği boks kulubünde doldurduğu formla hayatı değişti... Yumruklarıyla yaptığı kariyeri, Müslüman olduktan sonra ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı sembol oldu. Öyle ki Muhammed Ali'nin her kazandığı maç, Müslüman dünyası için "O yendikçe biz de yeniyoruz" denilecek kadar önemliydi. Muhammed Ali'yi bir efsane yapan hayatının özeti "Benim tek koruyucum Allah" sözlerine yansıyan inancıydı. O inançla dünyadaki tüm ötekilerin, dışlanmışların ve mazlumların yumruğu olmayı başardı...
DERLEYEN: AYFER ÇALIKIRAN
Hayatı boyunca birçok önemli maça çıkan, spor hayatının yanı sıra Müslümanlara ve ABD'deki siyahi hareketlere desteğiyle de bilinen Muhammed Ali, 17 Ocak 1942'de siyahilerin her çeşit aşağılanmaya ve zulme maruz kaldığı dönemde Afro Amerikan kökenli bir çocuk olarak dünyaya geldi.
12 yaşında, çalınan bisikletini bulmak için ağlayarak boks salonuna girmesiyle Muhammet Ali'nin unutulmaz serüveni başladı. Amatörlük dönemi sona erdiğinde 167 karşılaşmadan 161’ini kazanmasıyla dikkatleri üzerine çekti. 1960 yılında Muhammet Ali 18 yaşına geldiğinde ülkesi ABD adına Roma Olimpiyatlarına katıldı. Buradan kesin bir zaferle, altın madalya ile evine dödü.
NEHRE ATILAN MADALYA
Doğduğu şehirde bir kahraman gibi karşınan Muhammet Ali için Kentucky gazetesi, şunları yazmıştı: “Siyah bir çocuğun Louisville’e kazandırdığı en büyük ödül”. Gittiği bir lokantada sadece beyazlara servis yapıldığını öğrenince uykusunda bile çıkarmadığı madalyasını Ohio Nehri'ne attı.
İSLAMLA TANIŞIYOR...
Muhammet Ali, dersleri zar zor idare ettiği, sınıfları ise namı ve karizması dolayısıyla geçtiği lise yıllarında Amerika'da faaliyet gösteren İslam Milleti (Nation Of Islam) ile tanıştı. İslam Milleti, Amerika’da kurulmuş, siyah Müslümanların dâhil olduğu ve ‘geleneksel islam’dan farklı inanışları olan bir cemaatti. Müslüman olmadan önceki adıyla Clay’in İslam Milleti’ne olan ilgisi devam etti. Fırsat buldukça Müslümanların lokantalarına, mescitlerine uğrar oldu.
GİZLEDİĞİ MÜSLÜMANLIĞINI ŞAMPİYONLUĞUNDA AÇIKLADI
1962 yılının başında, ilerleyen yıllarda Müslümanlar için son derece önemli bir isim haline gelecek olan Malcolm X ile tanıştı. Malcolm karizmatik bir lider ve güçlü bir hatip olarak Amerika’da tanınan siyah Müslümanlar arasında, deyim yerindeyse, parlayan bir yıldızdı. Bu iki insanın kişilikleri ve kısmen kaderleri de benzerlik göstermekteydi.
Clay de Malcolm gibi soyadını bir kenara atmış, kimliğini, kişiliğini bulana kadar bilinmezlik işareti olarak X soy ismini aldı. Artık Cassius X olarak anılan Muhammed Ali, beyaz, Hristiyan ve ayrımcı Amerikan sistemi içinde zirveye çıkması engelleneceğinden, Müslüman olduğunu 1964 yılındaki şampiyonluk maçına dek kamuoyundan gizledi. Şampiyonluğun ardından Muhammed Ali müslüman olduğunu tüm kamuoyuna açıkladı.
SAVAŞ KARŞITLIĞI ŞAMPİYONLUĞUNDAN ETTİ
Tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi boksörü olarak kabul edilen Muhammed Ali, 1964'te Kuzey Vietnam'ın ABD donanmasına ait bir savaş gemisine ateş açmasıyla başlayan ve 1975'te Güney Vietnam'ın işgali ve ABD'nin mağlubiyeti ile sonuçlanan Vietnam Savaşı'na karşıydı. Savaşın en kanlı dönemlerinden biri olan 1967'de ABD, bölgeye asker yığmaya devam ediyordu. Askere çağrılanlar arasında Muhammed Ali de vardı. Sağlık muayenesinden geçtikten sonra yemin etmeyi reddetti. ''Kuzey Vietnam bana hiçbir kötülük yapmadılar ki ben onlarla savaşayım'' sözünü kullanınca şimşekleri üzerine çekti. ''Benim onlarla sorunum yok" dedi. Boks lisansı iptal edildi.
