Kılıçdaroğlu ile Babacan, düzenledikleri ortak basın toplantısında ekonomideki kötü gidişat üzerinden hükümete yüklendi. Kılıçdaroğlu, “Siyasi iktidarın gündeminde liyakat yok, yandaşlık var" eleştirisinde bulunurken, Babacan ise erken seçime işaret etti.
Dolar karşısında yıl başından bu yana yüzde 33 değer kaybeden TL gelişmekte olan ülkeler arasında da en büyük erimeyi yaşarken muhalefet liderleri ‘Ekonomi yönetilemiyor. 2023’e kadar ne ekonomik sistem ne siyesi meşruiyet dayanır’ sözleriyle hükümeti eleştirdi. Akşener ve Davutoğlu’nun ardından Kılıçdaroğlu ve Babacan da ‘erken seçim zorunlu‘ dedi.
TÜRKİYE ÇIKMAZDA ERKEN SEÇİM OLASI
KILIÇDAROĞLU: Milyonlarca işsiz var. Bunların derdi AYM. Güçleri varsa değiştirsinler. Bahçeli AYM ile uğraşacağına Uygur Türklerinin hakları için uğraşsın. Mümin, yatağa aç giren çocuklar varsa Saray’da oturmaz. Söylem farklı, yaşam farklıysa riya vardır. Bir süre sonra Türkiye seçim gündemini konuşmak zorunda. Gittikçe ağırlaşan bir fatura var. Böyle bir durumda erken seçime gidilmesi olası. Ülke artık yönetilmiyor. Siyasi iktidarın gündeminde liyakat yok, yandaşlık var.
POLİTİKA YOK RASTGELE ADIMLAR VAR
BABACAN: Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın şahsi güvenliğine yönelik tehdit var. AYM ile uğraşacaklarına ülkenin önemli sorunlarıyla uğraşsınlar. 2023’e kadar ne ekonomik ne finansal sistem ne de siyasi meşruiyet dayanamaz. Er ya da geç vaktinden önce bir seçim söz konusu olacak. Kur için 1 Ocak’tan beri 120 milyar dolarlık müdahale yapıldı. Bir ekonomi politikası yok rastgele adımlar var. Çelişkilerle dolu bir politika söz konusu.
DAVUTOĞLU KURMAYLARIYLA BİRLİKTE EKONOMİNİN GİDİŞATINI DEĞERLENDİRDİ
PROGRAM STRATEJİK PERSPEKTİFTEN YOKSUN
DAVUTOĞLU: Ortada net bir cehalet var. Yeni ekonomi programının varsayımları tam bir cehalet örneği. Program tutarsız ve stratejik perspektiften yoksun. Türkiye’yi nereye götüreceği belli olmayan program, kurumsal değil bireysel bir akla dayanıyor.
Herhangi bir esnafın bile umursadığı kuru bakan umursamıyormuş. Kuru önemsemiyorsanız kuru aşağıda tutmak için 100 milyardan fazla dövizi neden sattınız?
‘ORTA DİREK YIKILIYOR’
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir” sözleri için, “Mümin alçak gönüllüdür mümin kul hakkı yemez, mümin bu ülkede yatağa aç giren çocuklar varsa sarayda oturmaz” yorumunu yaptı. DEVA Partisi Başkanı Babacan ise “Hükümetlerin görevi refah seviyesi sunmaktır. Nasihatte bulunmak değildir. Maalesef orta direk yıkılıyor. İşsizlik bu ülkenin bir numaralı sorunu” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’a parti genel merkezinde hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Kılıçdaroğlu ve Babacan, görüşme ardından ortak açıklama yaparak ekonomi gündemi üzerine açıklama yaptı.
YATAĞA AÇ GİREN VARSA SARAYDA OTURULMAZ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir” ifadelerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Mümin alçak gönüllüdür mümin kul hakkı yemez, mümin bu ülkede yatağa aç giren çocuklar varsa sarayda oturmaz. Söylemi farklı yaşam tarzı farklıysa orada riya vardır, iki yüzlülük vardır. Erdoğan’ın söylemlerinin ciddiye alınacağını düşünmüyorum” yanıtını verdi.
HÜKÜMETLERİN GÖREVİ NASİHAT DEĞİL
Babacan da “Hükümetlerin görevi vatandaşlarımıza en büyük refah seviyesini sunmaktır. Vatandaşa nasihatte bulunmak hükümetin görevi değildir” dedi.
