Türkiye’de fenomenoloji çalışmalarının dünya çapında isimlerinden, felsefeci ve yazar Prof. Dr. Önay Sözer vefat etti. İstanbul ve Boğaziçi üniversitelerinde öğretim üyeliği yapan Sözer ardında, Hegel diyalektiği, ontoloji, sanat felsefesi ve psikanaliz çalışmalarının yanı sıra beş de roman bıraktı.
SALİHA SULTAN
Türkiye’deki fenomenoloji çalışmalarının öncü isimlerinden, felsefeci ve yazar Prof. Dr. Önay Sözer 86 yaşında vefat etti. İstanbul ve Boğaziçi üniversitelerinin öğretim üyelerinden olan Prof. Dr. Sözer, dünya çapında Hegel diyalektiği ve fenomenoloji, ontoloji gibi alanlardaki çalışmalarıyla tanınıyordu. Sanat felsefesi ve psikanaliz konularında da ürünleri bulunan, yazın yaşamına ‘a dergisi’ ile atılan Sözer, Öteki (1981, Yazko Roman Ödülü), Jacques Derrida ile Birlikte Pera Peras Poros (1999, deneme), İsis’in Düğümü (2004, roman), Sonradan Yaşamak (2009, roman), Piri Reis’in Kayıp Adası (2014, roman), Sanat ‘Görünendeki Görünmeyen’ (2019, deneme), Sarsılanlar (2020, roman), gibi pek çok eseri kültür hayatımıza kazandırmıştı. Kendi konularında, aralarında 29. Uluslararası Hegel Kongresi olmak üzere çeşitli uluslararası kongreler düzenleyen Sözer’in felsefe yazılarının çoğunda Almanca dilini kullanmıştı. Sözer’in adına hazırlanan Bir Arada adlı Festschrift’e (Armağan kitap) Giorgio Agamben, Bernard Waldenfels, Andreas Grosmann gibi dünya çapında felsefeciler katkıda bulundu. Sözer, çalışmalarını bir süredir eşi, felsefeci Gabriella Baptist ile birlikte yaşadığı Roma’da sürdürüyordu.
‘FENOMENOLOJİ ÇALIŞMALARI ÇINARINI YİTİRDİ’
Prof. Dr. Sözer’in vefat haberinin ardından felsefe dünyasından birçok isim sosyal medyada baş sağlığı mesajları yayınladı:
KAAN H. ÖKTEN: Prof. Dr. Önay Sözer hocamız vefat etmiş maalesef. Felsefeye yaptığı katkılarla, yetiştirdiği öğrencilerle, örnek kişiliğiyle düşünce dünyamızın önemli bir zirve noktası idi. Kaybımız çok büyük. Allah rahmet eylesin.
DİLER TARHAN: Prof. Dr. Önay Sözer hocayı kaybetmiş olmamızın derin üzüntüsü içindeyim. Türkiye’deki fenomenoloji çalışmaları açısından çok önemli bir çınarı yitirdik, çok üzgünüm. Türkiye’de Almanca anadilde Husserl çalışan birkaç kişiden biriydi. Işıklar içinde uyusun...
BETÜL ÇOTUKSÖKEN: Önay Sözer’in vefatını öğrenmiş bulunuyorum. Fenomenolojinin ve Hegel düşüncesinin ustasıydı. Önce öğrencisi (Fransızca Felsefe Metinleri, 1968) sonra meslektaşı olarak birçok karşılaşmalarımız oldu. Özellikle ‘Avrupa’nın Dönüşümü Sempozyumu’ (1994) unutulmazdır. Acımız büyük...
O. FARUK AKYOL: Öğrencisi olmaktan dolayı onur duyduğum, üç yıl aynı odayı paylaştığım, filozof-yazar, Hocamız Önay Sözer’in vefatını derin bir teessürle öğrendim. Güzel ülkem değeri ölçülemeyecek, yeri doldurulamayacak bir insanını daha kaybetti.
MAKALELERİNİ DÖRT DİLDE YAZDI
Önay Sözer, 1936’da İstanbul’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesinden sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk fakültesini bitirdi. 1961’de aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde asistan oldu. 1973’te doçent olan Sözer, 1992’den sonra üniversitenin Sistematik Felsefe ve Mantık Anabilim Dalında profesörlük yaptı. Çalışma hayatına daha sonra Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde devam etti ve aynı bölümden emekli oldu. Bir dönem, Almanya’da Husserl-Arşivinde (Köln) Ludwig Langrebe ve Hegel-Arşivinde (Bochum) Otto Pöggeler ile araştırmalarda bulundu. Türkçe, Almanca, Fransızca ve İngilizce olarak yazdığı bir çok makalenin yanında önemli uluslararası kollokyumlar düzenleyen Sözer, 1966 yılında Yeni Ufuklar dergisinde Ece Ayhan ile hayalî bir söyleşi gerçekleştirmişti. Bu söyleşinin yayımlanmasının ardından Ece Ayhan’la karşılaştığını ve şairin kurguya dayanan bu söyleşiden çok hoşlandığını belirtmişti.