Suudi Arabistan ve Ermenistan'ın Türk mallarına yönelik başlattığı boykot kararı için AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş "Buna gülüp geçiyoruz. Bu boykotu ortaya koyanlar, kendi husumetlerini ortaya koymuş oluyor" yorumunda bulundu.
Suudi Arabistan ve Ermenistan'ın Türk mallarına yönelik başlattığı boykot kararını değerlendiren AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş "Buna gülüp geçiyoruz. Bu boykotu ortaya koyanlar kendi husumetlerini ortaya koymuş oluyor" dedi.
ABD'nin S-400'lerle ilgili Türkiye'ye karşı tavrına da tepki Kurtulmuş "Bu işi bu noktaya getiren ABD'nin tutumudur. Bize, 'Niye S-400 aldınız' diyemezler" diye konuştu.
Kurtulmuş, "S400'le alakalı ya da son dönemdeki gelişmelerle ilgili olabilir mi?" sorusuna, "Olabilir. Türkiye'yi belli konularda köşeye sıkıştırmak için atılmış bir adım olabilir. Bir karşılığı yok. Bundan çok kısa bir süre içerisinde vazgeçeceklerini tahmin ediyoruz. Bizim tarafımızdan bilinen bir güvenlik endişesi yoktur" cevabını verdi.
Kurtulmuş'un açıklamaları şöyle:
"(ABD'nin S-100 tepkisi) Bu ihtiyacı ya NATO çerçevesinde müttefikimiz olan ABD'den ya da diğerlerinden bir şekilde temin edeceğiz. Yıllardır kapısında bekliyorsunuz 'Hayır, ben size vermem.' 'Niye vermezsin?' 'Bir takım politik ve Türkiye karşıtı mülahazalarla vermem. Senatodan, komisyondan geçmez.' gibi mazeretlerle. Sen vermezsen bunu biz temin etmek zorundayız. Hava savunma ihtiyacımızın gerekli bir şartı olarak Türkiye S400'lere yöneldi.
Dolayısıyla işi bu noktaya getiren ABD'nin Türkiye'ye karşı hava savunma sistemleri konusundaki katı ve tutucu tavrıdır. Bunun arkasında belki şundan da endişe ediyor olabilir birileri. Türkiye Allah'ın izniyle milli savunma sanayiindeki bu çıkışı, istikrarı ve bağımsızlık konusundaki kararlılığını sürdürdükçe hava savunma sistemleri içerisinde belki de orta vadede kendi savunma sistemlerini, nasıl atak helikopterlerini, tanklarını, SİHA'larını, İHA'larını yapabilir noktaya geldiyse diğer alanlarda da Türkiye hava savunma sistemimizi kurabilecek bir noktaya gelecek. Bunu da görüyorlar. Bunun vermiş olduğu bir telaş da olabilir.
(Türk mallarına boykot) Buna gülüp geçiyoruz. Başka ülkeler de Türk mallarının alınmasına özendirici bir takım faaliyetler içerisinde. Yani şimdi geçmişler bir kürenin etrafına o meşhur fotoğrafı hatırlayın. Bir sihirci, büyücü tarzı içerisinde dünyayı yönetmeye kalkmış olan birtakım hakikaten maksadını aşan, biraz da ritüeller, görseller içerisinde bu bölgenin sorunları çözülmez. Yani 'Yeni bir Orta Doğu kuruyoruz, dünya hakimiyetini biz sağlayacağız.
Biz yeniden işte bu bölgede İsrail üzerinden daha güçlü bir yapılanma yapacağız ve bunun arkasına da bazı Arap ülkelerini katacağız.' Bu bir oyundan ibarettir ve bütün Arap ülkelerinin, hatta bu işin içerisinde olan ülkelerin sokağı bile şöyle düşünüyor, bu yapılan işin büyük bir ihanet olduğunu, Filistin, Arap davasına, Müslümanların ortak meselesine ihanet olduğunu görüyor ve buna karşı aslında kendi sokaklarının nabzını bir tutsalar ne kadar büyük bir tepki aldıklarını da görmüş olacaklar.