TÜRKİYE YÖNETİLEMEZ DURUMDA
Kılıçdaroğlu, döviz kurunun yükselmesi ile ilgili şöyle konuştu: “Dolar tırmanıyor. Ben bu konudaki açıklamayı sayın Babacan’a bırakarak şunu ifade edeyim. ‘Büyük ihtimalle faiz düşerse dolar düşer’ demişti. Bir şey pik yapıyor. Gördüğümüz kadarıyla dolar pik yapıyor. Erdoğan, sarayında oturuyor. Bir eli yağda, bir eli balda. Türkiye, yönetilemez durumda.”
İŞSİZLİK BU ÜLKENİN 1 NUMARALI SORUNU
Deva Partisi lideri Babacan ise “Ehliyet ve liyakata dayanmayan sistemin daha kötüye götüreceği açık. Merkez Bankası, 1 Ocak itibariyle yaklaşık 120 milyar dolarlık müdahale var. Ne için? Kuru belirli seviyelerde tutmak için. Günlük adımlardan bahsediyoruz. Paramızın değer kaybetmesi işin doğasında var. Merkez Bankası iki puan faiz artırdı, enflasyon artacak. Neden artırdınız? Çelişkilerle dolu finans uygulamasından bahsediyoruz. Bağımsız olması gereken kurumlar bağımsız çalışmıyor. Maalesef orta direk yıkılıyor. İşsizlik bu ülkenin bir numaralı sorunu. Ben artık enflasyon rakamlarını takip etmiyorum. Güven olmaması felaket bir tablo” ifadelerini kullandı.
EKONOMİK SİSTEM BÖYLE SÜRMEZ
Babacan şöyle devam etti: “Zaten daha önce biz açıkladık. Ülkenin ne ekonomik sistemini ne siyasi meşruiyetinin devam etmesi mümkün değil. Ara seçim gerekebilir. Biz 7 ay önce kurulmuş bir siyasi parti olarak izliyoruz. Er ya da geç zamanından önce seçim olacak. Mevcut yönetimin meşruiyetinin devam etmesi mümkün değil. Biz hızlı bir şekilde kendi teşkilatlanmalarımızı tamamlamaya çalışıyoruz.
HAYALLER 2053 GERÇEKLER 2007
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ‘kur bizi ilgilendirmiyor’ sözlerini eleştirdi. Davutoğlu “Son 8 ayda ham madde ve enerji kaynaklı toplam ithalat 102 milyar dolar. Buna yaşanan kur farkı maliyeti de 103 milyar lira. Esnafın umursadığı kuru sayın bakan umursamıyor. O zaman 100 milyardan fazla döviz neden satıldı?” dedi. 2023 hedeflerine de değinen Davutoğlu, artık bu konuşulmuyor. 2053 hedefleri çıktı. 2007 hedeflerine bile ulaşmak hayal oldu. YEP 2007’ye dönüş programı oldu” diye konuştu.
Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulunana Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın sözlerinden başlayan Ahmet Davutoğlu, ‘kur bizi ilgilendirmiyor’ sözlerine ilişkin eleştirilerini dile getirdi. Davutoğlu “Kur, enflasyon ve faiz ilişkisi kurgulanamıyor. Enflasyon ile faiz arasındaki bahsedilen ilişki çöktü. En son kurulan enflasyon ve kur arasındaki ilişki de böylece çöktü. Enflasyonun en önemli sebeplerinden biri ithalattır. TÜİK rakamlarından değil bizim verilerimizden bahsediyoruz. Sanayinin ham maddesindeki ithalat enflasyonu da baskılıyor. Son 8 ay içinde ham madde ve enerji kaynaklı toplam ithalatımız 102 milyar dolara ulaşmış. Kur değişiminden dolayı sadece bunun ekstra maliyeti de 103 milyar lira. Piyasaya bu girdi maliyeti olarak girecek ama bakan diyecek ki ‘ben kuru umursamıyorum. İthalat nedir? Girdi maliyeti nedir? Bilmiyorlar. Herhangi bir esnafın bile umursadığı kuru Sayın Bakan umursamıyormuş. Kuru önemsemiyorsanız kuru aşağıda tutmak için 100 milyardan fazla dövizi neden sattınız? Kambiyo vergisine de karşı çıktık ama olmadı. Dolar tasarrufu yapanlar cezalandırıldı. Swap işlemlerinde de olduğu gibi madem iyi hamleydi neden iptal ettiniz. Ya da kötü hamleydi neden yaptınız” dedi. Davutoğlu “Son dönemlerde 2023 hedeflerinden hiç bahsedilmiyor. 2053 hedefleri çıktı bir de. Değil bu hedeflere 2007 hedeflerine bile ulaşmak hayal oldu. Bu program 2007’ye dönüş programı oldu. Buna artık kimse inanmıyor. Geriye doğru döndük. Hangi üretimle bu ekonomik büyüme gerçekleşecek” diye konuştu. Ortada net bir cehaletin olduğunu dile getiren Davutoğlu, ekonomi yönetiminin açıkladığı bu yeni programın varsayımlarının cehalet örneği olduğunu söyledi. Davutoğlu şöyle devam etti: “Bir akademisyen olarak söyleyeyim, tez savunan öğrenci, bir cümleyi çok tekrar ediyorsa ya özgüveni yoktur ya da cehaletini örtmeye çalışıyordur. Her cümleye ‘Burası çok önemli’ diye başlayan birisi de neyin önemli olduğundan habersizdir. Açıkladıkları yeni ekonomik program tutarsız ve stratejik perspektiften yoksun. Türkiye’yi nereye götüreceği belli olmayan bu program, kurumsal akla değil bireysel bir akla dayanıyor. Her gün şahlanıyoruz uçuyoruz açıklamalarına artık kimse inanmıyor. Çünkü veriler güvenli değil. Böylece yatırımcının kaçması için neden bir anda çoğalıyor. Bir kere TÜİK üzerinden açıklanan verilere zaten güven kalmadı.”
