Meclis'te konuşan Akşener, sosyal medya üzerinden hakkında başlatılan çirkin kampanyaya tepki göstererek, “Allah’ım sen ne büyüksün. Kereste gibi yaşam formlarına, erkek demeye midem kalkıyor. Onların yüzünün iğrenç olduğunu, her birinin ne kadar korkak olduğunu göstermeye beni vesile kıldın” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu.
Sosyal medya üzerinden hakkında başlatılan çirkin kampanyaya çok sert tepki gösteren Akşener, “Allah’ım sen ne büyüksün. Beni vesile kılıyorsun. Kereste gibi yaşam formlarına, erkek demeye midem kalkıyor. Onların yüzünün iğrenç olduğunu, her birinin ne kadar korkak olduğunu göstermeye beni vesile kıldın. Sana şükürler olsun Allah’ım. Bu yaşam formlarının eşlerinin suratına nasıl baktığını merak ediyorum” ifadelerini kullandı.
"Vatandaş da piyasalar da artık bu iktidara güvenmiyor. Çünkü artık herkes biliyor ki, Sayın Erdoğan ve ortakları hiçbir adımı millet ve memleket için atmıyor. Her adımda siyasi bir hesapları var" diyen Akşener, Türkiye ile Mısır arasındaki yakınlaşmaya da dikkat çekti: Hayırdır Sayın Erdoğan, Rabia'yı öksüz mü bırakıyorsun?
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin Papa adına bastırdığı pula da tepki gösteren Akşener "Küçük ortak da artık o pulla İmralı'daki arkadaşına mektup gönderir herhalde" ifadesini kullandı.
Meclis TV ile TRT'ye de sitem eden Akşener "Her hafta olduğu gibi, bu haftada milletin kürsünde sözü, gerçek sahibine, milletimize bırakacağız. Milletin sesinden korkan Meclis televizyonu ve TRT yayını kesmeye hazırsa... Başlıyoruz" yorumunda bulundu.
Akşener'in açıklamaları şöyle:
"Özellikle uluslararası ilişkilerde, şahsi dostluklarınızı değil, devletler arası ilişkiyi esas alın. Devlet başkanları ile dostluk elbette önemlidir. Ama iki ülke arasındaki ilişki, liyakatli diplomatlarla, devlet esaslı yürütülmelidir. Sayın Erdoğan ne yaptı? Tüm dış politikamızı, şahsi kankalıklarına endeksledi. Suriye ile ilişkiler bu zeminde yürüdü. Rusya'yla, ABD'yle, hatta bir dönem Almanya ve İtalya'yla ilişkiler, hep aynı kafayla yürütüldü.
Mısırla olan ilişkilerimiz de aynı zihniyetin kurbanı oldu. Mursi'ye 'kankam' dedi, Sisi'ye tavır aldı, büyükelçi çekti, iş dünyamızın, milyar dolarlık ticareti ve yatırımları, heba olup gitti. Doğu Akdeniz meselesindeki kilit rolü hesaba katılmadan, Mursi ile olan arkadaşlık her şeyin önüne geçti. Ve gelinen noktada, birçok Müslüman ülke gibi, Mısır da Doğu Akdeniz meselesinde, Yunanistan'dan yana saf tuttu. Kala kala elimizde ne kaldı? Dört parmakla yapılan Rabia işareti kaldı.
"RABİA'YI ÖKSÜZ MÜ BIRAKIYORSUN?"
Şimdi ben de, doğal olarak milletim adına, sizler adına soruyorum; Sayın Erdoğan; Bu konuları Bakan ve Sözcü'ne açtırarak, nabız mı yokluyorsun? Hayırdır Sayın Erdoğan; Rabia’yı öksüz mü bırakıyorsun? Bundan 5 yıl önce aynen şöyle demiştim; 'Rabia'yı, Esma'yı, Suud ve Katar'ın para sofralarında bırakıp geldiler' Yoksa tarih tekerrür mü ediyor Sayın Erdoğan. Rabia'yı bu kez de, Sisi'nin sofrasında mı bırakıyorsun?
"ÖNCE MİLLETİMİZDEN ÖZÜR DİLEYECEKSİN"
Devlet böyle yönetilmez. Kişisel ilişkilerinin ve kaprislerinin bedelini bu millete ödetemezsin. Zikzaklarının bedelini, Türkiye'ye ödetemezsin. Madem bu noktaya gelecektiniz, Türkiye'ye bunca kaybı niye yaşattınız? Hem diplomatik alanda, hem askeri alanda, hem de ticari anlamda, bunun hesabını kim verecek? Öyle 'yeni sayfa açıyorum' diye, işin içinden sıyrılamazsın. Önce, bu başarısızlığın sorumluluğunu alacaksın. Önce çıkıp, milletimizden özür dileyeceksin. Ancak ondan sonra, şayet milletimizin menfaatineyse, yeni sayfa açabilirsin."