------------------
VİETNAM MANİFESTOSU
Louisville’de zenci diye anılan insanlar köpek muamelesi görüp en temek insan haklarından bile mahrum bırakılırken ben ne diye üniforma giyip memleketimden 10 bin mil uzakta, Vietnam’da kahverengi bir halka bomba ve kurşun yağdırmaya gidecekmişim? Hayır! Beyaz efendilerin esmer halklar üzerindeki tahakkümünü devam ettirmek maksadıyla girişilen bir savaşa katılıp başka bir yoksul halkın öldürülmesine ve yakılmasına yardım etmek için evimden 10 bin mil uzağa gitmeyeceğim. Bu tür fenalıkların artık son bulması gerekiyor. Bu duruşum yüzünden milyonlarca dolar kaybedeceğimi söyleyerek beni uyardılar. Ama ben duruşumu koruyorum ve işte tekrar söylüyorum: Halkımın gerçek düşmanı burada. Adalet, özgürlük ve eşitlik için savaşanların köleleştirilmesine hizmet ederek dinî cemaatimi, halkımı ve kendimi rezil etmeye yanaşmayacağım. Şayet bu savaşın 22 milyonluk halkıma özgürlük ve eşitlik getireceğine inansaydım, kimsenin zorlamasına gerek kalmadan kendim koşardım cepheye; hemen yarın. İnançlarım için ayağa kalkmakla kaybedeceğim hiçbir şey yok. Hapse atılacağımı söylüyorlar; ne var ki bunda? Biz zaten 400 senedir hapisteyiz. (Louiville’de siyahların konut sorunuyla ilgili bir mitingde yaptığı konuşmadan)
------------------
Muhammad Ali - Cleveland Williams karşılaşması.
HAPİS YATTI, İFLAS ETTİ
5 yıl hapis cezası ve 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Dünya Şampiyonluğu elinden alındı. Yaklaşık üç buçuk yıl resmi boks müsabakalarına çıkamadı. Pasaportuna el konuldu. Maddi sıkıntılar çekti. İflas ettiğini açıkladı. Üniversitelerde ücret karşılığı yaptığı konuşmalarla hayatını sürdürmeye çalıştı. ABD'de savaş karşıtı olmanın ceremesi ağırdı.
Muhammed Ali'nin Joe Frazier'e karşı kaybettiği karşılaşma kaybettiği 5 maçtan biriydi.
------------------
O KAYBETTİ BİZ DE KAYBETTİK
Muhammet Ali, Frazier'e kaybettiği maçı şöyle anlatacaktır: “(Libya lideri Kaddafi) Bütün maçlarımı izlediğini ve Frazier’le yaptığım maçı kaybettiğimde bütün İslam dünyasında, özellikle de Libya’da yaşanan hayal kırıklığını anlattı. ‘Doğrusunu isterseniz ülkemizde neredeyse yas tutuluyordu’ dedi. Aynı şeyleri Suudi Arabistan’a, Kuveyt’e, Endonezya’ya, Malezya’ya, Mısır’a gittiğimde de işitecektim. Pakistanlılardan, Güney Korelilerden, Taylandlılardan, Hintlilerden, Burmalılardan, akşamları radyolarında maçımı dinleyen işçilerden de işitecektim. Bu gezimde nereye gittiysem Frazier’le yaptığım maçtan bahsediliyordu. Kaddafi’ye, ‘Bir daha maç yaparsak, geçen defa gözyaşı döktürdüklerimi sevince boğacağım, söz’ dedim.”
------------------
ZİRVEDE BIRAKTI
1970'de açtığı davayı kazandı. Zaten o yıllarda ABD'de halkın yaklaşık yüzde 60'ı Vietnam Savaşı'na karşı olmaya başlamıştı. Mahkemeyi kazanan Muhammed Ali'ye boks lisansı geri verildi. Fakat yıllar sonra çıktığı ilk maçında Joe Frazier'e karşı ilk kez kaybetti. Çünkü yıllarca bokstan uzak kalmıştı. Boks yapmaya hazır değildi. Fakat daha sonra rakiplerini bir bir nakavt ederek yenmeye başladı. 1978'de Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu olarak boksu bıraktı.
“KORUYANIM ALLAH'TIR”
Basına verdiği demeçlerde söyledikleri ile de efsaneleşen Muhammed Ali, katıldığı bir programda 'koruman var mı?' sorusuna verdiği cevapla uzun süre konuşulmuştu. "Koruman var mı?" diye soran spikere "Bir korumam var. Gözleri olmasa da görebilen, kulakları olmasa da duyabilen, hafızası olmadan her şeyi hatırlayan. Bir şey yaratmak istediğinde ona sadece 'ol' der. En gizli düşüncelerini bile duyandır. Tahmin et bu kimdir. O Allah'tır. O Benim korumamdır, o senin korumandır" diye yanıt vermişti.
