Hüseyin Nihal Atsız’ın kült romanı ‘Bozkurtların Ölümü’nü F. Oğan Kandemiroğlu nefis bir çizgi roman yapmış. Ötüken Neşriyat’tan çıkan ilk albümde romanın birinci bölümünün ‘621 Yılında Bir Yaz Gecesi’, ‘Bağatur Şad’ ve ‘Kara Kağan’ hikâyeleri bulunuyor. İlk albümü iki defa okudum, merâkla da ikinci albümü bekliyorum.
Benden söylemesi: Bir porsiyon döner yiyeceğinize, onun yarı parasına ‘Bozkurtların Ölümü’nü alın, albümler tamamlandığındaysa kitaplığınızın harika bir koleksiyona kavuşacağından hiç şüpheniz olmasın.
TANER AY
Mahfillerden edebiyatçı arkadaşlarımın pek çoğunun aksine muhibbân-ı kütüp değil, muhtemelen mecânî-i kütüp veya cinnet-i kütüp sınıfından sayılırım. Hiç seçmem, elime ne geçerse okurum, yeter ki kitap olsun. Bol resimli ‘Fırıncının Kızı’ da, bütün modernist akımları bir güne tıkış tıkış dolduran ‘Ulysses’ de benim için kitaptır; bolâhenk Kemal Tahir’in veya rakı şişesinden çıkan Afif Yesari’nin yazdığı çakma ‘Mayk Hammer’ maceraları da, insanın içini güneşte üşüten John Cheever hikâyeleri de öyle. Hepsini aynı keyifle elime alırım, tamam bu doğru da, ne yalan söyleyeyim, çizgi romanların beni diğerlerinden sanki biraz daha fazla heyecanlandırdığını da hissediyorum.
Son günlerdeyse Ötüken Neşriyât’tan çıkan ‘Bozkurtların Ölümü’ beni çok sevindirdi. Hüseyin Nihal Atsız’ın kült romanını F. Oğan Kandemiroğlu nefis bir çizgi roman yapmış. İlk albümde romanın birinci bölümünün ‘621 Yılında Bir Yaz Gecesi’, ‘Bağatur Şad’ ve ‘Kara Kağan’ hikâyeleri bulunuyor. Sadece Kandemiroğlu’nu değil, Ertuğrul Alpay’ı, Göktürk Ömer Çakır’ı ve Ceyhun Durmaz’ı da tebrik ederim, harika iş çıkarmışlar. İlk albümü iki defa okudum, merâkla da ikinci albümü bekliyorum. Benden söylemesi: Bir porsiyon döner yiyeceğinize, onun yarı parasına ‘Bozkurtların Ölümü’nü alın, albümler tamamlandığındaysa kitaplığınızın harika bir koleksiyona kavuşacağından hiç şüpheniz olmasın.
Nihal Atsız’ın Maltepe’de 13 Nisan 1946’da tamamladığı bilinen Göktürk Kağanlığı tarihinden bir bölümü ve Kür Şad Destanı’nı anlattığı romanı 78 yıl sonra Kandemiroğlu’nun çizimleriyle hayat buldu.
SAĞIN ÖNEMLİ İSİMLERİNDEN GALİP ERDEM’E ADANAN BİR KİTAP
Bir önemli kitap da genç ve çalışkan kardeşim Ahmet Şahin’den geldi. ‘80 öncesindeki sağın önemli isimlerinden Galip Erdem’e adanan kitabı yine Ötüken Neşriyât’tan çıktı. Sağdaki vefa duygusu maalesef solda yok, her zaman Türk Solu’nun ‘80 sonrasındaki ilk marifetinin önündeki ‘Türk’ü atmak olduğunu söylemişimdir, bugün ‘sol’ denen cemaat artık büyük çoğunluğu Cihangir ve Kuzguncuk gibi semtlerde toplaşan vıcık vıcık bir ‘yapı’, asla ‘sol’ değil, kapitalizme ve bir takım vakıflara eklemlenmiş bir garabet. Ahmet Şahin yirmi altı yaşına ‘Mehter Dergisi’, ‘Geleneksel Türk Masalları’, ‘Türkçü Dergiler’, ‘İskân ve Göç’ ve ‘Cebel-i Bereket Vilâyeti’ gibi kitaplar sığdırdı. Onu çalışkanlığı ve vefa duygusu için takdir ediyorum, ‘Galip Erdem’ kitabını da dikkatle ve notlar alarak okuduğumu belirteyim.
İTTİHADÇILIK NİÇİN VE NASIL TARTIŞILMALI?
