Marmaris Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali başladı. Marmaris Kültür ve Sanat Derneği’nin, Marmaris Belediyesi iş birliği ile düzenlediği festivalin hedefi yanan ormanlarında binlerce ağacın bir kibrit çöpü gibi dikilmeye devam ettiği şehrin hafızasındaki bütün olumsuz manzaraları unutturmak. Sanatın yalnız bir türüne değil, müzik, tiyatro, edebiyat, heykel, resim gibi birçok alanına kucak açan festival 26 Haziran’a kadar şehirdeki yerli yabancı bütün yaralı ruhları sanatın şifasıyla saracak
SALİHA SULTAN
Türkiye’nin tatil cenneti şehirlerinden bir olan Marmaris geçtiğimiz yıl yaşanan acı yangınla gündemimize girmişti. Günlerce ekranlarda çaresizlik içinde izlediğimiz bu yangın, şehrin yemyeşil dağlarındaki 500 hektarlık alanını yutarken, alevler yalnız bu ormanları kül etmekle kalmadı, aynı zamanda bir güzelliğin gözümüzün önünde yitip gidişiyle kalplerimizi de küle bürüdü.
Son birkaç yıldır pandemi, yangınlar, seller, nice canımızı yitirdiğimiz deprem felaketine şahitlik ettikten sonra üstüne bir de seçim gerilimi eklenince ülkece gerildik de gerildik. Bunca travmanın ardından Marmaris gibi kendi acısının dumanı hala tüten şehirlerde yaşanan travmayı ise varın siz hesap edin. İşte böyle bir dönemde Marmaris bugünlerde ‘sanatın iyileştirici gücü’ ile ayağa kalkmaya, yaralarını sarmaya çalışıyor.
Muğla Büyükşehir Belediyesi Orkestrası
Geçen yıl ilki küllerinden doğan ‘Anka Kuşu’ temasıyla gerçekleşen, bu yıl ise ‘Toprağın Gücünden Sanatın Büyüsüne’ temasıyla düzenlenen ‘Marmaris Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali’ 2 Haziran’da başladı. Marmaris Kültür ve Sanat Derneği’nin (MAKSAD), Marmaris Belediyesi iş birliği ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlediği festivalin hedefi yanan ormanlarında binlerce ağacın adeta bir kibrit çöpü gibi dikilmeye devam ettiği şehrin hafızasındaki bütün olumsuz manzaraları unutturmak, sanatla yepyeni bir nefes almak.
Grup Moe-Joe
Üç gün boyunca şehirde takip ettiğim festivalin bir özelliği de sanatın yalnız bir türüne değil, müzik, tiyatro, edebiyat, heykel, resim gibi birçok alanına kucak açması. Marmarisliler ve şehri ziyaret eden turistler festival boyunca 26 Haziran’a kadar Sevgi Yolu’nda caz, blues, klasik ve tango performanslarına şahit olacak, Açıkhava Tiyatrosu’ndaki konserlerde coşacak, edebiyat atölyelerinde Kemal Varol, Irmak Zileli gibi isimlerle hayal dünyalarında yeni kapılar aralayacak.
Pınar Baklan
Her köşesinde bir sanat etkinliğine şahitlik edilecek şehirde, seramik sanatçısı Pınar Baklan ise Marmaris için yapmaya başladığı ve festivalin teması ile örtüşen seramik heykel çalışmasını on gün boyunca Atatürk Meydanı’nda meraklıların gözü önünde, şehrin ruhuyla birlikte şekillendirecek.
Banu Zeytinoğlu, Mustafa Alabora
‘SANATTAN UZAK KALMA LÜKSÜNE SAHİP DEĞİLİZ’
Sanatın birçok alanında, neredeyse bir ay boyunca onlarca etkinliği içeren bir organizasyonu, her gün büyük bir turizm yükü taşıyan bir şehirde yürütmek ise elbette kolay iş değil. Şöföründen sesçisine, mihmandarından koordinatörüne bütün organizasyon ekibinin dinamik bir şekilde başarıyla yürüttüğü bu kapsamlı bir etkinliğin ardındaki irade ise Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay’ın festival galasında dile getirdiği şu cümlelerde gizli: “Marmaris son üç yılda türlü türlü olumsuzluklarla gündeme geldi ancak biz şehrimizi hak ettiği şekilde yaşatmaya ve yaşamaya devam edeceğiz. Her ne yaşarsak yaşayalım sanattan uzak kalma lüksüne sahip değiliz. Çünkü bütün dünyada şunu gördük ki, sanattan uzak kalan toplumlar geriye gitmeye mahkum kalmışlardır.”