‘ÖNCEKİ HAMLELERİN TERSİ YAPILIYOR’
Gelecek Partisi Hazine ve Maliye Politikaları Başkanı Serkan Özcan ise veriler üzerinden değerlendirme yaparak şunlardan bahsetti: “Size dağıtmak için bültenimizi hazırlarken Merkez Bankası’nın 45 milyar dolar yabancı para pozisyon açığı vardı, dün sabah 54 milyar dolara çıkmış. Bu tabloyu yaratan bir siyasetçinin ‘dolara bakmıyorum’ dediği bir ortamda ekonomiye, verilere güven olur mu? Son 9 aylık dönemde yaşanan kur artışı ile kamu borcundaki artış, bütün milletimizin topladığı toplam vergi gelirlerinden 50 milyar TL daha fazla bir yükle karşı karşıya bıraktı toplumu. Bir ülke, yaşanan kur değişiminden dolayı topladığı vergilerden fazla açık içerisine düşerse o ülkede sosyal güvenliğe, sağlık sistemine gidecek para gitmez. İşsizin, ihtiyaç sahibinin yardımına koşamaz. Çünkü o borçla meşguldür. Hükümet ekonomiyle ilgili çok değil 6 ay önce, bir sene önce savunduğu ne varsa şu anda tersini yapıyor. Peki hepimizin şunu sormaya hakkı yok mu? Biz o zaman bu finans baronlarının önünde diz mi çöküyoruz? Hükümet ‘yerli ve milli’ olmaktan vaz mı geçti? Ülkemiz ekonomi cahili bir ekip tarafından yönetildiği için arka kapı operasyonlarıyla kurun değerini dengelemek için 120 milyar dolarlık bir döviz satışı yaptılar. Buna rağmen dolar 8 liraya dayandı. Paramız pul oldu.”
‘HERKES TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPMAK İSTİYORDU’
Gelecek Partisi Ticaret Politikaları Başkanı Mustafa Mente “Türkiye refahın ve huzurun arttığı, herkesin yatırım yapmak istediği bir yer iken bugün herkesin kaçtığı, yatırıma gelmediği, parasının pul olduğu bir ülke oldu. Açıklanan program da bu fakirleşmenin ve iddialardan vazgeçmenin itirafı haline geldi. 2023 ihracat hedeflerini yeni ekonomik programla güncellediler, eskisinin yarısı kadar bile değil. Türkiye uzun süredir yatırım yapılmayan bir ülke. Ne yurt içindeki yatırımcı yapıyor ne de yurt dışından geliyor. Bu ihracat hedefi bile böyle tutturulamaz. Ekonomi Bakanı’nın yeni açıkladığı ekonomik program, Türkiye’de iddiasızlığın, vasatın ve iflasın ifadesi olmasının ötesinde başka bir anlam ifade etmiyor” diye konuştu.
‘KÜRESEL EKONOMİDEKİ AĞIRLIĞIMIZ YÜZDE 1’İN ALTINDA’
Gelecek Partisi Genel Başkan Başdanışmanı İbrahim Turhan da “Finans çeteleri dediler, Türkiye’ye yönelik operasyonlar dediler, ‘yerlilik ve millilik’ dediler. Tek yanlı propagandayla oluşturmaya çalıştıkları o masal, o efsane bugün çökmüştür. Hiç olmazsa çıkıp özür dilesinler. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmeden önceki yıl (2017) Türkiye’nin küresel ekonomi içindeki ağırlığı yüzde 1,05’ti. Bugün yeni ekonomik programın öngördüğü yüzde 0,84. Bunun anlamı sadece bu yıl için kişi başına 2.140 dolar daha az para girmesi” dedi.