‘Hafıza Odası’ sergisi Diyarbakırlı sanatseverlerle buluşan sanatçı Ahmet Güneştekin: “Her sergimin bende yeri ayrı ama bu bambaşka. Çocukluğumda resim yapmayı çok severdim. Herkesten önce de ailemin görmesini isterdim. Onlar onaylıyorsa başkalarına gösterirdim. Şu anda çocukluğumdaki gibi, sanatımı herkesten önce aileme gösterdiğimi hissediyorum.”
SALİHA SULTAN
Sanatçı Ahmet Güneştekin’in ‘Hafıza Odası’ Diyarbakırlılarla buluştu. PİLEVNELİ tarafından, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde Diyarbakır Keçi Burcu’nda sanatseverlere sunulan serginin açılışına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu ve eşi Dilek İmamoğlu, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, Pilevneli Galery Kurucusu Murat Pilevneli, Leyla Alaton, Gülden ve Yılmaz Yılmaz, Başak Sayan, Zeynep Demirel, Emin Hitay, Evin ve Selçuk Tümay, Feryal Gülman, Sedef Orman, Ayşe Boyner, Emek Külür, İnci Aksoy, Fulya Nayman, Erol Özmandıracı ve Naz Elmas gibi iş, sanat ve medya dünyasının önde gelen isimleri katıldı.
İMAMOĞLU: İSTANBUL VE DİYARBAKIR ARASI BİR SANAT KÖPRÜSÜ
Güneştekin’in sergisinin açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’la Diyarbakır arasında sıkı bir kültür-sanat köprüsü kuracağız. Bu köprüyle, İstanbul’da var olan, yapılan hangi etkinlik varsa uygun olanlarını Diyarbakır’la pekiştirmek ve burada da hem Diyarbakırlı dostlarımızla buluşturmak, hem de İstanbul’da izleyemeyen insanlarımızın Diyarbakır’a gelmelerine vesile olabilecek birçok sanat etkinliğini müşterek yapmak istiyoruz” dedi. Başkan İmamoğlu, sanatçının sergisinin kadim kültürlerin kenti Diyarbakır’da yer almasının kendisini mutlu ettiğini belirterek “Çünkü Diyarbakır ülkemizin içinde bulunduğu atmosferlerden belki de en çok etkilenen şehirlerimizden biridir. Bu sebeple Ahmet Güneştekin dostumuzun sanatından süzülen ve ülkenin hafızasına ışık tutacak olan Hafıza Odası sergisinin açılmış olması vesilesiyle, hem ülkemiz hem de Diyarbakır adına kendisine teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
Sanatçı Güneştekin ise yaptığı konuşmada duygularını şu ifadelerle dile getirdi:
“Takdir edersiniz ki her sergimin bende yeri ayrı. Ama bu sergim benim için başka, çok özel bir anlamı var. Çocukluğumda resim yapmayı çok severdim. Herkesten önce de ailemin görmesini isterdim. Onlar onaylıyorsa başkalarına gösterirdim. Şu anda çocukluğumdaki gibi, sanatımı herkesten önce aileme gösterdiğimi hissediyorum.” Sözlerini “Bugün tarihi bir ana tanıklık için buradayız. Altı yıldır kapalı olan Keçi Burcu, bugün yeni yüzüyle yeniden açılıyor” ifadeleriyle devam eden sanatçı Güneştekin, sergiye ev sahipliği yapan Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Mehmet Kaya ve yardımcısı Fadıl Oğurlu’ya, Pilevneli Galery’nin kurucusu Murat Pilevneli ile ekibine ve sergi oluşumunda sponsorluklarıyla, emekleriyle destek olan bütün kurum ve kuruluşlara teşekkür etti. 31 Aralık’a kadar Diyarbakır Keçi Burcu’nda ziyaret edilebilecek sergiye Pilevneli Galery’nin yayımladığı, Şener Özmen’in sanatçının siyasi ve kültürel tarih bağlamlarıyla iç içe geçmiş araştırma ve uygulamalarına çok katmanlı bir okuma sunduğu makalesini, sanatçıyla yapılan söyleşileri de içeren geniş kapsamlı bir kitap da eşlik ediyor.
Ayşe Semiha Baban, sanatçı Ahmet Güneştekin, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile eşi Dilek İmamoğlu ve Murat_Pilevneli sergi açılışında.
YOKLUĞA TANIKLIK EDEN BİR ‘HAFIZA ODASI’
Ahmet Güneştekin’in ‘Hafıza Odası’ isimli sergisi, sanatçının nesnelere biçim verişini gösteren çeşitli mecralardan çalışmalarını bir araya getiriyor. Sanatsal hatırla(t)ma biçimlerini araştıran ve başka türlü sesi hiç duyulmadan kalacak, tamamen unutulacak olanların silinmiş seslerini duyulur kılma yollarını gösteren sergide, Güneştekin’in çalışmaları epistemik direniş tarzlarını göstererek resmî söyleme meydan okuyan karşı hafızalara yer açıyor, geçmişin parçalara ayrılmış hatıralarıyla dayanışma geliştiriyor. Sanatçının nesne yerleştirmelerinden ve videolarından oluşan Hafıza Odası’nda bu eserler sessizlikleri ve eşsizlikleri, görülmemişlikleriyle bir yokluğa tanıklık ediyor, bu yokluktan ortaya çıkan tarihi anlatıyor ve yokluğun, noksanlığın, inatçı bekleyişiyle bugünün peşini kovalamasını, hatırlanıp anlatılmadıkça bu hafıza alanına talip olmaktan vazgeçmeyeceğini daima hatırlatma görevi yapıyor. Sanatçının mitolojiyi ve ikonografik unsurları kullanarak yeni bir anlatı olanağı oluşturduğu boyutlu çalışmaları, heykelleri ve kırkyamaları da sergilenecek işler arasında yer alıyor.