MAKSAD Yönetim Kurulu Üyesi Derya Ön ise, “Çeşitlilik içeren etkinliklerimizle şehirde eksikliğini hissettiğimiz boşluğu doldurmaya çabalıyoruz” sözleriyle, bu iradenin perde arkasındaki sorumluluğunu üstleniyor. Geriye, henüz ikinci yılında olan festivalin Türkiye’de birçok organizasyonun makus talihi olan değişim rüzgarlarına heba olmamasını dilemek, biraz ötedeki Antalya Film Festivali gibi köklü bir festival olma yolunda ilerletmek kalıyor.
Özetle, Marmaris’te yaşayanların, yolu bugünlerde Marmaris’e düşenlerin ya da çevre illerde gezinenlerin mutlaka uğraması gereken bir festival ‘Marmaris Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali’. Zira, son birkaç yıldır ruhsal ve fiziksel sağlığımıza yönelik kaygılandığımız bütün o acıların, kederlerin ve felaketlerin ardından bir şehri adımlarken neredeyse adım başı sanatla yüz yüze gelmeye hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var.
AMOS ANTİK KENTİ DEFİNECİLERİN HEDEFİNDE
Festivalin ‘Doğanın Gücünden Sanatın Büyüsü’ne teması dikkatleri özellikle Marmaris yöresindeki 14 antik yerleşim yerinden biri olan Amos Antik Kenti’ne çekmeyi hedefliyor. 2 bin 600 yıllık tarihe sahip bu antik kent ise, aristokrat sınıfı yerine halkın yaşadığı bilinen bir yerleşim yeri olarak benzerleri arasında öne çıkıyor.
Kazı başkanlığını Doç. Dr. Mehmet Gürbüzer’in yürüttüğü, bize ise yardımcısı arkeolog Emre Mandacı’nın gezdirdiği antik kentte yüzey araştırmalarının ardından kazı çalışması 2021’de başlamış. Girişte ziyaretçilerini sanduka bir mezarla karşılayan, kazı ekibi tarafından kenarları taşlarla örülen merdivenlerinden çıkıldığında ise antik bir tiyatroya, biri küçük iki tapınağa, yaşayanların zeytin ve üzüm ticaretiyle geçindiği izlenimini veren bir imalathaneye sahip olan, karşı tepesinde büyük bir nekropol bulunan kentte arkeoloji dünyasını birçok yeni keşif bekliyor.
Öte yandan, bölgedeki definecilerin de hedefinde olan bu antik kenti ziyaretimizde, kentin en üst noktasında bulunan ve mezar olduğu düşünülen yükseltinin defineciler tarafından taze kazıldığına da şahitlik ettik. Mandacı, durumu belgeleyip, yetkililere bildirmeye hazırlanırken kendisine kentteki çalışmalara ne kadar destek verildiğini sordum. Kültür Bakanlığı’nın bu yıl 80 bin lira destek sağladığı cevabını aldım. Anlaşılan o ki, halihazırda 196 ören yeri bulunan Türkiye’de kazı çalışmalarına yeterli imkanları sağlayamıyoruz, bunun neticesinde de korunmasız kalan bu alanlarda tarihi eserlerimiz definecilerin iştahını kabartıyor. Sonra da eserlerimizi yurt dışındaki müzayedelerde ortaya çıktığında evine geri getirmek için daha fazla para ve emek harcıyoruz.
‘ACILARIN KARDEŞLİĞİ’
Festivalin bir diğer teması da bana göre ‘acıların kardeşliği’. Bana bu hissi yaşatan, yangınla büyük bir acı yaşayan Marmaris’te düzenlenen festivalin onur konuğu olarak Antakya Medeniyetler Korosu’nun seçilmesi.
Toplumsal barış ve kardeşlik mesajını birbirinden güzel ezgilerle dünyanın tüm coğrafyalarına taşıyan koro bilindiği gibi depremde yedi üyesini kaybetmişti. Şubat depreminin ardından depremden etkilenen bölgenin kültür sanat açısından acı kayıplarının sembolü olan Koro, 8 Haziran Perşembe akşamı şehirde seslendirdiği ezgilerle kulaklara, vereceği mesajlarla ise kalplere hitap etmeye hazırlanıyor.
