Yarıyıl tatilinde neler yapılmalı? Öğrenci ve veliler sömestr tatili için önerileri öğrenmek istiyor. Uzmanların 15 tatil yapılacaklar listesi konusundaki açıklamaları yarıyıl tatilinin yaklaşmasıyla en çok aranan konular arasına girdi. İşte uzmanlarından karne tatilinde öğrenciler neler yapmalı sorusuna yönelik önemli tavsiyeler.
Sömestr tatili yapılacaklar ve yapılmayacaklar konusu merak ediliyor. Öğrenci ve veliler için 15 tatil farklı anlamlar ifade etse de, uzmanlar öğrencilerle anne babasının ortak yapması gereken aktivitelere işaret ediyor. Peki yarıyıl tatilinde neler yapılmalı, dönem arasında ders çalışmak gerekir mi, sömestrda hangi aktiviteler yapılmalı gibi sorularının yanıtları neler? Uzmanlar aynı zamanda karne alan öğrencilere ebeveynlerin yaklaşımlarına dair de önemli uyarılarda bulundu.
SÖMESTRDA NELER YAPILMALI? KARNE TATİLİ AKTİVİTELERİ
Karnelerin alındığı şu günlerde öğrenci ve velilerin karne tatili aktiviteleri ön plana çıkıyor. Uzmanlar on beş tatil yapılacaklar listesine dair önemli açıklamaları oluyor. Milliyet gazetesinin sorularını yanıtlayan Uzman Klinik Psikolog Reyhan Algül, özellikle ebeveylere 15 tatil önerilerini şöyle sıraları;
- Ev işlerini askıya alın, birlikte oynayın
‘Oynamayı ben de bilirim ama ev işlerinden fırsat mı var?’ demeyin. O fırsatı yaratabilirsiniz, yaratın da. Mükemmel olma çabasında olmayın. Çalışan anne de olsanız her şeye dört dörtlük yetişme telaşından kurtulun. İster hafta içi ister hafta sonu ev işlerine odaklanmayın.
Oyunun, çocukların hem fiziksel hem zihinsel hem de ruhsal gelişimine faydası yapılan çalışmalarla ortaya konuluyor. Üstelik sizin için de faydalı olacaktır.
- Evde yarışlar düzenleyin
‘Evde, dört duvar arasında gün boyu ne yapabiliriz?’ diyorsanız, aslında birçok seçenek var. Üstelik çocuğunuzun zekasını ve becerilerini kullanabileceği etkinlikler. Örneğin sessiz film anlatma, tabu, jenga, satranç gibi oyunlarla evde mini yarışmalar düzenleyebilirsiniz.
Oyunlarınıza evdeki diğer aile üyelerini de katın. Beraber mutfakta bir şeyler pişirme ve akraba ziyaretleri gibi klasik yöntemler de önemli. Tabi birlikte kütüphanenizden seçeceğiniz ya da birlikte satın alacağınız bir kitapla okuma saati yapmanın yeri apayrı.
- Çocuklara yönelik atölye etkinliklerine götürün
Günümüzde artık neredeyse tüm sanat müzeleri, sanat platformları ve üniversiteler çocukların merak ve ilgi alanlarına yönelik atölye etkinlikleri yapıyorlar.
Bu atölye çalışmaları; bazen el becerilerini destekleyici, bazen merak artırıcı, bazen gözlem yapmaya teşvik edici olacak şekilde çok farklı konularda düzenleniyor. Ya ücretsiz ya da cüzi ücretlerle yapılıyor. Yaşına uygun aktivitelere katılmasını sağlayın. Çalışıyorsanız bunu hafta sonu da yapabilirsiniz.
- Haftada birkaç gün mutlaka dışarı çıkın
Hava soğuk da olsa haftada birkaç gün açık havada geçireceğiniz zaman dilimleri çok önemli. Soğuk havada dışarıda gözlem yapması, doğa olaylarını, havayı ve çevreyi gözlemlemesi çevresel zekasının gelişimini de destekliyor. Alışveriş merkezleri gibi kapalı alanlara hapsolmayın.
