Türk sosyolojisinin duayenlerinden, ‘hocaların hocası’ Prof. Dr. Orhan Türkdoğan (96) 1 Şubat’ta Hakk’a yürüdü. Ardında 40’tan fazla eser bırakan, sosyoloji dünyasının en üretken kalemlerinden biri olan Prof. Dr. Türkdoğan’ın cenazesi dün ikindi namazını müteakip Eyüpsultan Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı. Öte yandan, Türk düşüncesinin usta kalemi yazar Alev Alatlı da (80) Hakk’a yürüdü.
SALİHA SULTAN
Türk sosyolojisinin duayenlerinden Prof. Dr. Orhan Türkdoğan (96) 1 Şubat’ta Hakk’a yürüdü. Düşünce ve bilim dünyasında önemli izler bırakan Prof. Dr. Türkdoğan’ın vefatını Prof. Dr. Mehmet Akif Okur sosyal medya hesabından, “Eserleri ve öğrencileriyle Türk bilim ve düşünce hayatında iz bırakan Orhan Türkdoğan Hocamız vefat etmiş. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun” ifadeleriyle duyurdu.
Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Erol Güngör gibi sosyolojide bayrak isimlerin son halkası olarak bilinen Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, ardında Türk sosyolojisi ve Türk sosyo-iktisadi yapısı üzerine birçok eser bıraktı. Prof. Dr. Türkdoğan, 12 Eylül’ün ardından 587 ismin yargılandığı MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda 583 numaralı sanık sıfatıyla yargılanan isimler arasındaydı.
Göç sosyolojisi, yoksulluk kültürü, Avrupa Türklerinin kimlik çatışmaları, Türk tarihinin sosyolojisi ve Türk kimliği gibi önemli konularda 40’tan fazla kitap ve birçok makale yazan Prof. Dr. Türkdoğan, bu çalışmalarından dolayı 1995’te Türkiye Yazarlar Birliği tarafından ‘Yılın Kültür Adamı’ seçilmişti. Prof. Dr. Türkdoğan, 2022’de de yakın dostu akademisyen ve yazar Turan Yazgan adına vefatının 10’uncu yılında verilen ‘Türk Dünyası Turan Yazgan Ödülü’ne layık görülmüştü.
Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın çıkardığı ‘Türk Dünyası Araştırmaları’ ve ‘Türk Dünyası Tarih Dergisi’nde sürekli makaleleri yayımlanan bir isim olan Prof. Dr. Türkdoğan, sosyoloji dünyasının en üretken isimlerinden biriydi. Prof. Dr. Türkdoğan’ın cenazesi dün ikindi namazını müteakip Eyüpsultan Camii’nde akademi ve siyaset dünyasından birçok ismin katılımıyla kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı.
‘SAHA ÇALIŞMALARIYLA SOSYOLOJİYE ZENGİNLİK KATTI’
Prof. Dr. Orhan Türkdoğan’ın vefat haberinin ardından akademi, siyaset ve düşünce dünyasından birçok isim sosyal medyada başsağlığı mesajları paylaştı:
PROF. DR. SÜLEYMAN DOĞAN: Prof. Dr. Orhan TÜRKDOĞAN hocamız vefat etti. Allah gani gani rahmet etsin. Oğlu Kürşat bey ve kızı Dilşat hanıma baş sağlığı diliyorum. En son Prof. Dr.A lparslan Açıkgenç ve Dr. Zafer Gündüz ile görüşmemizde, Mesnevi’den Farsça beyitler okumuştu.
PROF. DR. MEHMET AKİF OKUR: Eserleri ve öğrencileriyle Türk bilim ve düşünce hayatında iz bırakan Orhan Türkdoğan Hocamız vefat etmiş. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun...
PROF. DR. ABDÜRREŞİT C. KARLUK: Türkiye’de sosyologların çoğu çeşitli nedenlerden ötürü masabaşı sosyoloji yaparlar. Prof. Orhan Türkdoğan ise sosyolojiyi saha çalışmaları ile zenginleştiren, Türk toplumunun sorunlarına çözüm üreten ender sosyologlardan biridir. uçmağa varmış, Tengrim mekanını cennet,ruhunu şad kıla.
S. BURHANETTİN KAPUSUZOĞLU: Büyük bilgin Prof. Dr. Orhan TÜRKDOĞAN hocamız Hakk’a yürüdü. Büyük kayıptır. Milletimizin başı sağolsun... Milletine ve ilme hizmeti ile anılacak, eserleri ile yaşayacak... Allah gufranı ile sarsın...