(Enis Berberoğlu görevine dönebilecek mi?) Hukukçuların hakim görüşü milletvekilinin düşmesiyle ilgili mahkeme tamamen kaldırırsa geri dönebilir. Tartışmalı bir konu. Ama gördüğüm kadarıyla böyle bir tez ortaya çıktı."
(Türkiye'nin Doğu Akdeniz politikası) Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin tavrı, tarzı çok açıktır. Türkiye, Doğu Akdeniz'in bir çatışma, gerilim ve savaş bölgesi olmasını asla istemiyor. Türkiye Doğu Akdeniz'in bir barış ve esenlik denizi olmasından yana. Türkiye bunu yaparken de Doğu Akdeniz'de hiçkimsenin hakkına, hukukuna tecavüz etmeyeceği gibi hiçbir ülkenin de kendi hakkına, hukukuna tecavüz etmesine müsaade etmeyeceğini ilan ediyor. Yani ne bizim bir ülkenin bir karış toprağında gözümüz var ne de bir damla petrolünde ya da bir gram doğal gazında gözümüz var. Hiç kimsenin ne Türkiye'nin ne de Kuzey Kıbrıslı soydaşlarımızın haklarını gaspetmesine ya da bu hakları bizim kullanmamız için hareket etmemize mani olmasına müsaade etmeyiz.
Hiç şüphesiz bir gerilim var ama bunun bir çatışmaya dönmeyeceğini düşünüyorum. Kaldı ki Doğu Akdeniz içinde saydığımız diğer bölgelerle ilgili gelişmelerde de gerilimin tarafı Türkiye değildir. Doğu Akdeniz'deki gerilimi artıran biz değiliz. Aynı şekilde Suriye'de meselenin sebebi Türkiye değildir. Oraya PKK'yı, PYD'yi, DEAŞ'ı yerleştiren, onlarla ilişkiler içerisinde olan da Türkiye değildir. Bu gerilimlerin hiçbirisinin sebebi Türkiye değildir. Türkiye bu gerilimlerin hepsiyle baş edebilecek güce, kuvvete, kudrete ve kararlılığa sahiptir.
TÜRK MALLARINA BOYKOT NASIL BAŞLADI?
Suudi Arabistan, Türkiye'nin özellikle Cemal Kaşıkçı ile başlayan Riyad karşıtı uluslararası hamleleri nedeniyle Türk mallarını boykot etme kararı aldı.
Ajlan Al-Ajlan, daha sonra bu çağrısını yineleyerek, Suudi Arabistnlılardan Türk şirketlerini de boykot etmelerini istedi.
Suudi Arabistanlı Prens Abdulrahman bin Musaed bin Abdülaziz El Suud da resmi sosyal medya hesabından Suudi Arabistan halkına Türk ürünlerini boykot etme çağrısında bulundu.
Suudi Arabistan'ın Türk ürünlerine karşı başlattığı boykot, ülkedeki mağazalara da taşındı. Vitrinlere, ürün raflarına "Vatanımı seviyorum, Türk ürünleri satmıyorum" afışi asıldı.
Türkiye-Suudi Arabistan ilişkileri son 2 yıldır, Körfez'deki ve Suriye'deki gelişmeler, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti nedeniyle bozulmuştu.
Ermenistan da Türkiye'den nihai mal ithalatını 31 Aralık tarihinden itibaren geçici olarak yasaklayacağını duyurdu.
Ermenistan'ın haber ajansı Armenpress, Başbakan Yardımcısı Mher Grigoryan'ın makamından yapılan açıklamada, Türk mallarına karşı uygulanacak yasağın temel nedeni olarak Türkiye'nin Dağlık Karabağ çatışmalarında Azerbaycan'ı desteklemesinin gösterildiğini aktardı.
Açıklamada şunlar kaydedildi: "Türk menşeli ürünlere getirilen ithalat yasağı ile Ermenistan mali kaynaklarının Türkiye devletinin hazinesine akışı durdurulurken, aynı zamanda düşman bir ülkeden nihai mal ithalatı yoluyla sızabilecek olası tehlikeler de engelliyor."