- Sevdiği arkadaşlarıyla buluşturun
Çocuğunuzun sevdiği arkadaşları ile biraraya gelmesini sağlayın. Yaramazlık yapsalar da onlar henüz çocuk ve bu birliktelikler sosyalleşmesi adına önemli. Üstelik bu sayede hem çocuğunuzun diğer çocuklarla ilişkilerini hem de onun sevdiği ama sizin çok da tanımadığınız arkadaşlarıyla ilişkilerini gözlemleyebilirsiniz. Çalışıyorsanız bunu hafta sonu yapabilirsiniz.
Arkadaşlarıyla katılacağı etkinlik organize edin
Bulunduğunuz şehirde daha önce görmediğiniz tarihi, turistik yerleri gezin. Yaşına uygun tiyatro, sinema ve gösterilere gidin. Hatta kimi zaman bu aktivitelere istediği arkadaşı ya da arkadaşlarının da gelmesi daha fazla keyif almasını sağlayabilir. Çıkışta izlediği şeyle ilgili yorum yapmasını teşvik edin. Kısa bir özetini anlattırıp fikrini sorarak heyecanına ortak olduğunuzu hissettirin.
Bırakın canı da sıkılsın!
Yanlış duymadınız. Bırakın bazen de canı sıkılsın! Sürekli çocuğu bir şeye yönlendirme telaşında olmayın, bir anlamda canı sıkılmasın diye didinip durmayın. Uzman Klinik Psikolog Reyhan Algül “Bazı aileler çocukların canının sıkılmaması gerektiğine inandıkları için hemen bir etkinlik bularak çocuğu oyalamaya, bir şeyler yapmaya çalışıyorlar.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki çocuğun canının sıkılması hiç de kötü bir şey değil; canı sıkılan çocukların hayal güçlerinin yanı sıra iç dünyalarına dönebildikleri için düşünme becerileri de daha fazla gelişiyor, kendilerini oyalayabilme becerileri artıyor. Yetişkinlik hayatına geçtiklerinde kendilerine daha yeterli bireyler oluyorlar.
Çocuğunuza can sıkıntısı için "Evet canın sıkılıyor ama bazen insanların canı sıkılır, bu kötü bir şey değil" diyerek durumu açıklayabilirsiniz. Tabi dozuna dikkat etmek şart! Canı sıkılsın diye hiçbir şey yapmamak da kesinlikle doğru değil.
Birlikte hayal kurun
Çocuğunuzla beraber gözlerinizi kapatıp hayal kurun ve sonra herkes hayalini anlatsın. Hatta bunu, hayalin bir kısımını siz, bir kısımınız çocuğunuz kuracak şekilde bir oyuna dönüştürün. Bu size de iyi gelecek; en son ne zaman gözünüzü kapatıp hayal kurdunuz ya da buna diğer aile üyelerini ortak ettiniz?
Hayal gücünüzü kullanın
Kendi hayal gücünüze güvenin. Çocukluğunuzda sizin keyif aldığınız oyunları ve etkinlikleri de çocuğunuza öğretebilirsiniz. Bu arada çocuğunuzun diğer aile üyeleri ile de zaman geçirmesini sağlayın.
Babası ile baş başa zaman geçirme imkanı varsa siz dahil olmayın, yönlendirme yapmayın.
Güler yüzlü ve şefkatli olun
Teknolojik aygıtları sınırlı zaman dilimlerinde kullandırın. Gergin ve sinirli davranmayın. Uzman Klinik Psikolog Reyhan Algül “Çocuğunuzun en büyük ihtiyacının sizin güler yüzünüz ve ona şefkatli yaklaşmanız olduğunu bilin. Onu sevdiğinizi dile getirin, hissettirin. Ona koyduğunuz kuralların nedenlerini anlayacağı şekilde sakin bir üslupla açıklayın” diyor.