ERZURUM’DAN ALMANYA’YA TÜRKLERİN İZİNİ SÜRDÜ
Prof. Dr. Türkdoğan 1928 yılında Malatya’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini burada tamamlayarak, 1955’te Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe ve Sosyoloji Bölümünden mezun oldu. ‘Malakanların Sosyal Organizasyonu’ adlı çalışmasıyla (1962) doktora yaptı. 1962-64 yılları arasında ABD Nebraska ve Missouri üniversitelerinde antropoloji, sosyoloji, psikoloji, köy sosyolojisi ve toplum kalkınması alanında çalışmalar yaptı. 1967’de Erzurum’a bağlı otuz sekiz köyde yaptığı sağlık ve hastalık sisteminin sosyo-antropolojik incelemesini yaparak doçent ve 1971 yılında Türkiye’de ‘Köy Sosyolojisinin Temel Sorunları’ adlı eseri ile profesör oldu.
1972’de Alman hükümetinin bursuyla Almanya’ya davet edildi ve birinci nesil Türk işçileri üzerinde sosyoekonomik bir araştırma yaptı. 1980’de aynı burs ile bu defa ikinci nesil üzerinde araştırma yapmak için davet edildi. Aynı yıl terör ve şiddet olayları ile ilgili olarak kaynak araştırmaları için İskoçya St. Andrews Üniversitesinde bulundu. Bölüm başkanlığı ve fakülte dekanlığı yaptı. Gazi Üniversitesi Bolu İdari Bilimler Yüksek Okuluna geçti ve burada, 1985-95’te Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesinin kuruluşunda görev aldı. 1995’te Gebze İleri Teknoloji Enstitüsüne geçti. Çok sayıda makalesi çeşitli dergilerde yayımlanmış olan Prof. Dr. Türkdoğan, sosyoloji alanında yaptığı çalışmalarıyla tanındı. Doğan ardında inceleme araştırma dalında yirmiye yakın eser bıraktı.
ENTELEKTÜEL DÜŞÜNCENİN ‘ALEV’İNE VEDA
Türk düşünce dünyasının yeri doldurulamayacak kalemlerinden usta yazar Alev Alatlı (80) çoklu organ yetmezliği nedeni ile Hakk’a yürüdü. Acı haberi, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca duyurdu. Koca, “Alev Hanımı kaybettik.Bir süredir tedavi altındaydı. Kendisini ziyarete gittiğimde, ‘Bu toprakları daha çok sevdirmeliyiz’ demişti. Bu sözünü aydınlarımıza, yöneticilere, ülkemizin bugününe, yarınlarına etki etme gücüne sahip herkese yönelik bir vasiyet olarak anlamıştım. Alev Alatlı, fikir ve sanat hayatımızın büyük isimlerindendi. Hepimizin başı sağ olsun” dedi. Alatlı’nın vefat haberinin ardından siyaset dünyasından okurlarına binlerce isim sosyal medyada başsağlığı mesajları paylaştı.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşma ise sosyal medyada tekrar gündem oldu. Törendeki videosunu paylaşan binlerce okuru, yazara bu konuşmadaki ‘’Asıl önemli olan hakkın helal edilmesi olmalıdır. Asıl önemli olan helalleşmek olmalıdır. Helalleşmek mahkemede dava kazanmaktan daha üstün olmalı. Çünkü her yasal hak helal değildir, olamaz’’ sözleri ile veda etti.
‘Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?’, ‘İşkenceci’, ‘O.K Musti Türkiye Tamamdır’, ‘Schrödinger’in Kedisi’nin de aralarında olduğu çok sayıda esere imza atan Alatlı’nın söyleşilerinde kullandığı “Türkler iyi insanlardır. Türkler medeniyet tasavvuru olan az sayıda milletlerden biridir” gibi düşünceleri nedeniyle de okurlarının büyük iltifatını kazanmıştı.
2014 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülen Alatlı, Türk edebiyatına ve gelişmesine yaptığı önemli katkılar nedeniyle, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu’na üye olarak atanmıştı. Filistin davasının tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı 1986 yılında Tunus’ta sürgünde bulunan Yaser Arafat tarafından ‘Özgürlük Madalyası’ ile de onurlandırılan Alatlı, ‘Aydınlanma Değil, Merhamet! adlı romanıyla ise 2006’da Moskova’da ‘Mikhail A. Sholokhov 100. Yıl Roman Ödülü’nü kazanmıştı.
Alatlı’nın ‘Dünya Nöbeti-Gogol’un İzinde 2. Kitap’ eserinin Rusçası ise 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e hediye edilmişti. Yazar Alatlı’nın cenazesi bugün Eyüp Sultan Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından, Mihrişah Valide Sultan Haziresi’ne defnedilecek.