Timaş Yayınları’ndan, Hakan Boz’un editörlüğünde İttihadçılığın niçin ve nasıl tartışılması gerektiğine ilişkin ‘Bayrak, Kalpak, Revolver’ ve ‘Vatan, Namus, İttihad’ başlıklarını taşıyan iki cilt kitap çıktı. ‘Bayrak, Kalpak, Revolver’ içindeki Orhan Koloğlu’nun ‘II’nci Abdülhamid’in 32 Saltanat Yılı’nı, Erol Cihangir’in ‘Enver Paşa’yı Anlama Üzerine Bir Derkenar’ını ve Oğuz Yücel’in ‘İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin Son Evresi’ni, ‘Vatan, Namus, İttihad’ içindeyse Feroz Ahmad’ın ‘İttihad ve Terakki’nin Dış Politikası’nı, İlyas Kara’nın ‘İskân, Baskın ve Suikast’ını, Oğuzhan Murat Öztürk’ün ‘Dönem Hatıratları Işığında İttidah Terakki ve İttihadçılar’ını ve Nevzat Artuç’un ‘İttihadçıların İttihad-ı İslâm Siyâseti’ni çok önemli buldum.
Katıldığım yorumlardan fazla katılmadıklarım var, ama benim düşüncelerim bu iki cildin önemini ve değerini zedelemiyor, ayrınca terkibi için Hakan Boz’u hassaten kutluyorum. Kendisinden bu diziyi kısa sürede daha fazla ciltlerle zenginleştirmesini bekliyorum.
TAŞRADA ÇIKAN AMA TAŞRALI OLMAYAN BİR DERGİ
Doğu Batı dergisinin Yücel Kayıran’ın editörlüğündeki ‘Modern Türk Şiiri-IV’ ve ‘Şiirin Evrensel Politikaları’ sayılarını haftaya bırakıyorum. Bu hafta üç aylık şiir dergisi Maraşantiya’dan bahsetmek istiyorum. Genel yayın yönetmenliğini Fatma Hatun Esen’in yaptığı Maraşantiya’nın on birinci sayısı Şeref Bilsel söyleşisiyle çıktı. Maraşantiya bir ‘taşra dergisi’, ama bana hoş gelen özelliği doğduğum kasaba Bafra’da yayımlanması. Bu dergiyi ‘taşra’da çıkmasına karşın, taşralı olmamasıyla önemsiyorum. Tasarımıyla ve içeriğiyle hiç de bir İstanbul dergisinden farklı değil, bu nedenle Fatma Hatun’u kutluyorum. Fatma Hatun ismini yine bir Bafra dergisi olan Edebiyat Nöbeti’nden biliyorum. Benden Maraşantiya kadrosuna söylemesi, Bafra’dan Gerze’ye doğru otuz dört kilometre kadar gidin, eski ismi Gümenüz olan Yakakent’te Güven Turan’ın çocukluğunu ve gençliğini bulacaksınız...
29 KÜLTÜR İNSANININ PORTRESİ
Bu haftanın sürpriz kitaplarından biri Kartal Belediyesi’nden çıkan ‘Yolu Kartal’dan Geçenler’, Melih Yıldız’ın ve Atilla Alp Bölükbaşı’nın hazırladığı kitapta yirmi dokuz kültür insanının portreleri bulunuyor. Onların arasında, Tanbûrî Cemil Bey’in, Neyzen Tevfik’in, Mahmut Yesari’nin, Hikmet Şevki’nin ve Nâzım Hikmet’in bulunduğunu da belirteyim de, merâkınız kabarsın. Bu önemli ve değerli kitabın tek sıkıntısıysa ücretsiz olması, maalesef kitapçılarda bulunmuyor. Sanırım sadece Kartal Belediyesi’nin Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nden temin edilebiliyor. Bana sorarsanız, ‘Yolu Kartal’dan Geçenler’i hiç kaçırmayın derim, her aydının kitaplığında mutlaka bulunması gereken bir çalışma. Yıllardır bütün belediyelerin böyle kitaplar hazırlatması gerekiği kanısındayım, yanlış anımsamıyorsam daha evvel Küçükçekmece ve Üsküdar belediyeleri bu yönde adım atmışlardı, Turgay Anar’ın Fatih Belediyesi’nden çıkan ‘Fatih’in Edebiyat Durakları’nı da aynı kategorinin içine koyabiliriz, bir muhibbân-ı kütüp olan Zeytinburnu Belediyesi Başkanı Ömer Arısoy’un ise benzer bir düşünceye sâhip olduğunu kendisinden işitmiştim.