KÖTÜ NOTLARDA AİLENİNDE ETKİSİ VARDIR
Çocukların sömestr tatilini verimli geçirebilmeleri için Uz. Psk. Özge Merve Türk, ebeveyenlerin bazı noktalara dikkat etmesi gerektiğine değinerek şu tavsiyelerde bulundu:
Kötü gelen notlar karşısında aile, bunu sadece çocuğunun başarısızlığı olarak algılamamalıdır. Çünkü aile içinde yaşanan problemler ve buna bağlı olarak anne-babanın sergilediği davranışlar, çocukların performanslarını etkileyebilir.
KARNE NOTLARI TATİLİ ETKİLEMEMELİ
Çoğu anne ve baba tatili, çocuğunun aldığı karne notlarına göre ayarlar. Fakat iyi notlara ödül, kötü notlara ceza yöntemi yanlıştır. Ödül ya da cezanın belirlenmesi karneye göre olmamalıdır.
NEDEN BAŞARISIZ OLDUĞUNU SORUN
Çocuk eve zayıf bir karne getirmişse onu azarlamak yerine başarısızlığın neyden kaynaklandığını bulmaya çalışın. Çocukların, okulda sorunlar yaşaması ve bunlarla başa çıkamadığını hissetmesi başarısının düşmesine neden olabilir. Tüm bu etkenlerin var olması çocuğun eğitimindeki başarısını olumsuz etkiler.
TEHDİT EDER GİBİ DAVRANMAYIN
Ebeveynlerin çocukları için aşırı beklenti içerisinde olması, sert bir şekilde azarlaması ve tehdit etmesi akademik performansını olumsuz etkiler. Böyle durumlarda onu cezalandırmak yerine daha başarılı olması için neler yapılabilir düşüncesiyle hareket edilmelidir.
Anne ve babaların sömestr tatili öncesinde dikkat etmesi gereken hususlar...
Zayıf notlar yüzünden çocuğunuzun kalbini kırmayın.
Ödül sözü verdiyseniz yerine getirin.
Çocuğunuzla birlikte sosyal etkinliklere katılın.
Tatili sürekli ders çalışarak geçirmesi için baskı kurmayın!
İyi gelen karneyi abartmadan ödüllendirin.
Başkalarının başarılarıyla kıyaslamayın.
Sportif ve sanatsal etkinlikler yapın.
BAKAN SELÇUK: TATİLDE ÖDEV BASKISI YAPMAYIN
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, çocuklara ara tatilde ders çalışmaları konusunda baskı yapılmaması gerektiğini belirterek, "Anne babalar, ara tatilde çocuklarına ödev yapmaları ya da ders çalışmaları için baskı kurarlarsa bilin ki yeni dönem başladığında çocuğun huzursuzluğu artacak ve verimi düşecektir." dedi.
Bakan Selçuk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, cuma günü başlayacak yarıyıl tatiline ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İki haftalık tatil sürecinin "eğitime ara vermek" şeklinde algılandığına ama bu dönemin eğitsel bir yanının bulunduğuna işaret eden Selçuk, tatilin, hiçbir şey yapılmayan bir dönem olmadığını vurguladı.
"Biz teneffüsleri bile eğitimin en yüksek veriminin alındığı bir süre ve süreç olarak görüyoruz." diyen Selçuk, çocukların teneffüs sürelerinde, aynı zamanda davranış, iletişim, problem çözme konusunda beceriler kazandığına dikkati çekti.
Selçuk, "Bundan dolayı tatil kavramını da aslında yeniden düşünmemizde yarar var. Tatil, çocuğun kendisini farklı açılardan beslediği ve duygusal dengesini biraz daha yükselttiği bir dönem olmalı. Karne meselesi de 'Aslında karne kimin?' sorusunu gündeme getiriyor. Karne sadece çocukların karnesi mi, öğretmenlerin, velilerin karnesi mi? Aslında bu hepimizin karnesi. Her ne kadar karnenin üzerinde çocuğun ismi yazıyorsa da hepimizin karnesi." ifadelerini kullandı.