1980’LERDEN SONRA ‘YAKINLAŞMAYI’ TEMSİL ETTİ
Yazar Alatlı’nın vefatının ardından CNN Türk’e konuşan yakın dostu Prof. Dr. İlber Ortaylı, şunları söyledi:
“Uzun zamandır hastaydı. Zihni açıktı, yazıyor, demeç veriyordu ancak görüşmelere çok takati yoktu. Ben kendisi ile altı aydır görüşemedim. 40 yıllık bir dostluğumuz var. Mühim bir yazardı, 1980’lerden sonraki çatışmalardan çok farklı kanatlar arasındaki yakınlaşmayı temsil etti. Dünya edebiyatı ile bağlantı kurma konusunda ilgisi çoktu. Enteresan bir eğitimi var, ODTÜ’nün ilk kuşak talebelerinden. Ekonomi ve istatistik alanından, ona göre de bir düşünce tarzı ve tefekkürü vardı. Politikayla çok ilgileniyordu, o benim kuşağımın içinde doğan bir özellik. Türkiye’de edebiyat muhiti politikayla yakın zamana kadar bu kadar ilgilenmemiştir, dışarda kalmıştır. O çok fazla içindeydi. Bu bir seçim tabii, o bakımdan daha bu konularda girişkendi. Mizah tarafı da güçlü biriydi.”
‘HER YASAL HAK HELAL DEĞİLDİR’ SÖZÜYLE UĞURLANDI
PROF. DR. İSKENDER ÖKSÜZ: Güzel insan, Türkçü kalem. Allah rahmet eylesin.
YILDIZ RAMAZANOĞLU: Alev Alatlı vefat etmiş. Mekanı cennet olsun. Onu iz bırakan bu konuşmasıyla hatırlayacak geniş bir kitle. Zaten konuşmak ve yazmak kötülüğü geriletip iyiliği çoğalttığı zaman anlamlı.
AHMET EDİP BAŞARAN: Alev Alatlı’yı en çok da ‘Her yasal hak, helal değildir’ cümlesiyle hatırlayacağız. Ülkesini, milletini çok seven sahici ve bilge bir münevverdi. Allah rahmet eylesin mekânı cennet olsun...
RAŞİT KESKİN: Alev Alatlı bu dünyadan göçmüş. Bilge kadındı. Entelektüel duruşuyla yolumuzu aydınlattı hep. Allah rahmet eylesin.
RAMAZAN KURTOĞLU: Kemal Tahir, Mümtaz Turhan, Cemil Meriç, Erol Güngör, Atilla İlhan, Orhan Türkdoğan derken bugün Cumhuriyet Türkiyesi’nin yetiştirdiği bir dahi düşünür-yazar daha Hakkın rahmetine kavuştu: Alev Alatlı. Geriye onlarca muhteşem eser ve bir üniversite bıraktı. Allah rahmet eylesin.
MEDENİYET TARİHİ ÜZERİNE YOĞUNLAŞTI
Yazar, akademisyen ve ekonomist Alatlı 1944’te İzmir’de doğdu. Liseyi Tokyo’da okudu. Ekonomi & İstatistik lisansını ODTÜ, Ekonomi & Ekonometri Yüksek Lisansını Fulbright bursu ile gittiği ABD, Vanderbilt Üniversitesinden aldı. Felsefe öğrenimine de başlayan Alatlı doktora çalışmalarını New Hampshire, Dartmouth College’de sürdürdü. İlâhiyat, Düşünce ve Medeniyet Tarihi üzerinde yoğunlaştı.
1974’de Türkiye’ye döndü, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğretim görevlisi, Ankara Devlet Planlama Teşkilatında kıdemli ekonomist olarak çalıştı. California Üniversitesi ile ortak psiko-dilbilim çalışmaları yürüttü. Türk Yazarlar Kooperatifinde başkan yardımcısı olarak görev aldı. 1985 ve 19867da Edward Said’in ‘Haberlerin Ağında İslam’ ve Filistin’in Sorunu’ çevirileri yayınlandı. (The Question of Palestine) yayımlandı. 2005-2017 yılları arasında Kapadokya Meslek Yüksekokulu mütevelli heyet başkanı olarak görev yaptı. Yayımlanmış ilk eseri, ‘Aydın Despotizmi’ olan Alatlı’nın 1987 tarihli ‘İşkenceci’ romanı Yazarlar Birliğinin ‘Yılın En İyi Romanı’ ödülünü aldı. Kapadokya Meslek Yüksekokulu Yayınları’ndan çıkan ve derleyicisi olduğu dört ciltlik ‘Batıya Yön Veren Metinler’ ve iki ciltlik ‘Bize Yön Veren Metinler’ isimli eserler hem Batı’da hem İslam dünyasında üç bin yıllık bir düşün serüvenine ışık tuttu. ODTÜ’den sınıf arkadaşı Alper Orhon (ö. 2001) ile evlenen Alatlı, Funda ve Kaan isimli iki çocuk annesiydi.