Nisan Erdem’in ikinci öykü kitabı ‘Rüyanın Oltasında’ Everest Yayınları’ndan çıktı. Okurların ‘Yedi Dağın Çiçeği’ ile tanıdığı Ramazan Ekici’nin ikinci romanı ‘Kış Geceleri ve Kuğular’ Uzam Yayınları etiketiyle rafta. Eylem Ata Güleç’in üçüncü öykü kitabı ‘Yanımda Kal’ Yapı Kredi Yayınları etiketiyle okurlarına sunuldu. Mine Durmuş’un Türkiye’nin gündeminden düşmeyen tarikatları ele aldığı ‘Meclis-i Meşayıh’ (II. Abdülhamid Devrinde Tarikatlar) çalışması Sufi Kitap’tan çıktı.
AŞKIN VE DÜŞÜNCENİN ŞEHRİNDE GÖRÜLEN DÜŞLER
Nisan Erdem’in ikinci öykü kitabı ‘Rüyanın Oltasında’ Everest Yayınları’ndan çıktı. Sait Faik’in “Düşünmek; yazı düşünmekten doğdu!” cümlesine selamla başlayan ‘Rüyanın Oltasında’, doğduğu için hayatın sözünden çıkamayacak olan ve hayata verdiği tek gerçek sözün ölüm olduğunun ayırdına varan anlatıcıların düşünceleriyle şekilleniyor. Ölümü duymanın soğukkanlı bilgisini sırtında taşıyan yazar, oltasında çırpınan balığı anlamak için rüyasında debeleniyor. Bakkala giderken Tanrı’yla karşılaşıyor.
Rüya gören bir ağacı kıskanıyor. Gılgamış’la ölüm üzerine sohbet ediyor. Kırmızı bir trafik lambasıyken beklemekten ve bekletmekten sıkılıyor. Muzu üç, pozu iki liraya satıyor. Rüyanın Oltasında; hikâyenin peşinden koşan âşıkları, yazının ortaya çıktığı yırtılmaları, suyun köpüğünde, yaz gecelerinin kokusunda, geçmişin karanfilinde, bir rüyanın içinde ve İstanbul’un yarısıyla anlatıyor.
ÖLÜMÜN KIYISINDA MODERN HAYATLA YÜZLEŞME
Okurların ‘Yedi Dağın Çiçeği’ ile tanıdığı Ramazan Ekici’nin ikinci romanı ‘Kış Geceleri ve Kuğular’ Uzam Yayınları etiketiyle rafta. Ekici, yeni romanında Paris’ten İstanbul’a dönen Hüseyin Burak’ın yaşadıkları üzerinden ölümü beklerken çocukluğunu ve gençliğini sorgulayan, modern hayatla yüzleşen bir insan hikayesi işliyor. Ekici romanında okurlarını bu kez niyetsiz yürünen bir yolun pişmanlığına, bazı günahların gölgesinde gelişen hikâyelerin başka hikâyeleri nasıl mayaladığına, toplumsal hafızanın derinliklerinde yeraltı ırmakları gibi dolaşan şiirin modern hayatın içinde kaybolan karakterlere dayanak ve sığınak oluşuna tanık ediyor. Sayfalarında kayısı bahçelerinde, İstanbul’da, Burgazada’da, Yassıada’da dolaşacağınız roman rüyalarla, kıskançlıklarla, konuşulmayanlarla bir yüzleşme.
ÖMÜR BOYU SÜREN BAĞLARIN KURDUĞU BİR SAKLAMBAÇ OYUNU
Eylem Ata Güleç’in üçüncü öykü kitabı ‘Yanımda Kal’ Yapı Kredi Yayınları etiketiyle okurlarına sunuldu. Güleç ‘Yanımda Kal’da, okuru etkisi ömür boyu süren bağların kurduğu bir saklambaç oyununa davet ediyor. Oyun, kendini dünyaya, yaralanmaya açanların uyumsuz bir ritimde tökezlemelerini, düşmelerini ve birbirlerine sarılarak yeniden kalkmalarını takip ediyor. Yazarın yazını bu kitapta duvar aralarından kısık gözlerle bakan kertenkelelerde, içine saklanılan aynalı dolaplarda, iğde ağaçlarının altında bulduklarıyla güçleniyor. Güleç son kitabını “Elinden şifalanan tüm kadınlar adına babaannem Ahiret Ana’nın anısına” ithafıyla okuruna emanet ediyor.
TÜRKİYE’NİN TARİKAT TARİHİ MASADA
Mine Durmuş’un Türkiye’nin gündeminden düşmeyen tarikatları ele aldığı ‘Meclis-i Meşayıh’ (II. Abdülhamid Devrinde Tarikatlar) çalışması Sufi Kitap’tan çıktı. Kitapta Osmanlı Devleti’nin tekkeleri nasıl kontrol altına aldığını ve denetlediğini inceleyen yazar, 1866’da tekkelerin idaresi için kurulan Meclis-i Meşayıh’ın (Şeyhler Meclisi) bütün süreçlerini anlatıyor. Hakkında çok az sayıda çalışma yapılan bu önemli konunun hatalarını düzelten ve eksiklerini tamamlayan Durmuş, sahih ve birincil kaynaklardan yararlanarak Osmanlı dönemindeki tarikatların faaliyetlerine, gelir kaynaklarına, şeyh atamalarına, ayinlerine, eğitimlerine, şeyh aileleri ve taşradaki tekkelere dair orijinal bilgiler ortaya koyuyor. Özellikle bugün başka ülkelerin sınırları içerisinde kalmış olan topraklarda faaliyet gösteren tekkelerin günlük işlerine dair birinci elden malumatın bulunduğu çalışma okura tarikat ve tasavvuf olgusunda yeni bir pencere açıyor.