Karnelerin sol ve sağ tarafı arasındaki ilişkiye de dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Selçuk, "Bir çocuğun başarılı ya da başarısız olduğu doğrudan doğruya karnenin sol tarafıyla ilişkilendiriliyorsa o zaman biz öğretimin peşindeyizdir. Ama çocuğun karnesinin sağ tarafındaki bazı davranışlar, özellikler de dikkate alınıyor ve çocuk bütünsel olarak değerlendiriliyorsa o zaman çocuğun bütünsel gelişimine hürmet ediyoruz, saygı gösteriyoruz demektir." diye konuştu.
"BAŞARIYI NOTA İNDİRGEDİĞİMİZDE ÇOCUKLAR EĞİTİMİN HİZASINI KAYBEDİYOR"
Bakan Selçuk, çocuklar açısından "başarı" kavramının da gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Annemin benim için kullandığı 'Allah muvaffak etsin' ifadesini çok seviyorum. Çünkü muvaffakiyet kelimesi etimolojik olarak içinde vakıf olmak, vukuf sahibi olmak, içselleştirmek, kalıcı olarak bir öğrenme değeri oluşturmak anlamına geliyor. Öğrendiğimiz bilgiler bize hayat yoldaşlığı yapıyorsa, işe yarıyorsa ve hayatla bağlantılıysa bir anlamı oluyor. Diğer türlü sınav sonuna kadar unutulmayan bilgi, kısıtlı bir başarıyı tanımlamaya başlıyor.
Bu anlamda başarılı ya da başarısızlık sadece karnedeki notlarla açıklanamaz. Bundan ziyade çocuğun arkadaşlık ilişkilerindeki, problem çözmedeki, sosyal, duygusal alandaki başarısı, öğrenmeden haz duyup duymadığı, yeni bir şey öğrendiğinde zevk alıp almadığı gibi konularla da ilgili. Başarı aslında bütün bunların toplamından oluşuyor. Bunu bir nota indirgediğimizde Türkiye gibi sınavın çok baskın olduğu ülkelerde çocuklar eğitimin hizasını kaybediyorlar ve eğitimin dengesi bozuluyor."
ÖNEMLİ OLAN ÇOCUĞUN TALEP ETTİĞİNİ ÖĞRENMESİ
Bakan Selçuk, ebeveynlerin, çocuklarının başarı ya da başarısızlığı konusunda sadece karneye bakarak yargıya varmaması gerektiğini vurguladı.
Tatilde ödev yapmanın, ders çalışmanın veya çalışmamanın çocuklar açısından bütünüyle bireysel bir faktör olduğunu anlatan Selçuk, "Bir çocuk, ödev yapmayı seviyorsa ara tatilde yapacaktır, kitap okumayı seviyorsa 'yapmayın' deseniz de okuyacaktır. Dönem içinde ödev yapmakta güçlük çeken çocuklarımız ara tatilde de yapmakta güçlük çekecektir." dedi.
Selçuk, tatil dönemlerinde, çocuğun kendi talep ettiği öğrenmelere yönelmesinin önemli olduğunu belirterek, "Önemli olan öğrenme hazzına hizmet edebilecek herhangi bir şeyi öğrenmesi. Bu konuda da aşırı bir baskıyla 'şunları oku' ya da 'şunları okuma' biçiminde yaklaşmak uygun değil. Çocuğun, merakını yeşertecek alanlarda, ilgisinin ve yeteneğinin buluştuğu konularda okumasında fayda var." diye konuştu.
Çocuğun ilgi duymadığı ama zorunlu olduğu bir konuda çalışmasının kalıcı değer oluşturmayacağını vurgulayan Selçuk, "Çocuk, yeteneğinin olduğu bir alanda ilgisi de varsa o zaman doruk noktada, çok üst seviyede bir öğrenme hazzı yaşayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
15 TATİL NE ZAMAN BAŞLAYACAK NE ZAMAN BİTECEK?
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan 2018-2019 iş takvimine göre, okullarda birinci eğitim ve öğretim dönemi 18 Ocak 2019 Cuma günü sona erecek. Bu tarihte karnelerine kavuşan öğrenciler, 3 Şubat 2019 Pazar gününe kadar sömestr tatilinde olacak.
İkinci dönem ise 4 Şubat 2019 Pazartesi günü başlayacak ve 14 Haziran 2019 Cuma günü son bulacak.