"ÇİN'E SALLAMAYA KORKUYORLAR"
Aylardır, "Doğu Türkistan’daki Çin zulmüne, ne zaman ses çıkaracaksın?" diye sorduklarını belirten Akşener, "'Hira Dağı kadar Müslüman'ım' diyen, gökyüzüne bakıp ıslık çalıyor. 'Tanrı Dağı kadar Türk'üm' diyen de masanın altına saklanıyor. Mısırlı Rabia'dan slogan üretenler, aynı parmakları Çin’e sallamaya korkuyorlar" diye konuştu.
Akşener, Çin yönetiminin, Kaşgar'daki camileri, ibadethaneleri, turizm tesisi olarak değerlendirme kararı aldığını, bu mekanları kafe ve restoranda dönüştürdüğünü söyledi. Çin yönetiminin, Müslüman Türklerin aile mahremiyetine el uzattığını vurgulayan Akşener, şöyle devam etti:
"NE ZAMAN İKİ ÇİFT LAF EDECEKSİN?"
"Sayın Erdoğan ve medyasının, 'Dolmabahçe Camisi'nde içki içtiler' fantezisi, dost gördükleri Çin’de gerçek oldu. Camiler bizim kutsalımızdır. Kutsal değerler, senin siyasi pozisyonuna göre unutacağımız veya hatırlayacağımız şeyler değildir. Yarınki Mehmet Akif Ersoy anmasına davet etmeyi biliyorsun ama İstiklal Şairi'miz ne yazmış diye merak edip de iki satır okumamışsın.
Çin'de kardeşlerimiz eziliyor Sayın Erdoğan, mabedimize, namahrem eli uzanıyor. Ne zaman iki çift laf edeceksin? Ne zaman, bir avuç doların hesabını, elinin tersiyle itip 'Mabedimin göğsüne uzanan eli sıkmam’ diyeceksin? Haydi küçük ortak, Perinçek'in elinde esir, onu anladık. Koltuk uğruna, Türklük davasından caymış, onu da anladık. Peki bu eziklik, bu boynu büküklük, 5 bin yıllık Türk Devleti’nin Cumhurbaşkanı'na yakışıyor mu? Yazıklar olsun."
PKK İDDİALARINA CEVAP
Akşener, partisinin PKK ile iş birliği yaptığı yönündeki iddialara ise şöyle cevap verdi:
"Bunlarda ne utanma ne de sıkılma kalmış. Biliyorsunuz son dönemde yeni bir alışkanlıkları var. Neymiş, İYİ Parti, PKK ile iş birliği yapıyormuş. Kendine oy vermeyen vatandaşına 'terörist' deyip bela okuyacak kadar şirazesinden çıkan bu zihniyetin, bize de terörist demesini elbette yadırgamıyoruz. Bunların da zihniyeti böyle işte, ne yapalım? Son dönemde, hızla büyüdüğümüzü, milletimizin İYİ Parti’ye ilgisini gördükleri için, akıllarınca yalanla, iftirayla yolumuzu şaşırtacaklar. Sayın Erdoğan, sen o yollardan gelirken ben dönüyordum. Şimdiye kadar önümüze çıkardığın her engeli aştık, her yalanı yendik, her tuzağı bozduk. Bundan da bileğimizin gücü, alnımızın akıyla çıkarız.”
BAHÇELİ'YE AĞIR SÖZLER
Papa'nın Irak'a yaptığı ziyarete değinen Akşener, Barzani yönetiminin Papa'nın ziyareti anısına bastırdığı pulu ve arkasındaki haritayı içeren tabloyu gösterdi.
Akşener, şunları kaydetti: "Ne var pulda? Papa’nın başının üzerinde bir harita. Sözüm ona Kürdistan haritası. Peki nereler var bu haritada? Irak’ın kuzeyinin dışında, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’nun bir bölümü. Hani yerel seçimlerde, Sayın Erdoğan vatandaşa ‘İşte Kürdistan orada, Irak’ta, beğenmiyorsan defol git.’ diyordu ya. Anlıyoruz ki Sayın Erdoğan’ın bir başka kankası Barzani’ye göre, Kürdistan orada değilmiş. Sayın Erdoğan’ın, Diyarbakır’da, başından konfeti temizlediği Barzani’ye göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu da aslında Kürdistan'mış.
Cumhuriyet’in başkentinde, şerefine, göndere Kürdistan bayrağı çektikleri Barzani’ye göre Misakımilli’nin yarısı da aslında Kürdistan'mış. Şimdi, bu arkadaşlara göre terörist olan bizler, bu durumdan rahatsız olurken doğal olarak bu arkadaşların çok büyük tepki vermeleri gerekir, değil mi? Peki siz Sayın Erdoğan’dan bir tepki duydunuz mu? Peki siz, küçük ortaktan şöyle okkalı bir Twitter tabelası gördünüz mü? Hayır. İşte size iktidarın zikzaklarla dolu hazin hikayesi. Siyasette zikzak, dış politikada zikzak, ekonomide zikzak, terörle mücadelede zikzak. Sayın Erdoğan, bu kafayla gidersen daha çok konfeti temizlersin. Küçük ortağın da artık o pulla, İmralı’daki arkadaşına mektup göndersin."