İSMİNİ YERE DEĞİL DUVARA ASTIRDI
İsmin, Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)'den alan Muhammed Ali'ye adının Hollywood Bulvarı'na yazılması teklifi gelir. Tüm yıldızların isimleri ve yıldızlarının yerde, olmasına rağmen bunun tek istisnası ünlü boksör Muhammed Ali için konulan yıldızdır; Muhammed Ali “Peygamberim Hz. Muhammed'in adını ayaklar altına koydurmam" deyip, bunda diretince organizatörler talebini kabul etmişler ve Muhammed Ali'nin yıldızını üstüne basılmaması için Kodak Theatre'ın duvarına asmışlardır.
DÖNEMİN IRKÇI AMERİKASINA: ALIŞIN BANA
"Bütün zamanların en iyisiyim" lafını ispatlayarak bir efsane olan Muhammet Ali, "Kelebek gibi uçar, arı gibi sokarım" sözü ile de spor tarihinde eşsiz bir yer edindi. Amerika'daki ırkçılığa karşı ise şu sözleri dile getirdi: “Ben Amerika'yım. Tanımadığınız yönünüyüm onun. Alışın bana. Siyah, özgüvenli, kendinden emin... Benim adım bu, sizin değil. Benim dinim sizin değil. Benim amaçlarım sizin değil. Alışın bana.”
SULTANAHMET CAMİİNDE CUMA NAMAZI
Korkusuz efsanenin en büyük korkusu ise uçmaktı. Uçak korkusu sebebiyle Amerika dışına pek seyahat etmeyen Muhammed Ali, 1976 yılında geldiği Türkiye'de dönemin Milli Selamet Partisi Genel Başkanı merhum Necmettin Erbakan ve binlerce kişiyle Sultanahmet Camisi'nde de cuma namazı kıldı.
Muhammed Ali, 24 saat süren bu ziyaretinde Topkapı Sarayı'nı ziyaret ettikten sonra Boğaz'da tekne gezisi yapıp ülkesine döndü. Muhammed Ali bu ziyaretini "Bana kuçak açan tek beyaz Necmettin Erbakan'dı" diyerek özetleyecekti.
BUSH'U TİYE ALDI
"Şampiyonluğu rüyanda bile görüyorsan uyan ve hemen özür dile" sözü ile özgüvenini her dafasında ifade eden efsane sporcu Muhammed Ali, 2005 yılında dönemin ABD Başkanı George W.Bush'tan "Barış adamı" ödülü aldığı esnada Bush, Muhammed Ali'ye şaka yollu meydan okumuş, efsanevi boksör de eliyle "Deli misin?" işareti yaparak ABD Başkanı'nı tiye almıştı.
11 EYLÜL'DE YAFTALAMAYA KARŞI ÇIKTI
Yaşamı boyunca İslamiyet'in yayılması için büyük çaba gösteren Muhammed Ali, 2001 yılındaki 11 Eylül saldırıları üzerine, başında New York İtfaiye Müdürlüğü şapkası ile Sıfır Noktası'na giderek destek ve dayanışmasını göstermek gereği duymuş ve şöyle demiştir: “Beni asıl inciten, 'İslam' adının bulaştırılması ve 'Müslüman' [adının] bulaştırılması, ve sorun çıkarılıp nefret ve şiddete yol açılması. İslam, katil dini değildir. İslam, barış demektir. Evde öylece oturup insanların sorunun kaynağı olarak Müslümanları yaftalamalarına seyirci kalamazdım.”
O HAKİM OLDUĞU MÜDDETÇE...
1984 yılından bu yana Parkinson hastası olan Muhammed Ali, dört evlilik yaptı ve bu evliliklerden 7 kız ve 1 erkek çocuğu oldu. Bir erkek çocuğunu da evlatlık edindi. Yakalandığı Parkinson hastalığından sonra dindar bir Müslüman olan Lonnie ile evlenen Muhammed Ali, Michigan’daki çiftlik evinde gözlerden uzak bir hayat yaşamaya başdı.
Spor efsanesi, 2015 yılından bu yana rahatsızlığı nedeniyle pek çok kez hastaneye kaldırıldı. Durumunun kötüleştiğine ilişkin habelerin yorğunlaştığı dönemde şampiyon boksörün aile sözcüsü Robert Gunnell, yaptığı açıklamada, "Muhammed, Allah'ın hakim olduğunu ve O ömür verdikçe bu dünyada yaşamaya devam edeceğini biliyor" diye konuştu. Efsane oyuncu, solunum yolu rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede 74 yaşında hayata gözlerini yumdu.